Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bazı yazar çizerler, özellikle bizim bu operasyonlarımızı 'Kürtlere karşı yapılmış operasyonlar' olarak ilan edip hedeften saptırma gayreti içine giriyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, bizim Kürt vatandaşlarımızla bir sorunumuz yoktur ve olay Kürt koridoru meselesi de değildir. Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet ve Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Törenine katıldı. 

Erdoğan, Ankara Sanayi Odasının bir gelenek haline getirdiği törende katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ödül alan 54 şirketi ve yöneticilerini tebrik etti.

Ankara'nın sadece idari bir başkent olmadığının altını çizen Erdoğan, kentin aynı zamanda sanayinin ve ticaretin merkez şehirlerinden biri haline geldiğini söyledi.

- "Ankara, sanayi, ticarette iddia sahibi bir şehir"

Dünyada Ankara gibi sonradan başkent ilan edilmiş şehirlerin, genellikle sadece bürokratik kuruluşlardan ve onların destek unsurlarından ibaret olduğunu anımsatan Erdoğan, Ankara'nın ise sanayide, ticarette, tarımda, eğitimde, kültür ve sanatta iddia sahibi bir şehir olduğunu ispat ettiğini kaydetti.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara ili sınırları içinde faaliyet gösteren 13 organize sanayi bölgesinin üretimin her alanında Türkiye'ye ve dünyaya hizmet verdiğini belirterek, bunlardan üçünün Ankara Sanayi Odası tarafından kurulduğunu söyledi. 

Ankara'nın öne çıkan sanayi kuruluşlarına bakıldığında, savunma sanayi, otomotiv ve enerji şirketlerinin dikkati çektiğini dile getiren Erdoğan, "Ankara, geleceğin sektörleri olan bu alanlarda iyi bir damar yakalamış durumda. Hele hele savunma sanayi noktasında. Önümüzdeki dönemde bu potansiyeli daha da geliştirerek, Ankara'nın sanayi ve ticaretin de başkenti olma vasfını güçlendireceğinize inanıyorum. Başkent sanayimizin bugünlere gelmesinde emeği, katkısı, alın teri olan herkesi saygıyla, kaybettiklerimizi de rahmetle yad ediyorum." dedi. 

- "Yakın tarihin en büyük mücadelesi"

Türkiye'nin bir istikrar ve istikbal davası olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu davada hudutlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse, ekonomimizin güçlenmesi, gelişmesi de o derece ehemmiyete sahiptir. Çünkü güçlü bir ekonomik zemine oturmayan özgürlük mücadelelerinin kalıcı zaferlere ulaşma imkanı da yoktur." diye konuştu.

Erdoğan, bugün kahraman güvenlik güçlerinin sınırların içinde ve dışında yakın tarihin en büyük mücadelelerinden birini yürüttüğünü belirterek, bir yandan bölücü terör örgütüyle diğer yandan FETÖ ihanet çetesiyle, irili ufaklı daha pek çok terör oluşumuyla mücadelenin devam ettiğini söyledi. 

- "Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir"

Türkiye sınırları boyunca oluşturulmak istenen, milli birliği ve toprak bütünlüğünü tehdit eden terör koridoruna ilk hançeri Fırat Kalkanı Harekatı'yla vurduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bazı yazar çizerler, özellikle bizim bu operasyonlarımızı 'Kürtlere karşı yapılmış operasyonlar' olarak ilan edip hedeften saptırma gayreti içine giriyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, bizim Kürt vatandaşlarımızla bir sorunumuz yoktur ve olay Kürt koridoru meselesi de değildir. Olay terör koridorunu bizim yok etme meselesidir. Böyle bir anlayışı, böyle bir yazıyı yazan da eğer kalkıp gerçekten bu ülkede az çok mürekkep yalamış, hele hele askerin içinde de görev almış birileri olursa bu bizi ciddi manada üzer. Dolayısıyla Kürt koridoru nedir, terör koridoru nedir, bunu ben burada anlatacak değilim. Bunu kendilerinin anlaması lazım.

