Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Vali Münir Karaloğlu, Ak Parti milletvekilleri Gökcen Özdoğan Enç ve İbrahim Aydın ile diğer protokol üyelerinin yanı sıra Manavgat ve Gündoğmuş ilçelerinin muhtarları da toplantıda yer aldı.

Toplantıda konuşan Bakan Çavuşoğlu, Afrin'de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, "Afrin operasyonu, bizim meşru müdafaa hakkımızdır. En doğal hakkımızdır, uluslararası hukuka uygundur. BM'nin ilgili şartına ve Güvenlik Konseyi kararlarına uygundur. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok" dedi.

'KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİN KESECEKSİN'

Terör örgütü PKK/YPG'ye silah verenlere uyarılarda bulunduklarını, ancak dinletemediklerini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Uyarılarımızı yaptık, arkasındaki destekçilerine uyarıları yaptık. 'Bu teröristlere silah vermeyin' dedik. 'Verdiğiniz silahlar bize tehdit oluyor, Türkiye'ye saldırı olarak kullanıyorlar' dedik ama dinletemedik. O zaman ne yapacaksın, kendi göbeğini kendin keseceksin. En son saldırılar, tacizler artınca da tepelerine bindik. Şimdi ise dağları dar ediyoruz. Nasıl Türkiye'de dağlarda ve şehirlerde PKK teröristleriyle mücadele edip onları gömüyorsak, sınırın öbür tarafındaki PKK'yı, YPG'yi de dağlarına, inlerine, çukurlarına gömüyoruz. Buradan bunları temizleyeceğiz. Burayı yine Suriye halkına teslim edeceğiz. Aynı Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan sonra olduğu gibi. Buraya Türkiye'den 100 bine yakın Suriyeli döndü. Aynı şekilde Suriye içlerine giden 150 bin insan buralara geri döndü. İnsanların hayatını normalleştiriyoruz. Yaşam şartları çok iyi olmasa da insanlar evlerine geri dönmek istiyor. Topraklarına geri dönmek istiyor."

'BU ZULÜM DEĞİL DE NEDİR'

Türkiye'de 350 bine yakın Suriyeli Kürt olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bugün bu teröristler, ABD'nin de desteğiyle Suriye topraklarının yüzde 25'ini kontrol ediyor. Neden 1 tane Suriyeli Kürt kardeşim buralara dönemiyor. Çünkü PKK'lılar bunların dönmesini istemiyor. Çünkü bunlar da PKK'lıların gözünde birer tehdittir. Çünkü bu kardeşlerimiz PKK'nın marksist, leninist, komünist, ateist ideolojisini benimsemiyor. Muhafazakar, inançlı insanlar. Bunların partilerinin hepsini YPG, PKK Suriye'de kapattı. Bunların malını, mülkünü ellerinden aldı. Evlerini ellerinden aldı. Bugüne kadar PKK, Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimize zulüm ettiyse, bugün de Suriye'de YPG, PKK, Kürt kardeşlerimize zulüm ediyor, onların ellerinde ne varsa alıyor. Nasıl Türkiye'de bu operasyonlar başlayıncaya kadar her evden bir çocuğu dağa götürdülerse, Suriye'de de zorla çocukları silahlandırıyor ve kendi içlerine dahil ediyorlar. Bu zulüm değil de nedir? Bize insan hakları dersi veren ülkeler, bugün sadece Türkiye'de yaşayan 350 bin Suriyeli Kürtün veya Almanya'ya, Avrupa'ya kaçmak zorunda kalan Kürdün haklarıyla neden ilgilenmiyor. PKK'nın, YPG'nin malını, mülkünü elinden aldığı Türkmenlerin, Arapların haklarıyla neden ilgilenmiyorsun? Varsa yoksa sizin için terör örgütü. Kürtleri teröristler mi temsil ediyor? Tüm Kürtlere 'terörist' diyebilir miyiz? İşte görüyorsunuz TV'lerde Özgür Suriye Ordusu içinde de Kürt kardeşlerimiz var" diye konuştu.

'O ZAMAN SEN DE ÇIK DAĞA'

Avrupalı siyasetçilerin 'Biz aynı ideolojiyi savunuyoruz, o yüzden PKK'yı savunacağız' dediklerini aktaran Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"O zaman sen de çık dağa eline silah alıp. İdeolojini meşru zeminde savun, anlat, destek bulabiliyorsan tamam. Ama ideolojini savunmak için dağlara terörist olarak çıkmak istiyorsan, buyur. Ama teröristleri de savunma. Biz Müslümanız diye, İslam dinini kullandı diye DAEŞ'i savunabilir miyiz? Tam tersi, DAEŞ'in dinimizle barış anlamına gelen İslam'la hiçbir ilgisi yoktur. Onlar İslam'ı suiistimal ederek yabancı terörist savaşçıları kendilerine dahil etmek istiyor. Ama bu ideolojiyi de bugüne kadar öldürmek için en etkili olan kişi de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Çünkü tüm dünyadaki Müslümanlar artık Recep Tayyip Erdoğan ne diyor diye ona bakıyor."

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu konuşmasının ardından gazi polis memuru Mustafa Sarı'ya Türkiye Cumhuriyeti Devlet Övünç Madalyası beratı verdi.