Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen 2. Kadın ve Demokrasi buluşmasında konuştu. Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'da konuşmacı olarak katılacakları toplantılara izin verilmemesine tepki göstererek, "Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şuandaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farkı değil" dedi.

"NAZİ UYGULAMALARINDAN FARKI YOK"

Konuşmasının sonunda sözü Almanya ve Hollanda'nın Türk bakanlarla ilgili yasak kararına getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Almanya'da arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Varsınlar konuşturmasınlar. Yani konuşturmamakla Almanya'daki oyların 'Evet' değil de, 'Hayır' çıkacağını mı zannediyorsunuz. Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu anki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil bunu böyle biliniz. Rahatsız oluyorlar bu ifadelerden. Niye rahatsız oluyorsunuz. Yaptığınız uygulama bu. Bize demokrasi dersi vereceksiniz, ama geleceksiniz orada bu ülkenin bakanını konuşturtmayacaksınız" diye konuştu.

"SİZİ DÜNYAYA REZİL RÜSVA EDECEĞİZ"

Almanya'ya yönelik eleştirilerini sürdüren ve benzer bir kararı Hollanda'yla birlikte başka ülkelerin de verebileceğini söyleyen Erdoğan, "Kampanya sadece Türkiye'de geçerli Almanya'da da, Hollanda onlar da aynı şeyi yaptılar. Diğerleri de belki arkasından gelecek. Nereden gelirseniz gelin. Eğer demokrasi diyorsanız önce bu işin hakkını vereceksiniz. Saygıyı bu noktada bileceksiniz. Fikre, düşünceye saygıyı bileceksiniz. Bilmiyorsanız bilesiniz ki netice sizin aleyhinizde olacak. uluslararası toplantılarda bunları hep dile getireceğim. Arkadaşlarımız da hep dile getireceğiz. Bunları biz dünyaya rezil rüsva edeceğiz. Öyle sadece içine kapalı bir demokrasi değil, demokrasi içerden gücünü alıp dışa yansıyan bir sistemdir. Bunun gereğini de anlatacağız" dedi.

"ARTIK FAŞİST UYGULAMALARI GÖRMEK İSTEMİYORUZ"

"Biz artık o Nazi dünyasını görmek istemiyoruz" diyerek eleştirisini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konudaki sözlerini şöyle tamamladı: O faşist rejimlerin uygulamalarını görmek istemiyoruz. Ben biliyordum ki Almanya bunları bırakalı çok oldu. Ama yanılmışız demekki. Herhalde onun heveslileri tekrar ortaya çıktı. Bugün bir gazetede okudum ne derece doğru bilmiyorum. Hani topu belediyelere atıyorlar ya. Alman Belediyeler Birliği 'Bize bunu niye atıyorsunuz bu suçu, talimat yukarıdan geldi' demişler. Görüyor musunuz oyunu?

"KADINA ŞİDDET İNSANLIK SUÇUDUR"

Konuşmasına KADEM'e yönelik övgüyle başlayan Erdoğan, "Dün kadını insan yerine koymayanlar, bugün yine kadınları farklı bir yere konumlandırmaya çalışıyor. Dün kadını alınıp satılan bir eşya gibi görenler, bugün de kadın bedenini ve emeğini metalaştırarak bir anlamda modern kölecilik yapıyorlar. İşte bu konuda KADEM'in yaklaşımının, yani kadına hak ettiği değeri ve toplumsal rolü insan hakları kapsamında kazandırma mücadelesinin en doğru, en sağlıklı yöntem olduğuna inanıyorum. Bizim kadınlarımızın haklarını, hukuklarını korumak için dışarıdan model almaya, tercüme yapmaya, kopya çekmeye ihtiyacımız yoktur. Medeniyetimizde ve kültürümüzde kadın haklarını istediğimiz istikamette geliştirmeye yönelik felsefi ve fiili her türlü örnek mevcuttur. Birileri ısrarla sadece kadına yönelik şiddeti ve bu doğrultuda yorumladıkları birtakım ifadeleri, örnekleri öne çıkarıyorlar. Kadına şiddet elbette ki bir insanlık suçudur" dedi.

