Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari'nin Çukurca ilçesinde kahraman askerlerin 8 teröristi öldürüldüğünü belirterek, "Onlara da özellikle şükranlarımı ifade ediyorum. Çünkü bizim askerimiz, pilotumuz bunun için vardı, işte bu görevini yapıyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "15 Temmuz Şehitleri Anma Programı"na katıldı. Erdoğan, Esat Kabaklı'nın seslendirdiği "Bil Oğlum" türküsü eşliğinde çıkarken "İşte ordu işte komutan" sesleri yükseldi.

Konuşmasına, 15 Temmuz gecesi şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, "Şehitlerimizin emaneti olan yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı dileklerimi tekraren ifade ediyorum. Gazilerimize sağlıklı ve huzurlu bir hayat diliyorum, tedavileri halen süren gazilerimize Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum." dedi.

15 Temmuz gecesi sokakları, meydanları doldurarak inançları, vatanı, bayrakları, özgürlükleri, gelecekleri için darbecilere meydan okuyan vatandaşların her birine ayrı ayrı şükranlarını sunan Erdoğan, "Tankların, zırhlı araçların, askeri kamyonların önüne dikilen her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum, çünkü onlar asker elbisesi giymiş vatan hainiydiler. Darbecilerin doğrulttukları silahların karşısında dimdik duranlar, onlara bu ülkenin sahipsiz olmadığını gösteren her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Üzerlerine ölüm kusan helikopterlere, bomba yağdıran uçaklara aldırmadan direnişlerini sürdüren kardeşlerimin her birine şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, içeriye girerken bir haber aldığını bildirerek, "Çukurca'da yine bizim kahraman askerlerimiz 8 tane teröristi öldürdüler. Onlara da özellikle şükranlarımı ifade ediyorum. Çünkü bizim askerimiz, pilotumuz bunun için vardı işte bu görevini yapıyor. Oydu asıl olan." dedi.

- "Mücadeleye koşan erkeklere, kadınlara, gençlere ne desem eksik kalır"

Son haftalarda ve aylarda gerek silahlı kuvvetlerin gerek jandarma, polis ve güvenlik korucularının bütün bu teröristlere dağları, dereleri nasıl dar ettiğinin görüldüğünü ve görmeye devam edileceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sokaklara çıkma imkanı bulamadıkları için ak sakallarıyla, başörtüleriyle, kucağında uyuyan o sabileriyle seccadelerinin üzerinde sabaha kadar gözyaşı döküp, dua ederek darbe direnişine destek veren tüm vatandaşlarıma özellikle şükranlarımı sunuyorum. 16 Temmuz'dan itibaren 29 gün boyunca ülkemizin her köşesinde gece sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutan, gündüz de işine gücüne giden tüm vatandaşlarıma şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Biliyorum ki eşlerini, çocuklarını, tüm ailelerinin geleceklerini, umutlarını, her şeylerini geride bırakarak mücadeleye koşan erkeklere, kadınlara, gençlere ne desem eksik kalır. Rabbime beni böyle bir milletin evladı olarak yarattığı için ne kadar hamdetsem azdır. Allah'ıma bana böyle bir millete hizmet etmeyi nasip ettiği için ne kadar hamdetsem azdır. Mevlama o gece bu kulunu, böyle bir milletle birlikte mücadele verme şerefine nail kıldığı, bana böyle bir ihsanda bulunduğu için ne kadar hamdetsem azdır."

Erdoğan, konuşmasının bu kısmında kürsüde yanına gelerek kendisine sarılan şehit çocuğunun başını okşadı. Çocuk bir süre Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sarılarak yanında kaldı.

