CNN TÜRK'te Hakan Çelik ile Hafta Sonu programının konuğu olan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yargının Çiftlik Bank yolsuzluğu, vakası üzerine titizlikle gittiğine belirterek, bu hususta vatandaşların daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.

Özellikle sanal ortamlardan çok ciddi anlamda dolandırıcılığa, haksız kazanca birtakım kişilerin tevessül ettiğini gördüklerini aktaran Gül, İstanbul Anadolu Başsavcılığı ile Çiftlik Bank'ın çiftliklerinin bulunduğu yerlerin de başsavcılıklarının konuyla ilgili yaptığı soruşturmaların bulunduğunu söyledi.

Gül, bu konunun ana merkezi, şirket merkezinin İstanbul olması nedeniyle İstanbul Anadolu Başsavcılığı'nın çok ciddi şekilde soruşturma yürüttügünü dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bu konuda mağdur olan kişilerin hukuki güvenceleri, haklarını nasıl elde edilmesi gerekiyorsa bunun için her türlü çalışma yapılıyor ama bizim çok uyanık, titiz olmamız lazım. Bu gibi böyle sanal ortamlar ya da bir anda böyle türeyip de vatandaşlarımızın gerçekten o iyi niyet duygularını istismar edenlere fırsat vermemek lazım. Yani kandırılmaya hazır olursanız kandıracak kişiler çıkabilir ama hukuken kayyum hususunda diğer tedbirler ilgili kişinin uluslararası hukuk boyutuyla neler yapılabilir, bu konuda yargı mensuplarımız her türlü yönüyle gayret ediyorlar. Şikayet gelir gelmez bu kişiyle ilgili yurt dışına çıkış yasağı konuldu ancak bu konular vatandaşlarımız memnun olunca yani paralar geliyor, şikayete konu olmamış herhalde iş, ya yurt dışına çıkınca ya da sorunlar çıkınca yargıya intikal etti. Bu hususta hemen yurt dışına çıkış yasağı konduğunda da anlaşıldı ki dışarıda ama bu konuda her türlü titizlikle yine vatandaşların mağduriyetinin giderilmesine yönelik çalışmalar hem ilgili bakanlıklarımız nezdinde de devam ediyor biz de onu takip etmeye çalışıyoruz." 

"Savcılarımız konuyu titizlikle takip ediyorlar"

Bakan Gül, Hakan Çelik'in "İnsanların ödedikleri paraların bir şekilde kurtarılabileceğini, geri alınabileceğini düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Burada kayyuma devredilmesi hainde birtakım üretim imkanlarıyla ya da aktif duran birtakım imkanlarla parasal kaynaklarla bunlar tespit edilen mağdurlara verilebilir. Bu konularda imkan neyse o husustaki tüm enstrümanlar yargı organlarınca değerlediriliyor ama burada ilk etapta görebildiğim kadarıyla muhtemelen biraz zaman geçtikten sonra konu yargıya, ilgili bakanlıklara intikal etti. Yargı mensuplarımız savcılarımız konuyu titizlikle takip ediyorlar."

"Bu kişinin (Mehmet Aydın) Türkiye'ye iadesi noktasında nasıl bir süreç var?" şeklindeki soruya Bakan Gül, o konuda da ne gibi imkan varsa gerekli çalışmanın yapıldığını söyledi.

"İmza kişinin her türlü hukuki kimliğidir, aidiyetidir"

Hakan Çelik, Bakan Gül'e, insanların kapılarının çalınarak veya belge imzalatılarak yapılan dolandırıcılıkla ilgili mağduriyetlerin giderilmesi için adli süreçlerin hızlandırılmasına yönelik çalışma olup olmadığını sordu. Abdulhamit Gül, bu konuda yargı mensuplarının çok yoğun bir çaba içinde olduğunu vurguladı.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, vatandaşların boş bir kağıda imza atmamaları gerektiğine dikkati çekerek, "İmza kişinin her türlü hukuki kimliğidir, aidiyetidir. İmzayı attığınızda üzerinin nasıl doldurulacağını, ne şekilde tanzim edileceğini bilemezsiniz. Hukuken o imzayı atıyorsanız bu konuda da ispatını farklı yönlerle ancak ortadan kaldırırsanız bu konudaki mükellefiyetten kurtulursunuz." dedi.

Akademisyenleri, yargı mensuplarını, kolluk kuvvetlerini farklı yöntemlerle dolandırmaya çalışanları ve buna kananları gördüklerini dile getiren Gül, "Şu anda Türkiye'de dolandırıcılıktan tutuklu, hükümlü sayısı 5 bin 469 kişi, hırsızlıktan cezaevinde olan kişi sayısı da 41 bin 434 kişi." ifadelerini kullandı.

"Gündemimizde af bulunmamaktadır"

Cezaevlerinin doluluğuyla ilgili değerlendirmesi sorulan Gül, AK Parti hükümetleri öncesi aflar ve infaz kanunundaki birtakım değişiklikler nedeniyle cezaevlerinde farklı uygulamaların olduğunu söyledi.

Cezaların yatış sürecine değinen Gül, "Diyelim ki daha önce yüzde 40'ını yatınca çıkabiliyordu şimdi yüzde 66'ya çıkartıldı birincisi bu. İkincisi cezalar çok artırıldı. Hırsızlık, uyuşturucu, suç örgütüyle ilgili daha önceki hükümler olsaydı belki daha önce tutuklu ve hükümlüler çıkacaktı. Bu konularda vatandaşımızın canına, malına, yaşam tarzına, hayat hakkına kim müdahale ediyorsa bu suçlara ilişkin cezaların artırılması, bundan kaynaklı da uyuşturucu, hırsızlık gibi mahallede vatandaşımızı hangi konu rahatsız ediyorsa bu konuda bir duyarlılık var." ifadelerini kullandı. 

