ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede adaletin olduğuna inanıyoruz, bu ülkede adalet var, dolayısıyla adaletin pençesinden kurtulamayacaksınız. Birilerinin elinde kartonlarla yürüyerek, adalet araması gibi değil, bizim aradığımız adalet. Bizim aradığımız adalet, 250 şehidimizin kanıdır, 2 bin 193 gazimizin şu anda yaralı oluşudur." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Esnaf ile İftar" programında yaptığı konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başladı.

"Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz." diyerek, katılımcıların yaklaşan Kadir Gecesi'ni tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazar günü vasıl olacağımız bayramınızı da şimdiden tebrik ediyorum. Tüm İslam aleminin barışına vesile olmasını diliyorum. Tuttuğumuz oruçların, yaptığımız ibadetlerin, ettiğimiz duaların, yerlerine ulaştırdığımız hayruhasenatın Hakk katında kabul ve makbul olmasını diliyorum." diye konuştu.

Hemen her meslek grubundan misafirin külliyede bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "İftar soframıza teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi, muhabbetimizi daim etsin." dedi..

Ecdadın mesleğe başlayan esnaf ve sanatkarlara "Ahilik yemini" ettirdiğini anımsatan ve kendisinin de iftara gelişinde Kırşehirli davulcular tarafından karşılandığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu yeminde esnaf ve sanatkarlarımız çalışmayı ibadet sayan bir anlayışla işini yapacağına, Hakk'ın rızasını gözeterek, halka hizmet edeceğine, cömertlik, doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, güven, sevgi, sabır, dostluk, fedakarlık, adalet, kanaatkarlık ilkelerine ve komşuluk hukukuna bağlı kalacağına, eline, beline, diline, gözüne sahip çıkacağına, ölçü ve tartıda doğruluktan sapmayacağına, kul hakkını gözeterek kimseye haksızlık yapmayacağına, helalinden kazanıp, haram lokma yemeyeceğine işte tüm değerler üzerine namusu, şerefi ve mukaddesatı üzerine and içermiş. Ne güzel bir gelenek değil mi? İşte bizim bu geleneklere şimdi de aynen sahip çıkmamız lazım."

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Ahi ahlakına sahip esnaf ve sanatkarlarla beraber olmanın memnuniyeti içerisinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ülkemizde tarihinden, kültüründen, değerlerinden bihaber birileri uzun zamandır milletimizle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapıyorlardı. Hatta içlerinde meseleyi 'Bu millet adam olmaz' noktasına kadar götüren densizler vardı. 15 Temmuz tüm bu felaket tellallarına milletimizin erkeği, kadını, genci, yaşlısı, işçisi, işvereni, esnafı, çiftçisiyle verdiği topyekun bir cevaptır. Merhum Arif Nihat Asya'nın dediği gibi 'İşaret aldığın gün atandan, yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan."

Milletin, 15 Temmuz gecesi merhum İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" çağrısına uyarak, sokakları ve meydanları doldurup, vatana sahip çıktığını anlatan Erdoğan, "İşte bu akşam aramızda Şerife Bacımız var, kamyonetin direksiyonuna geçti, yanına da bir başka hanım kardeşimizi aldı ve kamyonetin kasasında da diğer bu işin gönüldaşları hep beraber köprünün üzerinden Anadolu yakasına geçtiler. İşte biz hanım kardeşlerimizin tarihine baktığımız zaman Nene Hatunları görürüz, işte bugün de aynı şekilde bakıyorsun Şerife Bacımız aynı istikamette gidiyor. Bakıyorsun bir Abdullah Tayyip'imiz işte 15-16 yaşında babasının arkasında beraber o da köprünün oraya geliyor, ikisi de baba evlat orada şehit oluyorlar." diye konuştu.

- "Adaletin pençesinden kurtulamayacaksınız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde verilen 250 şehitten 29'unun külliye çevresinde bulunduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

"53 aslanımız özel harekatta, aynı şekilde özel kuvvetlerde, Ankara'nın değişik yerlerinde yaklaşık 150 civarında şehidimiz var. Türkiye genelinde 2 bin 193 gazimiz var ve bütün bunlara yönelik hala birilerinin çıkıp da yalan yanlış şeylerle bizi aldatacaklarını zannetmeleri kusura bakmasınlar öyle kolay değil. İşte çıkıyorlar, şu anda yargılanıyorlar yargılanırken A'dan Z'ye her şey yalan. Sanki 250 şehidimiz olmamış, sanki 2 bin 193 gazimiz yok.