- "Milletimize hakim olmaya değil, hadim olmaya geldik"

"Şu anda burada kelimelerin kifayetsiz kaldığı, düşüncelerin ve duyguların ancak kalplerden kalplere giden o gizli yolla ifade edildiği bir andayız." diyen Erdoğan, salonda bulunan şehit ailelerine ve gazilere "Burası milletin evi, sizin eviniz." şeklinde seslendi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Birilerinin gelmeye ayaklarının varamadığı yer değil burası, burası sizin eviniz. Hamd olsun bizim milletimizle gönül bağımız hiç kopmadı. Milletimiz ne hissediyorsa biz de onu hissettik. Milletimiz neye öfkeleniyorsa biz de ona öfkelendik, milletimiz neyi özlüyorsa biz de onu özledik, kırk yıldır bu çizgiden hiç sapmadığımız için attığımız her adımda milletimizi yanımızda bulduk.

Bu yüzden milletimize hakim olmaya değil, hadim olmaya geldik. Önce bizi küçümseyerek milletten uzak tutmaya çalıştılar. Bunu başaramayınca cezaevine attılar. Yine netice alamayınca siyaset yoluyla hizmet etmemize engellemeye kalktılar. Bunu yapamayınca milletin verdiği yetkileri sinsi yollarla elimizden almaya çalıştılar. Sonunda işi 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi canımıza kast etmeye kadar götürdüler. Bu fakirin canını alınca 80 milyonluk Türkiye'yi teslim alacaklarını sandılar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, konuşmasının bu kısmında sahneye şehit ve gazi çocukları çıktı.

Yunus Emre'den, "Mana Eri Bu Yolda Melül Olası Değil" isimli şiirin "Ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez / Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil / Gevhersiz gönüllere yüz bin söz söyler isen / Hak'tan nasip olmasa nasip alası değil." dizelerini okuyan Erdoğan, "Bu Hak'tan nasibini almamış olanlar, milletimizle aramızdaki güçlü bağı göremedikleri için güç kullanarak, silah kullanarak, kan dökerek ülkeyi teslim alma hevesine kapıldılar. Biz, milletimizle birlikte ölümü göze alarak yola çıktığımızda bu nasipsizlerin yüreğine korku çoktan düşmüştü. FETÖ'nün ordumuza sızmış mensuplarının döktükleri masum kan, onların yüreksizliklerinin, alçaklıklarının, ruhlarını ve bedenlerini sattıkları şarlatanla birlikte yuvarlandıkları ihanet çukurundaki çırpınışlarının eseridir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu alçaklar, o gece kendilerince her şeyi hesap etmişler. Sadece Allah'ın hesabının tüm hesapların üzerinde olacağını düşünememişler." diye konuştu.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 15 Temmuz Şehitleri Anma Programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu alçaklar, o gece kendilerince her şeyi hesap etmişler. Sadece Allah'ın hesabının tüm hesapların üzerinde olacağını düşünememişler. Türk milletinin, dünyada, tanka karşı yumrukla, kurşuna ve bombaya karşı tekbirle karşı koyacak tek millet olduğunu akıllarına getiremedikleri için sokağa adım attıkları andan itibaren planları bozuldu." dedi.

15 Temmuz gecesine dair hatıraların üzerlerindeki yükü ağırlaştırdığını ifade eden Erdoğan, Çanakkale'de son ferdine kadar şehit düşen 57'nci Alay'a oğlunu asker olarak gönderen bir babanın, oğlunun arkasından "Git evladım. Yıllarca ben oğulsuz kalayım. Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım. Hadi yavrum, hadi git, ya gazi ol ya şehit." dediğine dikkati çekti.

İkiz evlatlarını Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit veren babayı dinlediklerini aktaran Erdoğan, o gün orada 53 şehit verildiğini söyledi ve şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de bir müjde verdiğini belirten Erdoğan, "Allah yolunda ölenlerin, cennet karşılığında onların nefsini Rabb'imiz satın alıyor. Onlar, Allah yolunda öldüler. Dolayısıyla onlara 'ölüler' demeyiniz. Onların makamı zaten belli. Böyle yüce bir makam var mı?" dedi.

