AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 17 yıllık mücadelenin sonunda Türkiye'nin krizleri çözerek, engelleri aşarak bugün yeni bir noktaya geldiğini belirterek, "Türkiye'nin başına kötü bir şey gelsin diye adeta dua eden bir muhalefetle karşı karşıyayız." dedi.

Ünal, Balıkesir'de AK Parti İl Başkanlığını ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, AK Parti teşkilatlarının 81 ilde, Türkiye'nin geleceğini kurmak ve çocuklarına bırakacakları Türkiye'yi inşa etmek için canla başla çalıştığını söyledi.

AK Parti iktidarlarının 17 yıldır kıymetli bir şey yaptıklarını belirterek, "Türkiye için inandığımız yolda yürüyoruz. Türkiye için umut ve inanç üretiyoruz ve bu umut ve inancı icraatlarımızla, çalışmalarımızla, gayretimiz ve çabamızla gerçekleştiriyoruz. AK Parti'nin, liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la beraber yürüttüğü bu mücadele, bugün belki içinde olduğumuz için yeterince görülmüyor ve anlaşılmıyor olabilir ama şu anda her biriniz bir tarih yazıyorsunuz adeta. Türkiye'nin 2002'den bugüne kadar neleri aştığını, hangi sınamalardan geçtiğini beraberce bir hatırlayalım. Türkiye'nin 2002'de ne durumda olduğunu, 2001'de yaşadığı krizi, 2003'de 2004 ve 2005'de yaşadığı sorunları hatırladığımızda, geriye dönüp baktığımızda hamdolsun artık unuttuğumuz o kadar çok şey var ki. Bugün 17,18,20 yaşında olan gençlerimiz bunları görmediler. İyi ki görmediler, iyi ki bizim yaşadıklarımızı yaşamadılar. İyi ki bu ülkede yokluğun, çaresizliğin ne anlama geldiğini yaşamadılar. Biz zaten bütün mücadelemizi de çocuklarımız bizim yaşadıklarımızı yaşamasınlar diye verdik." diye konuştu.

Bugün artık Türkiye'nin yeni bir noktaya geldiğini anlatan Ünal, "17 yıllık mücadelenin sonunda Türkiye krizleri çözerek, engelleri aşarak bugün yeni bir noktaya geldi. Bugün artık sağlıkta, eğitimde, ulaşımda altyapısını tamamlamış, savunma sanayisinde yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 70'lere çıkarmış ve kendi güvenliğini, huzurunu ve iç bütünlüğünü sağlamış bir Türkiye var hamdolsun." ifadelerini kullandı.

Ünal, konuşmasına şöyle devam etti:

"OECD rakamı olarak vereceğim çünkü artık Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin hiçbir şeyine güvenmediği için onlara OECD'nin bir rakamını vereceğim. OECD rakamı olduğu için de dolar üzerinden bunu vermek durumundayım. 2002 yılında Türkiye'de günlük 4 doların altında geçinmek zorunda olan vatandaşlarımızın oranı ne kadardı biliyor musunuz? Yüzde 33. Yani Türkiye'de her yüz kişiden 33 kişi günlük 4 doların altında bir kazançla yaşamak durumundaydı. Peki bugün biz bunu nereye düşürdük biliyor musunuz? Bugün bu yüzde 1,5'e düştü. Yani bugün, her 100 kişiden 1 ya da 2 kişi, günlük 4 doların altında bir kazançla yaşamak durumunda. Bunu da iyileştirmek için hamdolsun gerekli çalışmaları yürütüyoruz ama muhalefete baktığınızda, muhalefet, sanki Türkiye bitmiş, batmış, yanmış."

