Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Antalya'nın Alanya ilçesinde çıkan orman yangınına ilişkin "Şu ana kadar araştırmalar devam ediyor. Herhangi bir kasıt olduğu şeklinde bir kanaat yok şu anda ama tahkikat devam ediyor." dedi.

Eroğlu, Orman Genel Müdürlüğü Yangın Yönetim Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, bu yıl yaşanan orman yangınlarını, yangınlarla mücadele kapsamında bugüne kadar yapılan çalışmaları, alınan tedbirleri ve yangınların son durumlarını hazırlanan sunumla değerlendirdi. 

Ormanları korumanın sadece Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve orman teşkilatının görevi olmadığını vurgulayan Bakan Eroğlu, 80 milyon vatandaşın da ormanların korunmasından sorumlu olduğunu ifade etti.

Türkiye'de "ormanlar azalıyor" gibi bir intiba uyandırılmaya çalışıldığını belirten Eroğlu, "Bu külliyen yalandır. Orman varlığımız hem alan olarak hem de odun serveti olarak artıyor. Bu istatistiklerle sabit, elimizde raporlar var. Biz 2002 yılında 20,8 milyon hektar ile devraldık şu anda 1,5 milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanımız arttı." diye konuştu.

Geçmişte ormanların tapusu olmadığına işaret eden Veysel Eroğlu, hükümetin ormanları başkasının işgaline müsaade edilmeyeceği sözüyle, ormanların tapusunun alındığını hatırlattı. 

Odun servetinin de yüzde 25'ten fazla arttığını vurgulayan Eroğlu, ağaçlandırma konusunda çok ciddi çalışmalar yapıldığını ve orman varlığının 22,3 milyon hektara ulaştığını söyledi.

- "İnsanlar tarafından çıkarılıyor maalesef"

Ormanların genelde kıyılarda yoğunlaştığını dile getiren Bakan Eroğlu, "Ormanlarımızın takriben 12,5 milyon hektarı yangına çok hassas bölgelerde bulunuyor. Yangınların çıkış sebebi ise yüzde 87'si insan kaynaklı, insanlar tarafından çıkarılıyor maalesef." ifadelerini kullandı.

Orman yangınlarındaki kasıtın ise yüzde 15 gibi rakamlardan yüzde 3'e indiğini aktaran Eroğlu, geri kalanın da tabii kaynaklı olduğunu dile getirdi. 

Veysel Eroğlu, orman yangınlarıyla mücadele çalışmaları kapsamında her il için ayrı eylem planları olduğunu bildirdi.

Yangınla mücadelede eğitimin önemine işaret eden Eroğlu, 2017'de 6 bin 985 eğitim ve bilinçlendirme faaliyeti ile 130 bin vatandaşa ulaştıklarını, yangınla mücadelede görevli 19 bin 718 personele de eğitim verildiğini vurguladı. 

Bu konuna yapılan tanıtım çalışmaları, ALO 177 hattı, Orman Yangınlarıyla Mücadelede Eğitim Simülatörü (OYMES) projesiyle ilgili çalışmalara da değinen Bakan Eroğlu, Azerbaycan'dan Senegal'e kadar 12 ülkeden uzmanlara da Türkiye'de eğitim verildiğini anlattı. 

- Yangınla mücadelede 19 bin 718 personel görev alıyor

Bakanlığın orman yangınlarıyla mücadele kapasitesi hakkında da bilgi veren Eroğlu, şöyle konuştu:

"Şu anda 11 bin 718 yangın işçimiz var. Ayrıca 500 tane bu konuda eğitim görmüş yangın uzmanımız var. 2 bin 500 teknik eleman ve 2 bin de memur olmak üzere burada 19 bin 718 personel görev alıyor. Bin 10 arazöz, 281 su tankeri, 559 ilk müdahale aracı, yol açmak için dozerler var. 2017 yılında 2 bin 300 adet sırf bizim Bakanlığa ait araç ve gereç, iş makinesi kullanıyoruz. Gerektiğinde diğer kurum ve kuruluşların araçlarını da kullanıyoruz."