- "Şehadete yürüyorsa hiç muktedir olamazsınız"

15 Temmuz şehidi Ömer Halisdemir'in eşinin "Rabb'im bizlere de bu şehadeti nasip edecek mi?" diye ağladığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mesele bu... Rabb'im bizlere inşallah aynı yolda şehadeti nasip etsin. Biz, Allah yolunda dinimiz, vatanımız, milletimiz için her an ölmeye hazırız. Yola çıkarken 'Kefenimizi giydik ve yola böyle çıktık' dedik. 15 Temmuz gecesi evladını, eşini, çocuğunu darbecilerin üzerine gönderenler de aynı duygular içindeydi. Safiye kardeşimi de dinlediniz. Orada kaç tane asker var, ellerinde silahlar var. Ya onlardan yumurta olmaz be... Ulan terbiyesizler karşınızda tek başına bir bayan var. Elinde silah mı var? Hiçbir şey yok. O haliyle geliyor. Siz onu ölümle tehdit ediyorsunuz. Ne oldu... Yürek meselesi bu yürek, kürek değil, yürek... Mesele bu. İstiklal Marşı'mızda Akif ne diyor: "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın… Belki yarından da yakın." İşte mesele bu. Onun için ister F-16, ister silahlar yağdıran helikopterler, tanklar, tüfekler olsun... İşte Sabri, kendini tankın altına atıyor, paletlerin arasına. Birinci tank üzerinden geçiyor, çıkıyor. Arkadan ikinci tank geliyor, onun da altına kendini atıyor oradan da çıkıyor. Hadi öldürseydiniz, niye öldüremediniz? O an gelmeden muktedir olamazsınız. Hele hele şehadete yürüyorsa hiç muktedir olamazsınız."

- "Rabb'imin o murat ettiği hayat devam ediyor"

Şu anda 40'ın üzerinde ameliyat geçiren gaziler olduğuna işaret eden Erdoğan, "Rabb'imin o murat ettiği hayat devam ediyor, devam edecek." dedi.

Şehitlerle ne denli iftihar duyuluyorsa, gazilerle de aynı şekilde iftihar duyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Sevdiklerinin şehit olduğunun haberini alanların yüreklerini biliyorum. O gece kor ateş düşüyordu. Gazilerin yakınları üzüntüyle umudu bir arada yaşıyorlardı. Sağ salim geri dönenlerin yakınları ise şehit ve gazilerin acısıyla sevinçlerini göstermeye dahi imkan bulamıyorlardı." dedi.

16 Temmuz akşamına doğru darbe girişiminin bilançosu ortaya çıktığında bir kez daha dillerden "Ah be Anadolu, şimdi her köşen ağlayan ana dolu" sözlerinin döküldüğünü aktaran Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'in şehitlerle ilgili ayetinin ezberlendiğini söyledi.

"Allah yolunda öldürülenlere asla ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler. Lakin siz anlayamazsınız" ayetini hatırlatan Erdoğan, bu emrin en büyük teselli kaynağı olduğunu dile getirdi.

"Ateş düştüğü yeri yakar" atasözüne atıfta bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ancak 15 Temmuz şehitlerimizin, terörle mücadele şehitlerimizin ateşi sadece ailelerini değil, milletimizin tamamını yaktı, yakıyor. Ne dersek diyelim, geride kalanların, özellikle de anaların yürek yangınlarını söndüremeyeceğimizi biliyoruz. Bir şehidimizin dilinden ifade edilen şu dörtlük belki annelerimize bir parça ferahlık verir; 'Yine hangi duayı okudun anne. Vurulduğum yerde güneş açtı. Yine mi ağlıyorsun anne. Cennetime yağmur yağdı.' İşte bu sesleniş sırf annesine 'Evladım gel yoksa hakkımı helal etmem' dedirtmemek için konuşmasını kesip telefonu kapatarak şehadete koşan kahramanların cennetten kopup gelen fısıltısıdır."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz bir daha asla FETÖ gibi inancını eğitim ve hayırseverlik duygularını sömürerek, ihanet zehirini damarlarına zerk etmek isteyen örgütlerin, ülkesinde boy göstermesine meydan vermeyecektir." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "15 Temmuz Şehitleri Anma Programı"nda yaptığı konuşmada, şehit ailelerine "Anneler, babalar, kardeşler, eşler, evlatlar emin olunuz ki sevdikleriniz şehittir ve Rabbimin müjdesi gereğince cennetliktir." diye seslendi.

