ANTALYA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Terör örgütü ile mücadelemizden rahatsız olduysan onu da açık söyle. Mert ol. İki yüzlü olma. Dürüst ol. Hem terör örgütüne silah vereceksin hem de verdiğin kısımdakiler ayaklanacak, ondan sonra Türkiye'ye de 'Aman efendim sivillerden endişe ediyoruz da fazla uzamasın da'. Ne fazla uzamasın kardeşim? Bittiği yere kadar gideceğiz. Tükendiği yere kadar gideceğiz ve onları tükettikten, temizledikten sonra da oraları gerçek sahiplerine teslim edeceğiz, yani Suriyelilere teslim edeceğiz" dedi.

Antalya'ya gelen Çavuşoğlu, Kepez Belediyesince Kütükçü Mahallesi'ne yapılan şefkat ve huzurevinin açılış töreninde konuştu.

Bir taraftan devlet bir taraftan da yerel yönetimler olarak yaşlılara sahip çıktıklarını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin 15 yıldır izlediği sosyal politikalarının dünyaca örnek gösterildiğine dikkati çekti.

Çavuşoğlu, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışı ile Türkiye'ye hizmet ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde millete hizmetkarlık ettiklerini belirten Çavuşoğlu, devletin hiç kimseyi çaresiz bırakmamak, yalnız bırakmamak için her türlü tedbirleri aldığını vurguladı.

Milletin her şeyin en iyisini hak ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Bu millet belediyecilik anlamında da hizmetin en iyisini hak ediyor. Kepez'de görev yapan Hakan Tütüncü, göreve geldiği günden bu yana belediyecilik nedir hepimize gösteriyor. Bana göre Türkiye'nin en başarılı belediye başkanlarından bir tanesi. Belediyecilik sadece yol yapmak, su getirmek değil. Belediyecilik insana dokunmaktır." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olarak hedeflerinin başlarında olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Ulaşmamız gereken büyük hedefler var. Ulaşmamız gereken Kızılelma var. Bir de bu hedeflere giderken önümüzdeki engeller var. O hedeflere ulaşmak için çok çalışacağız. O engelleri, zincirleri kırmak için de dimdik ayakta, güçlü duracağız. Çünkü ilerledikçe, büyüdükçe bizi durdurmak isteyen, ayağımıza pranga vurmak isteyen, önümüze set kurmak, duvar örmek isteyenin sayısı çoğalıyor. 15 yıldır tüm engelleri aşa aşa Türkiye'yi bu noktaya getirdik. Bundan sonra da karşımıza çıkan engel ne olursa olsun o engelleri yıkarak Türkiye Cumhuriyeti'ni hedeflerine ulaştıracağız."

- "Çukurlarına gömünceye kadar"

Terör örgütlerinin her türlüsüyle sonuna kadar mücadele edeceklerine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Hem de bitirinceye kadar. İnlerine, çukurlarına gömünceye kadar. O dağlarda inler yapmışlar, kat kat yapmışlar. O inlerin hepsini başlarına yıkıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tabiriyle tepelerine iniyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin istikrarına göz dikenin gözünü oyacağımızı söyledik. Cumhurbaşkanımız 'Bir gece ansızın gelebiliriz.' dedi. Bu gecenin yani illa akşam yani gün batımıyla ilgisi yok. Bunun anlamı şudur; 'Her an her yerde bize karşı olanın tepesine ineriz.' demektir. İçeride-dışarıda fark etmez. Şimdi de Afrin'de hain PYD/PKK terör örgütünün yuvalarını başlarını yıkıyoruz. Çünkü oradan bize tehdit geliyor. Çünkü bize oradan saldırı geliyor." dedi.