"DERTLERİ MİLLETİMİZİN DEĞERLERİNE SALDIRMAK"

Kadına yönelik şiddete başvuran herkesin önce kendilerini karşısında bulacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse aksini söyleyemez. Buna tevessül eden olursa da karşısında önce bizi bulur. Öte yandan insan hakları zaviyesinden baktığımızda kadın meselesinde bizim tarihimizde olumlu manada çok daha fazla kural, çok daha fazla uygulama vardır. Ama bunları asla konuşmazlar, asla gündeme getirmezler. Çünkü dertleri kadınların sıkıntılarının çözümüne katkı sağlamak değil, bu konu üzerinden milletimizin değerlerine, tarihine, kültürüne saldırmaktır. Halbuki bizim değerler dünyamızda iyi veya kötü olan kadın veya erkek değil, insandır. Çünkü insan doğrudan ve yanlıştan birini kendi iradesiyle seçme özgürlüğüne sahip olarak yaratılmıştır. Bu davranışlarımızı yönlendiren kolaylaştıran veya zorlaştıran da içinde yaşadığımız medeniyet ve kültür iklimidir" dedi.

"TERÖRİST BAŞLARI OYUMUZ 'HAYIR' DİYOR"

Siyasi başarısındaki sırrın ne olduğunun sorulması halinde, 'Kadınları demokrasiyle ve siyasetle buluşturmayı başarmış olmamdır' yanıtını vereceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, söze 16 Nisan Referandumuna getirerek, "Şimdi bu terörist başları ne diyor? '16 Nisan'da oyumuz Hayır' diyor. Eğer 16 Nisan'da 'Hayır' oyu vermek suretiyle Kandil'le beraber o değirmene su taşıyacaksak ülkemizin halinin ne olacağını düşünün. Haa 'Evet' dersek ne olacak? Onu da söyleyeyim. 'Evet' dersek biz 18 yaşındaki gençlerimizi parlamentoya taşımak suretiyle ülkenin kaderinde söz sahibi yapacağız. Olay bu. Biz 'Evet' demek suretiyle ülkemizin geleceğine yönelik şu adımı da atacağız. Nedir o? Bu ülkenin kadınları da 18 yaşında aynı şekilde parlamentoda yerini alacaktır. Çünkü biz gençliğimize inanıyoruz, biz kadınımıza güveniyoruz, bunu da başaracağız" dedi.

"'EVET' DİYENLERİN ESERİDİR"

Hayata geçirdikleri birçok eserin "Evetçiler"in eseri olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yavuz Sultan Selim Köprüsü bitti mi? Bitti. İşte bu 'Evet' diyenlerin eseridir. Osmangazi Köprüsü bitti mi? İşte 'Evet' diyenlerin eseridir. Şimdi Avrasya Tüneli, bitti mi? 'Evet' diyenlerin eseridir. O da nereden denizin altından. Dedemiz Fatih karadan yürüttü gemileri, biz de denizin altından yürütüyoruz. Özelliğimiz bu" dedi.

"BU İŞİN İPİ SİZİN ELİNİZDE"

"Hayırcılar"a yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: Peki bu dağdakilerin böyle bir derdi var mı? Dağdakilerle beraber hareket edenlerin böyle bir derdi var mı? Onun için, şurada ne kaldı 40 gün. Durmak yok. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bak bu işin Allah'ın izniyle ipi sizin elinizde. Onun için çok çalışacağız. Sizin gayretinizi çok önemsiyorum. Zaferin anahtarını sizde görüyorum. Bunun için de durmak yok yola devam.

"NE FELAKETİ?"

Türkiye geçtiğimiz 14 yılda ekonomi de olduğu gibi demokrasi de çok büyük fedakarlıklar ve mesafeler yaparak aldı. Şimdi ne diyorlar 'Ekonomi felaket'. Ne felaketi ya. Türkiye'nin ekonomisi felaket olsa, 18 Mart Çanakkale Köprüsü ihale edildi. Rakam ne biliyor musunuz? 10 milyar doların üzerinde. Biz buna para vermiyoruz. İki Türk firması ile iki Kore firması, birlikte bunu yap işlet devretle şu anda almış vaziyetteler. Arazi düzleme çalışmaları başladı, sondajlar yapılacak ve 18 Mart'ta da temelini atacağız. Artık Edirne'den gelenler İstanbul'u dolaşıp gitmeyecekler.

"BARIŞIN SİMGESİ EVETTİR"

"İstanbul susuzdu 'su medeniyettir' dedik İstanbul'u suya kavuşturduk. 'Evet' diyerek kavuşturduk" diyen Erdoğan 'Evet'in barışın simgesi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barışın simgesi nedir, söyleyin bakalım. Evettir Evet. Barış hayırdan geçmez. İnşallah inanıyorum ki hep birlikte el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz. Şimdi burada ben sizden yürekleri gerçekten patlatırcasına bir cevap bekliyorum. Biz niye 'evet' diyoruz? Söyleyeyim. Tek millet için 'Evet'. Tek bayrak için 'Evet.' Tek vatan için 'Evet.' Tek devlet için 'Evet.' Çünkü tek millet niye Türküyle Kürdüyle, Lazıyla Çerkesiyle, Romanıyla Abazasıyla 80 milyon tek devlet. Onlar milletimizi parçaladılar, biz birleştirdik. Niçin biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim farkımız bu" şeklinde konuştu.