Dünyadaki imtihanı şehitlere layık olacak şekilde vermeye çalışacaklarını belirten Erdoğan, "Şehadet için öne atılan ama yaralanıp gazilikle yetinmek zorunda kalan kardeşlerim, işte Derya kardeşimiz. O da gazi oldu. Bir öğretmendi, daha sonra belediye meclis üyesi olarak görevine devam ederken Kahramankazan'da gazi oldu ve hala bir yıldır tedaviler devam ediyor. Mesele yürek meselesi. Size sadece ve sadece bu unvanın şerefi yeter. Dünyanın tüm malına, mülküne, makamlarına değişilmeyecek bu unvanı hayatınız boyunca şanla, şerefle, gururla taşıyınız." diye konuştu.

Başka hiçbir millette böyle bir makam bulunmadığının ve bunun bilinmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu sadece Müslümanlarda var. Vakarlı, onurlu, ağırbaşlı duruşunuzla yeni nesillerin rol modeli olacağınızı asla unutmayınız. Bu unvan ve getirdiği sorumluluk size şehitlerimizin emanetidir. İşte Çanakkale'yi anıyoruz değil mi? Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale'yi yad ediyoruz değil mi? İşte bundan sonra 15 Temmuz da 16 Temmuz da aynı şekilde anılacaktır.

Buradan bütün şehit kardeşlerimin eşlerine, tüm yakınlarına ve gazilerimize söylüyorum; şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız ve unutmayın her selalar okunduğunda şehitlerimiz akla gelecek."

Görsel medyada sürekli 15 Temmuz ve şehitlerle ilgili yayınların yayında tutulmasının geleceğe bakışı güçlü kıldığını vurgulayan Erdoğan, "Şehitlerimizi hatırlıyoruz. Onları hatırladıkça geleceğe olan güvenimiz artıyor ve artacak. Şehadete inanmak, onu yaşamak... O konuşulmaz, yaşanır. İşte o çok önemli. Bu milletin tarihinde bu var, bundan sonra da bu olacak." ifadesini kullandı.

-"Askerine 'Mehmet' diyen bir başka millet yoktur"

Dünyanın hiçbir yerinde, İslam dünyası da dahil olmak üzere askerine "Mehmet" diyen bir başka milletin bulunmadığına işaret eden Erdoğan, "Ecdadımız askerine, aslında 'küçük Muhammed' anlamında 'Mehmet' demiştir. 'Muhammed' dememiştir. Olur ki yakışık almaz. Önce yumuşatmış 'Mehemmed' demiştir, daha sonra iyice yumuşatmış 'Mehmet' demiştir. Mehmetçik ile de küçük Muhammed, bu anlama getirmiştir. Askerimizin işte böyle bir güzelliği, böyle bir özelliği var." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle Mehmetçik ve ordunun yeri ile konumunun çok farklı olduğunu bildirdi.

Devletlerin ve milletlerin tarihlerinde, geleceklerine yön veren kritik dönüm noktaları bulunduğunu belirten Erdoğan, 15 Temmuz'un da Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti için böyle bir tarih olduğuna değindi.

-"Milletimiz bir daha böyle bir utancı asla yaşamayacaktır"

Bundan sonra ülkede hiçbir şeyin 15 Temmuz öncesi gibi olmayacağını, tek parti döneminin zulmünü yaşayan milletin bir daha böyle bir zillete asla rıza göstermeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"27 Mayıs darbesinin, 12 Eylül darbesinin, 28 Şubat müdahalesinin mahcubiyetini yaşayan milletimiz bir daha asla böyle bir mihnete maruz kalmayacaktır. Menderes gibi bir beyefendinin haksız yere darağacında son nefesini vermesine engel olamayan milletimiz bir daha böyle bir utancı asla yaşamayacaktır.