Şu anda Suriye'nin kuzeyinde bize karşı yönelmiş kaç yıldır devam eden tacizler var. İşte bugün Hatay'da enerji santralimizin olduğu yere attıkları havanla bir şehidimiz var. Tabii ki böyle bir mücadele içinde şehidimiz de gazilerimiz de olacak. Bu karşılıksız da kalmayacak. Bunun bedelini çok çok ağır ödüyorlar, ödeyecekler. Ama biz bu yoldan geri duramayız. Bu konudaki kararlılığımız ortadadır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrin hallolacaktır" dediklerini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Afrin'den geri adım atmak yok. Biz bunu Rus dostlarımızla da konuştuk, mutabakatımız var. Diğer koalisyon güçleriyle de konuştuk. Amerika'yla da konuştuk. Ama biz Amerika'yı bir şeye ikna edemedik. Neydi o? Biz kendilerine dedik ki 'Siz DEAŞ terör örgütü ile mücadeleyi niçin bir terör örgütüyle yapıyorsunuz? Niçin PYD, YPG, PKK gibi terör örgütüyle yapıyorsunuz? Gelin bunu stratejik ortağınız olan Türkiye'yle beraber yapın. Beraber yapalım, biz buna varız. Onları bir kenara koyalım, terörü güçlendirmeyelim.' Dediler ki 'bizim generallerimiz bize, Türkiye'nin bu işe tahsis ettiği ekip veya ordu yeterli değil.' Dedim ki, 'Bakın yanlış söylüyorsunuz, sizin generalleriniz size yanlış söylüyor.'" 

- "Siz yolunuza, biz yolumuza"

Bunları ikili görüşmede de heyetler arası görüşmede de ABD Başkanı Donald Trump'a söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat dinlemediler. 'Siz bilirsiniz.' dedik. Siz yolunuza, biz yolumuza." dedi.

Amerika'nın bu bölgeye zırhlı taşıyıcılardan mühimmata varıncaya kadar 5 bin tır silah getirdiğine dikkati çeken Erdoğan, bütün bunların terör örgütlerine dağıtıldığını dile getirdi.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Suriye'nin kuzeyinde Amerika'nın 20 üssü olduğunu ifade ederek, bunları Türk halkının bilmesi gerektiğini söyledi. 

Kimsenin "Bizim haberimiz yoktu, bilmiyorduk" deme lüksünün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Şu anda 2 bin kadar kargo uçağıyla ayrıca bu bölgeye silah taşımıştır. Bütün bunlar söylendiği zaman bir de bize maalesef doğru konuşmuyorlar. Bunların hepsini biz biliyoruz. Bize bu noktada hiç olmazsa dürüst davranın. Şu ana kadar, bu dürüstlüğü göremedik. Biz de Rusya'yla yaptığımız görüşme çerçevesinde şu anda yolumuza devam ediyoruz. Afrin'de Mehmetimiz, Mehmetçiğimiz görevini ifa ediyor, ifa etmeye de devam edecek." diye konuştu.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Ne zaman iş biterse, bizim orada durmaya da zaten merakımız yok, çekilmesini biliriz. Bunun için de birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz yok." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet ve Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Törenine katıldı. 

Burada yaptığı konuşmada dünyaya seslenen Erdoğan, "Tüm dünyaya, milletin evinden ilan ediyorum. Ülkemizin, hiç kimsenin bir karış toprağında gözü yoktur, olmamıştır." dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bu operasyonlardaki temel amacının, milli güvenliğinin yanında Suriye'nin toprak bütünlüğü ile Suriye halkının can ve mal emniyetine de katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.

Herkesin gözü önünde Suriye topraklarının bir kısmı üzerinde, bölgede, bölge halklarının tarihi, kültürel ve sosyolojik gerçekleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yapının inşa edilmeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, bu yapı Türkiye için ne kadar büyük tehditse, Suriye, Irak, İran ve hatta tüm bölge için de aynı derecede hayati bir tehdit olduğuna işaret etti.

Erdoğan, Türkiye'de şu anda 3,5 milyon Suriyelinin bulunduğunu anımsatarak, "Biz diyoruz ki kuzey Suriye'de nasıl Cerablus'ta, Bab'da 2 bin kilometrekarelik alan kontrolümüzdeyse, Cerablus'a 100 bin insan geri döndüyse, yerleştiyse, oranın kendi halkı oraya döndüyse, aynısı Afrin'de olacak, aynısı inşallah İdlib'de de olacak. Bizdeki Suriyeli kardeşlerimiz kendi topraklarına, kendi vatanlarına, kendi evlerine dönme imkanını da böylece bulacaklar." diye konuştu.

