Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Çanakkale Kara Savaşları'nın 102. yıl dönümü dolayısıyla, Şehitler Abidesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Çanakkale müdafaasının muharebelere dahil olan milletler nezdinde çok müstesna bir yer edindiğini söyledi.

Bu müdafaanın, yoğun ateş yağmuru altında çelikleşen bedenleriyle vatan toprağına geçit vermeyen neferlerin ortaya koyduğu değerleri ve manevi anılarını bugün hala taşıması açısından çok önemli olduğunu anlatan Avcı, şöyle konuştu:

"Çanakkale savunması, bir hayat savunması olduğu kadar aynı zamanda da namus ve fazilet için can veren bir gençlik savunmasıdır. O nedenle 1915 sonrası yetişmiş bütün kuşakların bu manevi hazineye gönülden sahip çıkması ve geleceğe emanet bırakması gerekmektedir. Dünya harp tarihinde savaşların sonuçlarını tayin eden birçok koşul vardır. Bu koşullar içerisinde olmazsa olmaz olanlar komutan, asker, silah gücü ve savaşan tarafların davalarına olan inançlarıdır. Çanakkale savunması imanın imkana galip geldiği bir müdafaadır."

"Sonsuza kadar yaşayacak bir ibret vesikası"

Muharebeler sonrasındaki kayıplar ortaya konulduğunda emanetçisi olunan zaferin mana ve öneminin daha iyi kavranabileceğini dile getiren Avcı, şunları kaydetti:

"Siper mevzilerinde hiçbir zaman yılgınlık emaresi göstermeyen neferlerimiz, adeta insan gücünün dayanma sınırlarını zorlayarak payitaht İstanbul'u Çanakkale'de savunmayı, kurtarmayı başarmışlardır. Her yıkıcı taarruz sonrasında gelen zaferler ile kısa sürede bitmesi planlanan Harb-i Umumi'nin süresi ağırlaşarak daha da uzamıştır. Buradan hareketle Çanakkale savunması, stratejik önemi çok yüksek olan amaçlara ulaşmayı hedefleyen planın da çöküşünü hızlandırmıştır. Çanakkale dirilişine ve zaferine giden yolda bedenini ve ruhunu ortaya koyarak verdikleri mücadele örneğiyle burada çarpışan neferlerimiz, vatan toprağı ile bütünleşip, isimleriyle milli hafızamızda bayraklaşmışlardır.

Şan ve şeref numuneleriyle dolu Çanakkale Zaferi'ne, sonsuza kadar yaşayacak bir ibret vesikası olarak hak ettiği değeri vermek, millet olarak hepimizin vazifesidir. İlahi bir diriliş ve cesaret ile varoluş destanı yazan kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Makamları cennet, ruhları şad olsun."