Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya'da gözaltına alınmasına ilişkin, "Türkiye olarak talebimiz, terör örgütünün yöneticisi, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslüm'ün, aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanmasıdır." dedi.

Bozdağ, NTV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Müslüm'ün yakalanmasına yönelik değerlendirme yapan Bozdağ, Müslüm'ün Türkiye'de işlenen bazı suçlardan dolayı soruşturma kapsamındaki şüphelilerden biri olduğunu anımsattı.

Bozdağ, Salih Müslüm'ün hem Merasim Sokak'ta hem de Güvenpark'ta gerçekleştirilen terör saldırılarının şüphelilerinden biri olduğunu belirterek, hakkında kuvvetli deliller bulunduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Müslüm hakkında soruşturma yürütüldüğünü ifade etti.

Hem Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hem de 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Müslüm hakkında verdiği yakalama kararları bulunduğunu bildiren Bozdağ, Müslüm'ün son Avrupa seyahati sırasında Çekya'ya uğradığı ve burada bir otelde kaldığına dair bilgilerin gelmesi üzerine, Türk Interpolü'nün Çekya Interpolü'nden talepte bulunduğunu aktardı.

Bozdağ, "Geçici olarak yakalanması ve geçici tutuklanması ve akabinde Türkiye'ye iadesi talebiyle bu talebini muhataplarına iletti. Onlar da gerekeni yaptılar, yakaladılar ve gözaltına aldılar. Daha sonra Türkiye'nin Prag Büyükelçisi bunu resmi kanaldan da, öbürü de resmi ama şifahi olarak yapılan bir talep, bu sefer açıkça, resmen bu konuda adım atılması talep edildi." diye konuştu.

Resmi tutuklama talebinin resmi olarak iletildiğine işaret eden Bozdağ, şunları söyledi:

"Bununla ilgili aramızdaki sözleşme gereği yapılması gereken usule ilişkin bazı işler var. Adalet Bakanlığının, geçici tutuklama talebini içeren ve arkasından iade talebini içeren dosyayı Çekya'ya iletmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı, elindeki dosya üzerinden hazırlıklarını tamamladı ve bu dosya dün itibarıyla Çekya adli makamlarına iletildi ve bugün de zannedersem Salih Müslüm Çekya'da yargı önüne çıkarılacak ve yargı bu konuda bir karar verecektir. Türkiye olarak bizim talebimiz, terör örgütünün yöneticisi olan, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslüm'ün, aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanmasıdır. Beklentimiz ve talebimiz o yöndedir. Bu konuyla ilgili görüşmeler de devam etmektedir. Umarız bugün olumlu bir karar çıkar."

Bozdağ, suçluların iadesine dair Avrupa Sözleşmesi'ne Türkiye ve Çekya'nın taraf olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla her iki ülkeyi de bu bağlamaktadır. Aramızda suçluların iadesine ilişkin düzenlemeler de bu çerçevede uygulanacaktır. Çekya adli makamları Türkiye'nin taleplerini bu çerçevede değerlendirecek ve iade konusunda bir karar verecektir." dedi.

Mahkemenin saatinin ve Müslüm'ün hangi mahkemeye çıkarılacağının henüz belli olmadığını aktaran Bozdağ, "Ama bugün gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılacağı ve bir karar verileceğine dair bilgimiz var. Çok hızlı bir şekilde mahkeme huzuruna çıkarılmış olması, son derece önemli." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zeytin Dalı Harekatı'nı etkileyen bir karar değildir"

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir aylık ateşkes kararının, Türkiye'nin Afrin'de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı'nı kapsayıp kapsamadığının sorulması üzerine Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Kararı iyi okumak lazım. Kararın arkasından Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı bir açıklama da var. Türkiye, bu kararı memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Fakat, kararın kapsamı nedir, ne değildir, onu da iyi incelemek, kararı iyi okumak gerekir. Biz kararı okuduğumuzda, karar, bazı yerlerin ismini zikrederek bu ateşkesin kapsamı içerisinde olduğunu ifade ediyor. Rakka'dır ve bazı diğer yerleşim yerlerinin isimleri zikredilerek deniliyor ki 'Bunlar, bu ateşkesin kapsamındadır.' Bu ismi zikredilenler arasında Afrin yoktur."

