YOZGAT (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Esad bütün katliamların birinci derecede faili ve sorumlusudur. Ama bu katliamları durdurma imkanına sahip olup da durdurmayanlar da en az Esad kadar bu katliamlardan, bu ölümlerden sorumludur. Kimse, ‘Ben sorumluluktan kurtulurum’ diyemez." dedi.

Bozdağ, halk oylaması çalışmaları kapsamında memleketi Yozgat'ın Sorgun ilçesinde bir otelde, "Güçlü Türkiye Yolunda Memurlar Buluşması" toplantısına katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, Suriye'de yaşanan olaylara değinen Bozdağ, uluslararası sözleşmelerde kimyasal silah kullanımının suç saydığını ve bunun yaptırıma bağladığını belirterek, "Ama maalesef Esad daha önce de kimyasal silah kullandı, ‘kırmızı çizgi’ dendi ama hiçbir şey yapılmadı. Yaptığı yanına kar kaldı, şimdi ikincisini yaptı tabii Trump yönetimi oraya bazı füzeler gönderdi. Ama arkası gelmediği zaman bunun da fazla bir kıymeti yoktur." diye konuştu.

Dünyanın bir nevi "Kimyasal silahlarla öldürme Esad, savaş uçaklarıyla, helikopterlerle, tanklarla, otomatik silahlarla istediğin kadar öldürebilirsin ama yeter ki kimyasal silahlarla öldürme" dediğini savunan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Sonuçta ikisi de yaşam hakkını yok ediyor, ikisi de insanları öldürüyor, uluslararası toplum da bunu seyrediyor. Artık buna bir 'Dur' demesi lazım uluslararası toplumun, bunun karşısında durması gerekir. Esad bütün katliamların birinci derecede faili ve sorumlusudur. Ama bu katliamları durdurma imkanına sahip olup da durdurmayanlar da en az Esad kadar bu katliamlardan, bu ölümlerden sorumludur. Kimse, 'Ben sorumluluktan kurtulurum' diyemez. Hem uluslararası hukuk bakımından sorumlu hem vicdan bakımından sorumlu hem de Allah'ın indinde bütün bunlardan mesuldür. Maalesef bugüne kadar Türkiye dışında hiçbir ülke Suriye'de yaşanan bu insanlık dramı karşısında, bu vahşet karşısında sesini yükseltmemiştir. İnsanlığın onurunu, insanların yaşam hakkını koruyan onurlu bir duruşu ortaya koymamıştır."

- "Türkiye bu konudaki kararlılığından vazgeçmeyecek"

Bozdağ, Suriye'de herkesin bir hesap ve siyasi değerlendirme yaptığını ancak orada insanların cayır cayır yandığını, öldüğünü, yok olduğunu dile getirdi.

Bu nedenle hesapların bir kenara bırakılması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Önce şu yangını söndürelim, ölümleri durduralım ondan sonra ne kadar masa başında konuşup siyasi pazarlık yapılıyorsa o kadar yapın, o kadar uğraşın, o kadar hesap kitap yapın. Ama önce şu silahları susturup, şu çatışmaları durdurup yangını söndürüp orada bir huzur, güven ve barış ortamını yaratmak lazım. Bunu yapabildik mi? Yapamadık. Suriye katliam yapıyor, İran ayrı bir hesap yapıyor, Rusya ayrı bir hesap yapıyor, Amerika ayrı bir hesap yapıyor, Avrupa ülkeleri ayrı bir hesap yapıyor, hesaplar çarpışıyor. Suriye’de bu hesaplar üzerinden yürüyen çok ciddi bir vekalet savaşı var. Türkiye bütün bu olup bitenler karşısında insanlığın, hukukun, adaletin ve vicdanın müdafiliğini hep sürdürdü bundan sonra da sürdürecektir. İnşallah vicdana gelirler, insafa gelirler de Suriye’deki bu yangını söndürme konusunda herkes üzerine düşeni yapar. Ama görünen o ki henüz bu konuda alınmış bir ciddi mesafe yok. Türkiye olarak duruşumuzu milletimizin ve devletimizin büyüklüğüne, asaletine, geleneklerimize, medeniyet değerlerimize yaraşır bir şekilde muhafaza etmeye, insanlığa ve insanlığın onuruna, yaşam hakkına sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz. Şart ne olursa olsun Türkiye bu konudaki kararlığından vazgeçmeyecek."

- "Eser üretmek için istikrar şart"

Halk oyuna sunulan yeni anayasa paketi ve cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında da bilgi veren Bakan Bozdağ, ülkede eser üzerine eser koymak, taş üstüne taş koymak için istikrarın şart olduğunu vurguladı.

Bozdağ, istikrarın eser ürettiğini, ülkeye kazandırdığını, istikrarı sürekli kılacak bir düzen kurulmazsa bu eserlerin üzerine yeni eserlerin ortaya konulamayacağını belirtti.

Türkiye'nin güçlü iktidara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Sadece istikrar değil güçlü iktidara da ihtiyaç var. Hükümet düştü düşecek korkusuyla eğer iş başında olursa o hükümetten iş çıkmaz." dedi.

- "CHP öcü siyaseti yapıyor"

Bozdağ, Cumhuriyet Halk Partisinin korku pompaladığını ileri sürdü.

CHP'nin "Bak eğer 'evet' derseniz 16 Nisan'dan sonra lokantalar kapanacak, minibüsçülere kapanacak, hatlar iptal edilecek. Muhtarlıklar kalkacak." iddiasını ortaya attığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Kırşehire gidiyorlar, 'Sizi Menderes gibi ilçe yapacak'. Başka yere gidiyorlar 'Memleket eyaletlere bölünecek'. Müthiş bir korku pompalanıyor ve korkuya oy istiyorlar. 'Korktuklarımız başımıza gelmesin' diye 'Hayır diyelim' diyorlar. Eskiden vardı ya büyükler yaramazlık yapanlara cama, kapıya tıklatır 'Öcüler geliyor' diye. Şimdi tam da bir öcü siyaseti yapıyorlar. Bunların tamamı yalandır. Bu anayasa değişikliği içerisinde bunların hiçbirini kılan düzenleme yoktur. 'İnsan hakları, temel haklar, siyasi haklar cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenemez' diye Anayasa'da yazıyor. Lehe de düzenlenemez aleyhe de düzenlenemez."

Yeni sistemle milletvekili sayısının 550'den 600’e çıkarılacağını anımsatan Bozdağ, "Haramdır-helaldir diye tartışma yapıyorlar. Allah var, bu sistem değişikliği CHP'ye haramı, helali, caizi, mübahı, yani pek çok İslami literatürde kavramı kullanmayı öğretti. Ama bir de muhtevasını öğrenseler doğru kullansalar ondan sonra canımızı yesinler ama muhtevayı öğrenmeyince yanlış kullanıyorlar, baltayı taşa vuruyorlar. Ama kullanıyorlar iyi bir şey." ifadelerini kullandı.