Milletimiz bir daha asla FETÖ gibi inancını eğitim ve hayırseverlik duygularını sömürerek, ihanet zehrini damarlarına zerk etmek isteyen örgütlerin, ülkesinde boy göstermesine meydan vermeyecektir. Her kim ki din adına, mukaddes bildiğimiz değerler adına bizi istismara kalkışırsa önce Kur'an-ı Kerim'de defalarca emredilen 'Akletmez misiniz' ikazını hatırlayacağız. Rabbimizin bize en büyük ihsanı olan irademizi, aklımızı kesinlikle kimseye ipotek etmeyeceğiz. Bölücü gayelerle milletimizin içine etnik veya mezhebi fitne sokmaya çalışanlara karşı da aynı yolu izleyeceğiz.

Bu ihanet teşebbüslerinin üstesinden coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın, kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin, gönüldaşlığımızın bize gösterdiği hakikatlerin rehberliğinde yola devam edeceğiz.

15 Temmuz ile onun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğüm bölücü terör örgütünün saldırılarıyla etrafımızı kuşatmaya yönelik sinsi oyunlarla gördük ki, artık ya olacağız ya öleceğiz. Bu sebeple 2023 hedefleri bizim için sıradan bir kalkınma programının çok ötesinde anlamlara sahiptir. Yaklaşık 200 yıldır gerileye gerileye geldiğimiz yerin bir tarafı uçuruma, bir tarafı düz duvar gibi yalçın sırtlara açılıyor. Bir başka ifadeyle gidecek yerimiz kalmadı. Kurtuluş Savaşımızın ardından razı olduğumuz sınırlarımız misakımillimizin dahi gerisinde bulunmasına rağmen, hala bize rahat vermiyorlarsa artık geriye değil, ileriye bakma zamanı gelmiş demektir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ'nün ihanetini unutmayacağız, unutturmayacağız. Darbe girişimini fiilen yürütenleri, arka planda onları yönetenleri, darbecilere destek olanları asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Batı bize ne diyor biliyor musunuz, 'Hani belge' diyor. Daha ne belgesi olacak? 250 şehidim, 2 bin 193 gazim var, ne belgesinden bahsediyorsun?" dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 15 Temmuz Şehitleri Anma Programı'nda yaptığı konuşmada, 2023 hedeflerinin, ufukları açacak, menzili genişletecek; dizlere derman, kollara kuvvet verecek, nefesi tazeleyecek, mazi ile atinin bağını kuracak imkanın adı olduğunu söyledi.

Ecdadın Çanakkale'de dünya savaş tarihinin en büyük zaferlerinden birini kazandığını anımsatan Erdoğan, "Çanakkale'den aldığımız cesaretle ve öz güvenle Kurtuluş Savaşı'mızı zafere taşıdık. 15 Temmuz bizim yeni Çanakkale'mizdir, Dumlupınar'ımızdır, Sakarya'mızdır. Yıllardır darbelerin, müdahalelerin, vesayet güçlerinin pençesinde kıvranan bu millet, 15 Temmuz'da şahlanışını ifade etmiştir. Buradan aldığımız cesaret ve öz güvenle elde edeceğimiz bir sonraki zafer, 2023 hedeflerine ulaşmak olacaktır." diye konuştu.

Savaşların, işgallerin, sömürgelerin biçim değiştirdiği bir dünyada, demokratik, ekonomik, siyasi ve ferdi özgürlüğün ellerindeki en önemli fırsat olduğunu belirten Erdoğan, şehitlere layık olmanın ve gazilere duyulan şükranı ifade etmenin yolunun ülkeyi her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmayı amaçlayan 2023 hedeflerine ulaşmaktan geçtiğini dile getirdi.