"Türkiye'nin başına kötü bir şey gelsin diye adeta dua eden bir muhalefetle karşı karşıyayız." diyen Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

"3'üncü havaalanını yapıyorsunuz, 3'üncü havaalanında bir olumsuzluk olsun da sevinelim diye bekleyen bir muhalefet karşınızda ya da Türkiye kendi kıta sahanlığını korumak, kendi mavi sınırlarını 'münhasır ekonomik bölge' dediğimiz deniz kıta sahanlığını korumak ve oradaki haklarını korumak için, oradaki hidrokarbon kaynaklarını, petrolü, doğal gazı korumak için Türkiye büyük bir mücadele ediyor. Bakıyorsunuz muhalefet bu mücadeleyle ilgili adeta Türkiye'nin değil de Mısır'ın, Yunanistan'ın, İsrail'in, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yanındaymış gibi konuşuyor ve davranıyor. Şimdi bu durumda bizim daha çok çalışmamız gerekiyor. Bunlar utanmıyorlar da niye utanmıyorlar biliyor musunuz? Dediler ki bize, Türk lirasından 6 sıfır atarsanız, bunların meşhur bir gazeteleri var ya şu anda, o gazetenin başındaki genel yayın yönetmeni, 2006 yılında 'Türk lirasından 6 sıfır atarsanız, Taksim'de anıracağım' dedi. Biz Türk lirasından 6 sıfır attık, hiç oralı bile olmadı. Şimdi bunlar, 'Dolar 12 lira olacak, Türk ekonomisi batıyor, kriz geliyor' dedi. Ne oldu? Şu anda hamdolsun hem Dünya Bankası hem de OECD, Türkiye'nin 2020 büyümesini yüzde 3 olarak revize etti."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Irak'ın yabancı güçlerin çatışma alanına dönüşmemesinin ve bölgede herhangi bir şekilde bir mezhep çatışması yaşanmamasının Türkiye'nin önceliği olduğunu söyledi.

Ünal, Balıkesir'de AK Parti İl Başkanlığını ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ekonomisini hızla iyileştirdiğini ifade etti.

Türkiye'nin, Suriye'den Libya'ya sınır güvenliğini ve toprak bütünlüğü sağladığını belirten Ünal, şunları söyledi:

"Ama muhalefete bakıyorsunuz işte yerli araba yapıyorsunuz 40 tane kulp takıyorlar. Diyoruz ki 'Kanal İstanbul'u' yapacağız.' Neden? Çünkü Kanal İstanbul tüm Türkiye'yi ilgilendiriyor. Yıllık ortalama 25 bin gemi kapasitesi İstanbul Boğazı, şu anda 50 bin gemi kapasitesine çıkmış durumda. Bundan 2-3 gün önce yine bir biliyorsunuz tanker kazası yaşandı ve bu gemilerin yüzde 20'si çok ciddi risk taşıyan yük taşımacılığı yapıyorlar. Biz diyoruz ki 'Kanal İstanbul'u yapalım', çıkmışlar böyle adeta milletle alay eder gibi çalıştay düzenlemişler. Çalıştayda konuşmacı olarak, bilim insanı olarak çağrılmış akademisyenlerin ne jeoloji ile ilgisi var ne çevre ile ilgisi var. Akademisyenin bir tanesi çıkmış diyor ki 'Kanal İstanbul yapılırsa İstanbul'da hadımlığa yol açabilir.' Yani bu milletin aklı ile adeta alay eder gibi bir komedi sergiliyorlar."

"Biz bu aklıselimini kaybetmiş, makuliyetini kaybetmiş, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ve AK Parti düşmanlığı gözlerini kör etmiş bu muhalefetle zaman geçirmeyeceğiz" ifadesini kullanan Ünal, şunları kaydetti:

"Biz enerjimizi nereye harcayacağız? Biz enerjimizi Türkiye için daha çok çalışmaya, daha çok insana ulaşmaya, daha çok gönül almaya, hakkı, hakikati daha çok insanımıza anlatmaya devam edeceğiz. Bunlarla durup vakit kaybedecek, bunların yalanlarına cevap verecek maalesef ne vaktimiz ne de zamanımız var. Bunlar yalan söylemekten maalesef bıkmıyorlar, usanmıyorlar. Bakıyorsunuz diyor ki 'Külliye'ye giden CHP'li' diye bir yalan çıkarıyorlar. Yazan CHP'li, konuşan CHP'li, iddia eden CHP'li, doğrulayan CHP'li, itham edilen CHP'li, suçlanan AK Parti. Bakıyorsunuz bir CHP'li den başka bir CHP'li rüşvet istemiş 25 milyon. Rüşvet isteyen CHP'li, rüşvet istenen CHP'li, suçlanan AK Parti. Biz bunlarla, değerli arkadaşlar uğraşmayacağız. Bunlarla vakit geçirmeyeceğiz. Bizim yapacak çok işimiz var. Bizim yürüyecek çok yolumuz var."

Ünal, Türkiye'nin bugüne kadar önüne çıkarılan tüm engelleri aştığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bütün sınamaları bertaraf etti. Artık önümüzde kıymetli bir şey var kardeşlerim, bizim gözümüz gibi korumamız gereken bu milletin 82 milyonun, birlik ve beraberliğidir. Bizim birlik ve beraberliğimize zarar veremedikleri sürece bize hiçbir şey yapamaz bunlar. Ne diyor Mehmet Akif, 'Toplu attıkça sineler, onu top sindiremez.' Bizim sinelerimiz toplu attıkça birliğimizi beraberliğimizi uhuvvetimizi, muhabbetimizi, kardeşliğimizi, bu topraklar üzerindeki bin yıllık ortak yaşama tecrübemizi muhafaza ettiğimiz sürece, koruduğumuz sürece şundan emin olun, Türkiye'ye hiç kimse bir şey yapamaz. Bunu ispatladı mı bu millet? Bunu ispatladı. Bu millet bunu 15 Temmuz'da ispatladı. 17-25 Aralık'ta ispatladı. Gezide ispatladı. Bu millet kendi adamına sahip çıkarak, Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkarak bunu ispatladı."

Konuşmasının ardından AK Parti İl Başkanlığından ayrılan Ünal, esnaf ziyaretlerinde bulundu. Bir kuaföre giren Ünal, traş olan Emirhan isimli bir çocuk ve ailesiyle sohbet etti. Çakmaklara gaz dolduran bir gazi ile sohbet ettikten sonra öğle namazını Alaca Mescid Camisi'nde kılan Ünal, namaz sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgelerinde şu anda kendileri için önemli olanın istikrar olduğunu söyledi.

"Irak'ın yabancı güçlerin çatışma alanına dönüşmemesi, bölgede herhangi bir şekilde bir mezhep çatışmasının olmaması bizim Türkiye olarak önceliklerimiz" diyen Ünal, şu değerlendirmede bulundu:

"Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgede biz istikrarı korumak, bölgenin istikrarsızlaştırılmasına meydan vermemek ve Türkiye'nin çıkarlarını, haklarını, sınır güvenliğini sağlamak ve Türkiye'ye dönük tehditleri de kaynağında karşılamak durumundayız. Kemal Kılıçdaroğlu, 'Suriye'de ne işimiz var, Libya'da ne işimiz var?' diyor ya biz her şeyden önce Türkiye'ye dönük tehditleri kaynağında karşılamak zorundayız. Eğer Türkiye'ye dönük tehditleri kaynağında karşılamazsak bu bizim için bir sınır güvenliği tehdidine bile dönüşebilir. Kaldı ki Türkiye bu konuda gerekli adımları atmıştır. Türkiye hem Doğu Akdeniz'le ilgili Libya ile yaptığı anlaşma hem de Suriye sınırında, Türkiye'nin sınır güvenliğine dönük oluşturulan tehditleri bertaraf etmek için yaptığı mutabakat muhtıralarıyla bunları şu anda Türkiye büyük oranda aşmıştır."

(Bitti)