Meteorolojinin durumuna göre ilk müdahale ekiplerinin konuşlandırıldığını dile getiren Veysel Eroğlu, 5 amfibik uçak, 24 su atar helikopter ve 6 idari helikopterden oluşan hava araçları bulunduğunu da aktardı. 

Yangın yönetim sistemi sayesinde yangınları ve yapılan müdahaleleri odasından da takip edebildiğini anlatan Eroğlu, "Yangına ilk müdahale süresi daha önce 40 dakikaydı, dünyadaki iddia ediyorum en ileri teknoloji şu anda Türkiye'de, pek çok ülke bunu bizden talep ediyor." şeklinde konuştu.

- 2017 orman yangınları

Bu yıl yaşanan orman yangınlarına ilişkin detayları paylaşan Bakan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdiye kadar olan orman yangınlarında 2007-2016 yılları arasında ortalama yılda 2 bin 426 yangın çıkmış, 2007-2016 yılları arasında ise yangından zarar gören alan sayısı yılda 9 bin 42 hektar. Yangın başına 3,72 hektar düşüyor. Geçen yıl çıkan orman yangın sayısı daha çok, 3 bin 188 yangın çıktı, 9 bin 156 hektar yandı ve ortalama yangın başına düşen yanan alan 2,87 hektarla biraz daha düştü, çünkü çok hızlı müdahale ettik. Bu yıl ise orman yangını sayısı şu ana kadar 774 adet. Yangınlar iki türlü. Örtü yangını, burada ağaçlar zarar görmüyor. Bin 62 hektar örtü yangını. Tepe yangını ise bütün ağaçların tepesine kadar yandığı, harap olduğu durum 3 bin 410 hektar. İkisini toplarsak yanan alan toplam 4 bin 472 hektar. Yılda normalde 9 bin hektar civarında yangın oluyor." 

- 3 günde 147 orman yangını çıktı

Eroğlu, şu ana kadar 616 kırsal alan yangınına müdahale ettiklerini belirterek, son 3 günde yaşanan orman yangınlarına ilişkin de bilgi verdi.

Veysel Eroğlu, "30 Haziran Cuma günü 18 orman yangınıyla mücadele ettik. 30 tane de zirai yangın. Cumartesi günü 18 yangın dışında 19 yangın daha çıktı. 34 tane zirai yangın. Pazar günü de 23 orman yangını, 23 adet de zirai yangın çıktı. Böylece 60 orman yangını ve 87 zirai yangın çıktı. 3 günde 147 orman yangınıyla bütün orman teşkilatımız, hepimiz teyakkuz durumda kaldık." dedi.

Bu yangınlar içerisinde Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşanan yangının, 30 Haziran'da saat 10.00'da başladığını anımsatan Eroğlu, rüzgar hızının 45 kilometre, nem muhtevasının çok düşük olduğunu ve 15 dakikada müdahale edildiğini söyledi.

Yangına 4 uçak, 8 helikopter, 76 arazöz ve 7 dozer ile müdahale edildiğine dikkati çeken Bakan Eroğlu, "Neticede 24 saatte söndürdük ama bin 500 hektar alan zarar gördü ama bu alanlar genelde dağlık, tepelik, uçağın, helikopterin ulaşabildiği alanlar." diye konuştu.

Eroğlu, 1 Temmuz'da da Mersin'in Anamur ilçesinde yaşanan orman yangınına yapılan müdahaleyi de anlatarak, buraya çok hızlı müdahale edildiği için 24 saatte söndürüldüğü ve yanan alan miktarının 600 hektar olduğu bilgisini verdi

İzmir Menderes'te yaşanan orman yangının ise 30 saatte söndürülebildiğini ve bin hektarlık alanın zarar gördüğünü söyleyen Veysel Eroğlu, "Şu anda iki yangında büyük hasar gördük, biri Alanya, biri Menderes." şeklinde konuştu.

