YOZGAT (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "ABD Adalet Bakanı ile pazartesi günü bir görüşme yapacağız. Görüşmemizin konusu terörist başı Fetullah Gülen'in geçici tutuklanması ve Türkiye'ye iadesi olacaktır." dedi.

Bozdağ, partisinin Yozgat İl Başkanlığınca Büyük Sinema Salonu'nda düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, FETÖ ile yapılan mücadele ve adli işlemler hakkında bilgiler verdi.

Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesini etkin bir şekilde sürdürdüğünü aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bir yandan devletimizin içine sızmış bu örgüt üyelerini tespit edip devlet içinden uzaklaştırırken öte yandan da örgüt üyesi olan ve suç işleyenlerle ilgili aktif soruşturmalar devam etmektedir. Açılmış davalarla orada da yargılamalar devam etmektedir. 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden bugüne kadar 149 bin 833 kişi hakkında adli işlem yapılmıştır. Bunlardan 48 bin 636 kişi tutuklanmıştır. Tutukluların 166'sı general, 6 bin 810'u albay ve alt rütbedeki askerlerden oluşuyor. 8 bin 667'si emniyet mensuplarından oluşmaktadır. Diğerleri de diğer görevlerde veya görevde olamayan kişilerden oluşmaktadır. 35 bin 783 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tutuklama yerine verilen bir tedbirdir. Hakkında yakalama kararı bulunan 6 bin 791 kişi vardır. Yani kaçak durumda olan 6 bin 791 kişi var, bunun 139'u asker, 364'ü emniyet mensubudur. Halen gözaltında bulunanlar 822 kişidir."

Bozdağ, yargılama ve soruşturmaların devam edeceğini, suç işleyenler hakkında hukukun gereğinin yapılacağını belirtti.

Medyada, sosyal medyada veya başka yerlerde de zaman zaman yürütülen tartışmalar olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bu tartışmaları bir tarafa koyup şunu ifade etmek istiyorum. Türk yargısı Anayasa ve yasaların verdiği yetkileri kullanmaktadır. Görevlerini Anayasa'ya, kanuna, hukuka ve vicdanı kanaatlerine bağlı olarak yerine getirmektedir. Yargılamalar veya soruşturmalar sırasında soruşturulan kişilerin bir kısmı tutuklu soruşturulduğu gibi bir kısmı adli kontrol altında soruşturulabilir, bir kısmı da tutuksuz adli kontrol olmaksızın soruşturulabilir. Yargılamalar da aynı şekilde yapılabilir. Tutuklu olan birinin tahliyesi, adli kontrol olanın birisinin adli kontrolünün kaldırılması, yargılanma nihai bir kararla sonuçlanıncaya kadar o kişilerin aklandığı anlamına gelmez. Yargılama devam edecek ve yargılama sonucunda nihai bir karar çıkacak, ya berat kararı ya da ceza kararı çıkacaktır. Beraat çıkar bu temyiz aşamalarını geçerse aklanmış olacaktır. Ceza çıkar, temyiz aşaması neticelenirse cezası kesinleşmiş olacaktır, infaz aşamasına geçecektir. Tutuklu bir tahliye olduğu zaman da veya adli kontrol verildiği zaman da soruşturma aşamasındaysa soruşturması, yargılanma aşamasındaysa yargılanması devam edecektir. Bunu herkesin bilmesi lazımdır."

- "Yatıyorlar kalkıyorlar Türkiye’yi konuşuyorlar"

Bozdağ, sadece medyadaki tartışmalar üzerinden yargının yönlendirilmesini hesap edenlerin yanlış yaptığını ifade ederek, "Türk yargısı anayasa, hukuk ve kanununa uygun vicdani kanaatle hareket etti. Bundan sonra da aynı kanaatle hareket etmeye, hukuka uygun davranmaya devam edecektir. Bu yargılamalar da hukuk içinde hukuka uygun bir biçimde devam ediyor, bundan sonra da devam edecektir. Avrupa'dan, başka yerlerden yargılamalara dönük eleştirileri takip ediyoruz ve biliyoruz ki bu eleştiriler Fetullahçı Terör Örgütü, PKK terör örgütü ve diğer terör örgütlerinin onlara ilettiği ve onların da dillendirdiği şeylerden başka bir anlam ifade etmemektedir. Terör örgütlerinin görüşlerini yansıtan eleştirilerin bizim bakımımızdan bir öneminin olmadığını buradan bir kez daha ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.

