İSTANBUL (AA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Ben AK Parti ve MHP ile birlikte bir seçim ittifakı yaparak seçimlere katılmak istiyorsam, bu da yasal hale getirilmişse bundan daha doğal ne olabilir." dedi.

Destici, Best FM'de Ufuk Karcı ile "Konuşan Türkiye" programına katılarak gündemi değerlendirdi.

BBP olarak kuruldukları günden bu yana geçen 25 yılda 1980 darbecileri tarafından yapılan anayasadaki tüm değişikliklere destek verdiklerini vurgulayan Destici, 15 Temmuz'da FETÖ darbesiyle karşı karşıya kaldıklarını, Türkiye'nin 15 Temmuz öncesi gibi olmasını beklemeyi doğru bulmadıklarını dile getirdi.

Destici, "Barajın kaldırılmaması halinde size kendi listelerinden girme teklifi gelirse kabul eder misiniz?" sorusuna "Uyum yasalarını beklemek gerekir. Herkesin AK Parti, MHP ve BBP'nin üzerinde anlaşma sağladığı bir hususun, ittifakların yasal hale getirilmesinde mutabakat var. Her parti kendi kimliğiyle ittifak listesinde yer alacak. Bu, bütün siyasi partileri rahatlattığı gibi, birleşmenin önünü açıyor. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Sistemin en büyük kazançlarından biri bu olacak." diye konuştu.

Destici, 2014'te yapılan seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermemesine rağmen şu anda desteklemesinin sebebinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Bunun, ülke için millet için coğrafya için daha hayırlı olacağını düşündüğüm için evet diyorum. Şu anda ülkemizin içinden geçtiği şartları yok sayamayız. Suriye'nin kuzeyinde yaşananları, AB ile ABD ile yaşanan süreci, İran'da yaşanan süreci yok sayamayız. Bütün bunların hepsini değerlendirerek karar veriyoruz. Çünkü bizde sorumluluk var."

Daha önce hep seçim yasasıyla ilgili şikayetlerde bulunduklarını anlatan Destici, önlerine şimdi bir fırsatın olduğunu, başta ana muhalefet ve diğer muhalefet partileri bundan kaçarsa samimiyetsizliklerinin ortaya çıkacağını anlattı.

Destici, şimdi siyasi partiler ve seçim kanunlarıyla ilgili uyum yasaları üzerinde çalışıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Gelin buna hep birlikte destek verelim, katkı sunalım. Yasalar çıktıktan sonra çıkan sonuca göre isteyen istediği şekilde pozisyon alır. Onlar kendi kararlarıdır. Kararımdan dolayı bizi birilerinin karalamasına hakkı yoktur. Ben AK Parti ve MHP ile birlikte bir seçim ittifakı yaparak seçimlere katılmak istiyorsam bu da yasal hale getirilmişse bundan daha doğal ne olabilir. Zaten 16 Nisan'da birlikte evet demişiz. Onun ötesinde biz milliyetçi, maneviyatçı kesimleriz. Daha geriye gidilse 1969 senesine kadar milliyetçi, maneviyatçı dediğimiz milliyetçi damar, İslamcı damar, talebe birliklerinde, komünizme karşı mücadele derneklerinde hep birlikteydiler. Daha sonra siyasi partilerin kurulmasıyla ve 1980'de yeni kurulan partilerle ayrışmalar oldu. Bunlar parti kimliklerini koruyarak ana iki akım, Türkiye'de siyaset yaparak Türkiye'de şahsi menfaatlerinden önce millet, ülke menfaatlerini önceleyen kesimler bir araya gelip parti kimliklerini koruyarak seçim ittifakı yapacaklar ve adına 'milli ittifak, milli mutabakat' dendi. Niye rahatsız oluyorsunuz?"

Kendi Cumhurbaşkanı adaylarını çıkarıp çıkarmayacaklarına yönelik bir soru üzerine, henüz yetkili kurulları toplayıp bir karar vermediklerini anlatan Destici, "Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp aday olduğunu açıklarsa biz de ondan sonra kurullarımızı toplar ve kanaatimizi bir karara çeviririz. Şu anda bir kanaatimiz var ama kararımız yok." dedi.

BBP Genel Başkanı Destici, kurulan komisyona tekliflerini verdiklerini anlatarak, bu komisyonun çalışmaları kapsamında bir paketin hazırlanacağını söyledi.

- Gül'ün açıklamaları

Destici, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün son dönem açıklamalarına ilişkin görüşü sorulması üzerine, özel bir Cumhurbaşkanlığı süreci geçiren Gül'e saygılarının olduğunu anlattı.

Toplumun hemen hemen her kesimiyle diyalog içinde olan Gül'ün Cumhurbaşkanlığını bıraktıktan sonra belli bir süre siyasete de karışmadığına dikkati çeken Destici, şöyle konuştu:

"Siyasi partilerle ilgili şöyle bir hassasiyet var, çünkü biz de yaşıyoruz bunu, yani içeride olanlar. Belki siyasi partilerde yönetici pozisyonunda olmayanlar bunu anlamakta güçlü çekebilir. Siyasi partilerin bir fikri, düşüncesi oluyor ama sizin içinizden biri çıkıp bununla ilgili kamuoyu önünde konuşunca bu o siyasi partiye zarar veriyor ve tabanı tarafından da hoş karşılanmıyor. İçeriğine girmiyorum. Usul yönünden yanlış buluyorum. Bir siyasi partiyle bağı ve kimliği olan kişilerin bunu içeride konuşmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Biz de benzer süreçleri yaşamış ve tecrübe etmiş birisiyiz. Dolayısıyla içeride nasıl rahatsızlık verdiğini biliyorum. Eğer bir ombudsman gibi görüş açıklayacaksa Sayın Gül, o zaman bütün siyasi kimliklerinden sıyrılıp, bunu ayan beyan ifade edip, 'Benim hiçbir siyasi partiyle bir bağım kalmamıştır, ben tamamen bütün siyasi partilere eşit mesafedeyim. Bundan sonra görüşlerimi bu kimliğimle açıklayacağım.' derse ona herkes saygı duyar."

