Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 8. Türkiye Enerji Zirvesi özel oturumunda moderatörlerin sorularını yanıtladı.

TÜPRAŞ'ın İzmir'deki rafineri patlamasında hayatını kaybeden işçilerin ailesine başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Albayrak, TÜPRAŞ ailesine de geçmiş olsun dileklerini iletti.

Albayrak, Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşaat izni çalışmalarının devam ettiğini, gerekli başvurular ve güvenlik süreçlerinin çok detaylı incelendiğini söyledi. 

Çalışmalarda en ufak bir riskin bile göz ardı edilmediğini vurgulayan Albayrak, Türkiye'nin nükleer teknolojide yeni bir ülke olduğunu ve bu teknolojinin kalıcı bir şekilde yerelleşmesiyle ilgili önemli bir altyapı sürecinden geçildiği kaydetti. 

Albayrak, santralle ilgili takvimin TAEK'in inşaat iznine bağlı ortaya çıkacağını ifade ederek, "İnşallah, Akkuyu Nükleer Santrali'nde bu yıl sonu veya gelecek yıl başında temel atmayı iki ülkenin devlet başkanları düzeyinde gerçekleştirmek için çalışmalarımız devam ediyor. 29 Ekim 2023'e, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yetiştirebilirsek bizim için bundan daha onurlu, şerefli bir hediye olamaz. Dolayısıyla, 2023'te santralin devreye alınmasıyla hem sektörel dönüşüm hem lokalizasyon hem de yerel anlamda sanayi ve endüstriyle ilişkili parçalar, teknolojik ekipmanlar noktasında da dönüşümü gerçekleştireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Güneş ve rüzgarda çok başarılı iki ihale yaptık"

Albayrak, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'nın (YEKDEM) devam edip etmeyeceğiyle ilgili sektörde sıkça sorular sorulduğunu anımsatarak, "YEKDEM'in 2020 sonrasında devamını düşünmüyoruz. YEKDEM ömrünü tamamladı, yatırımların kendini amorti etme noktasında da süreç tamamlanmış oldu." diye konuştu.

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeliyle YEKDEM'le oluşan maliyetlerin ciddi oranda düştüğünü vurgulayan Albayrak, şunları kaydetti:

"YEKA modeliyle, biz sadece yenilenebilir kaynakların portföy anlamında hayata geçirilmesiyle ilgili değil, bununla ilgili teknolojilerin üretilmesi noktasında, yerli üretime dayalı ihracat kapasitesi noktasında, potansiyelin devreye geçmesi için ciddi bir çalışma yaptık. Küresel anlamda, zor bir zamanda güneş ve rüzgarda çok başarılı iki ihale yaptık. Burada hacim ekonomisi özelinde de büyük bir yatırımın devreye alınması ve yerli üretimin ortaya koyduğu fırsatla, üretim maliyetlerini anlamlı bir şekilde düşürme sürecinin de önünü açalım istedik. Rüzgarda, 8 bin parça üretim kaleminden ve yüzde 65 yerlilik oranından bahsediyoruz. YEKA özelinde baktığımızda, mevcut sahalar veya yeni bir üretim tesis çerçevesinde görüşmelerimiz devam ediyor. Şunu çok net ifade etmek istiyorum ki, özellikle Türkiye olarak önümüzdeki 5 yılda asgari 5'er bin, 10 yılda asgari 10'ar bin güneş ve rüzgar hedefimiz kapsamında bu süreci devam ettireceğiz. Nitekim, rüzgarda havuzda bekleyen iki bin 300 megavatlık portföy daha var. Bu portföy içinde kısa süre içerisinde inşallah aynı sistemle ihaleye çıkacağız. Müteakiben güneş ve benzeri devam edecek. Bu YEKA modeliyle, güneşte kilovatsaat başı 19,5 dolar/centten 6,99 dolar/cente, rüzgarda ise 10 dolar/cent olan rakamlar dünya rekoru olarak 3,48 dolar/cente düştü."

Yerlilik oranı giderek artacak 

Bakan Albayrak, elektrik üretiminin üçte ikisinin yerli ve yenilelebilir enerji kaynaklarının oluşturması için altyapı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. 

Türkiye'nin bir üst lige çıkması için enerjide dışa bağımlılığın azalmasının kritik önemde olduğunun altını çizen Albayrak, geçen yıl yerli kaynaklardan elektrik üretiminde yüzde 49'a ulaşıldığını söyledi. 

Albayrak, elektrik tüketiminde de yüzde 6-7 büyümenin gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Bu açıdan bakıldığında, portföyü dengelememiz gerekiyor. Güneş, rüzgar ve yerli kömürde toplamda 15 bin megavatlık bir portföyü devreye almak için kamu olarak bu süreci destekleyeceğiz. Türkiye bu alanlarda ciddi bir potansiyele sahip. Sadece elektrik enerjisi üretim maliyetleri özelinde değil, cari açık ve istihdam noktasında da baktığımızda ve bu kaynakların Türkiye'de üretilmesi noktasında, üçlü bir kazan kazan sistemini devreye alacağız. 2023'te nükleer santralin ilk ünitesinin de devreye girmesiyle, bu oranları yaklaşık olarak yakalamayı öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.