Kurtulamayacaksınız, bu ülkede adaletin olduğuna inanıyoruz, bu ülkede adalet var, dolayısıyla adaletin pençesinden kurtulamayacaksınız. Birilerinin elinde kartonlarla yürüyerek, adalet araması gibi değil bizim aradığımız adalet. Bizim aradığımız adalet, 250 şehidimizin kanıdır, 2 bin 193 gazimizin şu anda yaralı oluşudur."

"Milli İstihbarat Teşkilatının, Türkmen kardeşlerimize gönderilen yardımını basanlar kimdi? Yine aynen o FETO terör örgütüydü." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Peki o feto terör örgütünün o yargı içerisindeki mensuplarından şu anda içeride olanlar ki Milli İstihbarat Teşkilatına böyle bir şey yapamazsın, yaptılar ama şu anda bedel ödüyorlar ve oradan alınan evraklar kimlere gönderildi? İşte şu anda mahkum edilen şahsa gönderildi. O nereye gönderdi? O da şu anda yurt dışına kaçmış olan bir başka gönüldaşına gönderdi. O kaçtı gitti. Bak şimdi farklı şeyler de dolaşıyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı tepki yürüyüşü sırasındaki açıklamalarına ilişkin, "Bugün Grup Toplantısı'nı açık alanda yapmışlar. Kapalı alan herhalde sıcak geliyor. Oradan da bir ifade kullanıyor. Cumhurbaşkanı'nın yargıya talimat verdiği ile alakalı ve istifaya çağırıyor, 'Eğer olmazsa ben istifa ederim' diyor. Bu senin ilk defa değil ki. Sen bugüne kadar kaç kere bu şeyleri söyledin. Onun için de senin bu yalan makinesi olduğunu, bu ülkede bilmeyen kalmadı. Böyle bir şeyi ispata davet ediyor. Sen bir defa kendini, bu ülkede ne olduğunu millete kabul ettirmişsin, millet seni çok iyi biliyor, tanıyor. Biliyor ki hiçbir sözünde durmaz. Eğer ispata yönelik bir şeyin varsa hukukta kaide şudur, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İddianı ispat et." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Esnaf ile İftar" programında yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı tepki yürüyüşünde her geçen gün seviye kaybının arttığını belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü kapsamında, Çamlıdere'de yaptığı CHP Grup Toplantısı'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Grup Toplantısı'nı açık alanda yapmışlar. Kapalı alan herhalde sıcak geliyor. Oradan da bir ifade kullanıyor. Cumhurbaşkanı'nın yargıya talimat verdiği ile alakalı ve istifaya çağırıyor, 'Eğer olmazsa ben istifa ederim' diyor. Bu senin ilk defa değil ki. Sen bugüne kadar kaç kere bu şeyleri söyledin. Onun için de senin bu yalan makinesi olduğunu bu ülkede bilmeyen kalmadı. Böyle bir şeyi ispata davet ediyor. Sen bir defa kendini, bu ülkede ne olduğunu millete kabul ettirmişsin, millet seni çok iyi biliyor, tanıyor. Biliyor ki hiçbir sözünde durmaz. Eğer ispata yönelik bir şeyin varsa hukukta kaide şudur, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İddianı ispat et." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yargıda aldığı birçok cezaların bulunduğunu anımsatan Erdoğan, kendisinin o davalardan kazandığı bedelleri avukatlarının hakettiğini vurgulayarak, onlara verdiğini kaydetti.

Eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin de kazandığı davalardan aldıklarını Kayseri'de sucuk olarak dağıttığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dürüst değiller ya bunlar şu anda bu ülkede terör örgütüyle el ele, kol kola dolaşmıyorlar mı? Bunlar PKK, HDP, FETÖ ile el ele, kol kola... Eğer kendini kurtaracaksan, bunlardan kurtar. Bizim Allah'tan başka, Allah'ın izniyle hesap veremeyeceğimiz hiç kimse bu dünyada yok." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin kendisinin yönelik, "Tayyip Erdoğan'ın 3 milyar dolarlık hazinesi var" şeklinde yeni bir iftira attığını belirterek, "Allah Allah. Tabii onunla ilgili davayı da Allah'ın izniyle kazanacağız da çünkü olmayan bir şeyle suçlandığınız zaman rahat olursunuz değil mi? Aksi takdirde tutuşursunuz. Şimdi işin kötüsü, yargı bu işlerde büyük cezalar kesmiyor. Tazminat davalarında cezalar ufak. Büyük olsa da o zaman şöyle hakikaten fakir fukara, garip gurebaya o gelenden dağıtma imkanı bulsak." değerlendirmesini yaptı.