Türkiye’ye yöneltilen eleştiriler adil ve objektif olduğu zaman Türkiye olarak buna kıymet verdiklerini vurgulayan Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör örgütlerinin görüşlerini, birtakım kurum ve kuruluşların imzasıyla Türkiye'ye gönderenlerin şunu bilmesi lazım. Türkiye adil olan objektif olan doğru olan ve size ait olanı biliyor, bunun dışında olanları da biliyor ve biz ona göre bu konularda kararlarımızı alacağız ve uygulamalarımızı yapacağız ve yapmaya da devam ediyoruz. Yargı bizim iç işimizdir. Biz Almanya'da Fransa’da veya ABD'de yargının nasıl işleyeceğine karışıyor muyuz? Karışmıyoruz. Öyleyse siz de bizim yargımızın nasıl işleyeceği konusunda ahkam kesmeyi bırakın. Yatıyorlar kalkıyorlar Türkiye’yi konuşuyorlar. Almanya'da da başka yerlerde de aynı şey. Yani sizin Türkiye'den başka derdiniz yok mu? Sizin Türkiye’den başka işiniz, meseleleriniz yok mu? Hepsi aynı şeyi yapmaya devam ediyor."

- "Türk yargısına teslim edeceğiz"

Bozdağ, FETÖ ve diğer terör örgütlerinin Türk yargısına bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hesap vereceklerini belirtti.

Türk yargısının adaletin tecellisi için millet adına görev yaptığını, millet adına karar verdiğini, bundan sonra da böyle yapacağının altını çizen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bundan hiç kimsenin endişesi olmaması lazım ve yargısal süreçleri herkesin yakından takip etmesinde fayda var. Buradan bir kez daha altını çizmek istiyorum. Öte yandan FETÖ elebaşı terörist başı Fetullah Gülen, hala Pensilvanya’dadır. Cumhurbaşkanımızın bilindiği gibi yakında ABD’ye bir seyahati olacaktır. Bu seyahatten önce yarın ben de ABD’ye bir ziyarette bulunacağım. ABD Adalet Bakanı ile pazartesi günü bir görüşme yapacağız. Görüşmemizin konusu terörist başı Fetullah Gülen’in geçici tutuklanması ve Türkiye’ye iadesi olacaktır. Eninde sonunda onları bulundukları yerlerden alıp Türkiye’ye getireceğiz ve Türk yargısına teslim edeceğiz. Şimdiden FETÖ teröristleri dört bir yandan bizim ziyaretimizi çarpıtmak için haber yapıyorlar. 'Zarrab için geliyormuşuz.' Yalan söylüyorsunuz FETÖ için geliyoruz FETÖ için. Terörist başı Gülen'in geçici olarak tutuklaması için geliyoruz ABD’ye, Türkiye'ye iadesi için gidiyorum. Bu dosyaların üzerinde çalışan bazı savcılarda bana refakat edecekler, orada teknik görüşmeler de yapılacaktır. Ama hep beraber oradan buradan çarpıtmaya başka başka noktaya çekmeye başlıyorlar. İstedikleri kadar çarpıtsınlar Türkiye'nin bu mücadelesi devam edecektir. Bu örgütün gerçek yüzünü herkes görecektir. Tehlike ve tehdit boyutunu herkes çok iyi anlayacaktır. Türkiye’nin ödediği bedellerin başka ülkelerin ödememesi için dost bir ülke olarak bütün ülkeleri uyarmaya da bundan sonra devam edeceğiz. Bundan da Türkiye'nin endişesi olmamalıdır olmayacaktır da. Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesinde gevşeme, savsama yoktur olmayacaktır. Ama FETÖ terör örgütü taraftarlarının diri tutmak için sürekli vaatler yapıyor."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "HDP bir yandan CHP bir yandan YSK'yı, başka yerleri suçluyorlar. Utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, YSK ve YSK üyelerini oy çalmakla, çetelikle suçluyorlar. Buradan çok net söylüyorum, YSK'nın sayın başkan ve üyeleri, saygın kişilerdir, yetkin hukukçulardır, vazifelerini anayasa ve yasaya uygun, YSK'nın içtihatlarına uygun ve doğru bir biçimde yapmışlardır." dedi.