- "Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste"

"Bizim, bizden başka dostumuz yok." diyen Erdoğan, ABD'de metroda 15 Temmuz'la ilgili ilanlara müsaade edilmediğini, benzer konuların Avrupa'da da yaşandığını hatırlattı.

Erdoğan, G-20 Zirvesi'ndeki salon toplantılarında Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına ve bakanlarına müsaade edilmediğini de anımsatarak, "Lafa geldiği zaman özgürlükten bahsediyorlar, düşünce özgürlüğünden bahsediyorlar. Ne özgürlüğü? Biz, 15 Temmuz'da darbeyle karşı karşıya kaldık. 3 gün Hamburg'u yaktılar, yıktılar. İşte böyle bumerang gibi. O teröristlerin içinde de aynen buradan Almanya'ya gidip, orada kabul gören PKK teröristleri vardı. O paçavralarıyla beraber, terörist başının resimleriyle beraber kortejin içerisinde yer alanları gördük. 'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.' Olay bu." ifadelerini kullandı.

Çevresinde düşmanın, içerisinde de hainin eksik olmadığı bir coğrafyada ayakta kalmanın, hedeflere ulaşmanın zorluğunu bildiklerini söyleyen Erdoğan, "Ama unutmayınız ki bizim milletimizin diğerlerinden farkı, tarihin her döneminde bunu başarmış olmasıdır. Bugün de bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumlar, gözlerini üzerimize dikmişlerse, kalplerinde ve dudaklarında bizim için dualarını eksik etmiyorlarsa sebebi işte budur. Kendi evlatlarımız ve umudunu bize bağlamış tüm mazlumlar için bu sorumluluktan kaçamayız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Unutturmamak mecburiyetindeyiz"

"Bir insanın canından daha değerli neyi vardır?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti.

"Eğer şehitlerimiz en değerli varlıklarını, gözlerini kırpmadan ülkemizin ve milletimizin geleceği için feda etmişlerse, bize düşen görev onların davasına sahip çıkmaktır. İşte bu sebeple 15 Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. FETÖ'nün ihanetini unutmayacağız, unutturmayacağız. Darbe girişimini fiilen yürütenleri, arka planda onları yönetenleri, darbecilere destek olanları asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Batı bize ne diyor biliyor musunuz, 'Hani belge' diyor. Daha ne belgesi olacak? 250 şehidim, 2 bin 193 gazim var, ne belgesinden bahsediyorsun?"

Şu anda darbecilerin yargılandıklarına işaret eden Erdoğan, hukukun gerekli kararı vereceğini, kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Söyledikleri ne biliyor musunuz? 'Bunlar bizi tatmin etmiyor.' Siz buraya kaçıp gelenleri lütfen Türkiye'ye gönderin de bunların suçu irtikap ettikleri yer Türkiye'dir. Türk mahkemelerinde bunların yargılanması gerekir, Alman mahkemelerinde değil. Bu son gidişte, bunu bizzat Merkel'in kendisine söyledim. Sizin mahkemelerde değil, bizim mahkemelerde yargılanması gerekir. Hukukta kaide, suç nerede işleniyorsa, oranın mahkemelerinde bunlar yargılanır. Sizin yargınızda ne için yargılanacaklar? Bizden geliyorsun çift vatandaşlı birisini istiyorsun. Niye? Suçu burada irtikap etmiş. Şu anda da burada da yargılanıyor. Eğer yargı onlarla ilgili olumlu bir şey düşünürse gereğini yapar."

- "Minnetle anılacak"

15 Temmuz'u resmi anma günü haline getirdiklerini ifade eden Erdoğan, 15 Temmuz'u unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında, salı gününden itibaren başlayan ve pazar günü gece saat 24.00'e kadar devam edecek olan çeşitli programlarla 15 Temmuz'un hatırlanacağı ve şehitler için okunan dualar ve hatmi şeriflerle şehitlerin hayırla yad edileceğini söyledi.

