MUŞ (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Sadece içimizdeki hainlerle PKK, FETÖ, DEAŞ'a karşı değil dünyada oluşturulmaya çalışılan yeni bir zulüm düzenine karşı da safları sıklaştırıyoruz." dedi.

Bakan Soylu, AK Parti Muş 6. Olağan Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 21. yüzyılda önemli bir yolculuğa çıktıklarını, büyük bir milletin evladı olunduğunun bilinciyle hareket ettiklerini söyledi.

Sadece yol, fabrika, hastane yapmakla yetinmediklerini, gelecek nesillere rahat ve huzurlu bir ülke bırakmayı amaçladıklarını dile getiren Soylu, ülkemizin yarınlara daha emin adımlarla yürümesi için çalıştıklarını belirtti.

"Biz Müslüman'ız ve bu toprakların evlatlarıyız." diyen Soylu, sadece çevre coğrafyada değil dünya genelinde güçlü, zengin, özgür, hür olmak, medeniyeti yarına taşımak ve bütün dünyaya sözünü geçiren bir ülke olmak gerektiğini söyledi. Soylu "Biz anasını bilen, atasını bilen, geleneğini, göreneğini, Osmanlı'yı, Ertuğrul Gazi'yi, Selçuklu'yu bilen, ay yıldızlı bayrağı birliğimizin beraberliğimizin kardeşliğimizin ve hürriyetin timsali olarak bilen bir milletiz." diye konuştu.

Kongrede seçilecek ilçe başkanının büyük bir medeniyetin sorumluluğunu da taşıyacağını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yıllarca bize bir ilkokul şarkısını okuttular; 'Gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür' dediler. Bizi bununla biraz oyalamaya çalıştılar. 'Buraya gelmeseniz de olur' dediler. Hayır, biz bunu reddettik. Gitmediğimiz köy bizim köyümüz değildir, sıkmadığımız el bizim elimiz değildir. Yatmadığımız gönülde yerimiz yoktur. Bugün Muş'tayız. Baharı güzel, insanı güzel, toprağı bereketli olan Muş'tayız. Biz aynı zamanda Şırnak'tayız, Yüksekova'da, Van'da, Ağı'da, Varto'da, Kato'dayız ve buralarda olmaya devam edeceğiz. Kardeşlerimizle yan yana olmasak aramızda başkaları oluyor. Aramıza fitne sokmaya, bizi birbirimizden ayırmaya, devletimizi, milletimizi, kardeşliğimizi zayıflatmaya çalışıyorlar. Kavgayı, düşmanlığı, zulmü fısıldıyorlar. Onlar asla yatırımı konuşmuyor. Geleceği konuşmuyor."

- "Hamdolsun ki bu sınavı kaybetmedik"

Soylu, "Biz Anadolu'yuz Projesi" kapsamında Mardin'den Ankara'ya gelen öğrencileri ağırladıklarını, onlara medeniyetin emanet ettiği bütün güzellikleri, TBMM'yi, eski meclisi tanıttıklarını anlatanrak, heyecanlarını, sevgilerini gördüğü çocuklarla sohbet de ettiğini belirtti.

Çocukların doktor, mühendis, öğretmen, hemşire, pilot olmak istediklerini, gelecekle ilgili hayallerinin bulunduğunu kaydeden Soylu, şöyle konuştu:

"Bu salonda olmamızın bir ahdi, yemini var. Bu çocuklarımızı kendi ideallerinden, geleceklerinden ayırıp onları çatışmanın, savaşın, kargaşanın ortasına koyanlara karşı öyle bir iddia ortaya koyuyoruz ki, bu çocuklarımızı kendi iddialarıyla buluşturmaktır bizim temennimiz. O çocuklarımızı yarın idealleriyle bir araya getirebilmektir amacımız. Onun için bu salonlardayız. Biz sadece bir partinin yarınlara güçlü teşkilatlarla gitmesi için bu salonlarda bulunuyorsak bilmenizi istiyorum ki ziyandayız ve kayıptayız. Biz sadece bir siyasi parti değiliz, biz büyük bir medeniyetin temsilcisiyiz. Ertuğrul Gazi'nin, Osman Gazi'nin, Fatih Sultan Mehmet Han'ın temsilcileriyiz. Neyi ortaya koyduğumuzu biliyoruz. Biz onlara benzemeyiz. Biz, bize akıl veren Batı'ya benzemeyiz. Biz anne babamızı huzurevine gitsin de rahat oturalım diye onları ayda bir ziyaret eden bir milletin evlatları değiliz. Bayramları el öpmeyi hem milletimizin, hem geleneğimizin hem örfümüzün emri olarak biliriz. Biz mezarlarımızı, tarihimizi, geçmişimizi, komşularımızı başka biliriz. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi paraların hesabını yaparlarsa yapsınlar. 3,5 milyon Suriyeliyle bizi bir sınava tabi tuttular. Dediler ki 'Bu Türkler, Kürtler buradaki insanlar geçmişlerini unuttular mı unutmadılar mı?' Hamdolsun ki bu sınavı kaybetmedik."