Bozdağ, partisinin Yozgat İl Başkanlığınca Büyük Sinema Salonu'nda düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliği halk oylamasını değerlendirdi.

Milletin yüzde 51,41'nin reyi ile hükümet sisteminin değiştiğini ve ilk uygulamasının yapıldığını anımsatan Bozdağ, "AK Parti'nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye üye oldu ama CHP'deki tartışmalar bitmedi. Bitecek gibi de gözükmüyor. Demokrat olan milletin iradesine saygı duyar. Milletin iradesini tartışmaz." diye konuştu.

Türkiye'nin en iyi yaptığı işlerin başında seçim geldiğini, YSK'nın bugüne kadar yönettiği seçimlerin tamamını anayasa ve yasalara uygun bir biçimde yaptığını dile getiren Bozdağ, "Bütün dünyanın gözü önünde yürüyen bu seçim sistemi ve uygulaması her zaman takdir toplamıştır. YSK, bu anlamda Türkiye'nin en güvenilir müesseselerinden bir tanesidir. Bir güven merkezidir. Her seçim sonrası birkaç tartışma olur ama öze dair tartışmalar yapılmaz, seçim kurulunun kararları herkes tarafından saygıyla karşılanır. Her seçim sonrası bildiğimiz bir şey var, CHP ya YSK'yı suçlar ya da halkı suçlar. Kendine dönüp de 'bu milletin oyunu niye alamıyorum, neden destek bulamıyorum' diye kendini sorgulamaz, kendini suçlamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Bozdağ, 2015'te mühürsüz zarfların içine konulan oyların geçerli olması için müracaat eden CHP'nin gittiğini, bugün bu oyların geçersiz olması için "Yeri göğü inleten" CHP'nin geldiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne değişti, değişen bir şey yok, CHP değişti. CHP'nin lehine karar verirseniz anayasaya da uygun yasaya da uygun olur ama CHP'nin aleyhine karar çıkarsa anayasaya da yasaya da aykırı olur, mantık bu. Şimdi HDP bir yandan CHP bir yandan YSK'yı, başka yerleri suçluyorlar. Utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, YSK ve YSK üyelerini oy çalmakla, çetelikle suçluyorlar. Buradan çok net söylüyorum, YSK'nın sayın başkan ve üyeleri, saygın kişilerdir, yetkin hukukçulardır, vazifelerini anayasa ve yasaya uygun, YSK'nın içtihatlarına uygun ve doğru bir biçimde yapmışlardır. Burada suç işleyen YSK başkan ve üyeleri değil, suç işleyen, yalan söyleyen, YSK başkan ve üyelerine iftira eden, hakaret eden CHP Genel Başkanı ve CHP sözcüleridir. CHP'nin Genel Başkanı ve temsilcileri, YSK üyelerine iftira ederek, hakaret ederek açıkça suç işlemişlerdir. Ben de buradan ihbar ediyorum, bu hakaretçileri, bu iftiracıları cumhuriyet savcılıklarına ihbar ediyorum. Yasalar neyi emrediyorsa gereğini yapacaklarına da şüphem yoktur."