Çanakkale Ezine, Antalya Kaş ve Denizli Sarayköy'deki orman yangınlarına ilişkin de detayları paylaşan Eroğlu, dünyadaki orman yangınları hakkında bilgileri paylaştı.

- "Bütün Türkiye'yi gözlüyoruz"

Yanan alanların tekrar ağaçlandırıldığına vurgu yapan Bakan Eroğlu, vatandaşlardan pikniklerini piknik alanlarında yapmalarını, orman yolundan geçerken izmaritlerini ve çöplerini yola atmamalarını ve herhangi bir duman gördüklerinde ücretsiz olarak ALO 177 ve 110 hatlarını arayıp haber vermelerini istedi. 

Eroğlu, yangına müdahale ekiplerinin yaptığı çalışmaları da sistem üzerinden canlı olarak gazetecilere gösterdi. 

Bir gazetecinin son iki büyük yangında soruşturma başlatılıp başlatılmadığına ilişkin sorusuna Veysel Eroğlu, her yangında valilik ve jandarmanın inceleme başlattığı yanıtını verdi. 

Bakan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada yangın tabii bir şeyden mi çıktı, kasıt mı var o araştırılıyor. Kasıt varsa bu kasıt araştırılıyor. Şu ana kadar araştırmalar devam ediyor. Herhangi bir kasıt olduğu şeklinde bir kanaat yok şu anda ama tahkikat devam ediyor. Her yangında tahkikat yapılıyor ve neticesi de ona göre. Cezası çok büyük, hapis cezası. Bir yangını kasten çıkaran vatandaş, 27 yıl ceza aldı, af vesaire indirimi de yok. Orman yangının cezası çok ağır. Biz bütün kameralarla takip ediyoruz. Hatta Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğümüz, doğal hayatı korumak için gizli fotokapanlar kuruyor. Dolayısıyla onlarla da takip ediyoruz. Yani hiç kimse cesaret etmesin, bütün Türkiye'yi gözlüyoruz." 

- "Herhangi bir su sıkıntımız yok"

Eroğlu, yaşanan sıcaklıklara bağlı olarak Türkiye'nin su durumuna ilişkin bir soru üzerine ise eylem planları hazırladıklarını hatırlatarak, "176 yerleşim yerinde su yoktu, 176 yere biz 2040-2050 yılına kadar su yetecek şekilde götürdük. Şu anda barajlarımız yüzde 50 dolu, herhangi bir sıkıntı yok. Yaz aylarında sarfiyat çok artıyor. Bir de şebekelerdeki kayıplar çok fazla. Özellikle yaz aylarında vatandaş bağ bahçesini suluyor, herhalde belediye başkanlarımız onun için ikaz ediyorlardır. Biz her mayıs ayında kritik iller var mı buna bakıyoruz. Onlar için planlamalarımız var." dedi. 

Geçmişte yaşanan kuraklıkları anımsatan Veysel Eroğlu, şunları kaydetti:

"2007 yılında 'susuzluk çekmesin' diye yaptığım çalışmayı anlatsam roman olur. Türkiye'de suyu çok iyi yönetiyoruz. Türkiye su zengini bir ülke değil, velhasıl yarı kurak bir ülke, o vesileyle suyu hem içme, kullanma, hayvan suyu ihtiyacını karşıladık şimdiye kadar. Şu anda hedefimiz bazı şehirlerde 2060 yılına kadar su probleminin tamamını çözmek ve diğer büyükşehirlerde, İstanbul gibi, 2071 yılına kadar susuzluk çekmemek üzere çalışmalara devam ediyoruz. Şu anda 2040 yılına kadar bir problem yok, hedef 2071. Bununla ilgili çalışmalarımız tamam. 2071 yılından sonra biz yokuz ama o zaman gelecek bakana bir mektup bırakacağım." 

Toplantının ardından Bakan Eroğlu, hava durumuna bakarak, ilgililere sıcaklık artışı gözlenen yerlerde yangın acil müdahale ekiplerinin bekletilmesi talimatı da verdi.