"Birileri yatırım konuşmuyorlar, daha güzel okullar yollar yapalım demiyor. Çocuklar daha güzel parklarda oynasın, gençlerimiz fabrikalarda modern ofislerde üretim yapsın demiyorlar. Onlar silahtan, çatışmadan, yakıp yıkmaktan, barikattan, hendekten bahsediyorlar." ifadesini kullanan Soylu, bütün siyasetini, bütün mücadelesini devletle milletin arasını açmak üzerine kuranlara karşı, camilerde imamların "safları sıklaştırın" diye seslendiği gibi, safları sıklaştırdıklarını söyledi.

- "Biz Anadolu'yuz" projesi

Muş'taki 400 çocuğu "Biz Anadoluyuz" projesi kapsamında Muğla ve Aydın'a gönderdiklerini belirten Soylu, çocukların gittikleri yerleri gezerek ülkenin zenginliğini, kardeşliğini, gücünü, bu medeniyetin aslında büyük bir medeniyet olduğunu görme imkanı bulacaklarını vurguladı.

Bu anlayışla, böyle bir yaklaşımla yeni Türkiye'yi, Türkiye'nin geleceğini inşa etmeye çalıştıklarını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"Sadece içimizdeki hainlerle PKK, FETÖ, DEAŞ'a karşı değil dünyada oluşturulmaya çalışılan yeni bir zulüm düzenine karşı da safları sıklaştırıyoruz. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sınırları cetvellerle çizdiler. Tutmadığını hep birlikte gördük. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da bir birlik oluşturdular. Görünüyor ki o da çatırdıyor. Şimdi Ortadoğu'daki mazlumlar üzerinde hesaplar yaparak kurtulmaya çalışıyorlar. Kimse kusura bakmasın, dünya bir avuç seçilmişin yapboz tahtası değildir. New York'ta, Berlin'de, Viyana'da yaşayan insan ne kadar insansa Kerkük'te, Musul'da, Halep'te Filistin'de yaşayan insanda onun kadar insandır. Yaşam hakları eşittir. Tarih kitaplarımız saydığım yerlerle doludur. Halep'le, Şam'la Kerkük'le, Musul'la doludur. Bize tarihimizi unutturmak isteyenler bunu başaramadılar. Çanakkele şehitliğimiz bu saydığım yerlerden gelen gencecik evlatlarımızın isimleriyle doludur. Demek ki burada atılan her adımın bizimle ilgisi vardır."

- "Dertleri Müslüman coğrafyasını diz çökertmektir"

Soylu, Türkiye'nin gerek insan hakları gerekse siyaset ve etik açıdan olması gereken yerde durduğunu ve birilerinin kafa karışıklığını hayretle izlediğini söyleyerek, ABD'de büyük bir kafa karışıklığının yaşandığını, bir yandan teröre karşı mesajlar verirken, diğer yandan terör örgütlerine kamyon kamyon silah gönderildiğine dikkati çekti.

"Terörist başının posterlerinin açıldığı yerde elemanları çalışıyor. Sonra çark ediyorlar. Bir yandan 'müttefikiz' diyorlar öte yandan güney sınırımıza terör koridoru oluşturmak isteyenlere yardım ediyorlar." diyen Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"DEAŞ'la savaşıyorlarmış. Hangi DEAŞ? DEAŞ'ı kim icat etti? O topraklara neden getirildi? Bizi aldatmaya, uyutmaya çalışmayın. Sizin derdinizin ne olduğunu biliyoruz. Bu coğrafyayı huzursuzluk içine koymak. Bir taraftan Taliban, El Kaide, DEAŞ. Bir taraftan Irak'ı, Suriye'yi, Yemen'i karıştır, diğer taraftan 'Türkiye'yi nasıl karıştırabilirim' diye elli türlü tezgahın içinde ol. Dertleri Müslüman coğrafyasına diz çökertmektir."

