KAYSERİ (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Yurt dışında bize karşı yapılan kumpasların farkındayız. Onları da çok yadırgamıyoruz. Bize karşı yapılan bu kumpasları birer birer boşa çıkarıyoruz." dedi.

Özhaseki, Kayseri Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü ile İŞKUR İl Müdürlüğünün yeni hizmet binalarının temel atma töreninde, şer odaklarının sürekli Türkiye üzerinde oyun kurmaya çalıştıklarını söyledi.

Türkiye'yi yıpratma çabalarının Türk milleti tarafından çok iyi bilindiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:

"Yurt dışında bize karşı yapılan kumpasların farkındayız. Onları da çok yadırgamıyoruz. Bize karşı yapılan bu kumpasları birer birer boşa çıkarıyoruz. Son yıllarda yurt dışında yapılan, PKK'ya kucak açmayı, FETÖ'cü hainlere kucak açmayı, en sonda da Reza mıdır ne lanettir o adamcağızın Türkiye lehine kullanıldığını çok iyi anlıyoruz. Çünkü ülkeler arasında çıkar çatışmaları vardır. Herkes kendi ülkesinin, kendi menfaatini savunur ve kendine göre taktikler üretir. Bunu çok yadırgamıyoruz. Garibimize gitse de dost dediğimiz bu ülkelerden bu kötülükleri görsek de anlayabiliyoruz ama anlayamadığımız bir tek şey var. Türkiye'de yaşayıp, milli olduğunu söyleyip 'Atatürk'ün partisinin mirasçıyız' deyip sonra da yurt dışında ne kadar kumpas varsa hepsinin sözcülüğünü yapmayı anlayamayız. Bunu anlamakta gerçekten zorluk çekeriz."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun belge iddialarına ilişkin de Bakan Özhaseki, "Atatürk'ün partisinin başında bulunan zat dahil olmak üzere ve çevresindekiler nasıl olur da yurt dışındaki örgütlerin sözcülüğünü yaparlar, nasıl olur da onların ellerine tutuşturdukları sahte birtakım kağıtları, 'belge' diye Türkiye'ye yutturmaya çalışırlar." ifadelerini kullandı.

Bakan Özhaseki, Kılıçdaroğlu'nun belgeleri savcılığa vermediğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Man Adası'nda bir şirket varmış. Buraya Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınları milyonlarca dolar para göndermiş. Peki iddia bu. 'Verin belgeleri' diyoruz, 'belge herkese verilmez' diyorlar. 'Gazetecilere verin, yayınlasınlar' diyoruz, 'bakacağız' diyorlar. 'Savcılığa verin' diyoruz ona da 'yok' diyorlar. En sonunda mavi bir dosyanın içerisine şirket sözleşmeleri doldurup gösteriyorlar. Ne olacak o şirket sözleşmeleri. Şimdi Kayseri Ticaret Odası'na gidin iki hangar dolusu şirket sözleşmesi var. Bunları alın dağıtın, ne olacak? Siz 'Man Adası'ndaki şirkete para gitti' demiyor musunuz? Verin evrakını. 'Yadırgadın mı' diye bana sorun. Valla yadırgamadım."

- "Paçavra hükmünde, hepsi yalan"

Kılıçdaroğlu'nun, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde yolsuzluk iddiasıyla dava açtığını da hatırlatan Özhaseki, süreci şu şekilde anlattı:

"Bu zat 5-6 yıl önce elinde bir dosya ile meclis kürsüsüne çıkıp Kayseri Büyükşehir Belediyesinde usulsüzlük yapıldığını iddia etti. Bu konu yargıya gitti. Genel başkan yardımcılarının da olduğu 15-20 CHP'li vekil geldi burada artistlik yaptılar. Algı idare etmeye çalıştılar. Dava ikinci kez görüldü. Bütün belgeler incelendi. Getirdikleri 289 sayfalık belgeler paçavra hükmünde, hepsi yalan. Savcılar kesinleştirdi bunu. Şimdi ara ara 'biz bu davayı kazandık' diyorlar. Sizin bu yalanlarınız üzerine size tazminat davası açtım mı? Açtım. Arkadaşlarım açtı mı? Açtı. 98 bin 750 lira para aldık. CHP'lilerin temsilcileri inkar ederse yarın belgeleri yayınlarım. Sizin gibi paçavra sunmayacağım. Makbuzları göstereceğim. O paralarla da vatandaşlara sucuk dağıttık hatta bir teyze CHP'den geldiği için 'Ben bunu yemem, bu haram' demişti."

Muhalefet partilerinin en doğal hakkının eleştirmek olduğunun altını çizen Bakan Özhaseki, "Ama kumpas kurmaya, iftira atmaya, yalan söylemeye hakkınız yok. Ne yazık ki bunu yapıyor bizimkiler. Sonra yurt dışındaki FETÖ'nün sözcülüğünü ve temsilciliğini yapıyorlar." dedi.

Bakan Özhaseki, bir gazetede yer alan kendisinin de bulunduğu fotoğrafla ilgili ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siz dün FETÖ'cülerle beraberdiniz diyorlar. İşte şu da resminiz. Bir gazeteye de bastırmışlar. Doğru. Yurt dışına en az 15-20 kez çıktım. Giderken de ticaret odalarına, sanayi odalarına, MÜSİAD, GESİAD gibi kuruluşları da çağırıp 'kardeş şehir ilişkimiz var, ticaret yapacağız. Gelir misiniz' derdik. Kafkaslara 70 kişi ile beraber gittik. Strazburg'a 30-40 kişi ile gittik. Amerika'ya da gittik doğru. İçinde GESİAD başkanı da ticaret odası temsilcileri de sanayi odası da temsilcileri vardı. Onlar o gün şehri temsil ediyorlardı. O gün masum insanlardı. Ayıp olan, dün onlarla beraber olmak değildir. Ayıp olan, bunların örgüt olduğu belli olduğu halde, 15 Temmuz'daki katillikleri ispatlandığı halde bunlarla beraber olmak, halen bunların sözcülüğünü yapmak, Amerika'da o şizofren yapının Türkiye'deki temsilciliğini yapmaktır. Hainlik bu, alçaklık bu işte. Şimdi yapmak onları. Şimdi bunlarla beraber olmak, bunların sözcülüğünü yapmak hainliktir. Çünkü bunların terör örgütü olduğu, ajan olduğu, mahkemelerce ispatlandı. Şimdi bunların yaptığı işleri meşrulaştırmak, at izini it izine karıştırmaya çalışmak hainliktir."

Öte yandan Bakan Özhaseki, tören öncesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü ile İlbank Bölge Müdürlüğünde görev yapan bakanlık personelleriyle otelde bir araya geldi.

-"En dürüst lider"

Şehirleri daha yaşanabilir hale getirmek için bir çok proje geliştirdiklerini belirten Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, geçmişten gelen bazı sıkıntıların işlerin ilerlemesine mani olduğunu söyledi.

İstanbul için bir "ihanet" tartışması yaşandığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda öz eleştiride bulunduğunu anımsatan Özhaseki, "Benim yorumum resmen şu. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti'ne gelmiş en dobra, aklında ne varsa direkt söyleyen ve en dürüst lider, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Gerekirse kendini bile eleştirmekten hiç kaçınmıyor. Hiç numaradan değil. Evet, hatamız varsa 'vardır' diyor." diye konuştu.