- "Irak'ın da Suriye'nin de sınır bütünlüğünü destekliyoruz"

Çavuşoğlu, bu saldırının Türkiye ve Türk milletini hedef aldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bizim de buna karşı yaptığımız müdahale, meşru müdafaa hakkımızdır. Uluslararası hukuktan doğan hakkımızdır. Birleşmiş Milletler (BM) şartından doğan hakkımızdır. BM Güvenlik Konseyi kararlarında çok açık ve net bir şekilde bir ülkenin hangi tehdide karşı nasıl mücadele yapacağı içeride ve dışarıda da belirtilmiştir. Çünkü biz hukuk devletiyiz. Bu teröristlerin amacı hukuku çiğnemek, ülkeleri bölmektir. Bizim Suriye'nin toprağında bir gözümüz yok. Irak'ın da Suriye'nin de sınır bütünlüğünü, birliğini, beraberliğini destekliyoruz, ama Irak'ta da Suriye'de de bize yönelik terör örgütü varsa gideriz, o terör örgütünün tepesine ineriz. Yaptığımız budur. Kahraman Mehmetçikimiz, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte YPG'lileri, PKK'lıları Afrin'de de yerle bir ediyor. Tıpkı Fırat Kalkanı Operasyonu'nda Cerablus'tan El Bab'a kadar 2 bin kilometrekarede DAEŞ'i yok ettiğimiz gibi. Çünkü bizim için DAEŞ de FETÖ de YPG/PKK da bir. Hepsi aynıdır. İdeolojisi farklı olabilir, hepsi terör örgütüdür, hepsinin de amacı yakmak, yıkmaktır."

Fırat Kalkanı Operasyonu bölgesinde insanların huzur içinde yaşadığı gibi Afrin'de de Mehmetçik'i gören kadınların, gençlerin, amcaların sevindiği gibi oraları terk etmek zorunda kalan insanların da geri dönerek huzur bulacağını ifade eden Çavuşoğlu, "Türkiye'den Fırat Kalkanı Bölgesi'ne 100 bine yakın insan döndü. Suriye içinden de 150 bin insan döndü. Türkiye'de 350 bine yakın Suriyeli Kürt kardeşimiz yaşıyor. Bu hain terör örgütü YPG/PKK, Amerika'nın da desteği ile Suriye topraklarının yüzde 25'inden fazlasını kontrol ediyor. Neden bir tane Suriyeli Kürt kardeşimiz bu topraklara dönmedi? Bunu sormuyorlar. Bu müdahale zamanında bize ders vermeye kalkıyorlar. Esasen hiç kimse çıkıp da bizim PKK/YPG terör örgütüne karşı mücadelemize laf edemiyor. PKK'yı savunan partiler, milletvekilleri var Avrupa'da. Onlar zaten ideolojiden dolayı PKK'yı terör örgütü olarak da görmüyor o partiler ve milletvekilleri." diye konuştu.

- "Hangi hakla insani konuları hatırlatıyorsun?"

"Neymiş efendim sivillerden endişe ediyormuş. Bir yerden endişe belirtecek ya, bir bahane bulacak. İnsani konulardan dolayı endişe ediyorlarmış. İnsani konularda, siviller konusunda, göçmen konusunda dünyada daha hassas bir ülke var mı? Türk milletinden daha hassas, insani bir millet var mı?" diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"3,5 milyon Suriyeliyi, Iraklıyı ülkemizde misafir ediyoruz. Hiçbir zaman 'Öf, yeter artık.' demedik. Bu kadar masraf ederken, Türkiye'ye ne kadar katkı sağladınız da insani konuları Türkiye'ye hatırlatmaya kalkıyorsunuz. Biz kaç tane şehrimizden geçtiğimiz yıllardan PKK terör örgütünü temizledik. Şimdi o kardeşlerimize evlerini yapıyoruz. Ne zaman sivillere yönelik biz hassasiyetimizi yitirdik de bize bunu hatırlatmaya kalkıyorsunuz? Üstelik kim hatırlatıyor? Irak'ta, -Irak'ı işgal ettikten daha sonra- çıkan fotoğrafları, videoları gördük. O insanları böyle soyunup, üstündeki elbiseleri çıkarıp da işkence edenleri de gördük biz. Sen hangi hakla bana insani konuları, sivilleri hatırlatırsın? Sivillere yaptığınız işkenceleri tarih de yazıyor, biliyor, biz de biliyoruz. Senin Afrika'da, birçok ülkede o insanlara yaptığınız zulmü tarih de yazdı, ben de biliyorum. Sen hangi hakla bana sivil konularını, insani konuları hatırlatıyorsun?"

