Başbakan Binali Yıldırım, "Almanya ile ilişkilerimizi, köklü temellere dayanan dostluk çerçevesinde ilerletmeyi öngörüyoruz, umut ediyoruz. Son zamanlarda Almanya'nın bölücü terör örgütüne karşı daha kararlı tutumu bu bakımdan ümit vericidir, müspet bir gelişmedir." dedi.

Belarus'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında Yıldırım, Belarus ziyaretinin ardından 16-17 Şubat tarihlerinde Almanya'ya geçeceğini belirtti.

Almanya'da, Başbakan Angela Merkel ile bir çalışma ziyareti gerçekleştireceklerini ifade eden Yıldırım, daha sonra Münih'te 54 yıldır yapılan Münih Güvenlik Konferansı'na katılacağını söyledi.

Yıldırım, Belarus'taki ziyareti kapsamında Başbakan, Cumhurbaşkanı, meclis başkanlarıyla baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştireceklerini, iş forumu toplantısı yapacaklarını ve farklı konularda anlaşmalar imzalayacaklarını bildirdi.

Belarus'u, bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu anımsatan Yıldırım, Belarus ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her yönüyle büyük ilerleme kaydettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Belarus'a daha önce yaptığı ziyaretle ilişkilerdeki büyümenin ciddi anlamda ivme kazandığını dile getiren Yıldırım, bu ziyaretin, Başbakan düzeyinde Belarus'a gerçekleştirilecek ilk ziyaret olmasının da ayrıca önemli olduğuna işaret etti.

Başbakan Yıldırım, ziyaret esnasında siyasi diyaloğun artırılacağını, ekonomik iş birliğinin ve karşılıklı yatırımın daha da geliştirilmesi için alınabilecek yeni tedbirler ve kararların gözden geçirileceğini söyledi.

Almanya ziyaretinde ise yarın Angela Merkel ile bir görüşme gerçekleştireceklerini aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler köklüdür, güçlü temellere sahiptir. İki ülke arasında var olan bütün alanları enine boyuna görüşme fırsatımız olacak. Özellikle Almanya'da ağırlıklı yaşayan 3,5 milyona varan Türk toplumu, Almanya-Türkiye ilişkileri için çok önemli bir görev ifa etmektedir, adeta iki ülke arasında köprü oluşturmaktadır. Diğer yandan, Almanya Avrupa Birliği'nin en büyük üyesidir. Bu bakımdan da Türkiye AB ilişkilerinin bundan sonraki döneminde de Almanya'nın rolü devam edecektir."

- "İlişkilerimizi dostluk çerçevesinde ilerletmeyi öngörüyoruz"

Türkiye ile Almanya arasında büyük ticaret hacmi olduğunu hatırlatan Yıldırım, geçen yıl itibarıyla ticaretin yaklaşık yüzde 3 civarında artarak 36,5 milyar dolar seviyesine yükseldiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, Almanya ile Türkiye arasında geçen yıl yaşanan olumsuzluklara değinerek, şunları kaydetti:

"Özellikle gerek Almanya'da seçimlerin olması gerek Türkiye'de referandum yapılması... Bu kampanyalar esnasında gerilimler tırmanmıştı. Ancak bu sürecin geride kaldığını düşünüyor, Almanya ile ilişkilerimizi, köklü temellere dayanan dostluk çerçevesinde ilerletmeyi öngörüyoruz, umut ediyoruz. Son zamanlarda Almanya'nın bölücü terör örgütüne karşı daha kararlı tutumu bu bakımdan ümit vericidir, müspet bir gelişmedir. Diğer yandan Avrupa'da baş gösteren İslam düşmanlığı ve aşırı milliyetçilik akımlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması konusu da yine görüşeceğimiz hususlar arasında yer alıyor."

Almanya'da, Suriye'de devam eden Zeytin Dalı Harekatı ve bölgedeki terörle mücadele konularını ele alacaklarını anlatan Yıldırım, bu temaslar sonrasında Münih'teki Güvenlik Konferansı'na katılacaklarını bildirdi.

Yıldırım, küresel ve bölgesel güvenliğin ele alındığı önemli bir platform olan konferansta, birçok hükümet ve devlet başkanıyla görüşme fırsatları olacağını dile getirerek, konferansta Suriye'de yaşanan göç ve terörle mücadele meselesi, Türkiye'nin Suriye alanından kaynaklanan güvenlik sorunları konusunda da konuşma gerçekleştirileceğini kaydetti.

Başbakan Binali Yıldırım, Milli Mutabakat Komisyonu ile ilgili, "Bu konuda her iki partinin görevlendirilen heyeti çalışmalarını tamamladı. Parti liderleri tarafından son şekli verilecek ve böylece mutabakat metni kamuoyuyla paylaşılmış olacak." dedi.

Yıldırım, Esenboğa Havalimanı'nda resmi ziyarette bulanacağı Belarus'un başkenti Minsk'e hareketi öncesi gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin "Cumartesi günü ATAK helikopteri kırıma uğradı. Bir sonuç var mı, helikopter düştü mü, düşürüldü mü?" sorusuna Yıldırım, "Helikopterin düşürüldüğüne yönelik herhangi bir delil, belirti yok. Fakat bütün ihtimalleri göz ardı etmeden bir kaza kırım heyeti oluşturuldu silahlı kuvvetler bünyesinde. Bu çalışma halihazırda devam ediyor, henüz tamamlanmış değil." yanıtını verdi.

Yıldırım'a, dün Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı telefon görüşmesi hatırlatılarak görüşmenin detaylarının sorulması üzerine, Ege Denizi'nin, Türkiye ile Yunanistan arasında bir "dostluk denizi" olması gerektiğini vurguladı.