"BOMBA YAĞDIRANLAR BUGÜNÜN HAYIRCILARI"

15 Temmuz'da tankların karşısına dikilenlerin Evetçi olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte bu toprağın uğrunda ölenleri biz 15 Temmuz gecesi gördük. Onlar 'Evet'çiydi, Evetçi. 'Hayır'cı değildi. Onlar 'Evet' diyerek yürüdüler. Çünkü onlar o 'Hayır' diyenlerin karşısına dikildiler. O F-16'larla benim vatandaşıma bomba yağdıranlar işte bugünün Hayırcıları. Bunu belki eleştirenler olacak ama ben gerçekleri söylüyorum, söylemekle de mükellefim. O akşam köprüye yürüyenler, o akşam külliyeye yürüyenler, aynen Akif gibi ne diyorlardı, 'Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır vadettiği günler hakkın. Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın' diyorlardı. Ya ben bu gence nasıl güvenmezsin, bu kadın kardeşlerime nasıl güvenmezsin. 11 kadın kardeşim şehit oldu o gece. Kamyonetin direksiyonundaki kadın kardeşimi gördük değil mi, nasıl yürüyordu. Mesele bu. İşte 'Evet' burada yatıyor" dedi.

"NE BABADAN OĞULA, NE ALAKASI VAR?"

Tek adamcılığı asla kabul etmediğini söyleyerek bu konudaki eleştirilere yanhıt veren Erdoğan, "Cumhurbaşkanı yani başkan eğer seçim kararı alıyorsa bu ne demek, kendisi de yeniden seçime gidecek. Aynı anda gelirler, aynı anda giderler. Olay budur. Kimse kimseyi aldatmasın. Babadan oğula gibi böyle saçma sapan şeyler söylüyorlar. Ne babadan oğula, ne alakası var. Öyle bir şey söz konusu değil. Her şey sandık sandık. Belirleyici olan halk, belirlenen yer sandık. Özelliği ve güzelliği bu" dedi.

"YALAN NİYE SÖYLÜYORSUNUZ?"

Yeni sistemle istikrar ve güven geleceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunu başaracağız. Sıçrama bundan sonra çok daha farklı olacaktır. Burada diyorlar ki yasama organı kalkıyor. Kesinlikle yalan. Öyle bir şey yok. Yasama organı yine aynen var. Sadece gensoru ve güven oylaması, böyle bir yetki yasama organında yok. Kanun yapma yetkisi var. Cumhurbaşkanı sadece bütçede söz sahibi. Diğer kanunları yine aynen yine yasama organı yapıyor. Yalan niye söylüyorsunuz. Ha yürütme nerede, yürütme Cumhurbaşkanında. Cumhurbaşkanı kabinesini ister tamamen dışarıdan yapar, isterse içeriden de almak suretiyle böyle bir kabine düzenlemesine gidebilir. Yargı çok daha güçlü bir şekilde var. Yasamanın da denetim gücü çok daha farklı çok daha güçlü. Yargıda bağımsızlık yanında şimdi tarafsızlık ilkesiyle güçlendirilerek millet adına hüküm verme yetkisini de yargı sürdürüyor" diye konuştu.

"PATRON MİLLET"

Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye'ye özgü olduğunu tekrarlayan Erdoğan, "Meclis'te yönetim reformuna olumlu bakan iki partinin vardığı uzlaşmayla ortaya çıkan bu tercihle herhangi bir yerden tercüme veya kopya olmayan ülkemize mahsus bir Türk sistemi, Cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyoruz. Türkiye'ye ait bir sistem. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek, geleceğimiz yeni dönemde siyasette ve bürokraside kadınlarımızın çok daha etkin bir yere geleceğinden emin olunuz. Bu sistemin patronu erkeğiyle kadınıyla doğrudan millettir. Yüzde 50 artı bir oyla seçilmek zorunda olan hiçbir cumhurbaşkanı milletin taleplerine beklentilerine sırtını dönemez kulaklarını kapayamaz" dedi.

"EFGAN ALA DA PROTOKOLDE"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya program boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a eşlik etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı protokolde dinleyen isimler arasında eski içişleri bakanı Efgan Ala da vardı.

DHA