ANKARA (AA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın sözleri hakkında, "Genişlemeden sorumlu komiser olarak faaliyet yürütmüyor, genişlemeyi engelleme komiseri olarak faaliyet yürütüyor. Avusturya'nın çıkarlarına göre, AB genişleme ve komşuluk perspektifini yönlendirmeye çalışan birisi. Ona zaten defalarca, 'Genişleme Komiseri gibi konuşmuyorsunuz, Avusturya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü gibi konuşuyorsunuz' diye söyledim." dedi.

Çelik, Haber Türk'te katıldığı programda gündemi değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bundan sonra ülkemizde çeşitli sıfatlar altında ajanlık yapan hiçbir Avrupalıya izin verilmeyecektir. İster şahıs olsun, ister kurum olsun." sözlerinin hatırlatılması üzerine Çelik, Türkiye'de pek çok aktivist ve gazetecinin faaliyet gösterdiğini belirtti.

Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Onlar bu faaliyetini rahat bir şekilde yerine getiriyor. Aynı bizim gazetecilerimizin, STK'larımızın Avrupa, Afrika veya başka ülkelerde olduğu gibi ama son zamanlarda özellikle Suriye meselesinden sonra bunun sayısı arttı. Bunlar ciddi şekilde takip ediliyor. Türkiye egemen bir devlettir. Bahsettikleri, 'İnsani yardım amaçlı olarak buraya geliyor ve insani yardım amacı çerçevesinde. Diyelim ki mülteciler veya başka unsurlarla ilgileniyorlarsa veya bahsettikleri faaliyet alanları içerisinde kalıyorlarsa, gerçekçi bir faaliyet yürütüyorlarsa bunlarla ilgili zaten bir sorun olmaz ama 'Örtülü faaliyet' dediğimiz, yani bunların örtüsü altında, hiçbir devletin kabul etmeyeceği, hiçbir egemen devletin kabul etmeyeceği raporlamalar yapıyor, birtakım şeyler yapıyorlarsa bu tabii ki hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunlar konusunda müsamahasız olunacaktır. Bunlar konusundaki müsamahasızlığın bizim önümüze basın hürriyeti veya dolaşım hürriyeti gibi getirilmesi kabul edilmeyecektir."

- Komiser Hahn'ın sözleri

AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın, "Türkiye'nin AB'den giderek uzaklaştığı ve üyeliğinin gerçek dışı olduğu" sözleri hakkında da Çelik, Hahn'ı defalarca ideolojik önyargıları nedeniyle uyardığını kaydetti.

Çelik, "Genişlemeden sorumlu komiser olarak faaliyet yürütmüyor, genişlemeyi engelleme komiseri olarak faaliyet yürütüyor. Avusturya'nın çıkarlarına göre, AB genişleme ve komşuluk perspektifini yönlendirmeye çalışan birisi. Ona zaten defalarca, 'Genişleme Komiseri gibi konuşmuyorsunuz, Avusturya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü gibi konuşuyorsunuz' diye söyledim. Türkiye ile bir fasıl açıldığı zaman veya Türkiye ile AB arasında olumlu bir gelişme olacağı zaman kriz geçiren birisidir." diye konuştu.

- ABD'nin yasak kararı

Bakan Çelik, Avrupa Birliği Adalet Divanının (ABAD) başörtüsü kararını da değerlendirdi.

ABAD'ın, "Bir kadının başörtüsüyle çalışamayacağına" hükmettiğini anımsatan Çelik, doğrudan ayrımcılık içeren bir karar olan bu durumun din, vicdan ve düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu kaydetti.

ABD'nin, sekiz ülkeden uçuşlarda, boyutu cep telefonundan büyük elektronik cihazları yolcuların yanlarına almalarını yasaklayan kararını da değerlendiren Çelik, "Sosyal veya siyasal hayattaki bir şeyi hemen güvenlik konusu yapma, güvenlik konusu yaptığında da ancak daha çok mantığıyla güvenlik sağlarım demek hiçbir zaman verimli sonuçlar doğurmadı. Bu aşırı güvenlikleştirme, her şeyi güvenlik, aşırı şekilde güvenlik konusuna alma. O zaman şunu yapmak gerekiyor. 'Hiç kimse hareket etmesin, hiç kimse seyahat etmesin, terör biter' gibi bir mantıktır bu." ifadesini kullandı.

- "Türkiye'nin rejimi bellidir, demokratik bir cumhuriyettir"

Çelik, şunlara dikkati çekti:

"Bizde parlamenter sistem deneyimi var deniyor. Nerede var bizde parlamenter sistem deneyimi? Sürekli olarak, çok partili hayata geçtiğimizden bu yana darbelerle kesintiye uğramış. Parlamenter sistem bir tek AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den sonra kesintisiz bir biçimde bugüne kadar uygulanabildi. Onda da bir kapatma davası açıldı, 27 Nisan'da bir muhtıra teşebbüsü oldu, bilindik, bilinmedik bir sürü siyasi sisteme ve istikrara karşı suikast teşebbüsü, FETÖ'nün darbe girişimi. Dolayısıyla öyle bir parlamenter sistem geleneğinden bahsetmeleri doğru değil."

Rejim değişikliği iddiaları hakkında ise Çelik, "Türkiye'nin rejimi belidir. Demokratik bir cumhuriyettir. Rejim değişikliği cumhuriyetin içinden cumhuru çıkarmaktır, egemenliğin millete ait olması yetmez, kayıtsız şartsız olması gerekir. Cumhuriyetin özel bekçilere, koruyuculara ve muhafızlara ihtiyacı yoktur. Cumhuriyetin koruyucusu ve sahibi cumhurdur." ifadelerini kullandı.

"Diktatörlük ve tek adamlık" iddiaları hakkında Çelik, "Siyasi tarihte diktatör dediğin millete karşı tankın arkasına saklanır, bizim cumhurbaşkanımız milletiyle beraber tankın önüne çıkmıştır." dedi.

(Bitti)