Müslümanlar, bir beraber olamaz, bir mücadele ortaya koyamaz yönünde bir algı yaratılmaya çalışıldığına işaret eden Soylu şunları kaydetti:

"Bu Batı- Doğu kavgasını hala canlı tutan, bu kavgayı devam ettirmeye çalışan aciz insanlar bugün etrafımızdaki coğrafyayı kan gölüne döndürmek istiyorlar. Biz bunu görüyoruz ve sorumluluklarımızı ortaya koyuyoruz. Fakat şaşıran onlar. 'Türkiye nasıl Cerablus'ta olur, Türkiye Katar'la ilgili mesele çıktığında nasıl meseleye el koyar, Türkiye eskiden böyle değildi.' Otur dendiğinde oturan, senini çıkarma dendiğinde sesini çıkarmayan, elini ayaklarının arasına koy dendiğinde elini ayaklarının arasına koyan bir Türkiye vardı. Bugün ABD'nin de Avrupa'nın da Batı'nın da tahammül edemediği çizgi bu çizgidir. Kardeş insanların diyarından onlara bir kez daha sesleniyorum, yanlış yoldasınız."

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bakanlığının 680 hizmeti olduğunu belirterek, "Bu hizmetin her birisini sadeleştirmek ve vatandaşımızı bürokrasinin altında ezdirmemek için bir çalışma yapıyoruz. Çok yakın zamanda çalışmayı tamamlayacağız. Devlet dairelerinin daha canlı işleyebilmesi için çalışmaları hep birlikte gerçekleştireceğiz." dedi.

Soylu, katıldığı AK Parti Muş 6. Olağan Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık kendi insansız hava aracını, helikopterini, tankını silahını ürettiğini belirterek, "İstediğimiz gibi manipüle ederiz." diyenlere karşı ayakta duran bir Türkiye'nin olduğunu söyledi.

"Bölgede küresel terörle mücadele etmek istediniz de biz elimizi uzatmadık mı?" diye soran Soylu, Türkiye'nin Suriye ve Irak meselesinde yapılması gerekenlerle ilgili en başında ne söylemişse doğru olduğunu, gelişmelerin de bunu teyit ettiğini belirtti.

- "Avrupa'nın kendine bir yol çizmesini bekliyoruz"

Ortada bir kafa karışıklığı bulunduğunu, devletler dururken eşkıya sürüleriyle muhatap olunmasının yanlış bir politika olduğunu dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, dünyaya daha fazla huzursuzluk, daha fazla cinayet, daha fazla çözümsüzlük sunan politikadır. Avrupa'nın kafa karışıklığını hep birlikte görüyoruz. Diyorlar ki 'Türkiye Avrupa'dan kopuyor.' Hayır kopmuyoruz ancak onların kendi ilkelerinden kopmasını ibretle takip ediyor ve izliyoruz. Avrupa'nın kendine bir yol çizmesini bekliyoruz. İngiltere Avrupa'dan ayrılma kararı aldı. İnsan haklarının merkezi olduğunu iddia ettikleri Avrupa Birliği içinde seçimlerde kim aday olsa ırkçı ve faşist söylemlere sığınıyor ve oyunu arttırıyor. Göçmenlere karşı tavırları malum. 80 milyonluk Türkiye 500 milyonluk Avrupa'dan kat kat fazla mülteci barındırıyor."

- "İsterseniz Türkiye'ye gelen kaçak göçmenlerin yolunu açalım"

Avrupa'nın imzaladığı anlaşmaların gereklerini yerine getirmediğini, bütün müktesabatı yerine getiren Türkiye'nin Avrupa'nın kapısında bekletildiğini belirten Soylu, "Geçen AB temsilcileri geldi. Onlara söyledim. İsterseniz, eğer çok arzu ediyorsanız Türkiye'ye gelen özellikle kaçak göçmenlerin yolunu açalım da aklınız bir yılda başınıza gelsin. Bakın 9 bin 800 kaçak göçmen geliyor Türkiye'ye dedim." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin verdiği sözleri yerine getirmesine karşın Avrupa'nın sözünde durmadığına işaret eden Soylu, şöyle devam etti:

"Bir taraftan insanlık büyük zulüm yaşarken, sivil toplum örgütleri içine sızdırdıkları ajanlar marifetiyle etrafımızdaki coğrafyayı şekillendirmeye çalışıyorlar. Bir kısmını kapattık. Burada insanlık adına bir şey gerçekleştireceklerse başımızın üzerine ama coğrafyanın karmaşıklığından fırsat elde ederek ajanlaştırma faaliyetleriyle coğrafyada başka bir iş yapabilir miyiz anlayışında olacaklarsa hiç çekinmeden gereğini yerine getiririz. Öyle Afrin'e, Cerablus'a, Azez'e bir bağ kurup oradaki Suriyelilere yardım etmek istiyoruz diye bu coğrafyada birtakım hain oyunların içerisine girmelerine müsaade etmeyeceğimizi, Türkiye'nin bu konuda çok kararlı olduğunu kendilerine söyledik. Söylemeye ve gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz."

