Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye'nin tutumu gayet nettir. Biz tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz. Bu, ümmetin davasıdır." dedi.

Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in, Filistin halkının tepkilerine rağmen İsrail'le ilişkilerini normalleştirmesi ve Türkiye'nin tutumunun ne olacağına ilişkin soruya Çavuşoğlu, "Türkiye'nin tutumu gayet nettir. Biz tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz. Bu, ümmetin davasıdır." diye konuştu.

Bu sorunun çözümüyle ilgili parametrelerin Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Barış İnisiyatifinde olduğuna işaret eden Bakan Çavuşoğlu, her ülkenin bir diğeriyle ilişkilerini düzeltme hakkına sahip olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, "Burada vurguladığımız nokta şu. Siz bir ülkeyle ilişkileri düzeltmek için Filistin’e bedel ödetirseniz, Filistin davasını ve ümmetin davasını satarsanız ve orada işgal ile diğer politikaları desteklerseniz, buna karşı oluruz." vurgusunda bulundu.

"Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz"
Söz konusu ülkelerin, Filistin’in menfaatlerinin hilafına adım atması halinde Türkiye’nin buna karşı olacağını vurgulayan Çavuşoğlu, “Biz Filistin davasını bundan sonra da gerek İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde gerek diğer platformlarda savunmaya devam edeceğiz." ifadesine yer verdi.

Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin de İsrail’in atacağı adımlara bağlı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye’nin kategorik olarak Yahudi-Musevi düşmanı bir ülke olmadığının altını çizdi.

Çavuşoğlu, "Ancak Filistin üzerinde ve kutsal davamız konusunda İsrail’in attığı adımlara, illegal işgallere karşıyız. Kudüs’ün statüsünü aşındıran adımlarına karşıyız. Bunlara göz yummamızı kimse beklemesin. Biz hakkı, hakkaniyeti, doğruyu savunuyoruz." dedi.

İsrail'in bu politikalardan vazgeçmesi halinde ilişkilerin tekrar normalleşebileceğine işaret eden Çavuşoğlu, "İşgali kim yapıyor? İsrail yapıyor. Zulmü kim yapıyor? İsrail yapıyor. Tüm dünyanın önünde yapıyor. Eleştiren bir tek ben değilim." ifadelerini kullandı.

İsrail’le ticaretin gelişmesine yöneltilen eleştirilere yönelik ise Çavuşoğlu, "İnsanlar arasındaki ticareti yasaklarsak olmaz. İki işi birbirine karıştırmayalım." dedi.

Çavuşoğlu, Türk ürünlerinin Suudi Arabistan’a girişinin engellenip engellenmediğine yönelik bir soruya ise bu konuda bazı duyumlar aldıklarını söyledi.

Suudi yetkililerin iddiaları reddettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Olacak mı olmayacak mı ekimde göreceğiz. Bu Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları ve uluslararası ticaret kurallarına aykırı. İkili düzeyde tabii ki çözmeye çalışırız ama çözülmezse başka adımlar atmak zorunda kalırız. Biz bu dönemde hiçbir zaman Suudi Arabistan karşıtlığı yapmadık. Kaşıkçı cinayetinden sonra tutumumuz belli. Devlet ve halkla ilgili değil, konu cinayeti işleyenlerle ilgili ve adalete teslim edilmeleriyle alakalı bir konu. Başka bir meselemiz yok." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin, İslam dünyasının en güçlü ülkeleri olarak ümmetin beklentilerini karşılama konusunda birlikte çalışması gerektiğini ifade etti.