- "Biz sizin ikiyüzlülüğünüzü çok iyi biliriz"

Bugün dünyanın her yerinde Müslümanlara zulmedildiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, "Myanmar'da, başka yerde Müslümanlara zulmederken susuyorsun da terör örgütüne yaptığımız bir müdahaleden doğrudan rahatsızlığını belirtmiyorsun ama insani konularda, sivil konularda Türkiye'ye ders vermeye kalkıyorsun. Biz sizin ikiyüzlülüğünü çok iyi biliriz. Geçmişinizi de çok iyi biliriz. İnsani yardımlarda dünyada birinci sırada olmuş bir ülkeye kimse ders veremez. Söyleyeceğiniz bir laf varsa açıkça söyleyin bize. Terör örgütü ile mücadelemizden rahatsız olduysan onu da açık söyle. Mert ol. İki yüzlü olma. Dürüst ol. Hem terör örgütüne silah vereceksin hem de verdiğin kısımdakiler ayaklanacak, ondan sonra Türkiye'ye de 'Aman efendim sivillerden endişe ediyoruz da fazla uzamasın da'. Ne fazla uzamasın kardeşim? Bittiği yere kadar gideceğiz. Tükendiği yere kadar gideceğiz ve onları tükettikten, temizledikten sonra da oraları gerçek sahiplerine teslim edeceğiz yani Suriyelilere teslim edeceğiz." diye konuştu.

Hedefin sadece teröristler olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Sen terör örgütü için bir ülkeyi işgal et. Terör bahanesiyle başka bir ülkeye gir. İstediğin ülkeyi istediğin silahla vur. Benim yanı başımda, sınırımda terör beni hedef alıyor, camimi hedef alıyor, vatandaşlarımı hedef alıyor. Ben o terör örgütüne karşı müdahale etmeyeceğim ya da dikkatli olacağım. Evet ben dikkatliyim. Hedefim sadece teröristtir. Evet ben hepinizden daha insaniyim. Sivilleri hepinizden daha fazla düşünüyorum, ama yanı başımızdaki terör örgütünü biz bitinceye kadar, temizleyinceye kadar sürdüreceğiz. 'Efendim sınırlı olsun'. Ne sınırlı olsun? Operasyon mu sınırlı olsun?"

Bazılarının siyasi çözümden bahsettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Terör örgütüyle ne siyasi çözüm bulacaksın? Kiminle oturup konuşacaksın? Diplomasiymiş, kiminle diplomasi yapacaksınız? Biz diplomasinin en iyisini biliriz, yapıyoruz. Uyarı yapmadık mı? Ağababalarını da uyardık. Onlara da söyledik. Uyarıdan kimse ders almazsa, dinlemezse olacağı buydu. Ha senin sınırlı olun derken kastın Afrin ile sınırlı kalın, Afrin'in dışına girmeyin derseniz o da bizim için geçersizdir. Terör tehdit nereden gelirse ister Afrin'den, isterse Sincar'dan, Kandil'den, Münbiç, Fırat'ın doğusundan gelsin, nereden gelirse gelsin terör örgütüne müdahale eder, onu yok ederiz. O tehdidi yok etmek bizim görevimizdir. Hem mücadele edeceğiz hem de diplomasiyi yürüteceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye ile dost olmak isteyenle dost oluruz"

Türkiye ile dost olmak isteyen herkesle dost olacaklarını anlatan Çavuşoğlu, "Önce Türkiye'ye saygı duymayı herkes öğrenecek. Türkiye'ye karşı nasıl yaklaşacaklarını öğrenecekler. Öğrenmeye başladılar. Türkiye tehditten, baskıdan, şantajdan korkan bir ülke değil. 15 Temmuz hain darbe girişiminin, bize karşı çıkartılan engellerin esasen bir faydası oldu. Hani 'Her şerde bir hayır vardır.' diyoruz ya. Esasen büyük bir millet tekrar uyandı. Türk milleti uyandı, güveni tekrar geri geldi. Ne kadar büyük bir millet olduğumuzu hatırladık. Dünyada yaşanan olaylar bir kez daha bize bir şeyi gösterdi. Tüm mazlumların dünyada gözü Türkiye'de. Tüm ümmetin umudu Türkiye Cumhuriyeti'dir. O nedenle bu bilinçle çok daha güçlü olmamız, çalışmamız lazım. Türkiye'ye karşı dostane yaklaşan herkesle dost oluyoruz. İlişkilerini geliştirmek isteyen herkesle ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Şimdi Gabriel (Almanya Dışişleri Bakanı) ile samimi bir diyalog oluşturduk. Adımlar atıyoruz. Sorunları çözüyoruz. Dün Avusturya Dışişleri Bakanı sayın Kneissl İstanbul'a geldi. Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istediğini söyledi. Ben de 'Avusturya ya da başka bir ülkeyle sorunumuz yok. Biz Hristiyan düşmanı, Avrupa düşmanı değiliz' dedik. Biz yaratılanı Yaradan'dan dolayı seviyoruz. Düzeltmek isterseniz biz düzeltiriz. Adımlar atıyoruz. Başka ülkelerle de öyle. Bazı ülkelere de şunu söylüyoruz. Başta ABD olmak üzere. Artık belli konularda adım atmak için kaybolan güveni tazelememiz lazım. Güvensizlik var. Bu güvensizliğin nedeni ben değilim. Kimseye yanlış yapmıyoruz, verdiğimiz sözün arkasındayız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kılıçdaroğlu neredeyse 'Amerika haklı' demeye getiriyor"

