Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde sanatçılarla bir araya geldiği toplantıda, sanatçıların, bu milletin kalbine dokunan, hafızasında yer eden eserlerle toplumsal bilincin oluşmasında çok büyük katkıları olduğunu dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, 15 yıl boyunca Türkiye'nin her alanında standartlarını yükseltecek, itibarını içeride ve dışarıda artıracak birçok işe, projeye, hizmete imza attıklarını ve atmaya devam ettiklerini kaydetti. 

Türkiye'nin sahip olduğu kültürel mirası, estetik değerleri ve medeniyet birikimini koruyarak güçlenmesini, hayati derecede önemsediklerini belirten Yıldırım, "Hükümet olarak bizim kalkınma vizyonumuz hiçbir zaman ekonomiyle sınırlı olmadı. Türkiye'nin gücüne, medeniyet birikimine uygun olarak, kültür ve sanat alanındaki kalkınma da aynı derecede önemliydi. Ekonomik kalkınmasını, beşeri ve kültürel kalkınmayla bütünleştirmeyen ülkelerin gücünü devam ettirme şansları yoktur. Hükümet olarak her zaman sanat ve sanatçının yanında olacağımızı bir kez daha ifade etmek isterim. İktidarımız boyunca kültür ve sanat etkinliklerine ayrı bir önem verdik. Gerek yurt içi faaliyetlerde gerekse yurt dışında birçok projeyi destekledik. Ecdattan bize miras kalan eserlerin ihya edilmesi çalışmalarına hız kesmeden devam ediyoruz. Bugüne kadar Türkiye ve Osmanlı coğrafyasında kültürel mirasımız olan 5 bin eserin onarımını gerçekleştirdik." diye konuştu.

"Türk sinemasına rekor düzeyde destek sağlandı"

Başbakan Yıldırım, Türk sinemasına Cumhuriyet tarihinde rekor düzeyde destek sağlandığına değinerek, "Verilen destekleri 15 yıl içinde tam 35 kat artırdık. 1990-2002 yılları arasında Türk sinemasına verilen destek bugünkü parayla sadece 18 milyon lirayken, 2002-2016 arasında 640 milyon destek sağladık." dedi.

Desteklerle birlikte vizyona giren film, izleyici sayılarında da önemli artışlar olduğunu aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:

"Örnek vermek gerekirse 2002'de sinema izleyicimiz sadece 23 milyondu. Bugün 59 milyon. Neye rağmen? Artık sinemalar insanların ellerinde, cep telefonlarında, bilgisayarlarında, seyahatte, işte, her yerde bu filmlere, her türlü görsele ulaşmak mümkün. Buna rağmen sinema kültürünün yaşatılması için azami gayret gösteriyoruz. Aynı şekilde 2002'de vizyona giren yerli film sayısı sadece 9. Kocaman bir yılda sadece 9 yerli film çekilmiş. 2016'da bu sayı 135'e ulaşmış. Yerli film izleyici sayısı 2 milyondan 31 milyona çıkmış. Kültür Bakanlığı rakamları. İtirazınız varsa ona, memnuniyetiniz varsa bana. 

Sadece bu rakamlar bile aslında nereden nereye geldiğimizi göstermektedir. Ama ne yazık ki bazen ülkemizde faydasız tartışmalar birçok alanda yaptığımız bu çalışmaları, bu önemli gelişmeleri gölgelemeye devam ediyor. Gençdes Projesiyle, gençlerimizin kültürel sanat faaliyetlerine katılımını hedefliyoruz. Proje kapsamında 2016'da 50 milyon kaynak ayırdık, kullandık. Bu yıl da 54 milyon aynı amaç için kaynak ayırdık. Geçtiğimiz ay 3. Milli Kültür Şurası gerçekleşti. Bugün aramızda şurada bizimle beraber olan değerli isimler de var. Şurada birbirinden değerli birçok ismin bütün sanat dalları ve faaliyet alanlarıyla ilgili görüşlerini, taleplerini, tavsiyelerini aldık. Bir yol haritası belirledik. Gelecek 3 yıl içinde bu kararlar, peyderpey hayata geçecek. Aynı zamanda şurada güzel de bir söylem ortaya çıktı. Dünyanın iyiliği için Türkiye."