Bozdağ, terör örgütü DEAŞ'ın da ateşkesin kapsamı dışında tutulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin Afrin bölgesinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nın hedefinde sadece PKK, KCK, PYD, YPG terör örgütleri yoktur. Aynı zamanda bunlarla beraber DEAŞ terör örgütü de vardır. Dolayısıyla, bu kararın istisnası içerisinde olduğunu biz değerlendiriyoruz. Bu açıdan da bu karar, bizim Zeytin Dalı Harekatı'mızı ve Afrin bölgesine yaptığımız askeri operasyonları etkilemez. Ayrıca bugüne kadar Zeytin Dalı Harekatı kapsamında tek bir sivil hayatını kaybetmediği gibi herhangi bir sivilin burnu dahi kanamamıştır. Orada bir insani yardım konusunda sıkışıklık, sıkıntı söz konusu da değildir. Herhangi bir insani dram da bugüne kadar olmamıştır, olması da söz konusu değildir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri, orada çok net bir şekilde teröre ve teröristlere karşı mücadele yapmaktadır, sivilleri buradan ayırmaktadır."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, sivillerin sağlık, gıda gibi ihtiyaçlarının giderilmesi için ulaşımın sağlanmasında da bölgede herhangi bir sorunun yaşanmadığını vurguladı.

Bozdağ, "Bu karar, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'nı etkileyen bir karar değildir." dedi.

- "Harekat, hedeflerine ulaşıncaya kadar devam edecek"

Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin son gelişmeleri paylaşan Bozdağ, "Zeytin Dalı Harekatı başladığı 20 Ocak'tan bugüne başarıyla, planlandığı gibi devam ediyor. 2 binin üzerinde çok sayıda terörist etkisiz hale getirildiği gibi teröristlere ait barınak, sığınak, tünel, araç ve gereç gibi pek çok hedef de imha edildi, pek çok mezra ve stratejik nokta ele geçirildi." bilgisini verdi.

Bozdağ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ele geçirdiği yerlerde hayatın normale dönmesi için de gereken çalışmaların sürdürüldüğünü ifade ederek, "Bu harekat hedeflerine ulaşıncaya kadar devam edecektir. Bölgedeki terör örgütleri ve son terörist temizleninceye kadar, bölgede huzur, barış, güven ve istikrar yeniden tesis edilinceye kadar devam edecektir." diye konuştu.

Özel harekatın bölgeye gitmesinin, yaklaşan yeni mücadele için bir hazırlık olduğuna işaret eden Bozdağ, "Nedir o? Şu anda daha ziyade şehirlerden uzak ama köy, belde ve kırsalda olan alanlarda mücadele devam ediyor. Alan daraldıkça bu mücadele sivillerin olduğu alana doğru kayacaktır. Türkiye'nin hem hendek terörü sırasında meskun mahalde terörle etkin ve kararlı mücadelede tecrübesi var hem de Fırat Kalkanı Harekatı sırasında meskun mahalde sivillere zarar vermeden terörle etkin bir mücadele tecrübesi var." ifadelerini kullandı.

Şimdi meskun mahalde mücadele için hazırlık aşamasında bulunulduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle dedi:

"Meskun mahale girdiği zaman, bunlar oradaki tecrübesiyle hareket edecek. Sivilleri koruma konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dolayısıyla Türkiye'nin hassasiyeti gereği bunlar oradalar. Onun için bu konuda uzman olan, tecrübeli olan ve geçmişte pek çok operasyonlarda görev almış olan birliklerimizi, hem askerde hem polis hem jandarmada, onları bölgede kullanarak sivillere zarar vermeden ama bütün teröristleri etkisiz hale getirerek bu harekatın başarıyla hedefine ulaşması için çalışıyoruz. Bizim gönderdiğimiz özel harekatımız ve diğer görevlilerimizin tamamı sadece sivilleri korumak ve harekatı başarıyla sonuçlandırmak için oradalar."