15 Temmuz gazilerinin de minnetle anılacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Salı günü, 81 vilayette Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinde 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerimizin kabirlerini ziyaret ettik. Kur'an-ı Kerim'ler okundu, dualar yapıldı. Yurt içinde ve yurt dışında fotoğraf sergileriyle, basın bültenleriyle, bilgilendirme toplantılarıyla anma programları başlatıldı. Çarşamba günü, İstanbul'da bir uluslararası sempozyum düzenlendi. TOBB'da uluslararası yatırımcılarla bu yıl ikincisi yapılan bir toplantıda, hadisenin ekonomik yönü tartışıldı. Bugün de TOBB aynı şekilde Türkiye'deki odalarla müşterek bir basın toplantısı yaptı. Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfının da bugün, İstanbul'da tüm Gönüllü Teşekküller Vakıfları ve Dernekleriyle bir basın açıklaması yapıldı."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye genelindeki demokrasi nöbetlerinin 16 Temmuz Pazar günü saat 24.00'e kadar devam edeceğini belirterek, "Şu anda burada 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece yarısı 00.13'te okunan selalarla başlayıp, 16 Temmuz'u 17'sine bağlayan gece yarısına kadar sürecek demokrasi nöbetlerini resmen ilan etmiş oluyorum. Her ne kadar 24.00 desem de bu uzayabilir." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 15 Temmuz Şehitleri Anma Programında yaptığı konuşmada, anma etkinliklerine ilişkin bilgi verdi.

Yarın cuma namazının ardından 81 ilde okunan hatmi şeriflerin duasının Millet Camisi'nde yapılacağını, AK Parti Genel Merkezi tarafından "15 Temmuz ve İnsan Hakları" konulu toplantı düzenleneceğini belirten Erdoğan, akşam ise 81 ilde, 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerinin yakınları ve gazilere yemek verileceğini söyledi.

TBMM'nin 15 Temmuz Cumartesi günü özel gündemle toplanacağını anımsatan Erdoğan, aynı gün saat 18.30'da, İstanbul'da "Milli Birlik Yürüyüşü"nün Anadolu yakasından başlayacağını bildirdi.

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün, Anadolu yakasındaki gişelerin önündeki tören alanına saat 21.15 gibi varmayı hedeflediklerini anlatan Erdoğan, burada Kur'an-ı Kerim tilaveti ve belgesel gösteriminin ardından vatandaşlara hitap edeceğini paylaştı. Erdoğan, 250 şehidin isimlerinin tek tek okunması ve saygı ışıklarının yanmasının ardından tören alanının hemen yanında bulunan "Şehitler Makamı"nın açılışının şehit yakınları ve gazilerle gerçekleştirileceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nakkaş Tepe'den Şehitler Makamı'na giden yolun, iki tarafının selvi ağaçlarıyla donatıldığını anımsatarak, "Her selvi ağacı bir şehidimizi ifade ediyor. Her selvi ağacının kökü diyebileceğim noktada elektronik olarak da gayet güzel bir düzenleme yapıldı." dedi.

- "Selaların okunmasıyla demokrasi nöbetleri başlayacak"

Saat 00.13'te Türkiye genelinde selaların okunmasıyla "Milli Birlik Yürüyüşleri" ve demokrasi nöbetlerinin başlayacağını belirten Erdoğan, Ankara'daki yürüyüşün, TBMM'nin önüne kadar süreceğine işaret etti.

Kendisinin de saat 02.00'ye kadar Meclisin önüne geleceğine değinen Erdoğan, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve şehitler için edilecek duanın ardından başta Meclis Başkanı İsmail Kahraman olmak üzere vatandaşlara hitap edeceğini söyledi.

Erdoğan, 81 ilden gençlerin getireceği bayrakları, Meclis Başkanı Kahraman ile birlikte teslim aldıktan sonra Külliye'ye gelerek, burada vatandaşlarla sabah namazını Millet Camisi'nde kılacağını aktardı.