Baştan beri bunu söylediklerine işaret eden Yıldırım, Ege'de iki ülkenin paylaşacaklarının, ayrışacakları konulardan daha fazla olduğunu dile getirdi.

Yıldırım, her yönde Ege Denizi'nin gerek Türkiye'nin gerekse Yunanistan'ın refahı için daha verimli bir şekilde kullanılmasının gerekli olduğunu düşündüklerini bildirdi.

Ege'de zaman zaman baş gösteren gerilimler ve sorunların yeni olmadığını, bunların konjonktürel gelişmeler olduğuna değinen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Ancak değerli mevkidaşıma ben şunu söyledim; 'Her türlü sorunu diyalogla konuşarak, görüşerek çözebiliriz.' Gerginliklerden uzak kalınmasının iki ülke ilişkileri açısından daha hayırlı olacağını açık sözlülükle kendisine ifade ettik. Birtakım sahada karşılıklı ithamlar var, ihlallerin gerek havada gerek denizde karasularında yapıldığına yönelik.

Bir gerginlik veya çatışma riski tek taraflı olmaz. Bir ihlal varsa, karşı tarafta da ihlal olur. Dolayısıyla bu ihlallerin olmaması için sadece Türkiye'nin dikkatli olması gerekmiyor, aynı zamanda Yunanistan'da sahadaki aktörler de daha dikkatli olmalı ve hukuka uygun olarak hareket etmeleri, itilaf alanlarından uzak durmaları gerekir."

- "Karşılık verilmiştir"

Başbakan Yıldırım, son günlerde Kardak kayalıklarıyla başlayan bu gerilimde bazı ihlallerin olduğuna dikkati çekerek, "Buna karşılık verilmiştir. Bundan sonrası daha sakin, karşılıklı anlayış içerisinde ve sürekli iletişim hattının açık olmasıyla, siyasi ve diplomatik alanda çözülmesi yönünde bir mutabakata vardık." dedi.

İki ülkenin genelkurmay başkanlarının görüşmesinin zaten önceden kararlaştırılan bir konu olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları ifade etti:

"Ancak son günlerde sahada yaşanan gerilimden dolayı Yunanistan Başbakanı, bu görüşmenin NATO marjında Brüksel'de yapılmasının daha doğru olacağı yönünde bir teklifte bulundu, biz de bunu kabul ettik. Önümüzdeki aylarda, zannediyorum mayıs ayında, NATO genelkurmay başkanları toplantısı olacak.

Bu çerçevede iki ülkenin genelkurmay başkanları da bir araya gelip, sahadaki bu yaşanan sorunların daha da tırmanmaması için gerekli tedbirleri karşılıklı görüşmüş olacaktır. Görüşmek, konuşmak her zaman daha faydalıdır. Eğer konuşmazsanız, görüşmezseniz yanlış kanallardan yanlış bilgiler devreye girer. Bunun sonucu da her iki taraf için de arzu edilmeyen bir noktaya gelebilir."

Başbakan Yıldırım, diğer yandan Kıbrıs Adası civarında petrol hidrokarbon araştırmaları teşebbüsünün doğru bir iş olmadığını, adadaki çözümün nihayetlendirilmeden bu gibi girişimlerin ve özellikle itilaflı alanlarda sürdürülmesinin fevkalade olumsuz sonuçlara sebep olacağını da Çipras'a söylediğini aktardı.

- "Mutabakat metni, kamuoyuyla paylaşılmış olacak"

İttifak Komisyonu'nun, yerel seçimlere yönelik ilk adım çalışmasını tamamladığı, bugün komisyon üyelerinin liderlere bir sunum yapacağı hatırlatılarak, "Acaba içeriğinde neler olacak, yerel seçimlere yönelik ne gibi düzenlemelerin yapılması öngörülüyor?" sorusu üzerine Yıldırım, "Yapılan çalışmalar öncelikle yerel seçimler değil, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimiyle ilgili. Bu konuda her iki partinin görevlendirilen heyeti, çalışmalarını tamamladı. Bunlar, parti liderleri tarafından son şekli verilecek. Böylece mutabakat metni, kamuoyuyla paylaşılmış olacak." dedi.

Yıldırım, mutabakat metninin iki gerekçesi olduğuna dikkati çekerek bir tanesinin yasal değişiklikler olduğunu bildirdi. Bunun da seçime 1 yıl kalmadan önce yapılması gereken değişiklik olduğunu belirten Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Esasen anayasada milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili hususlar bir değişiklikle karara bağlanmıştır. Asıl yapılması gereken yerel seçimlere yönelik hükümler olması lazım. Mesela yerel seçimlerde seçme-seçilme yaşının 18'e düşürülmesine yönelik bir düzenleme yapılması gerekiyor. Aksi halde seçebilir ama aday olamaz. Bunlara benzer bazı yerel seçimleri ilgilendiren düzenlemeler var. İttifakın konusu olmamakla beraber, seçimden 1 yıl önce çıkarılması gereken hususlar var."

İttifakın diğer bir bölümünün de partiler arasında yapılacak bir protokol olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Yani yasal düzenleme dışında belki ittifak yapan partiler arasında da kendileri bir mutabakat metni kararlaştırmaları gerekebilir. Bu iki husus da önümüzdeki günlerde, haftalarda kesin karara bağlanmış olacak.

Esas itibarıyla mutabakat konusunda bir ihtilaf söz konusu değildir. Cumhurbaşkanlığı da zaten Milliyetçi Hareket Partisi'nin, AK Parti adayına destek olacağını, Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığına destek vereceklerine yönelik açıklamasını da kamuoyuyla paylaşmıştır. Bundan sonra yapılacak çalışmalar hem yasalarla uyum hem de bu çerçevede iki partinin nasıl yol yürüyeceğine yönelik belirlemeleri olacak."