- "Tarih bunun şahididir"

"Biz kendimizle birlikte bölgemizdeki tüm kardeşlerimizin güvenliğini, huzurunu ve geleceğini savunuyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halen ülkemizde hayatlarını sürdüren 3,5 milyon Suriyeli misafirimizin kendi yurtlarına, evlerine dönebilmelerinin, bizim sağlayacağımız huzur ve güven iklimiyle mümkün olduğunu biliyoruz. Fırat Kalkanı Harekatı'nda bunu bizzat yaşayarak gördük. İdlib'de ve Afrin'de de aynı huzur ve güven iklimini tesis ettiğimizde, yüz binlerce Suriyeli kardeşimiz, kendi yurtlarında, kendi evlerinde hayatlarını sürdürme imkanına kavuşacaktır. Bu açık gerçeğe rağmen, yaptığı meşru operasyonlar sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlerin hiçbirinin derdi, Suriye halkının sıkıntılarının çözümü ve geleceği değildir. 

Yaklaşık 6 milyonu ülke dışında olmak üzere 13 milyon Suriyelinin çektiği acılar, başkalarının umurunda olmayabilir ama bizim umurumuzdadır. Çünkü, bunların hepsi de Arap'ıyla Türkmen'iyle, Kürt'üyle bizim kardeşimizdir, tarih bunun şahididir."

Türkiye'nin Afrin'de Kürtlere karşı değil, oradaki terör örgütüne karşı mücadele ettiğinin altını çizen Erdoğan, Afrin'de yüzde 55 Arap, yüzde 35 civarında Kürt, kalanın ise Türkmen olduğunu söyledi. Erdoğan, "Kimse kalkıp da 'bu böyledir' diyemez ama orada bir terör örgütü var. Çok yakında görülecektir ki terör örgütünün baskısı ortadan kalktığında bize en büyük teşekkür Afrin'deki Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizden gelecektir." dedi.

- "Operasyonumuza vatandaşlarımızın tamamı destek veriyor"

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şu anda ülkemizdeki PKK gibi, Suriye'deki PYD de Kürtler için değil, bölge üzerinde çok farklı emelleri, projeleri, planları olan güçler için savaşıyor. Kan döküyor, can alıyorlar. Bu hain projenin nihai hedefinin Türkiye olduğunu görmemek, anlamamak için kusura bakmayın, aptal olmak gerekir. Bu ülkede kimse saf değil, aptal da değil. 

Zihnini ve ruhunu emperyalist güçlere kiraya vermiş bir avuç hain dışında hangi görüşte, hangi meşrepten, hangi kökenden olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları gerçekleri görüyor, biliyor. Bunun için de Afrin operasyonumuza vatandaşlarımızın tamamı çok güçlü destek veriyor. Camilerimizde edilen dualardan, operasyona giden askerlerimizi yolda durdurup alınlarından öpmeye kadar gerçekten gözyaşlarıyla takip ettiğimiz nice güzel hadiseye şahit oluyoruz. Diyor ya 'Bizim nereye gidiyorsunuz', sualine cevap, 'Kızılelma'ya gidiyoruz.' Mesele bu. Evet, bizim bir Kızılelmamız var. Bunu, yaklaşık bir ay kadar önce de yine Külliye'de yaptığım bir konuşmada açıklamıştım. Biz, o hedefe doğru gidiyoruz."

Kahraman askerleri, şair Mehmet Akif Ersoy'un "Ordunun Duası" isimli şiirinden mısralar okuyarak selamlayan Erdoğan, "El-Bab'dan İdlib ve Afrin'e kadar, bilinen ve bilinmeyen pek çok yerde 'istiklalimiz ve istikbalimiz için ölürsem şehit, dönersem gaziyim' diyerek,  kahramanca mücadele eden tüm askerlerime Rabbim'den kolaylıklar ve zaferler diliyorum. Rabbim, Mehmedimize dayanma gücü versin, Rabbim Mehmedimizin işini asan eylesin." dedi.

