Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Yozgat’ın Sorgun ilçesinde, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bozdağ, kendisi için eğitim sistemi konusunda "Ortalığı bulandırmasın" diyen CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye yanıt verdi. İnce'nin, kendi açıklaması içinde imam hatip okullarının varlığından rahatsız olduğunu çok açık dile getirdiğini savunan Bozdağ, şunları söyledi:

"Bu kadar okul israftır, suretiyle Sayın İnce, Türkiye kamuoyunu doğru bilgilendirmiyor. Çünkü çok açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki Sayın İnce'nin kendi açıklaması, 'Seçim beyannamelerinde eğitim sisteminin 1 yıl okul öncesi, 8 yıl ilköğretim, 4 yıl ortaöğretimden oluşan 1+8+4 modeli ile yeniden yapılandıracağız. 9 yıl kesintisiz temel eğitim olmak üzere zorunlu eğitimi 13 yıla çıkaracağız. Mesleki eğitimi 9 yıllık kesintisiz eğitimin dışına çıkaracağız. Meslek eğitimini kesintisiz temel eğitimden, eğitimin sonrasından başlatacağız. Karma sistemine aykırı uygulamaları kaldıracağız.' Şimdi burada çok net bir şekilde Sayın İnce’nin seçim beyannamesi kendisini yalanlıyor. Okul öncesi eğitim 1 yıl, ilköğretim 8 yıl ve kesintisiz olacak. Lise dönemi de 4 yıl olacak. 8 yıl ve kesintisiz olmasının anlamı, imam hatip liseleri başta olmak üzere meslek liselerini tamamının orta kısmının kapatılması demektir. Kaldı ki buna benim izahat getirmeme gerek yok. Kendi açıklamasında diyor. 'Mesleki eğitimi 9 yıllık kesintisiz eğitimin dışına çıkaracağız' diyor. 'Mesleki eğitimin kesintisiz eğitiminin sonunda başlatacağız' diyor. Bunun anlamı nedir? İmam hatiplerin orta kısmının kapatılması demektir. 'Bütün meslek liselerini orta kısmını kapatacağız' demektir. Kesintisiz eğitim 9 yıla çıktığı zaman 1+8 olmak üzere bütün orta öğretim kurumları meslek liselerine bağlı kapatılacak. Kur'an-ı Kerim eğitimi veren Kur'an kursları onlar da ne yapacak? Kapatılacak anlamına gelir; çünkü bu 1+8 yıl kesintisiz eğitimi tamamlamayan birisinin Kur'an kursuna gitmesi mümkün olmayacaktır. Hafızlık kursuna başlaması mümkün olmayacaktır. Bu ne demektir? 16 yaşını doldurmadan hiçbir velinin Kur'an kurslarına gönderemeyeceği anlamına gelir. Bu, '28 Şubat'ı canlandıracağım' anlamına gelir. '28 Şubatçıların yaptıkları doğrudur. AK Parti geldi, bu doğruları yok etti. Ben yeniden 28 Şubat'ı hortlatacağım, hayata geçireceğim' anlamına gelir. Bir gazete söylemiş. '28 Şubat'ı vadediyor'. Sayın İnce, 28 Şubat'ı yeniden vadediyor. Çok açık, ben ortalığı bulandırmıyorum. Doğruyu ben söylüyorum. Yalanı Sayın İnce söylüyor." 

'İNCE’Yİ YANIMA MEMUR OLARAK ALMAZDIM'

"Bozdağ’ın memuru değilim" diyen Muharrem İnce'ye yönelik tepkisini sürdüren Bozdağ, şöyle devam etti: 

"Ben zaten İnce'yi yanıma memur olarak almazdım. Benim memurum değil; ama doğruları söylemiyor. Amerika’dan arayan birine hemen inanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı açıklama yapıyor, 'Biz her şeyi usulüne uygun olarak yaptık' diye. Adalet Bakanlığı'ndan bilgi, belge istiyor. Siz, bir Türk vatandaşı olarak sormaz mısınız? Amerika'dan arayan, adını açıklamadığınız kişiye kayıtsız şartsız hemen inanıyorsunuz da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne neden inanmıyorsun? Amerikalılardan belge istediniz mi, bilgi istediniz mi? Amerikalıların ağzıyla konuşmak, FETÖ’nün ağzıyla konuşmak size ne kazandırıyor? ABD’den teröristbaşı Fetullah Gülen, ABD ile Türkiye arasındaki anlaşmaya uygun olarak istenmiştir. Her şey usulüne uygundur. Eksik olan, yanlış olan hiçbir şey yoktur; ancak ABD, teröristbaşını Türkiye’ye iade etmemek için ipe un sermektedir. Zamana oynamaktadır ve himaye etmektedir. Pensilvanya’da, teröristbaşı, terör örgütü yönetmeye devam etmektedir. Sayın İnce’nin, ABD’ye onu demesi lazım. 'Türkiye usulüne uygun istediği halde teröristbaşını Pensilvanya’da neden himaye ediyorsun, neden muhafaza ediyorsun ey ABD?' demesi lazım; ama onu demiyor. ABD’yi suçlamıyor, Türkiye’yi suçluyor. Bu anlaşılır gibi bir şey değil. Biz haddimizi de biliriz hududumuzu da biliriz. Hukukumuzu da biliriz. Ne söylediğimizi de biliriz. Kendimizi, ABD veya başka güçlere kullandırmayız; ama Sayın İnce bir telefonla çok rahat kullanılabileceğini ispat etmiştir. Esas kendisinin haddini bilmesi lazım. İnce, ince yalan söylüyor. Ne yapayım?"

'SEÇİM KARARINI PARLAMENTO ALIR'

CHP'nin, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) seçim güvenliği konusundaki itirazı sorulan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Mahkemenin gündeminde olan bir konu. Mahkeme bunu değerlendirecektir. Seçim kararı ayrı bir şeydir, CHP’nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü konu ayrı şeydir. Seçim kararını parlamento alır. Parlamento seçim kararını aldı ve seçim kararı parlamento kararı olduğu için kesindir. Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabi değildir. O nedenle Anayasa Mahkemesi’nden ben bu yönde karar çıkmasına ihtimal vermiyorum; çünkü seçim kararı iptali hususu, hem Anayasa Mahkemesi denetimine tabi değildir hem de Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüş bir konu değildir. Diğer husus ise seçim kanunlarında yapılan değişiklerle ilgilidir. Bu konu da Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Mahkeme, ne karar verecek, hep beraber göreceğiz" diye konuştu.