Soylu, şimdi de müzakerelerin kesilmesinin tartışıldığını anımsatarak, "Terör ve insan hakları konusunda vaaz veriyorlar. Buradan AB'ye söylemek istiyorum. Türkiye ile ilgili verecekleri her karar aslında kendi bakışlarının, gelecek sınavlarının ve imtihanlarının kararıdır. Biz bu işten vazeçmedik. Bizden kaçan teröristlere oturma hakkı veriyorlar, iade taleplerini reddediyorlar. Başında kral olan ülke bizim cumhurbaşkanlığı hükümet modeline 'Demokratik değil' diyor." ifadelerini kullandı.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonda 5 teröristin etkisiz hale getirdiğini bildiren Soylu, Türkiye'nin bu kararlı tutumundan vazgeçmeyeceğini vurguladı.

- "Laboratuvarlarında uyuşturucu imal ediyorlar, hedef ülkelere dağıtıyorlar"

Garip bir Avrupa ile karşı karşıya olduklarını dile getiren Soylu, "Laboratuvarlarında uyuşturucu imal ediyorlar hedef ülkelere dağıtıyorlar. Rotasını şaşırmış, ilkelerini menfatlerini yoğunlaştıramayan bir Avrupa modelini Türkiye hayretle izlemektedir." dedi.

Soylu, Avrupalıların bu konuyu hiç gündeme getirmediğini, uyuşturucuyla mücadelede samimi bir çaba harcamadığını ifade etti.

- "Devlet dairelerinin daha canlı işleyebilmesi için çalışmaları hep birlikte gerçekleştireceğiz"

Türkiye'de de kafa karışıklığı yaşayanların olduğuna işaret eden Soylu, bir tarafta devlet sırlarını açığa çıkaran milletvekilleri için yollara düşen CHP'nin, diğer tarafta kimseye hayrı olmayan, belediyeleri milletin değil terör örgütün hizmetine verdiği için kaybeden DBP'nin bulunduğunu söyledi. Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz hafta Mecliste nüfus kanunu çıkardık. İçinde birçok anlamlı maddeler var. Bugüne kadar sıkıntısını çok çektiğimiz, mahkemelere gitmek zorunda olduğumuz, isimdeki bir harf hatası için günlerce mahkemelere gittiğimiz onun için 'Gerek yok böyle kalsın' dediğimiz, bir taraftan kadınlarımızın, insanlarımızın, vatandaşın geçmişte karşılaştığı sıkıntıları ortadan kaldıran bir yasa. Hem bürokrasiyi azaltan. Artık kendi bilgisayarımızdan rahat şekilde ikametgah alacağız. Devlet dairesine gittiğimizde şunu bunu getir denmeyecek. Vatandaşlarımızı bir taraftan bir tarafa koşturmayacaklar.

İçişleri Bakanlığının 680 hizmeti var. Bu hizmetin her birisini sadeleştirmek ve vatandaşımızı bürokrasinin altında ezdirmemek için bir çalışma yapıyoruz. Çok yakın zamanda çalışmayı tamamlayacağız. Devlet dairelerinin daha canlı işleyebilmesi için çalışmaları hep birlikte gerçekleştireceğiz."

- "Kanunda yazmayan şeyleri anlattılar"

Soylu, müftülere nikah kıyma yetkisi veren düzenlemeye ilişkin de şunları kaydetti:

"Müftülüre nikah kıyma yetkisi verdik. Kıyameti kopardılar. Aman ne yapıyorsunuz laikliğe karşı. Aman milleti birbirinden ayıracaksınız. Arkadaş, belediye başkanı, belediye başkanının yetki verdiği memur, istediğin zaman nüfus idaresi, köyün muhtarı, dış temsilciliklerimiz, gemide kaptan, havada pilot kıyıyor mu? Bütün bunların nikah kıyma yetkileri var. Şimdi bir devlet memurunu daha buna ilave ediyoruz. Müftülükler de nikah kıyma yetkisine sahip olacaklar. Kanunda yazmayan şeyleri bir korkuluk unsuru olarak insanlara anlatmaya çalıştılar. Zaten bunların kaybettiği nokta burada. Kendilerine bağlı ideolojik kadın derneklerini harekete geçirdiler. Onlara, Mecliste 'Benim anlamadığım bir şey var. Nikah kadın erkek arasında kıyılıyor. Burada kadını geriye çıkaran, kadının haklarını ortadan kaldıran ne var anlatın ben de bileyim' dedim."

