AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi tedariki nedeniyle ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım uygulama kararının sorulması üzerine Kurtulmuş, bunun tek taraflı ve yanlı bir karar olduğunu belirtti.

Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak da siyaseten de kabul etmenin mümkün olmadığını ifade eden Kurtulmuş, "Akıl dışı vahim bir karar. Evet, etkileri az olacak ekonomik yaptırımları içermiyor. Savunma sanayisindeki bazı gelişmelerden rahatsız oldukları anlaşılıyor ki o alana ilişkin birtakım kısıtlamalar söz konusu." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, yaptırımlar üzerinden uluslararası ilişkileri yönlendirmeye çalışmanın bir acziyet olduğunu belirterek, "Yaptırımlarla ben üstten bir üslupla 'seni hizaya getireceğim', seni döveceğim' ve 'seni terbiye edeceğim' üslubuyla yaptırımlara başvurulması uluslararası ilişkiler bakımından bir çıkar yol değildir." değerlendirmesini yaptı.

"Türkiye değil Amerikan tarafıdır"

Yıllardır uygulanan yaptırımlar nedeniyle Türkiye'nin kendi İHA ve SİHA'sını ürettiğini anımsatan Kurtulmuş, "Aynı şekilde şimdi Patriot'lar üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar bu S-400 meselesini bu hale gelmesini sağlayan Türkiye değil, Amerikan tarafıdır." diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, yaptırımların Türkiye'nin milli savunma sanayisini daha da güçlendirecek adımlar olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Onlarda biliyorlar ki Türkiye önümüzdeki kısa bir süre sonra kendi savunma sistemlerini kuracaktır. Buna hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere, bir daha S-400 mü bilmem F-35 mi? tartışmalarına gerek kalmadan Türkiye kendi milli sanayisini kuracaktır. Bundan da endişe ettikleri için Türkiye'ye karşı birtakım yaptırımları tabiri caizse bir sopa olarak Türkiye'nin ensesinde, başının üstünde tutmaya çalışıyorlar hiçbir karşılığı olmayacak. Türkiye'nin bu gerçekten güçlü büyük Türkiye istikametinde yürüyüşünü Allah'ın izniyle hiçbir şekilde sekteye uğratmayacak olan bir adım olarak görüyorum."

"Güçlü olarak ayakta durmamız lazım"

Türkiye'nin satın aldığı S-400 hava savunma sistemine ilişkin Kurtulmuş, "Türkiye bu kadar büyük para verdiği S-400'leri laf olsun diye almadı, ihtiyacı var. Bölgede sürekli savaşların olduğu, karşılıklı gerilimlerin ve çatışmaların olduğu bir ülke bir bölgedeyiz. Burada bizim güçlü olarak ayakta durmamız lazım. Bu güçlü olmanın önemli unsurlarından birisi hava savunma sistemidir. Yani Allah korusun Türkiye burnunun dibinde terör örgütlerinin olduğu, burnunun dibinde hasmane tavırları içerisinde olan unsurların olduğu bir ülke. Yani bunların Türkiye'ye karşı bir hava saldırısının olması durumunda bunu önleyebilecek bir imkanımızın olması lazım. Türkiye'yi S-400'e yönlendiren ana unsur burasıdır." diye konuştu.

Kurtulmuş, yaptırımlar nedeniyle Türkiye'nin ABD'ye yönelik bir hamle gelip gelmeyeceğine dair soruya şu yanıtı verdi:

"Tabii ki nihayetinde Türkiye egemen ve bağımsız bir devlettir. Eğer Türkiye'ye karşı yapılan bu yaptırımlar ben bunların çok fazla uygulama alanı bulmayacağını düşünenlerdenim. Çünkü bir de nihayetinde bir karar alırken bir konuda konuşurken karşı tarafın yerine kendimizi koyarak konuşalım. Yani empati yaparak konuşalım Amerika Birleşik Devletleri'nin ister Trump yönetimi olsun ister Biden yönetimi olsun bu coğrafyada Türkiye gibi büyük bir müttefiki kaybetmek istemeyeceğini düşünüyorum. Yani her tarafında terör örgütlerinin var olduğu, her tarafında büyük siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkların var olduğu bu coğrafyada gerçekten demokrasisi sınanmış güçlü, olgun ve ekonomik istikrarı olan siyasi istikrarı olan bir ülke ve 83 milyonluk nüfusu olan bir ülke böyle bir ülkeyi bütünüyle karşısına alarak kaybetmek isteyeceklerini asla zannetmiyorum. Dolayısıyla bu yaptırımları belki Amerikan iç siyasetinin bir gereği olarak bu adımları atmış olabilirler ama bu adımların rasyonel olmadığını bu adımların atılması sonucunda ortaya çıkabilecek bazı sonuçların Amerikan milli menfaatleri bakımından da çok vahim sonuçları olduğunu ve olacağını herhalde Amerikalı siyasetçilerde biliyordur."

