Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkanı Av. Tarkan Toper, yaptığı yazılı açıklamasında, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği resmi Twitter hesabından, FETÖ firarisi Ergün Babahan'ın, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi hedef aldığı bir paylaşımın beğenilmesini sert tepki gösterdi.

Toper'in açıklaması şu şekilde:

Bilindiği üzere, FETÖ/PDY firarisi bir şahıs, "Türkiye halkları, Bahçeli'siz siyaset dönemine hazır olmalı." şeklinde sosyal medyada bir paylaşımda bulunmuş ve bu mesaj, ABD Ankara Büyükelçiliği resmî Twitter sayfasından beğenilmiştir. Bu paylaşıma çok yoğun tepkiler gelmesi üzerine Büyükelçilik, mesajın yanlışlıkla beğenildiğinden, bu beğeninin bir hatadan kaynaklandığından ve kafa karışıklığından bahsederek özür dilemiştir. Gün içinde, ABD Ankara Maslahatgüzarı'nın Dışişleri Bakanlığı'na çağrılması üzerine yeni bir mesaj yayınlayarak içeriğini onaylamadıklarını ve yazarıyla ilişikleri olmadığını beyan ederek söz konusu mesajdan dolayı tekraren özürlerini beyan etmiştir.

Herşeyden önce, nasıl ve hangi seviyede olursa olsun, bu özür mesajı kesinlikle kabul edilebilir ve/veya mazur görülebilir bir nitelik taşımamaktadır. Zira resmî hesap olması münasebetiyle böyle bir mesajın hataen yayınlanma ihtimâli yoktur. Bu tip hesaplarda, hesabı fiilen kullanan ilgili kişiler, kendi iradelerini değil hesabın resmî sahibinin iradesini yansıtırlar. Dolayısıyla onay almadan bir mesaj yazmaları mümkün değildir. Bu sebeple meydana gelen bu vahim hadisenin ortaya çıkış süreci, başından sonuna kadar kamuoyuna açıklanmalı ve ABD Büyükelçiliği, sorumlular hakkında gereken hukukî süreci işletmelidir.

Öte yandan özür mesajlarında yer alan ifadeler de diplomatik nezaketten uzaktır. "İlgisiz mesaj", "yaratmış olabileceği kafa karışıklığı" gibi ifadeler, terbiye dışıdır ve olayı hafife alma niteliği taşımaktadır. Bahsi geçen mesajlardaki ifadeler ve mesajların bütünlüğü dikkate alındığında, ABD'nin uluslararası toplum üyelerine tepeden bakan tavrının tipik bir yansıması olduğu görülmektedir. Bir başka deyişle "alışılmış Yanki şımarıklığı"dır. Bu yönüyle de özür içerikli mesajların kabul edilebilir/mazur görülebilir herhangi bir yönü yoktur.

Beğenilen mesajın içeriğine bakıldığında, öncelikle Türkiye'deki en köklü fikir akımıyla ve en eski ikinci siyasî partiyle alakalı olduğu görülmektedir. 1961 tarihli Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'ne göre diplomatik temsilcilikler, kabul eden (bulundukları) devletin iç işlerine karışamazlar ve siyasî gelişmeleriyle ilgili tutum takınamazlar. Dolayısıyla ABD Büyükelçiliği, bu mesajı beğenerek uluslararası hukuka da aykırı hareket etmiş olmaktadır. Bu sebeple ABD Büyükelçisi'nin "istenmeyen adam (persona non grata)" ilan edilmesi gerekmektedir. Yetkililer, bir an önce harekete geçmeli ve gereği yerine getirilmelidir.

Mesajın sahibi bakımından durum değerlendirildiğinde ise durum, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin uzun bir süredir devam eden çok yönlü dış politik mücadelesi içinde, ABD ile ilişkiler, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimiyle yeni bir safhaya taşınmıştır. Adeta bir milat olan bu alçak teşebbüsten itibaren ABD ile olan mücadele, genel itibarıyla açık bir çekişmeye ve çatışmaya dönüşmüştür. ABD'nin terör örgütlerine olan desteğinin açıkça sürdüğü bu dönemde, FETÖ/PDY'nin arzularını yansıtan bir mesajın beğenilmesi, bu terör örgütünün arkasındaki güç ve azmettirici unsurları tekraren göstermesi bakımından manidar ve önemlidir. Bilindiği gibi ABD'nin beslemeleri üzerinden yaptığı çok yönlü saldırılar, milli irade tarafından her seferinde def edilmiş ve planları bozulmuştur. Bu bağlamda, ABD'nin tüm planlarını bozan, emperyalizme şapkasını ters giydiren akıl, inanç ve feraseti, liderleri vasıtası ile Ülkücü Türk Milliyetçilerinin gösterdiği bilinmektedir. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, ihanet ve pervasız saldırılar karşısında dimdik ve ödünsüz bir şekilde durmuş; bilgelik ve cesareti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığını yansıtan onurlu yüzü olmuştur.

Bazı geçici sağlık sorunları yaşadığı kısa bir dönemde, büyüğünden küçüğüne tüm Türk düşmanlarının elini ovuşturması, Sayın Devlet Bahçeli'nin ve MHP'nin önemini ve büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Zira MHP, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş mayası anlamına gelen "üniter Türk ulus devletinin" karargâhı konumundadır. Dolayısıyla Sayın Bahçeli'ye ve MHP'ye yapılan bu saldırı aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bahsi geçen kurucu değerlerine yapılan bir saldırı anlamını taşımaktadır. Nitekim söz konusu mesajda geçen "Türkiye halkları" ifadesi, bu saldırının açık bir göstergesidir. Bu sebeple aziz Türk Milleti'ni ve bu bağlamda, özellikle üyelerini meslektaşlarımızın oluşturduğu meslek kuruluşlarını ve sivil toplum kuruluşlarını, yapılan bu saldırıya karşı tek bir cephe oluşturmaya çağırıyoruz.

Sayın Devlet Bahçeli, Türk Milleti'nin şerefli bir evladı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığına yönelen saldırılara karşı hem şahsen hem de temsil ettiği kurum ve dünya görüşü bakımından bir sembol niteliğindedir. Biz Türk Hukuk Enstitüsü olarak, bu sembol mücadelede sonuna kadar yanında olduğumuzu ilan ediyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu değerlerini yürekten benimseyen herkesi, her tüzel kişiyi bu mücadelede birlikte olmaya devam ediyoruz.