- "Hava sahasının uçuşa kapatılması söz konusu değildir"

Bozdağ, hava harekatının devam edip etmediğinin sorulması üzerine de şu açıklamayı yaptı:

"Hava harekatında herhangi bir sorun yoktur. İhtiyaç duyulduğunda, gerektiğinde hava harekatı yapılmaktadır. Bu noktada bir sıkıntı yoktur. Hava sahasının uçuşa kapatılması diye herhangi bir şey söz konusu değildir. Tamamen, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, harekatı yürüten komuta kademesinin, arazideki şartlar ve gerekleri dikkate alarak yaptıkları bir tasarruftur. Eğer arazideki şartlar, bazı hedefler, bazı hareketlilikler var, bunlar Hava Kuvvetlerimizin kullanılmasını gerektiriyorsa, Hava Kuvvetlerimiz kullanılmaktadır. Bu noktada var olan, yaşanan bir sorun, sıkıntı yoktur."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sefer görev emri olanlar hazır olsun." ifadesinin hatırlatılması üzerine, şunları görüşlerini paylaştı:

"Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın o açıklamasının içerisinde şu da var, 'Ama şu anda buna ihtiyacım yok.' Yani, Afrin'e sefer görev emri olanların gitmesine şu anda ihtiyacımızın olmadığını da Sayın Cumhurbaşkanımız o konuşmasının içerisinde açıklıyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın olduğu programlarda Afrin gündeme geldiği zaman vatandaşlarımız 'Bizi de Afrin'e götür.' diyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, tabii bu desteklere teşekkür ve Afrin'e gitme isteklerine karşı da verdiği bir cevaptır. Kendi açıklamasının içinde olduğu gibi, şu anda sefer emri olanların bölgeye gitmesine ihtiyaç bulunmamaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi imkan ve kabiliyetleriyle bu harekatı Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi başarıyla tamamlamak güç ve kudretine sahiptir. Bizim duamıza ihtiyaçları var. Dua edelim, birliğimizi, dirliğimizi muhafaza edelim. Bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Allah'ın yardımı, muhafazası, izni; milletimizin dua ve desteğiyle kahraman Mehmetçiklerimiz, beklediğimiz sonuçları kısa sürede inşallah elde edecektir."

- "Temsilde adaleti zedelemez"

Bozdağ, seçim ittifakına ilişkin "temsilde adalet sorunu yaşanabileceğine" ilişkin eleştirileri değerlendirerek, "Temsilde adaleti zedelemez bu. Çünkü, temsilde adaleti de gözeten bir hazırlık yapıldı, bir formül ortaya kondu. Anayasa Komisyonu ve genel kurul görüşmelerinden sonra da bu yasalaşacaktır." dedi.

Bekir Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Eğer şöyle olsaydı, ittifak iki parti için şart, diğerleri için yasak olsaydı o zaman denilirdi ki 'İttifak imkanı getirildi ama AK Parti ve MHP için getirildi. Biz de böyle bir ittifak yapabilirdik, bizim önümüze engel konuldu.' Şu anda böyle bir durum var mı, yok. Zorunlu mu, değil. İsteyen parti, istediği partiyle ittifak yapabilir mi, yapabilir. Bir, iki, üç parti bir araya gelerek yapabilir mi, yapabilir. Parti sayısında da bir sınırlama söz konusu değildir. AK Parti ile MHP bir ittifak yapıyorsa, yasa imkan veriyor; diğer partiler de bu imkandan yararlanmak için ittifak yapabilir. Hem siz yasayla getirilen ittifak imkanından ve ittifaka katılanlar için baraj bakımından sağladığı kolaylıktan yararlanmak için ittifak yapmayacaksınız, sonra da kalkıp bu ittifaktan şikayet edeceksiniz. Bu, doğru bir şey değildir. Onun dışındaki partiler de şu anda ittifak yapabilirler.