"Mali ile de Batı Afrika'daki diğer ülkeler gibi çok özel ilişkilerimiz var"
"Mali'nin geçiş sürecinde siz de ülkeyi ziyaret ettiniz. Darbecilerle görüştüğünüz şeklinde eleştiriler yöneltenler oldu. Türkiye bu Afrika ülkesinde ne hedefliyor?" sorusuna Çavuşoğlu, "Türkiye olarak biz her zaman ilkesel olarak darbelerin karşısında olduk. Darbelere karşıyız." yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, Mali'de darbe olduğunda yaptıkları açıklamalarla darbeyi eleştirdiklerini belirterek "Bizde de geçmişte darbeler oldu. 15 Temmuz'da da millet olarak da darbeye nasıl karşı olduğumuzu gösterdik. Sonuçta hiçbir darbeyi desteklemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Afrika ülkeleri ile "çok iyi" ilişkilerinin olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Afrika Birliği (AfB) ile ilişkilerimiz stratejik düzeyde. 5 bölgesel örgüt var, ECOWAS dahil, çok iyi iş birliğimiz var. Sahel grubuna destek veriyoruz terörle mücadelede. Birçok ülkenin güvenlik kapasitesini artırıyoruz ki terörle mücadele etsin. Somali'den bölgeye kadar. Ekonomik ilişkilerimiz keza öyle. Ama sömürgeci anlayışla gitmiyoruz. Kazan-kazan anlayışıyla. İş insanlarımız oralarda yatırım yapıyorlar. Biz de teşvik ediyoruz. Birçok önemli projeyi artık Türk firmaları üstlenmeye başladı. Çünkü iş kalitesi ortada. Kısa sürede bu projeleri tamamlıyorlar. Bu ülkenin itibarı bakımından da önemli. Mali ile de Batı Afrika'daki diğer ülkeler gibi çok özel ilişkilerimiz var. Ama bu ülkenin topraklarının üçte ikisi şu anda teröristler tarafından kontrol ediliyor. Hiç kimse bunu konuşmuyor."

Çavuşoğlu, Mali'deki darbenin ardından tekrar anayasal düzenin tesis edilmesi konusunda çabalar olduğunu belirterek, başta Cezayir olmak üzere diğer ülkelerden bu ülkeyi ziyaret edenler olduğunu söyledi.

Türkiye'nin de buraya ziyarette bulunduğunu aktaran Çavuşoğlu, "Bir an önce bu geçiş sürecine başlaması ve geçiş sürecinin de kısa olması konusunda Türkiye'den destek talepleri oldu. Biz de gittik görüşmelerimizi yaptık." ifadesini kullandı. 

Çavuşoğlu, bu görüşmelerde, kısa süre içinde sivillerden oluşan geçiş sürecinin başlaması ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), Afrika Birliği ve BM ile iş birliği içinde olmaları gerektiğini vurguladıklarını belirterek "Bu çabalarda da Türkiye'nin kendilerini destekleyeceğini ve kısa sürede anayasal düzen yeniden tesis edilmezse yeniden karşı karşıya kalabilecekleri sorunları anlattık." değerlendirmesini yaptı.

"Afrika ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerimize çok önem veriyoruz"
Bu görüşmelerden önce de ECOWAS, Afrika Birliği ve BM'nin oradaki temsilcileriyle görüştüklerini kaydeden Çavuşoğlu, bu örgütlerin ve bölge ülkelerinin, Türkiye'nin bu çabalarından dolayı teşekkür ettiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Mali'deki geçiş hükümetinin başbakanının eski dışişleri bakanı olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:

"Aynı şekilde cumhurbaşkanı yine bir sivil. Bu şekilde ülke kısa süre içinde sivil demokrasiye geçmiş olacak. Aynı zamanda bu ülkenin gerçekten terörle mücadelesinde bizlere ihtiyacı var. Kapasitesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Biz zaten buraya, BM Sahel Grubu'na polis gücü dahil destek de veriyoruz. Aynı şekilde ikili düzeyde Türkiye'de askerlerin eğitimi dahil çok çeşitli destekler de veriyoruz. İleriki aşamalarda da kendilerine bu tür desteklerimizi devam ettireceğimizi söyledik. Mali gibi ülkeler bölgenin istikrarı bakımından önemli. Afrika için önemli. Biz de Afrika ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerimize çok önem veriyoruz. Türkiye tüm bu yaklaşımları sebebiyle de sevilen, sayılan bir ülke. Yaptığımızda bir çelişki ya da yanlışlık görmüyorum. Son derece olumlu adımlar attık."