Esed rejiminin İdlib'de kimyasal silah saldırısı

Başbakan Yıldırım, "Keşke daha güzel haberler duyabilseydik. Bu sabah Suriye'de, İdlib'te yaşanan insanlık dışı vahşet, maalesef hepimizi derinden şok etti. Bir rejimin başındaki adam, kimyasal gazları çocukların, kadınların üzerine göndermekten zerre kadar maalesef endişe etmedi. O çocukların cansız bedenleri gözünüzün önüne geldiğinde, gözleri açık size gülümseyen o masum yüzlerinin, onun hesabını bu insanlık veremez. Ümit ederim ki Birleşmiş Milletler, bu konuyu ciddiyetle ele alır ve Suriye'deki bütün kimyasal silahların imha edilmesi yönünde önemli bir adım atar. Bunu yapanlara da gereken cezayı insanlık adına verir. Bu konuda zayıf da olsa ümidimizi muhafaza ediyoruz." diye konuştu. 

"İnsanlığın ölmediğini bütün dünyaya gösterdik"

Türkiye'nin başından beri Suriye'de yaşanan felaketten, masum, korunmasız insanların en az etkilenmesi, en az zarar görmesi için büyük fedakarlık gösterdiğini dile getiren Yıldırım, "3 milyondan fazla, canını kurtarmak için toprağından, yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kalan çaresiz insana kucak açtık. Ekmeğimizi, soframızı, evimizi paylaştık. Bu bize yakışan bir şeydi. Biz, bize yakışanı yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü bizim geçmişimizde, inancımızda, geleneklerimizde bu var. İnsanlığın ölmediğini, hala insanlığın yaşadığını bütün dünyaya gösterdik." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, bölgede her gün tahminleri altüst edecek değişiklikler yaşandığını, bu değişikliklerin hiç de yürek ferahlatıcı, iç açıcı değişiklikler olmadığını dile getirdi. 

Suriye'yi konuşurken, Irak'ta, Kerkük'te bir oldubitti ile karşı karşıya gelindiğine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Kerkük'ün geleneksel tarihi yapısını değiştirecek ve oradaki Türkmenleri, Arapları yok sayarak, fiili durum yapılarak, buranın Kuzey Irak Kürt Yönetimine dahil edilmesi, Türkiye açısından asla kabul edilebilir bir şey değildir. Tarihi bağları itibarıyla, Türkmen yurdu olan Kerkük'ün bir oldubitti ile elde edilmesi ve oradaki Türkmenlerin, Arapların yok sayılması, bölgede yeni karışıklıkların, yeni ihtilafların bir anlamda kıvılcımını oluşturmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizi, Irak'ın bölünmez bütünlüğü çerçevesindeki görüşümüzü net olarak ortaya koyduk. Bu oldubittiye asla rıza göstermeyeceğimizi ilgili taraflara ilettik."

"Toplumsal duyarlılığı artırıcı katkılarınızı bekliyoruz" 

Başbakan Binalı Yıldırım, sanatçılara şöyle seslendi:

"Sizler de bu ülkenin hissiyatına katkı sağlayan, hayatımızı zenginleştiren sanatçılarımız olarak şüphesiz bu değişimde oylarınızı kullanacaksınız. Benim talebim, herkesin bu demokratik görevini mutlaka yerine getirmesidir. Bu önemli meselede demokratik katılımın en üst düzeyde olması, sizlerin de toplumsal duyarlılığı artırıcı katkılarınızı özellikle bekliyoruz. 

