Partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye rejimine yönelik operasyonunu değerlendirdi. 

Destici, 6 yıldır her türlü dış müdahaleye açık bir şekilde iç savaşın yaşandığı Suriye'de mevcut sürecin, önümüzdeki günlerden itibaren başka bir konuma evrilmeye başlayacağını defalarca ifade ettiğini söyledi.

"Filler tepişirken çimenler ezilir"

Suriye'deki sahnenin bir benzerini Irak ve Libya'da gördüklerini dile getiren Destici, "Ne yazık ki filler tepişirken olan çimenlere oluyor. Olan bitenlerin ağır faturasını yine Suriye halkı ödeyecek. Tıpkı Irak'ta olduğu gibi milyonlarca insanın kan ve gözyaşı birbirine karışacak." diye konuştu.

ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye'deki operasyonunun iki amacı olduğunu savunan Destici, şöyle devam etti:

"Bize göre 14 Nisan saldırısıyla topyekün bölgeye çöreklenen bu güçlerin bölgede iki amacı var: İlki, önümüzdeki süreçte Golan Tepeleri ve civarıyla birlikte Lübnan'ı işgal konusunda sahaya direkt inmesini beklediğimiz İsrail'e destek vermek. İkincisi ise bölgede artan Türkiye ve İran'ın nüfuzuna ve etkisine gözdağı vermektir. Amerika gerçekten de Türkiye'yi sıkıştırarak, Rusya-İran-Esad ekseninde işlevsiz ortak haline getirmek istemektedir. Bu stratejinin yanında asıl amaçları 'bölgedeki zararlı etkisi ve provokatif davranışlarına karşı koyma' bahanesiyle direkt olarak İran'ı hedef almaktır. Yani bundan sonra ABD,batılı müttefikleri ile İsrail ve Suud'un başını çektiği körfez ülkelerinin hedefi İran olacaktır diye düşünüyoruz."

Destici, söz konusu senaryonun gerçekleşmesi durumunda en fazla etkilenecek ülkenin Türkiye olacağını savunarak, "14 Nisan sabahı başlatılan saldırıların Rusya'nın bilgisi dahilinde yapıldığı, hedeflerin önceden belirlenip Rusya'ya iletildiği batı basınında ve haber gruplarında yazılmaya başlandı. Eğer durum böyleyse bu bambaşka bir yoruma neden olur o da ABD'nin bu hamlesinin daha çok Rusya'nın Esad ile olan ittifakını güncellemesine amiyane tabirle ayar çekmesine yönelik olması şeklindedir. Yani ABD ve müttefikleri tarafından Rusya'ya kuvvetli bir şekilde Esad'ı 'zapt et' mesajı verildi." değerlendirmesinde bulundu.

"Herkes alacağını almış durumda"

Destici, ABD'nin Fırat'ın doğusunu işgal ettiğini ve burada 12 adet askeri-lojistik-radar/izleme istasyonu ve istihbari amaçlı üs kurduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Rusya yüzyıllık rüyası olan Akdeniz'e inme hayalini neredeyse tescillemiş durumdadır. İngiltere ve Fransa, Doğu Akdeniz'de Fırat'ın doğusunda askeri kapasitesiyle birlikte aktiftir. Yani herkes alacağını almış durumdadır. İnşallah yarın bir gün bunların hepsi bir araya gelip Türkiye'nin Suriye'deki kazanımlarını yadırgayıp Türkiye'ye karşı birleşmezler. Türkiye bu konuda daha dikkatli ve tedbirli olmalıdır. Türkiye, Suriye hakkında Rusya-İran-Esad ekseniyle açık uçlu müzakere düzenini ve Amerika'ya karşı denge politikası yürütme sürecini terk edip Afrin ve İdlib benzeri askeri ve istihbari hamlelerini, Fırat'ın doğusundaki Centcom varlığına karşı onları rahatsız edecek şekilde arttırmalıdır. Türkiye, Fırat'ın doğusunda beka parametrelerini yerle bir edici mevziide bulunan en büyük hasmı Centcom'u önce sınırdan uzaklaştıracak, sonra Ortadoğu'dan çıkartmak için elinden geleni yapmalıdır. Yoksa Allah muhafaza sadece askeri anlamda değil siyasi anlamda da dümen tutamaz hale gelebiliriz. Bizim mutlaka ve mutlaka Fırat'ın doğusundaki PKK'yı bitirme ve Centcom ile birlikte oradan söküp atma gibi bir zorunluluğumuz var. Bu bizim için beka meselesidir. Türkiye, tıpkı El Bab ve Afrin gibi yeni cepheler açarak operasyonlar başlatarak PKK varlığını yok etmelidir."

"Türkiye birlik ve beraberliğini korumalı"

Destici, çevre coğrafyasında ciddi olaylar yaşanırken Türkiye'de de olası seçim sürecinin arifesine girildiğini burada ise halkın en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Birlik ve beraberlik konusunda ise iktidarından muhalefetine, siyaset kurumundaki herkese büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Destici, sözlerini şöyle tamamladı:

"İçinde yaşadığımız bu dönem, her şeye rağmen tek yumruk olabilme dönemidir. Türkiye'nin ve Türk milletinin en son ihtiyacı olan şey iç barışın bozulması ve kutuplaşmadır. Eğer birliğimize zeval gelirse böyle bir durumda herkes kaybeden tarafta olacaktır. Buradan başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilere ve STK'lara sesleniyorum: Kesinlikle milli birlik ve bütünlük ortamını bozacak siyasi hamlelerden ve siyaset dilinden uzak durulsun. Başta parti taassubu olmak üzere, her türlü taassup ve enaniyet rafa kaldırsın."