Daha önce CHP ve HDP'den kazanılmış davalar bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Usanmıyorlar ve uslanmıyorlar. Nasıl olsa bedeli az 10 bin, 15 bin ne olacak öderiz diyor, yaptıkları iş bu. Ne yaparlarsa yapsınlar. Biz yine bunları yargıda mahkum edeceğiz. Tazminat, arkadan ceza ve böyle yürüyeceğiz." dedi.

- "İstanbul'a yürüyorlar yolları açık olsun"

CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlattığı yürüyüşe ilişkin de açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'a yürüyorlar, yolları açık olsun. Kamunun hukukunu bozmadan, böyle bir aslında hakları da yok fakat arkadaşlarımız, hükümetimiz burada onlara anlayış göstermek suretiyle, onlar bu yürüyüşlerini devam ettiriyorlar." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de esnafın, devletin, milletin orta direği ve kurucu unsuru olduğunu belirterek, Anadolu'nun kılıçlardan önce her biri aynı zamanda gönül ve zanaat insanı olan Alperenlerle yurt yapıldığını aktardı.

Devlet her sıkıntıya düştüğünde esnaf ve sanatkarların milletin önünde yer alarak, yeni bir kapı araladığını vurgulayan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı ile güney illerindeki işgallere karşı yürütülen mücadelelerin bunun en somut örnekleri olduğunu bildirdi.

Düşman işgaline karşı sivil direniş örgütleri olarak kurulan Kuvayımilliye teşkilatlarına bakıldığında devlet erkanı ile esnaf sanatkarların omuz omuza en başta yer aldıklarının görüldüğünü ifade eden Erdoğan, bugün de esnafın hem orta direk hem de kurucu olarak yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir öncü bir rol üstlendiğini anlattı.

16 Nisan halk oylamasının olumlu şekilde sonuçlanmasında esnaf ve sanatkarlarının çok önemli rolü olduğuna inandığını ifade eden Erdoğan, iktidara geldiklerinden beri esnaf ve sanatkarları güçlendirmenin, desteklemenin, taşımanın çabası içinde bulunduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan anayasa değişikliği halk oylamasının asıl neticesinin 2019'un Kasım ayı olduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şimdi oraya hep birlikte çok yoğun çalışmalıyız. O seçimden sonraki süreç bizim için çok önemli. Türkiye bir yönetim sistemini değiştiriyor. 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' bunu değiştiriyoruz. Yeni dönemde bizler, farklı bir hizmetin yolunu açmış olacağız. Bu hizmetin yolunu açarken de ülkemizin çalışmasını etkinliğini çok daha farklı bir yere taşıyacağız. Hukuki alt yapıdan krediye, eğitimden teşviğe, genç girişimcilerin desteklenmesinden meslek kollarının standardize edilmesine kadar pek çok alanda tarihi nitelikte adımlar attık."

Ahilik geleneğinin esnaf ve sanatkarların kendi aralarındaki eğitim, yeterlilik karşılıklı sevgi saygı, müşteri ilişkileri gibi hususları güçlü bir mesleki bir dayanışma ruhu ve mekanizması ile düzenlediğini belirten Erdoğan, böyle bir iklimin sağlayacağı gücü hiçbir kanun, yönetmelik ve zabıta denetiminin asla temin edemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında esnafa çağrıda bulunarak, mesleklerinin gereklerine sahip çıkmalarını, yanlış yapanları engellemeleri, doğru yapanları ise teşvik etmelerini istedi.

Komşunun siftahını gözeten bir esnaflık anlayışının yeniden diriltilmesini isteyen Erdoğan, ahilik yemininde ifade edilen hususlar yeniden hayata geçirilmez ise esnafın varlığını sürdürmenin mümkün olmayacağını belirtti.

Eskiden, "Kahraman bakkal süpermarkete karşı" şeklinde bir ifade olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahalle esnafının dev alışveriş merkezleri karşısındaki mücadelesine şahitlik ettiklerini ancak Türkiye'nin hem mahalle esnafını hem de alışveriş merkezlerini yaşatabilecek güce sahip konuma geldiğini bildirdi.

Erdoğan, esnaflığın "Üç dönüm bostan yan gel yan Osman" anlayışı ile yürütülemeyeceğini belirterek, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Kendinizi sürekli geliştirecek müşterilerinizin size olan bağlılığını güçlendirecek yollar arayıp bulmanız çok önemli. Her husus gibi esnaf ve sanatkarlığın merkezinde de insan olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmayacağız. Bugünkü Türkiye, dünkü Türkiye'den çok daha güçlü. Çok daha büyüktür inşallah yarınki Türkiye, bugünkü Türkiye'den çok daha ileride olacaktır. Esnaf ve sanatkarlarımızın da bu büyük Türkiye'deki yerlerini alacaklarına inanıyorum."