Erdoğan, sürekli Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarıyla iletişim içinde olduklarını ifade ederek, harekata ilişkin gelişmeleri her an yerinde takip ettiklerini dile getirdi.

Operasyonun ne zaman biteceğine ilişkin olarak da Erdoğan, şunları kaydetti:

"Afrin operasyonu tıpkı Fırat Kalkanı gibi, hedeflerine ulaştığında sona erecektir. Bazıları diyor ki, bunu diyen de enteresan, Amerika, 'Süre belli olmalı, fazla uzun olmamalı'. Peki o zaman ben de Amerika'ya soruyorum, Afganistan'da sizin süreniz belli oldu mu, ne zaman bitecek o? Biz iktidara gelmeden önce siz Irak'a girdiniz. Irak'ta bitti mi bu süre, hala Irak'tasınız. Şimdi kalkıp, buraya da girdiniz, koalisyon güçleriyle buradasınız. Bunun süresi olur mu? Böyle bir savaş, matematik bir olay değil ki. Nasıl böyle bir şey sorarsın? Bunları anlamak mümkün değil.

Ne zaman iş biterse, bizim orada durmaya da zaten merakımız yok, çekilmesini biliriz. Bunun için de birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz yok. Bunu da bilmeniz lazım." 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, bölgenin (Afrin) gerçek sahiplerinin huzur ve güven içinde yaşayabilecekleri bir yer haline getirilmesi konusunda gereken çalışmalara başlanacağını bildirdi.

Kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteci karşısında dehşete kapılıp ortalığı ayağa kaldıranlardan, bu coğrafyada öldürülen 1 milyon insan için de "birazcık hassasiyet" göstermelerini isteyen Erdoğan, uluslararası sistemin bu bölgede ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanmakta olan bu zulümlere gözünü kapatmaya devam ederse kendi meşruiyet zeminini ortadan kaldıracağını söyledi.

Erdoğan, bunun için "dünya 5'ten büyüktür" diyerek tüm ülkeleri ve kuruluşları ikaz etmeye, kendilerini derleyip, toparlamaya davet ettiklerini ifade etti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"BM Güvenlik Konseyini, bölücü terör örgütü Afrin'de kendisine tabi olmayanları vahşice infaz ederken toplantıya çağırmayanların şimdi böyle bir girişimde bulunmaya asla hakları yoktur. Türkiye olarak bizim hiçbir yeri işgal etmek gibi bir amacımız da yoktur. Bizim tek gayemiz vardır, o da gönülleri fethetmektir. Bizim ecdadımız bu işi böyle yapmış, biz de böyle yapacağız. Ecdadımızdan böyle gördük, evlatlarımıza miras bırakacağımız anlayış da budur." 

- "Terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyorlar" 

Erdoğan, kendi geçmişleri sömürge ve zulümle örülü olanlardan, gönüllerin fethi gibi bir inceliği anlamalarını beklemenin biraz zorlama olacağını belirterek, en azından her fırsatta dünyaya telkin ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi değerler üzerinde bir anlayış birliğini oluşturabileceklerini ümit ettiğini vurguladı.

Dün DEAŞ için seferberlik ilan edenlerden, bugün bölücü örgüt konusunda sadece hakkaniyetli bir yaklaşım talep ettiklerini aktaran Erdoğan, terör örgütleri karşısında ilkeli bir tutum sergilemeyenlerin çok uzak olmayan bir gelecekte bunun acısını bizzat çekmek zorunda kalacağını bir kez daha hatırlatmak istediğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak için getirilen 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silah, bugün sadece bize karşı kullanılıyor olabilir. Ya biz parayla bunlardan bu silahları istedik vermediler ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyorlar. Peki biz nasıl oluyor da stratejik ortak olabiliyoruz. Nasıl oluyor da biz stratejik müttefik oluyoruz, model ortak oluyoruz. Bunu anlamak mümkün değil. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, yarın bu silahlar onları gönderen ülkelere de dönecektir. Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki teröristleri birer birer etkisiz hale getirme konusunda çok büyük tecrübe sahibiyiz. Suni bir güven ve refah duvarı içinde yaşayan ülkelerin, benzer şoklara aynı derecede dayanıklı olup olamayacaklarını ise hep birlikte göreceğiz. Türkiye olarak, tıpkı DEAŞ meselesinde olduğu gibi uluslararası camiaya gereken her türlü bilgi desteğini vermeye, mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz."