Bu kapının herkese açık olduğunu söyledik. Yerli ve milli duruşu olan herkes bu kapıdan gelebilir ve bu kapıda birlikte olabiliriz. Cumhuriyet Halk Partisi ile de başka partiler ittifak yapabilir. Diğer partiler ayrıca kendi aralarında ittifak yapabilir. Bu bir imkandır, yasal zemindir. Bu yasal zeminde bu imkanı dileyen dilediği şekilde kullanır. Burada iradeleri engelleyen bir şey kesinlikle yoktur."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, çocuklara yönelik cinsel istismara ilişkin, "12 yaşın altına ceza artırılacağı gibi 12 yaşın üstündekilere karşı işlenen cinsel saldırı suçlarında da cezalar en üst hadde çekilecek ve caydırıcılık artırılacaktır." dedi.

Bozdağ, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

"MHP, BBP'nin ittifaka kurumsal kimliğiyle katılmasına karşı çıkıyor. BBP'nin adaylığı AK Parti listelerinde mi olacak" sorusu üzerine Bozdağ, geçen günlerde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin bu ittifakta yer alacaklarını belirttiğini aktardı.

İttifakın iki şekilde olabildiğine değinen Bozdağ, partilerin logolarıyla ittifakta yer alabildiğini ve herhangi bir parti genel başkanı veya parti üyesinin istifa etmeden bir partinin milletvekili listesinde yer alarak da ittifaka destek verebildiğini ifade etti.

Bozdağ, "Bu iki yoldan biri olacaktır. Şu anda bunları konuşmak henüz bu aşamada, 'şurada yer alacak burada yer alacak' deme imkanımız yok. Vakti gelince konuşulacaktır, değerlendirilecektir, ona göre karar verilecektir. Şu anda da partimizde bu konu konuşulmadı. Şunu biliyoruz, BBP yerli ve milli olan ittifakın içinde yer alacaktır." diye konuştu.

- "Bu sistem kutuplaşmayı reddediyor"

AK Parti'nin ittifaktan nasıl etkileneceği konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Bozdağ, bu hazırlıkların yapılırken önceki seçim sonuçları üzerinden ve muhtemel ittifakın artıları, eksileri üzerinde değerlendirmeler yaptıklarını bildirdi.

Bozdağ, ittifaktan olumlu neticeler ortaya çıkacağına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin doğası gereği partileri daha çok birbirine yaklaştıran bir seçim anlayışı ortaya çıkıyor. CHP bugün bunu hala anlamış değil. Yüzde 50 artı 1 iktidar barajıdır. Dolayısıyla yüzde 25 oy almış olan bir partinin yüzde 50 artı 1 iktidar barajı olduğu bir noktada bir arayış içinde olmaması, esas anlaşılamaz olan budur. AK Parti bunu görüyor. Bu sistem kutuplaşmayı reddediyor. Partileri birbirine yaklaştırıyor."

Sandıkta iktidarın doğrudan yüzde 50 artı 1 ile belirleneceğini vurgulayan Bozdağ, ittifakın bozulmasının ilerde iktidarın düşmesine yol açmayacağını söyledi.

Bozdağ, yeni dönemde de parlamentoda bir iş birliğine ihtiyaç bulunduğunu, sadece yönetimde değil yasamada da istikrara ihtiyaç olduğunu aktardı.

CHP'nin atılan bu adımı anlamadığını, ortaya konulan argümanlara bakıldığında Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra gittiği istikameti de kavrayamadığını belirten Bozdağ, "Benim temennim artık onların 'Bu değişim oldu ve Türkiye bundan sonra bu istikamete gidiyor. Bu gidişe karşı durmanın imkanı yok. O zaman biz bu değişimi ve gidişi görüp ona göre tedbir alalım.' diye tedbir alması lazım. Şu anda CHP'de biz onu görmüyoruz." ifadesini kullandı.

"Saadet Partisini tüm bu tartışmaların içinde nerede görüyorsunuz" sorusu üzerine Bozdağ, Saadet Partisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP ile de görüştüğünü hatırlattı.

Açıklamalara bakıldığında kararsızlığının açık şekilde görüldüğünü belirten Bozdağ, Saadet Partisinin vereceği kararı beklediklerini söyledi.