Bakan Abdülhamit Gül, bugün ya da yakın zamanda bir af çalışması olup olmadığına yönelik soruya, "Hükümetimizin gündeminde herhangi bir şekilde af bulunmamaktadır. Şu an itibariyle onu söyleyebilirim." dedi.

Yargılamada tek tip kıyafet

Adalet Bakanı Gül, "Bu konuda bir kanun çıktı ve mecliste de bu KHK'ler onaylandı. O hususla yasal düzenleme tamamlandı. Teknik hazırlıklar devam ediyor." dedi.

Adil Öksüz'ün iadesi

Gül, "Bu konuda Almanya'dan iadesi hususunda mahkemelerimizin bir kararı oldu, Bakanlığımızca iletildi, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla. Oradan da hukukun gereği uluslararası sözleşmenin gereği bir adım bekliyoruz. Henüz bize olumsuz birşey söylenmedi, iadesini bekliyoruz." diye konuştu.

Uber araçlarına yapılan saldırılar

Gül, taksi ve akıllı telefon uygulamasıyla hizmet veren ticari araçlar arasında yaşanan sorun ve Uber araçlarına yapılan saldırıyla ilgili soruyu yanıtladı.

Bununla ilgili bazı dernek temsilcilerince yapılan yapılan açıklamaların hukuk devletinde asla tasvip edilmeyeceğini aktaran Gül, bu konuda suç teşkil eden bir husus varsa savcıların gerekli çalışmayı yapacağını söyledi.

Gül, bu konunun ilgili bakanlıkların takibinde olduğunu, bununla ilgili ayrıca açılan bir davanın devam ettiğini söyledi.

Hukuk dışı tavırların asla kabul edilemeyeceğini belirten Gül, "Diyelim ki bir yanlışlık varsa bunu yapacak olan sivil değildir, vatandaş değildir. Bunu yapacak olan ilgili makamlardır. Makamlara şikayet yapılır, kimse kendiliğinden 'ben bir haksızlık gördüm elimle düzelteyim' şeklinde bir şeye giremez." diye konuştu.

Erişimi sınırlanan internet siteleri

Hakan Çelik'in, Türkiye'deki faaliyetleri tedbiren durdurulan online otel rezervasyon portalı Booking.com'la ilgili durumu sorduğu Gül, Ekonomi Bakanlığının bu konunu yakından takip ettiğini, bununla ilgili yargı sürecinin de devam ettiğini söyledi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, WikiLeaks ve bazı internet sitelerine yapılan erişim engeline yönelik bir soru üzerine şunları kaydetti:

"Enformasyon, erişim, ulaşım herkesin temel hakkı ama burada haberleşmeyle devletin ya da ülkenin ulusal çıkarlarını da dikkate alan bir çalışma yapmak lazım. Bu bir mahkeme kararıyla yapıldı. Biz de hükümet olarak bu meselelerle gündeme gelmek istemeyiz ama ilgili kurumların da Türkiye'yi töhmet altında bırakan, Türkiye'yi suçlayan, Türkiye'yi tanımayanlara farklı bir algı oluşturacak fiiller içerisine girince de her ülkenin egemenlik hakkıdır, bu egemenlik hakkının yargısal boyutunda da kararı yargı makamları veriyor. Dolayısıyla bir mahkeme kararı. Eğer kurumlar, şirketler bunu telafi ederse bizim de ümidimiz odur. Bu mahkemelerden tekrar itiraz imkanı var, tekrar erişime açılması mümkün. Bizim arzumuz da böyle bir durumun çok gecikmeden ortaya çıkmasıdır."

"Bir mahkemenin kararını tartacak olan kamuoyu vicdanıdır" 

Çocuk istismarına yönelik yasal düzenleme çalışmalarına ilişkin yapılan çalışmaların sorulduğu Bakan Gül, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'nda talimatıyla bir komisyon oluşturulduğunu söyledi.

Özellikle Adana'da yaşanan olay sonrasında bu menfur fiille ilgili daha caydırıcı önlemler alınması için çalışma yaptıklarını anlatan Gül, "Adana'daki o fiille ilgili sanığa 51 yıl ceza verildi mahkemece ve ilk celsede karar verildi. Yargı mensuplarımıza da bu konulardaki titizlikleri için teşekkür ediyorum. Çünkü geç gelen adalet adalet değil. Bir mahkemenin kararını tartacak olan kamuoyu vicdanıdır. Dolayısıyla oranın tatmin edilmesi lazım." dedi.

Söz konusu mahkemenin kararında "takdiri indirim" maddelerini uygulamadığına dikkati çeken Bakan Gül, şöyle devam etti:

"TCK 62. maddedeki bu indirimler, mahkemelerce de uygulamada aslında bazı istisnai yanlış uygulamalar var ama dünyanın her yerinde buna benzer hükümler var. Bu konularda elbette, istismar, kadına şiddet hususunda asla bir tolerans gösterilmemesini biz de bekliyoruz. Bu Türkiye'deki yüzlerce yıllık hukuk tarihinde olan ilkeler, bunları değiştirmek Yargıtay'daki milyonlarca dosyanın tekrar gelmesi ya da farklı şeylere sebebiyet verir ama bütün ilgili hukukçuların da teslim ettiği gibi kanunlarımızda değil de biraz uygulamada bazı eksiklikler olabiliyor. Bizim de yaklaşımımız asla bir tolerans göstermemek. Kadına şiddet ve istismar konularında takdiri indirim hususunun şu sebeple veya bu sebeple indirimlerin yapılması gerçekten kamuoyunda da vicdanı yaralayan olaylar olabiliyor. "