"Dünyada seven de sevmeyen de şunu söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söyledi mi doğruyu söyler, Recep Tayyip Erdoğan söz verdi mi sözünü tutar." diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Tüm dünya bunu kabul ediyor da bu son görüşmeyle ilgili açıklamalardan sonra Kılıçdaroğlu ne diyor? Neredeyse 'Amerika haklı' demeye getiriyor. Milletin birliğin, beraberliğin tesis edildiği zamanda bile operasyonda, destek verilen ortamda bile şu milli ruhu bozacak davranışlardan kaçın. Bakıyoruz son günlerde attığımız adımlardan da çok rahatsız. İlişkileri geliştirmemizden de çok rahatsız. Afrin Zeytin Dalı Operasyonu'nda da dünyanın da böyle tam tepki koyamamasından da rahatsız. Bu konuda yürüttüğümüz diplomasinden de rahatsız. Yani Türkiye'nin yararına olan her şeyden rahatsız olan bir ana muhalefet partisi ve onun genel başkanı var. Ne diyelim? Bizim için iyi gerçi. Bize lazım da. 'Allah ıslah etsin.' diyor vatandaşın birisi. Ben söyleyecektim aynısını. Diyecek başka bir şey yok. 'Allah başımızdan eksik etmesin.' diyeceğim ama. Anladınız siz onu, ne demek istediğimi. Bu kadar huzursuz oldu. Bu partinin içinde DHKP-C'liler var. DHKP-C ve PKK bugün beraber. İdeolojileri de var. Bu partinin içinde PKK sempatizanı olanlar da var. Bunu söyleyince kızıyorlar, bağırıyorlar. Tekrar söylüyorum. Benim hakkımda dava aç. Ön seçimde kimlerin de nasıl girdiğini biliyoruz. Bir partinin iç işlerine karışmıyoruz, ama bir partinin içine DHKP-C'li giriyorsa o zaman Türkiye'nin güvenlik meselesi haline geliyor. Ama vatandaşımız, milletimiz her şeyi görüyor. O nedenle bizim çok daha fazla çalışmamız lazım."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin bekası için ne gerekiyorsa onu yapacaklarını sözlerine ekledi.

Vali Münir Karaloğlu da şefkat ve huzurevinin Antalya'nın yaşam kalitesini yükselteceğini belirtti. 15 yıldır sağlık hizmetlerinde kalitenin arttığını anlatan Karaloğlu, "Türkiye'de ortalama yaşam süresi yükseldi. Ortalama ömür uzadıkça yaşlılara ilişkin sosyal tesislere ihtiyaç oluyor. Hükumet ve yerel belediyeler yaşlıların ihtiyaçlarını gidermek için çok önemli yatırımlar yapıyor." diye konuştu.

AK Parti Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç ise, Kepez'in Antalya'nın parlayan yıldızı olduğunu söyledi. Belediyeciliğin sadece altyapı çalışmaları olmadığına işaret eden Enç, belediyelerin sosyal yapıları da hayata geçirdiğini kaydetti. Enç, sosyal yardımların vicdanı sorumlulukları olduğunu dile getirdi.

Açılışa Çavuşoğlu, AK Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Atay Uslu, İbrahim Aydın ve Hüseyin Samani ile Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de katıldı.