- "Suriye'de DEAŞ'a en büyük darbeyi Türkiye vurmuştur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de DEAŞ'a en büyük darbeyi Türkiye'nin vurduğunu, Irak'ta DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin oradaki eğittiği güçlerin en ön saflarda yer aldığını belirtti.

Şu ana kadar DEAŞ'la bağlantısı tespit edilen 56 bin kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduklarını, 6 bine yakın kişiyi de sınır dışı edip, ilgili ülkeleri bilgilendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, buna rağmen sınır dışı edilen veya DEAŞ ile bağlantısı konusunda ikazda bulundukları isimlerden bazılarının, Avrupa'da ellerini, kollarını sallayarak eylem yapabildiklerini ifade etti.

Erdoğan, "Demek ki terörle mücadele konusunda diğer ülkelerin hassasiyeti, bizimki kadar değil. Bizi asıl üzense, ortadaki bu gerçeklere rağmen bazı çevrelerin hala ülkemizi terör örgütleriyle irtibatlı göstermeye çalışıyor olmasıdır. İnşallah endişelerimiz gerçekleşmez. Dünyayı daha huzurlu ve güvenli bir yer haline getirmek için kendi inisiyatiflerimiz yanında, bölgesel ve küresel tüm oluşumlara katkı vermeye hazır olduğumuzu da bir kez daha belirtmek istiyorum." diye konuştu.

- "Bunlarda yüz yok ki, özür dilesinler"

Geniş bir cephede bu şekilde fiili mücadele yürütürken, ekonomiyi de asla ihmal etmediklerini, etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, ekonomideki hedeflere ulaşmak için gereken her türlü tedbiri aldıklarını, her türlü adımı attıklarını bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı büyük krizlere bakıldığında, hepsinde de siyasi istikrarsızlıkla birlikte ekonomik zayıflığın rol oynadığını gördüklerini belirtti.

Erdoğan, 3,5 milyar dolarlık manipülasyonlarla ekonomisi alt üst edilebilen bir ülkenin, siyasi ve diplomatik bakımdan etkin güç haline gelebilmesinin, elbette mümkün olmadığına işaret ederek, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları açıklamalara falan sakın ha aldanmayın. Bunlar tamamen adeta birer siyaset kurumu gibidir. Bunlar kendilerine göre siyasi kararlar vermek suretiyle Türkiye'yi çökerteceklerini zannediyorlar. Onlar ne denli aleyhte açıklamalar yaptıysa işte büyüme açıklandı, 11,1. Dünyada bir numara neresi? Türkiye. Ne oldu? Hani kredi derecelendirme kuruluşları? Özür dilediler mi? Yok. Bunlarda yüz yok ki, özür dilesinler." dedi.

Geçen 15 yılda demokrasiyle birlikte ekonomiyi de ayağa kaldırmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Attığımız her adımda önümüze akıl almaz engeller çıkartıldı. Hani Nasreddin Hoca'nın 'parayı veren düdüğü çalar' hikayesi var ya, işte onu biz bizzat yaşadık. Ülkemize hibe bile değil, kredi veren yani faizle borç veren kuruluşların seçilmiş hükümeti bir kenara bırakıp devleti yönetmeye kalktıklarını gördük. Hani benim o meşhur Davos hikayem var ya, orada IMF'nin başındaki adam gelmiş bize akıl veriyor. 'Ya sen paranı alıyor musun?' dedim, alıyorsun. 'Sen paranı almak için adamlarını gönder, siyaset dersen bu ülkeyi yöneten benim, ülkeyi siz yönetemezsiniz' dedim. Ondan sonra o da siyasete soyundu ama pek dayanamadı, gönderdiler. Ve 2013 bizim IMF ile işimiz bitti. Bütün borç 23,5 milyar dolar ödendi ve Türkiye yoluna şimdi kararlı bir şekilde devam ediyor. Bir de daha sonra bizden 5 milyar dolar da borç istediler. Arkadaşlar 'verelim mi' dediler, 'verin' dedim. Baktılar ki Türkiye kararlı, sonra vazgeçtiler. Elhamdülillah, Rabbim bizlere bunu da gösterdi."

