Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığının her geçen gün daha da endişe verici boyutlara ulaştığı, bunun çözüm bulunması gereken bir mesele haline geldiği vurgulandı. İbadet özgürlüğünün ve ibadet yerlerinin kutsallığının korunmasının devletlerin sorumluluğunda olduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Özellikle yerel emniyet makamlarına intikal eden saldırıların faillerinin adalet karşısına çıkarılması gerekmektedir. Camilerin güvenliğinin tam anlamıyla sağlanması, gelecekte daha vahim olaylar yaşanmasının önüne geçecektir. Bu tür saldırılar sadece Müslümanları hedef almamakta, insanlığın tümü için ortak tehdit oluşturmaktadır. Nefret ve tahammülsüzlük adeta bütün dünyayı tehdit eden bir virüse dönüşmüştür. Bu virüsü tamamen temizlemek için ise uluslararası toplumun birlikte çalışması gerekmektedir. Bu çerçevede, ülkemiz önderliğinde Birleşmiş Milletler'e sunulan 'Din veya inanca dayalı terörizm ve diğer şiddet eylemleriyle mücadele' başlıklı kararın 2 Nisan 2019 tarihinde Genel Kurul’da kabul edilmesi önemli bir adım olmuştur. Bu kararın tüm üye ülkelerce uygulanması sorunun çözümüne ciddi katkı sağlayacaktır. Türkiye bu yöndeki uluslararası çabalara liderlik etmeye devam edecektir."