Yasanın küçük yaştaki evliliklerin önünü açacağı yönündeki iddialara değinen Soylu, "Biz resmi nikahların genişlemesini istiyoruz, tam tersine küçük yaştaki evliliklerin önünün kapatılmasını isteyen bir adım atmaya çalışıyoruz. Yıllarca bu tip bir siyaset anlayışıyla bir şekilde hem milletten hem de gerçeklerden koptular. Şimdi müftülerimiz de belediye başkanlarımız da nikah kıyabilecekler." diye konuştu.

CHP, HDP'nin bu konudaki tavrını eleştiren, yasayı destekleyen MHP'ye teşekkür eden Soylu, AK Parti'nin 80 milyonu kucaklayan, tüm vatandaşları eşit sayan, hizmet götürmeye çalışan bir anlayışı benimsediğini dile getirdi. Soylu, "Bu milletin diniyle, değerleriyle bir türlü barışamıyorlar. Bizim yaptığımız iş vatandaşlarımıza raha fazla seçenek sunmaktır. Bunu hazmedemiyorlar. Onların siyasi anlayışları tercih sunmak üzerine değil mahkum etmek üzerine kurgulanmıştır." ifadesini kullandı.

Soylu, Türkiye'nin eski siyaset anlayışını geride bıraktığını, 2023, 2053, 2071 hedeflerinden söz ederken devletin kurumlarına güvenmeyen bir akılla, her şeyi kısıtlayan bir siyasetle yol almalarının mümkün olmadığını kaydetti.

Belediyeleri terör örgütüne peşkeş çekilmiş siyaset kafasından kurtardıklarını ifade eden Soylu, artık çok güzel hizmetlerin ortaya konulduğunu dile getirdi. Soylu, karanlık zihniyetin kendilerine kaybettirdiği zamanı kısa zamanda telafi etmeleri gerektiğini, Varto'daki, Malazgirt'teki, Bulanık'taki çocukların artık yeni parklarda oynamalarının zamanının geldiğini vurguladı.

- "Tam tersi oldu"

Soylu, 15 yıl içinde, 15 Temmuz'daki F-16'larla, tanklarla yapılan da dahil olmak üzere her türlü darbe girişimine, iç karışıklık girişimine, ekonomik operasyonlara maruz kaldıklarına işaret ederek, birbirinden farklı terör örgütlerinin saldırılarıyla ülkenin rotasından çıkarılmasının hedeflendiğini ancak Türkiye'nin bunlarla mücadelesinden hiç sapmadığını söyledi.

15 Temmuz'da ülkeyi ele geçirmek isteyenlerin eğer bu gerçekleşmezse en azından ekonomiyi ve istikrarı alt üst etmeyi umduklarını belirten Soylu, ekonominin büyümeye devam ettiğini söyledi.

"Türkiye'yi karıştırırsak turist gitmez." diye hesap yapanların istediğinin tam tersi olduğunu dile getiren Soylu, şöyle konuştu:

"Tam tersi oldu. Sadece Antalya, Muğla otelleri dolmadı, Van İranlılarla doldu, Mardin, Diyarbakır otelleri yüzde 90 doldu, ülkenin her yerine insan geldi. Bu ülkeyi anlamıyorlar. Bir fiske vurunca ülkeyi yere sereceklerini sanıyorlar. Bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bilmiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, 15 Temmuz'un arkasında kimin olduğunu bilmiyor muyuz? 15 Temmuz'un arkasında kim varsa Suriye'yi, Irak'ı karıştıran da etrafımızdaki coğrafyada ayrımçılık yapmak isteyenler de onlardır. Çoluk çocuğumuzun kursağından geçen helal lokmayı kendilerine almak istiyorlar. Her yüz liranın 70 lirasının faiz olarak alındığı ülkeye geri getirmek istiyorlar. Buna izin vermiyoruz. Bunu da tankla topla tüfekle değil demokrasiyle oyla, sandıkla yapıyoruz."

Soylu, tarihin en önemli döneminde olunduğunu, bunun sadece bir siyasi parti meselesi şeklinde değerlendirilemeyeceğini kaydetti.

- Avcı ilçe başkanlığına seçildi

Kongrede, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım ile AK Parti Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş'ın kutlama mesajları okundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz, AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve partililerin katıldığı kongrede AK Parti Muş Merkez İlçe Başkanlığına İbrahim Avcı seçildi.