Namazın ardından Külliye Ana Girişi'nin karşısında inşa edilen Şehitler Abidesi'nin açılışını gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, "(Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet) yazıyor, o abidede. Tüm şehitlerimizin de orada posterleri var. Orada da gerçekten güzel bir proje hayata geçirildi. Geceleri onun da aydınlatması hakikaten gayet güzel olacak, farklı olacak ve gerek Millet Camisi'ne gerekse Külliye'ye gelenler artık buradaki bu güzelliği görecekler." dedi.

- Demokrasi nöbetleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt genelindeki demokrasi nöbetlerinin 16 Temmuz Pazar gece yarısına kadar süreceğine dikkati çekerek, "Şu anda burada, 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece yarısı 00.13'te okunan selalarla başlayıp 16 Temmuz'u 17'sine bağlayan gece yarısına kadar sürecek demokrasi nöbetlerini resmen ilan etmiş oluyorum. Her ne kadar '24.00' desem de bu uzayabilir." ifadesini kullandı.

Yurt genelindeki tüm vatandaşları, tıpkı bir yıl önce olduğu gibi meydanlarda tutulacak demokrasi nöbetlerine davet eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak için bu nöbetleri her yıl tekrarlamamız çok önemlidir. Milletleri millet yapan, ilhamını tarihlerindeki dönüm noktalarından aldıkları bu tür geleneklerdir, törenlerdir. Biz şu anda tarihi bizzat yaşadığımız için belki yeterince farkında değiliz ama gelecek nesillere gerçekten çok önemli bir miras bırakıyoruz. 15 Temmuz'un ülke ve millet olarak bizim için ne anlama geldiği gelecekte çok daha iyi anlaşılacaktır. Tarihe not düşmek adına 15 Temmuz'la ilgili mümkün olduğu kadar çok bilimsel çalışma yapılmasını, mümkün olduğu kadar çok hatıra bırakılmasını sağlamalıyız. Açılışını yaptığımız anıtlarla, başlattığımız anma programlarıyla, ilk raporunu yayımladığımız bilimsel araştırmalarla bu yolu açtığımıza inanıyorum. Aynı şekilde bir anıtı da inşallah TBMM külliyesi içinde gerçekleştireceğiz, onun da projesi hazır. Gelecek yıllarda çok daha kapsamlı, zengin programlarla bu önemli günü yad etmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin ve milletimizin bekasıyla ilgili aklından hala kötü niyetler geçenlere, geçirenlere ders niteliğinde olacak bu etkinliklere özellikle gençlerimizin sahip çıkmasını istiyorum."

- "Yazıklar olsun kendi milletine silah sıkan soysuzlara"

Şehitlerin emaneti yakınları ile gazileri başlarının tacı olarak nitelendiren Erdoğan, "15 Temmuz gecesi sokakta ülkesini, milletini, bayrağını, istiklal ve istikbalini savunan her kardeşimiz başımızın tacıdır. Onlara sahip çıkan bir nesil yetiştirmek için 15 Temmuz'u her kademedeki eğitim kurumlarımızda mutlaka hakkıyla işlemeli, zihinlere nakşetmeliyiz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını "Selam Olsun" şiirinden, "Selam olsun tanka karşı dimdik duran kahramanlara, helal olsun bu yiğitleri doğuran eli öpülesi analara. Yazıklar olsun darbeye sevinen kanı bozuklara. Selam olsun Nene Hatun'lara, Şerife Bacı'lara, helal olsun Çanakkale ruhunu yaşatanlara. Yazıklar olsun vatan elden giderken kaçan korkaklara, selam olsun ölüme meydan okuyan tüm canlara, helal olsun darbeye, darbe yapan korkusuzlara. Yazıklar olsun özgürlüğümüze kasteden alçaklara, selam olsun kefenim sırtında diyerek yola koyulanlara, helal olsun gövdesini kurşuna siper eden yiğitlere. Yazıklar olsun kendi milletine silah sıkan soysuzlara" dizeleriyle tamamladı.