- "AİHM karışamaz"

YSK kararlarının kesin olduğunu ve bunu anayasanın söylediğini vurgulayan Bozdağ, kurulun kararları aleyhine hiçbir merciye başvurulamayacağını anımsattı.

Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

"YSK'nın pek çok kararı var, Anayasa Mahkemesinin bu yönde kararları var, Danıştayın bu yönde kararları var. Anayasa diyor ki 'YSK kararlarının aleyhine hiçbir merciye başvurulamaz.' Bu karar kesin, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay aynısını söylüyor ama birileri çıkıp bambaşka bir şey söylüyor. Bu milletin aklıyla alay ediyor. Nasıl başvuracaksınız Anayasa Mahkemesine? Dilekçe hakkınız var, verirsiniz ama onlar, bunu inceleme hak ve yetkisine sahip değildir. Verdiğiniz dilekçeyi geldiği gibi göndermek durumundadır, başka bir seçeneği de yok ama milletin aklını karıştırmak için başka başka yollarla sanki yargı yolu açıkmış gibi tartışma yapıyorlar. Şimdi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gidiyorlar. Müracaat edenler var, edecekler var. AİHM ne yapacak, yapacağı hiçbir şey yok. Daha önce yapılmış müracaatlar var. AİHM, 'halk oylaması denetlemek benim yetkim ve görev alanımda değildir' diyecektir. Şimdi AİHM, Türkiye'nin halk oylamasına karışabilir mi? Karışamaz. Anayasasını değiştirmesine karışabilir mi? Karışamaz çünkü Türkiye egemen ve bağımsız bir devlettir. Bizim hangi kanunu yapacağımıza, anayasamızı nasıl düzenleyeceğimize AİHM veya başkaca bir ülke karışamaz. Karıştığı zaman onun karışmasının bir kıymeti olmaz. Türkiye bağımsız bir devlettir. Başka ülkedeki mahkemenin vereceği kararlarla Türkiye'nin bağımsızlığına egemen devlet olma anlayışına kimse gölge düşüremez, düşürmesine de izin vermeyiz. CHP, Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet ederek netice alacağına düşünüyorsa boşuna uğraşıyor. Netice alamaz. Netice alması da mümkün değildir. "

Bozdağ, seçim sonuçlarının kesin olduğunu, bundan sonra seçimi tartışmayı bırakıp yeni hükümet sisteminin Türkiye’ye yeni fırsat ve imkanlar sunduğunu konuşmak gerektiğini belirtti.

- "Sistem değişti ama CHP değişmedi"

"Hep beraber bu yeni fırsat ve imkanları kullanmalı, Türkiye'ye bunların ne kazandıracağını daha iyi anlamaya ve ona göre pozisyon almaya çalışmalıyız." diyen Bozdağ, yeni dönemde uyum yasaları çıkacağını bildirdi.

Bakan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Uyum yasalarıyla milletimizin sandıkta kabul ettiği yeni hükümet sisteminin sağlıklı bir biçimde işlemesi konusuna katkı vermeliyiz. İktidarıyla muhalefetiyle bir araya gelmeli, yeni sistemin uyum yasalarını, temel taşlarını beraber koymalıyız. Aklımızı aklımıza eklemeli, bilgimizi bilgimize eklemeli daha iyisini birlikte bulmalıyız. 'Yok ben bunu tanımıyorum, ben buna katkı vermiyorum, küstüm oynamıyorum' anlayışını bırakmamız lazım. Şimdi HSYK üyelerinin seçimi var. CHP, HDP çocuklar gibi 'küstüm oynamıyorum' diye komisyona üye vermiyorlar. Şu anda sistem değişti ama CHP değişmedi, aynı duruyor. Sanki sistem değişmemiş gibi konuşmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı tarafsız olacakmış, partili olmayacakmış, artık bitti o iş. Cumhurbaşkanı'nın partili olacağına halk karar verdi ve Cumhurbaşkanımız da geldi AK Parti'ye üye oldu ve o iş bitti artık ama hala CHP sistem değişmemiş gibi devam ediyor."