Bizim için her insanımız çok önemli, her insanımızın düşüncesi, hissiyatı çok önemli. Sandıktan çıkan her oy, hangi renkte olduğuna bakılmaksızın, bu ülkeye bu millete aittir. Türkiye için bu değişimin hayati derecede olduğuna, milletimizin de bu yönde karar vereceğine, biz şahsen inanıyoruz. Bunun için de yoğun bir kampanya süreci yürütüyoruz. Benzer şekilde 'hayır' yönünde destek isteyenler de kampanyalarını yürütüyor. Benim başından beri söylediğim şey şudur. Karar milletindir. 'Evet' de çıksa 'hayır' da çıksa başımızın üstünde yeridir. Biz 'evet' çıkmasının, ülkemiz için milletimiz için gelecek nesillerimiz için daha yararlı olacağını düşünüyoruz. 15 yıllık tecrübemiz, bize bunu söylüyor. Dilimizin döndüğünce biz bunu anlatmaya çalışıyoruz ama kararı verecek olan vatandaşlarımızdır."

"Toplumun her kesimiyle temas kurmak önemli"

Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan şarkıcı Mustafa Ceceli, sanat camiasının fikir ve düşüncelerine başvurmanın önemli olduğunu ifade etti. 

Ceceli, sanatçıların beklentilerinin dinlenilmesinin önemini vurgulayarak, "Haliyle göz önünde insanlar olarak, herkes bize görüşlerimizi soruyor. Ben de zaten 'evet' diyeceğimi beyan etmiş birisiyim. 18 maddeyi incelediğim için zaten böyle bir karar verdim. Toplumun her kesimiyle temas kurmak önemli. Bunu her tarafın yapmasını isterim. Keşke başkaları da bizi davet etse." diye konuştu.

"Önemli bir referandum, cumhuriyet tarihimizde bir dönüm noktası"

Oyuncu ve sunucu Şoray Uzun ise anayasa değişikliğiyle ilgili bilgisi olduğunu, değişiklikle ilgili araştırmalar yaptığını ve konuya vakıf olduğunu belirtti. 

Bu buluşmaların çok faydalı olacağını anlatan Uzun, "Hatta daha kapsamlı, geniş olması gerektiğini düşünüyorum. Önemli bir süreç, önemli bir referandum, cumhuriyet tarihimizde bir dönüm noktası. Dolayısıyla her kanadın kendini her alanda, platformda mümkün olduğunca ifade etmesi gerekiyor. Bu da o ifadelerden bir tanesi." değerlendirmesinde bulundu.

Şarkıcı İzzet Yıldızhan da halk oylamasından sonra Türkiye'nin önünün açılacağına dikkati çekerek, "Bizim o kadar düşmanımız var ki onun için onlara karşı birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğine inanıyorum ve bundan taraf oyumu kullanıyorum ama özellikle bugün Başbakana başka bir şey soracağım. Ülker grubunun yayınlamış olduğu reklamı soracağım." ifadelerini kullandı.

"İnşallah her şey çok hayırlı ve güzel olacak"

Şarkıcı Muazzez Abacı ise toplantıya davet edilmenin çok hoş olduğunu belirterek, sanatçıların görüşlerinin önemsenmesi ve buna değer verilmesinin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. 

Şarkıcı Metin Şentürk de toplantının iyi geçeceğini söyleyerek, "İnşallah ülkemiz için güzel olan, iyi olan ve hepimiz için hayırlı olan ne varsa onları diliyoruz zaten her gün. İnşallah her şey çok hayırlı ve güzel olacak." dedi. 

"Sanatçı sadece eser ortaya koyan değil memleketi için derdi olan insandır"

"Diriliş Ertuğrul" dizisinin yapımcısı Mehmet Bozdağ da buluşmayı çok önemsediğini aktararak, "Özellikle Türkiye’nin bu zorlu sürecinde sanatçılarla bir araya gelinip onların görüşlerinin alınmasını gayet önemsiyorum. Sanatçı sadece eser ortaya koyan değil, memleketi için derdi olan insandır. Bu yüzden ben bu buluşmayı çok önemsiyorum." değerlendirmesini yaptı. 

Şarkıcı Petek Dinçöz ise 18 aylık bir oğlu olduğunu hatırlatarak, "Onun yarınları için, ülkem için ne iyiyse onu istiyorum. İnşallah güzel günlerimiz olacak. Bu akşam onun için buradayım." şeklinde konuştu.