- "Bu dayanışmayı yapacağız"

Erdoğan, 2013'te milli gelirin 950 milyar dolara kadar çıktığını, bu rakamı biraz daha yukarı çektiklerinde gelişmekte olan ülkeler sınıfından, gelişmiş ülkeler sınıfına geçme yolunun çoğunu da kat etmiş olacaklarını aktardı.

İşte tam bu noktada Türkiye'nin Gezi olaylarıyla tarihinin en büyük saldırı dalgalarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Erdoğan, bu hadiseler zincirinin bugüne kadar geldiğinin ifade etti.

Buna rağmen darbe girişimi gibi bir felaketin yaşandığı 2016 yılını dahi 863 milyar dolarlık milli gelirle ve 2,9 büyüme oranıyla kapattıklarını dile getiren Erdoğan, 2017 yılının ilk 3 çeyreğinde yüzde 7,4'lük büyüme oranına ulaşıldığı düşünüldüğünde, milli gelirin de buna uygun bir artışla yeniden hedeflere yaklaştıran bir seviyeye geleceğine dikkati çekti.

İhracatın 16 yıl önce 36 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, şimdi 158 milyar doların aşıldığını, turizmin de yeniden toparlandığını aktardı.

İstihdam konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde yapılan bir toplantıda istihdam konusunda "gelin şu istihdamda her bir girişimcimiz, yatırımcımız bir defa bu oranı ikiye çıkarıversin" dediğini hatırlattı.

Erdoğan, salondakilere "Burada bir sıkıntı var mı? İkiye ne diyorsunuz?" diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu güçlü bir ses değil. Demek iki kişiyi bile istihdam etmekten çekiniyorsunuz öyle mi? O zaman sesinizi güçlü bir şekilde duyayım. İkiye ne diyorsunuz? Yani bu iki kat demektir, iki kişi değil. Bunu yaptığımız anda Türkiye işsizlikte tek haneli rakama inecektir. Zaten işsizlikte tek haneli rakama indiğimizde ülkemiz bir barış ülkesi, bir sevgi ülkesi olur mu? Olur. O zaman birileri de bunun istismarını yapamaz. Bu dayanışmayı yapacağız. Bu sizin aynı zamanda hayrınıza olacak. İşsiz insanlara iş vermek, iş yerinizin kapısını o insanlara açmak, bu dünyada bundan daha güzel ne olabilir?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin "Dünya gündeminde ilk sırada yer alan tarihi bir operasyonu başarıyla yürütürken bunun ekonomimize en küçük olumsuz yansıması olmayacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Töreni"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, bölgesel ve küresel krizlerin arasında, ekonomisi için kendine korunaklı bir alan oluşturmayı başardığını, bu sayede en ağır saldırıların bile üstesinden kısa sürede gelip 2023 hedeflerine odaklanılabildiğini söyledi.

Bunun en çarpıcı örneğinin15 Temmuz darbe girişimi olduğuna işaret eden Erdoğan, darbe gecesi sabaha kadar tankların, helikopterlerin, uçakların, silahların karşısında aslanlar gibi mücadele eden vatandaşların, ilk iş gününden itibaren döviz bürolarına akın ettiğini, birkaç ay içerisinde yaklaşık 20 milyarlık dövizin Türk lirasına çevrildiğini hatırlattı.

"Bu millet asil bir millet, bu millet karakterli bir millet. Kendi parasını belirleyici bir para konumuna getirmek çok önemli bir şey." diyen Erdoğan, artık yerli ve milli parayla uluslararası ticarete başlandığını, bunun çok önemli olduğunu dile getirdi.

Erdoğan, savunma sanayisinde, enerji sektöründe bunun adımlarının atılmaya devam ettiğini belirterek, "Şimdi ülke adı vermeyeceğim, inşallah yakın bir zamanda onu da duyacaksınız. Ciddi manada, yoğun bir şekilde bu rakamlar devreye giriyor. Türk lirası, uluslararası bir para birimi olarak devrede olacak. Aynı şekilde o ülkelerin parası da." diye konuştu.