- "Ceza kanunumuzda bu kademelendirme var"

Çocuklara yönelik cinsel istismara ilişkin bir soruya Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın başkanlığında çalışan komisyonun 12 yaşını doldurmamış ve 12 yaşın üzerinde olanlar dahil hepsiyle ilgili cezaların artırılmasına dönük bir çalışma yaptığına dikkati çekti.

Bozdağ, "12 yaşın altındakilere ceza verilecek, 12 yaşın üstündekilere ceza verilmeyecek, onlarda ceza düşürülecek. böyle bir şey yok. 12 yaşın altına ceza artırılacağı gibi 12 yaşın üstündekilere karşı işlenen cinsel saldırı suçlarında da cezalar en üst hadde çekilecek ve caydırıcılık artırılacaktır." ifadesini kullandı.

Anayasa Mahkemesinin "yaşlara göre cezalar arasında bir kademelendirme yapın." diye bir karar verdiğini anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Mahkemenin bu kararına uymak için de bizim bunu yapmamız lazım. İkincisi, eski ceza kanunumuzda da böyleydi, o usulü de devam ettirmek... Üçüncü, başka ülkelerin ceza kanunlarında da yaşlara göre cezalarda farklılık var. Biz onlardan da esinlenerek aynı şeyi burada da yapıyoruz. Şu anda da bizim ceza kanunumuzda bu kademelendirme var."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, meslek örgütlerinin isimlerine yönelik düzenlemeye ilişkin, "Türk ve Türkiye isimlerine ihanet edenler, bu ismi taşıma hakkını kaybederler. Şimdi bu düzenlemede, bu kelimelerin kullanımı yasaklanmıyor. Bakanlar Kurulu'nun izin verdiği meslek örgütleri bunları kullanabileceklerdir. Yoksa tamamen yasaklama durumu söz konusu değildir." dedi.

Bozdağ, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Çocukların istismarının önlenmesine ilişkin komisyonun çalışmaları hakkında bilgi veren Bozdağ, "Zannediyorum komisyon aynı zamanda cinsel saldırı suçları ile ilgili de değerlendirmeleri beraber yapacak. Hem cinsel saldırıda hem de çocukların cinsel istismarında iyi hal indirimi yeni dönemde olmayacaktır." ifadelerini kullandı.

"Kadına yönelik şiddet suçlarındaki iyi hal indirimi de çok tartışılan bir konu. Bu konu da komisyonun çalışma alanında mı?" sorusuna Bozdağ, şu yanıtı verdi:

"Kadına yönelik şiddet konusu bu komisyonun çalışma alanında değil. Bu komisyon çocukların cinsel istismarı konusunu ele alıyor. Esasında bu iyi hal indirimini çözecek şey, bizim uygulamamızdır. Kadına şiddet uygulayan birine bir hakim kravat giydi, boynunu büktü diye iyi hal indirimi yapıyorsa, o zaman hakimlik sıfatını layıkıyla taşımıyor demektir. Böyle bir fiil işleyene iyi hal indirimi hiçbir hakimin yapmaması, hiçbir savcının da talep etmemesi lazım. Şu anda bizim yasamızda 'Boynunu büktüğünde iyi hal indirimi yapın' diye bir kural yok. Bunu mahkemenin takdirine bırakmış yasa koyucu. Hatta kadına karşı şiddette ve diğer suçlarda cezanın artırılması için de alt ve üst limitler koymuş. Eğer mağdur çocuk, kadınsa o zaman en üst limitten ceza vermesine de yasa imkan veriyor ama uygulama maalesef bunu tam yapmıyor."

Bozdağ, uygulayıcıların zihniyetinin, yasalara uygun şekilde değişmesinin şart olduğunu vurguladı.

- Zina ile ilgili düzenleme

"Zina yeniden suç olacak mı?" sorusu üzerine Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin açıklamalarını hatırlattı.

Zinanın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda "suç" olarak bulunduğunu ancak Anayasa Mahkemesinin bunu iptal ettiğini hatırlatan Bozdağ, " Anayasa Mahkemesinin iptali nedeniyle 'zina suçu' diye bir suç kalmamıştı. Yeni ceza kanunu yapılırken Avrupa Birliği uyum süreci nedeniyle 'zina suçu' yeni ceza kanunda yer almadı." bilgisini paylaştı.

