CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmen ve velilerle video konferans yöntemiyle görüşerek eğitimin sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu konuşmasına "Eğer bir sorunu çözmeye talipseniz, sorunu yaşayanlardan dinlemeniz lazım. Sorunu yaşayanları dinlemezsiniz yapacağınız ya da önereceğiniz hiçbir çözüm amacına ulaşmaz." diyerek başladı. İnternet ve elektrik kesintileri ile bazı evlerde bilgisayar ve televizyon bulunmamasının, eğitime ulaşımı engellediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine de değinerek şöyle devam etti:

"Acı bir gerçek var, Milli Eğitim Bakanlığının yatırım yapacak kaynakları, parası yok. Genel bütçe dışında Bakanlığın kullandığı evrensel hizmet fonu var. Tabletler, bilgisayarlar, cep telefonları satılırken oradan belli bir miktar vergi alınıyor ve bu fona aktarılıyor. Bu fonla pek çok ihtiyaç giderilebilir. Okulların ve yoksul aile çocuklarının ihtiyacı giderilebilir. Peki bu para nerede? Burada ne kadar para toplandı? Milletvekiliyim bilmiyorum, 600 milletvekili de bilmiyor. Hiçbir veli, öğretmen bilmiyor. Nerede bu para? Biz bakanlığa bir çağrı yaptık. Tableti, bilgisayarı olmayanlar veya internete erişemeyen aileler var. Bu ailelere internet erişiminin sağlanması ve bunun da evrensel hizmet fonundan karşılanmasını söyledik. Ama anladığım kadarıyla adı var fon olarak duruyor, para toplanıyor ama bu paraların nereye harcandığını kimse bilmiyor."

"Ek derslik ihtiyacı büyük ölçüde giderilmiş olur"

Okullarda hijyen ve yardımcı personel sorununun devam ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, bunun çözülmesi için 60 bin kişilik yardımcı hizmet elemanına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, sorunun diğer bakanlıklardan personel veya geçici işçi çalıştırarak değil, kadrolu elemanla çözülebileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Onları eğitmeniz, yetiştirmeniz lazım. Okulu, tuvaleti, paspası vesaire. O çerçevede hizmet sunmaları lazım. Bunu da önerdik." dedi.

Derslik ve öğretmen ihtiyacına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"57 bin ek dersliğe ve 92 bin yeni öğretmene ihtiyaç var. Maalesef bunlar da sağlanmış değil. Şu teklifi yaptık, belediye başkanlıklarımızın olduğu yerlerde arsa göstersinler. Bizim belediyeler okulları yapsınlar. Bakanlık gelsin denetlesin. Okulları Bakanlığa teslim edelim. Ek derslik ihtiyacı da büyük ölçüde giderilmiş olur. Çünkü Bakanlığın açıklamalarına göre 57 bin ek derslik olursa pandemi kurallarına göre çocuklarımız okula devam edebilir. Biz yapmaya hazırız."

Kılıçdaroğlu, gelir düzeyi düşük ailelerin, internet masrafının devlet tarafından karşılanması gerektiğini ifade ederek ayrıca Bakanlığın internet sağlayıcı kurumlarla görüşebileceğini ve bu kurumların veli açısından internet maliyetini düşürebileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Herkes toplumsal bir fedakarlık yapacaksa internet sağlayıcısı kurumlarında bir fedakarlık yapması lazım." diye konuştu.

"Hep birlikte Türkiye'nin sorunlarını çözebiliriz"

Umutsuz olunmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye büyük bir ülke. Düşündüğümüzden çok daha büyük, kaynakları olan ve zengin bir ülke. Hep birlikte Türkiye'nin sorunlarını çözebiliriz. Sorun yaşıyorsak birileri sorunu çözemiyorsa o zaman sorunu çözecek olan insanları en azından devlet yönetiminde görevlendirmeliyiz. Onlar gelmeli. Bakalım sorunları çözecekler mi, çözmeyecekler mi? Bir şekliyle onları da denemeliyiz. Sorunları çözmek, önce sorunu yaşayanı dinlemekle başlar. Eğer sorunu yaşayanı dinlemiyorsanız, 'Hayır, ben hem sorunu biliyorum hem çözümü biliyorum.' derseniz ülkeyi yönetemezsiniz. Geldiğimiz nokta bu. İnanıyorum bu ülke hak ettiği yönetime kavuşacak ve sorunlarımızı da çözeceğiz."

"En büyük minneti öğretmenlerimiz için de duymalıyız"

Her anne ve babanın en temel arzusunun çocuğunun iyi bir eğitim alması olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hepimiz her türlü fedakarlığı çocuklarımız için yaparız. Velilerimiz yapar, öğretmenlerimiz yapar. Nasıl sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorsak onlara minnet borçluysak aslında en büyük minneti öğretmenlerimiz için de duymalıyız. Onları da alkışlamalıyız. Çok zor koşullarda, imkansızlıklar içinde bulundukları okulu eğitime hazır hale getirmek istiyorlar. Her türlü fedakarlığı yapıyorlar. Onlara da minnet borçluyuz."