İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Güvenlik Yönetiminin Dönüşümünde İhtiyaç Duyulan İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesi Çalıştayı"nda, özellikle 15 Temmuz'dan sonra, güvenlik alanındaki pek çok meselede olduğu gibi kolluk birimleriyle ilgili de ciddi adımlar atıldığını, bu noktada belirli bir politika takip edildiğini söyledi.

Politikalarının; yüksek ahlaklı, yüksek teknik ve teknoloji kapasiteli, iyi eğitimli, olay ve tehdit sayısına göre optimum düzeyde belirlenmiş sayıda ve mutlaka görevde uzmanlaşmayı önceleyen bir anlayışla oluşturulan bir kolluk personeli yapısına ulaşmak olduğunu belirten Soylu, bu personel yapısıyla 15 Temmuz sonrasında tepkisel değil ilkesel bir güvenlik yönetimi ortaya koymayı amaçladıklarını ifade etti.

Soylu, "Bir yandan PKK, FETÖ, DEAŞ, aşırı sol terör örgütlerinin oluşturduğu tehditleri eşzamanlı olarak bertaraf etmeye çalışırken, bir yandan da trafik güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz. Bir yandan uyuşturucuyla mücadele ediyoruz, diğer yandan şehirlerdeki asayişi takip ediyoruz. Bir yandan siber suçlarla yüksek seviyede bir mücadele içerisindeyiz, öte yandan denizde ve karada göçmen kaçakçılığı ile uğraşıyoruz." diye konuştu.

Süleyman Soylu, 15 Temmuz sonrası hem personel alımlarına hem de bu personelin eğitimine, uzmanlıklarına göre farklılaşmasına ağırlık verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Emniyet teşkilatından 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasında sadece KHK yoluyla ihraç edilenlerin sayısı yaklaşık 33 bindir. Gerçekleştirdiğimiz alımlarla bu gerilemeyi kapattık ve artıya geçtik. Şu an emniyet hizmetleri sınıfında görev yapan personel sayımız 306 bin kişidir. Bu önemli bir rakam. 

Personel noktasında bahsettiğim ilkeler ışığında attığımız önemli bir adım da çarşı ve mahalle bekçileri adımımız oldu. Tehdidin çeşitlenmesi karşısında kolluğun çeşitlenmesi anlayışımızın bir yansımasıdır. Yani çarşı ve mahallede asayişin sağlanması için ayrı bir birim kullanma yoluna gittik. Bu noktada bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, bir süredir işlerliğini kaybetmiş olan bekçilik müessesesini yeniden ihya ettik. 2016'dan itibaren yeni alımlar yaptık ve bugüne kadar ülke genelinde 19 bin 600 bekçiyi göreve başlattık. Eski dönemden kalanlarla halen bekçi sayımız 21 bin 300'dür. 8 bin 242 arkadaşımızın da alım süreci devam etmektedir. Bu sayede 30 bine yaklaşmış olacağız."

"8 ay itibarıyla günlük ortalama evden hırsızlık 176'ya düştü"

Bekçilik uygulamasının, asayiş rakamlarında hızlı ve keskin bir etkisini gördüklerini anlatan Soylu, Türkiye'de evden hırsızlık günlük ortalamasının 2016'da 240 olduğuna işaret etti.

Evden hırsızlık olaylarına ilişkin bu yılın rakamlarını açıklayan Bakan Soylu, "Bu yılın 8 ayı itibarıyla günlük ortalama evden hırsızlık 176'ya düşmüştür. Büyükşehirlerimiz bazında bakınca aynı periyotta daha keskin düşüşler görüyoruz. Günlük evden hırsızlık ortalamasında İstanbul'da yüzde 38, Ankara'da yüzde 79, İzmir'de ise yüzde 56 oranında azalış söz konusudur." ifadelerini kullandı.

"Jandarmada profesyonelleşme oranında da artış yaşandı"

Soylu, 15 Temmuz'dan sonra jandarmada sayının yanı sıra profesyonelleşme oranında da artış yaşandığını söyledi.

Jandarmada, 2016 sonu itibarıyla yüzde 57 profesyonelleşme oranına ulaşıldığını belirten Soylu, bugün profesyonelleşme oranının yüzde 82, 2021 yılı için profesyonelleşme hedefinin yüzde 84, personel sayısındaki hedeflerinin ise 163 bin 220 olduğunu kaydetti.

Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığında yüzde 97,5 olan profesyonelleşme oranının yıl sonu itibarıyla terhis olacak erlerle yüzde 100 olmasını beklediklerini anlattı.

"Siber güvenlik alanına ciddi yatırım yaptık"

FETÖ'nün en büyük ihanet alanlarından birisinin siber güvenlik alanı olduğuna işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımızın 2017 başında merkez ve 67 ilde toplam bin 100 personelimiz vardı. Bu alana ciddi bir yatırım yaptık. Hem ekipman hem nitelikli personel alımlarımız oldu. Bugün 79 il ve merkez personelimizle beraber toplam 2 bin 500 personelimiz var. Her birinin yetkinliği çok üst noktada. 15 Temmuz'dan bugüne kadar toplam ele geçen 2 milyon 59 bin dijital materyalin 1 milyon 797 bini incelenmiş durumdadır. FETÖ meselesi ve davaları ilk başladığında bize '400 bin materyal var elimizde bunu bitirin FETÖ'nün bütün davalarını çözmüş olacağız' dediler. Ancak takdir edersiniz ki birbiri içerisine girmiş bir Matruşka'dan böyle bir şey çıkması da çok doğaldır, bundan sonrası da çıkması doğaldır."

Çocuk istismarından ödeme sistemi dolandırıcılıklarına kadar pek çok başlıkta sıkı takiplerinin olduğunu, özellikle yasa dışı bahisle ilgili son zamanlarda ciddi adımların atıldığını vurgulayan Soylu, "Sadece 14-20 Eylül tarihlerinde Siber Dairemiz tarafından çeşitli suçlardan 9 ilde 13 ayrı operasyon gerçekleştirilmiş, 33 gözaltı, 91 yakalama, 28 adli kontrol ve 28 tutuklama gerçekleştirilmiştir." dedi.

"Herkesin içeride terörün bitirilmesine odaklanması lazım"

Orta Doğu'da istikrara, içeride de terörün bitirilmesine odaklanılması gerektiğini ifade eden Soylu, dün Siirt'te 7 teröristin etkisiz hale getirildiğine, Herekol'daki çok büyük cephaneliklerinin de imha edildiğine dikkati çekti.

Bir yıl takip edilen 7-8 kişilik grubun bir aksaklıkla kaybedildiğini söyleyen Soylu, şunları söyledi:

"Ondan sonra arkadaşlarımız inat ettiler, yarısını yakalayıverdiler. Bugün sabah Şırnak'ta 9 terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar azımsanacak rakamlar değildir. Sadece teröristin mevcudiyetini sınırlarımız içerisinde düşürmüyor, başka bir iş daha yapıyor. Devletin gücünü, kudretini, kabiliyetini, hukuku, kanunu, demokrasiyi ve anayasayı ortaya koyuyor. Aynı zamanda onların hareket kabiliyetlerinin bizim topraklarda olamayacağını sadece onlara değil bütün dünyaya anlatmaya çalışıyoruz."

"Bizim Orta Doğu'da ne işimiz var." gibi yaklaşımların, baştan savma ve popülist ifadeler olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Ne bilimsel ne kültürel ne de güvenlik stratejisi anlamında bu ifadelerin herhangi bir tutarlılığı yoktur ve tepeden tırnağa yanlış bir ifadedir. Başkaları 9 bin kilometre öteden gelecek Amerika, oralarda bir şeyler yapmaya çalışırken bize sırtımızı dönme aklını verenler, beni bağışlayın akıldan yoksundurlar. Bunun akılla, mantıkla, siyasetle, izah edilecek bir tarafı söz konusu değildir. Oraların huzura kavuşması demek, içeride ve sınırımızın yanında PKK/YPG ve DEAŞ varlığının bitmesi demek, Türkiye'nin gelişmesini ve kalkınmasını katlaması demektir. Biz meseleye böyle bakıyoruz. Bunun için yoğun bir mesai ortaya koyuyoruz ve bu noktada kamuoyu desteğine de inanıyoruz."

Jandarma ve polis arasında, özellikle kolluk noktasında önemli bir iş birliğini gerçekleştireceklerine işaret eden Soylu, "Türkiye'nin çok ihtiyacı olan, hem insan kaynağı hem de özellikle giderler açısından çok ciddi tasarruf sağlayacağımız bir iş birliğinde çalışıyoruz." ifadesini kullandı.