Bozdağ, mevzuatta "çocukların cinsel istismarı" ve "cinsel saldırı"nın suç sayıldığını ancak "zina" diye suçun bulunmadığını belirterek, böyle bir düzenlemenin, toplumun hassasiyetlerine, kültürüne daha uygun olacağını vurguladı.

"Zina suçu"nun bulunmamasının bir eksiklik olduğuna işaret eden Bozdağ, "Bu eksikliğin giderilmesi konusunda Cumhurbaşkanımızın açıklaması olmuştur. Bu taslağın içinde yer alır mı, almaz mı komisyondaki arkadaşlar ne yaptılar, henüz bize gelmedi ama bunda yer almasa bile bundan sonraki süreçte bu konuda bir adım atılması gerektiğine ben de inanıyorum." diye konuştu.

- "İhanet edenler kaybeder"

Bozdağ, "Türk ve Türkiye ifadesinin meslek örgütleri isimlerinden çıkarılması ve meslek örgütlerine üye olma zorunluluğunun kaldırılmasıyla ilgili hazırlık ne aşamada?" sorusu üzerine, bir düzenlemenin yapılacağını ancak çalışmanın bitmediğini belirtti.

"Türk ve Türkiye ibareleri hepimiz için onur, şeref olan ibarelerdir." diyen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ibare eğer bir STK'nin, meslek örgütünün isminde varsa, o meslek örgütü için bu büyük bir onurdur, şereftir. Meslek örgütünün de bu onura, şerefe uygun faaliyette bulunması esastır. Siz, isminizde 'Türk' veya 'Türkiye' ibaresini kullanacaksınız hem de Türk milletinin ve Türkiye'nin düşmanlığını yapanlarla iş birliği yapacaksınız, onları destekleyeceksiniz, Türk ordusuna, Türkiye devletine en büyük saygısızlığı yapacaksınız, hem de 'Ben bu ismi taşıyacağım.' diyeceksiniz, bu olmaz. 'Türk' ile 'Türkiye' isimlerine ihanet edenler, bu ismi taşıma hakkını kaybederler. Bu düzenlemede bu kelimelerin kullanımı yasaklanmıyor. Bu konularda yetki Bakanlar Kurulu'na devredilecek ve Bakanlar Kurulunun izin verdiği meslek örgütleri bunları kullanabileceklerdir. Yoksa tamamen yasaklama durumu söz konusu değildir. Memleketine, devletine ihanet içinde olan yönetimlerin olduğu yerlere verilmeyecek."

Bozdağ, "PKK destekçilerinin, terör sevicilerinin" temsil ettikleri örgütlerde "Türk" ve "Türkiye" ismini taşıyamayacaklarını ifade etti.

- "Avukatlar siyaset yapmıyor mu"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun açıklamalarının hatırlatılarak, "Barolara üye olma zorunluluğu kaldırılacak mı?" sorusunun yöneltildiği Bozdağ, Feyzioğlu'nun açıklamalarını dikkatle izlediğini aktardı.

"Şu anda avukatlar siyaset yapmıyor mu? Şu anda bizim il başkanımız avukatlar var, CHP'nin, MHP'nin il, ilçe başkanı avukatlar var. Parti yönetiminde avukatlar var." ifadelerini kullanan Bozdağ, Anayasa'da ve yasalarda "Avukatlar siyaset yapamaz" diye bir hükmün bulunmadığını bildirdi.

Bozdağ, Türkiye Barolar Birliği'nin "Çok net bir şekilde iktidarla mücadele birliği gibi hareket ettiğini" kaydeden Bozdağ, "Metin Bey'i biraz farklı tutmakta da fayda görüyorum. Çünkü bazı konularda, hendek terörü, darbe ve Afrin konusunda Metin Feyzioğlu'nun ayrı bir duruşu olduğunu burada teslim etmekte fayda görüyorum." diye konuştu.