- "Uyum yasaları sürecini çok önemsiyorum"

Olağanüstü halle ilgili de açıklamalarda bulunan Destici, OHAL'in kaldırılmasından yana olduğunu ifade etti.

Destici, OHAL'in 1 yıllık süreçten sonra kısmen de olsa kaldırılması noktasında hep görüş beyan ettiğini hatırlatarak, "Fakat daha sonra görüştüğümüz hukukçular bize, bu işin iki yılının normal olduğunu belirtti. Ben ilkesel olarak da olağanüstü halin kaldırılmasından yanayım. Türkiye'nin süratle normalleşmesi... 16 Nisan referandumu demokrasimizdeki birtakım arızaları, aksaklıkları giderdi ama dikensiz gül bahçesi değil. Bu gül bahçesindeki dikenleri de uyum yasalarıyla ayıklayabileceğimizi düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Uyum yasaları sürecini çok önemsediğini aktaran Destici, meseleye sadece siyasi partiler yasası ve seçim yasası olarak bakılmaması gerektiğini, yargı ve adalet sisteminin çok önemli olduğunu belirtti.

Önceden "bağımsız" denilen yargının anayasa değişikliğiyle yanına "tarafsızlık" ilkesinin de eklendiğine işaret eden Destici, şöyle devam etti:

"Uygulamada birtakım hatalar olabilir. Bu hataları da düzeltme adına hepimizin yargıya, adalet sistemine yardımcı olmamız gerekir. Kötüleyerek, sürekli suçlayarak netice alamayız. Uygulamada birtakım hatalar olabiliyor ama Anayasanızda bu garanti altında olduktan sonra her hakim ve savcı karar verirken şunu düşünecek, 'Ben eğer tarafsızlık ilkesini ihlal edersem Anayasal bir suç işliyorum' en iyi hakim ve savcılar bilir. Yargı, Anayasal olarak tarafsız ve bağımsız. Gerçek olarak tarafsız ve bağımsız olduğunu iddia etmenin de tümüyle haksızlık olacağını, adalet sistemimizdeki, yargı sistemimizdeki hakim ve savcılarımız için topyekun bir yargılamada bulunmanın haksızlık olacağını düşünüyorum. İçlerinde hata yapanlar vardır, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine uymayanlar vardır ama bütün yargı sistemini böyle değerlendirmenin faydasız olduğunu düşünüyorum."

- "Gerekirse savaşırız"

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, ABD'nin bölgeyi 30 bin kuvvetle güvenlik altına alacaklarına yönelik açıklamaları ve Türkiye'nin olası Afrin operasyonuyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, Türkiye'nin yaptığı uyarılar dikkate alınmayınca önce Fırat Kalkanı Harekatı'nın yapıldığını, sonraki süreçte de İdlib operasyonunun düzenlendiğini hatırlattı.

Suriye'nin kuzeyinde bir terör bölgesi kurma çalışmalarının olduğunu ifade eden Destici, "Bununla nasıl mücadele ederiz?" sorusuna, "Gerekirse savaşırız. Türkiye buna müsaade edemez." yanıtını verdi.

Destici, Türkiye'nin bugün buna müsaade ederse yarın çok daha ağır bedeller ödemekle karşı karşıya kalabileceğini dile getirerek, "Türkiye bunları yok etmek zorundadır. Şimdiki politikayı doğru buluyorum ve Türkiye'nin inşallah çok kısa bir süre içerisinde hatta sadece Afrin değil, tamamen bir süpürme harekatıyla Suriye'nin kuzeyinde bütün PKK/PYD/YPG unsurlarını süpürmesi lazım." diye konuştu.

Zaman zaman gündeme gelen bedelli askerlik konusundaki fikirleri sorulan Destici, ilkesel olarak bedelli askerliğe karşı olduklarını ancak ülkede yüz binlerce asker kaçağı ile karşı karşıya bulunulduğunu anlattı.

Destici, asker alma sisteminde bir problemin olduğunu ifade ederek, bunların çözüme kavuşturulması ve bir daha asker kaçağı, bakaya gibi problemlerle karşı karşıya kalınmaması gerektiğini söyledi.

Geçen yıllarda örnek uygulamaların olduğunu anlatan Destici, bundan 6-7 ay önce böyle bir şey gündeme geldiğinde, (bedelli askerlik) çıkarılması halinde buradan elde edilecek gelirin bir kısmının SMA hastalarının tedavileri için kullanılmasını önerdiklerini aktardı.

Destici, konuyu paylaştığı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın buna ilgi gösterdiğini anlatarak, bununla ilgili Sağlık ile Çalışma ve Sosyal Güvenik bakanlıklarının başlattığı çalışmayla bu hastaların bir kısmının tedavi ve ilaç imkanı elde ettiğini kaydetti.