ADALET Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ ile kararlılıkla ve hiçbir zafiyete düşmeden büyük titizlikle mücadele edildiğini belirterek, "40 yıllık bir terör örgütüyle 2 yıllık bir mücadele ile 'bu örgütü bitirdik' demek asla düşünülemez" dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep'te Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genç Yöneticiler Okulu’nun açılışına katıldı. Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Ak Parti Milletvekili Ahmet Uzer ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in de katıldığı törende konuşan Bakan Gül, en büyük zenginliğin, gençlik olduğunu belirtti. Bakan Gül, şöyle dedi:

"Gençler özgürce düşünen ve hayallerini mankutlaştırmayan önemli bir zenginliktir. Kişi başına düşen milli  gelir isterse 100 bin dolar olsun, onurlu, imanlı, ayağı yere basan, Türkiye’nin bağımsızlığı için canını feda etmeye hazır olan genciniz yoksa isterse kişi başı geliriniz 100 bin dolar olsun ama kişi başına düşen milli yerli gencimizin sayısı ne kadar fazla olursa o kadar iyidir. En büyük gerçek zenginlik gençlik zenginliğidir. Çünkü 'Nereye gidiyorsunuz?' sorusuna 'Kızılelma'ya gidiyorum' diyen Türkiye’nin birçok yerinde Trabzon'da Eren, Diyarbakır’da Yasin, 'Kızılelma' diyen Afrin’deki Mehmetçiğimiz ve bu ülke için canını seve seve veren bütün gençlerimiz Türkiye’nin en büyük zenginliğidir."

Bakan Gül, açılışın ardından beraberindekilerle birlikte Olimpik Yüzme Havuzu inşaatında inceleme yaptı. Burada açıklama yapan Adalet Bakanı Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Madem FETÖ bitti, OHAL niye devam ediyor?' sözlerine tepki gösterdi. Bakan Gül, şunları söyledi:
"Devletin yargısına, emniyetine, askeriyesine ve diğer bürokrasilerine sızmış ve güçlendikleri zaman devleti ele geçirmeye yönelik bir hayalleri olan buna göre örgüt dizayn edilmiş 40 yıllık bir terör örgütüyle 2 yıllık bir mücadeleyle 'Bu örgütü bitirdik' demek asla düşünülemez. Böyle bir şeyi söylemek, FETÖ ile mücadele anlamında bir zafiyettir. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Örgütün kendisi zaten kendisini gizlemeye yönelik, kriptoya kadrolara yönelik, devletin içerisinde hâlâ kendisini deşifre etmemiş ve bunların birtakım tedbirleriyle kendilerine göre yaptıkları bir yapılanmadır. Dolayısıyla 40 yıllık bir terör örgütüne karşı 2 yıl içerisinde bunları deşifre etmek, 'Her şey tamamlandı, mücadele bitti' demek, asla böyle bir şeyi kimse bizden beklemesin. Yargıda, askeriyede hâlâ nüfuz etmiş olanlar varsa, bu konuda hiçbir şüpheyi göz ardı etmeksizin çalışmalara devam ediyoruz. Kararlılıkla hiçbir zafiyete düşmeden, büyük titizlikle bu mücadeleyi yerine getiriyoruz. Bu konuda asla savsaklamak olamaz, eğer bir gevşeme olursa bunu hesabını şehitler sorar. Örgütün kendisi her an her türlü şeyle çıkıyor. İtiraf adıyla çıkıyor, 'Etkin pişman oldum' diye çıkıyor ya da takiye yapıyor. Bunlarla ilgili hiçbir şekilde gevşeme asla olamaz. Devletin bütün kurumları bu titizlikle mücadelesini sürdürüyor. Özellikle dışarıyla bağlantıları olan bu örgütü hafife almadan ama Türkiye Cumhuriyeti’ni de kimse hafife almadan hiçbir şekilde bu hamleleri ülkemiz bertaraf etmekten yoksun değildir. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir terör örgütüyle pazarlık için masaya oturmaz. İnsanlığı tehdit eden bütün terör örgütleriyle anladıkları dilden cevap verir. Bugün Afrin’de olan odur. Türkiye’nin Afrin’nde Türküyle, Kürdü ile  vatandaşlarımızı tehdit eden PKK/YPG, DEAŞ terör örgütleriyle nasıl mücadele ettiğini bütün dünya görmüştür. Bütün dünyaya da çağrımız, terör örgütleri hukuk devleti olan devletlerin muhatabı bu değildir. Örgütleri, bize yakın ve uzak diye tasnif etmek hiçbir devlete yakışmaz."