Türkiye'nin Rusya'dan, S-400'lerle ilgili Rus rublesiyle bir kredi aldığını anımsatan Erdoğan, aradaki güvenin, ekonomik güvenin, iki ülkeyi farklı yerlere taşıdığını vurguladı. Erdoğan, "İnşallah bu süreç, çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecek." ifadesini kullandı.

- "Türkiye ekonomide güçlü olduğu bir dönemde"

Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili, "Bugünlerde tüm dünya gündeminde ilk sırada yer alan tarihi bir operasyonu hamdolsun, inşallah başarıyla yürütürken bunun ekonomimize en küçük olumsuz yansıması olmayacaktır." dedi.

Türkiye'nin, ekonomide güçlü olduğu bir dönemde bu adımı attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Herkes, Türkiye'nin güvenlik konusundaki hassasiyetleri için, demokrasisinden taviz vermediği gibi ekonomisini de aynı titizlikle koruma iradesine sahip bir ülke olduğunu biliyor. Ankara Sanayi Odası'nın bu toplantısı vesilesiyle girdiğimiz tüm mücadelelerde desteklerini yanımızda bulduğumuz iş dünyamıza teşekkür borcumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ülkesini seven, milletine aşkla, sevgiyle, samimiyetle hizmet eden, 2023 hedeflerimize gönülden bağlı, kendi geleceğini, devletinin geleceğinden ayrı görmeyen iş adamlarımızla birlikte inşallah daha nice zaferlere birlikte yürüyeceğiz." 

Erdoğan, iş adamlarıyla dünyayı karış karış gezdiklerini, her ülkenin potansiyelini en azami derecede kullanabilecekleri yolları, yöntemleri araştırdıklarını, güçlü bağlantılar kurduklarını dile getirdi.

- "İleri geri konuşan hiç kimseye aldırmıyoruz"

İş adamlarının kazancının, Türkiye'nin kazancı olduğunu bildikleri için bu konuda ileri geri konuşanlara aldırmadıklarını vurgulayan Erdoğan, siyaset diplomasisini, ekonomi diplomasisiyle taçlandırmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

Bugün verilecek ödüllerin, 2017'nin ödülleri olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun, firmaların 2016 performansını da yansıttığını söyledi. Erdoğan, şunları ifade etti:

"Ülkemizin en zor yılında böyle bir gayret ortaya koyan firmalarımızın, 2017'yi çok daha iyi şartlarda tamamladıklarına inanıyorum. İçinde bulunduğumuz yıl, sizlerden daha fazla gayret, daha fazla yatırım, daha fazla istihdam, daha fazla ihracat, daha fazla atılım bekliyorum. Bırakınız durmaya, yavaşlamaya dahi tahammülümüzün olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Milletler, ihtiyaçları olduğu dönemlerde kendileri için fedakarlık yapanları, en ön safta mücadele edenleri asla unutmaz, bunu böyle bilelim. Biz de ülkesi ve milleti için daha çok üretecek olan hiçbir sanayicimizi, daha çok koşturacak olan hiçbir ticaret erbabımızı unutmayacağız."

- "İş dünyasını yakından takip ediyorum"

İş dünyasını yakından takip ettiğini dile getiren Erdoğan, 2018'de gözünün yine iş dünyasının üzerinde olacağını kaydetti. Erdoğan, "Aldığım her güzel haber gibi her üzüntü verici gelişme de zihnimde ve kalbimde yerini alacaktır. Ben sizlere güveniyorum." diye konuştu.

Çığ altında kalarak şehit düşen askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar dileyen Erdoğan, "Milletimizin başı sağ olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." dedi.

Erdoğan, konuşmasının sonunda, Ankara Sanayi Odası'nın 54. yıl ödüllerini kazanan firmaları ve iş adamlarını tebrik etti

- Törenden notlar

Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Törenine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mahir Ünal, Cevdet Yılmaz, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Ankara Valisi Ercan Topaca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ile eski Bakan Zafer Çağlayan katıldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması öncesinde Bakan Tüfenkci, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve ASO Başkanı Özdebir katılımcılara hitap etti. 

Konuşmaların ardından ASO'nun 54. kuruluş yılında verilen 54 ödül sahiplerine takdim edildi.