"Türkiye ve İran komşu iki ülkedir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan'da okuduğu şiir nedeniyle İranlı Bakanın eleştirmesi ve İran ile Türkiye ilişkilerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye ve İran komşu iki ülkedir, uzun asırlar boyunca arasında hiçbir problem çıkmamış olan iki komşu dost ve kardeş ülkedir. Bazı siyasetler de farklılıklarımız tabii ki olabilir bu son derece doğal bir şeydir. Sayın Cumhurbaşkanımızın okuduğu şiir tamamı ile insanı amaçlarla orada okuduğu ve Azerbaycan halkının bütünlüğünü ifade eden bir şehirdir ve sonra bununla ilgili yanlış anlaşılmalar da giderildi karşılıklı görüşmeler sonucu."

Kurtulmuş, reform paketi çalışmalarına ilişkin soru üzerine, "1950'den bu yana 70 yıllık siyasi çok partili siyasi hayat tecrübesi bize bir şey gösteriyor, ülkenin sıkıntıda olduğu dönemleri aşmanın en kuvvetli yolu kuvvetli bir reform iradesini ortaya koyabilmektir. Bu çerçevede AK Parti Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı hele bu korona salgını dolayısıyla bu gerçekten çok ciddi bir sıkıntı olan bu ortamdan çıkmanın yolunun kuvvetli bir reform hareketi olduğunu biliyor ve bu reform sürecinde düğmeye basmış vaziyette devam ediyoruz. Bu irade sahicidir, kalıcıdır, gerçektir ve güçlüdür." değerlendirmesinde bulundu.

"Reform sürecini oluşturuyoruz"

Reform paketi çalışmalarının detaylarına ilişkin de bilgi veren AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu anlamda da bunun bir çerçevesi var temel çerçevesi var. Ben size anlatmak isterim birincisi serbest pazar ekonomisini daha iyi işletmek buradaki birtakım aksaklıklar varsa bunları aşacak bir irade ortaya koymak. İkincisi ekonomik reformlarla birlikte siyasi hukuki reformları eş zamanlı olarak gerçekleştirmek. Üçüncüsü Türkiye'nin sahip olduğu ortak tecrübeyi harekete geçirmek. Bunun için bakanlarımız ilgili bütün kurum ve kuruluşlar ile görüşmelerini yapıyorlar ve bu çerçevede de hakikaten Türkiye'nin büyük bir birikimi var bu birikimden o istişareler sonucu istifade etmek. Dördüncüsü reform programımızın merkezine Türkiye'nin milli sanayisinde milli ekonomisindeki gelişmeyi esas almak gibi ana çerçeveleri belirlenmiş olan bir reform sürecini oluşturuyoruz.

Bunu eş zamanlı olarak yapmak, yani sadece biz ekonomik reformlara yapıp bırakıyoruz değil aynı zamanda hukuk ve siyaset alanındaki reformları da yapmak. Çünkü ikisi birlikte olursa iyi çalışıyor bunları şu anda istişare ediyoruz. Tabii ki siyasete gelecek AK Parti içerisinde bunlar konuşulacak bakanlarımızın yaptığı hazırlıklar, sonunda Cumhur İttifakı olarak bu meselenin konuşulacağı ve biz isteriz ki özellikle Türkiye'nin çıkışı anlamına gelecek olan reform konusunda parlamentodaki diğer bütün partilerle de ortak bir noktaya gelelim. Dolayısıyla reform konusu parlamentodaki partilerle de tartışılacaktır."

​​​​​​​