SEÇME(N)DEN...

2000 yılı. Üniversite uzasa da bitmek üzere. Az çok memleket gündemine vakıfız. Okuyoruz, dergi çıkarıyoruz, konferans veriyoruz vs... Toplumu görüyoruz, sosyolojiyi mektepten çok alayda öğreniyoruz, yaşayarak... Siyaset ve sosyolojinin flörtüne şahit oluyorum en çok da... İzliyorum...

İnsanlar bugüne dair daha toplumcu bir nitelikte. Ülkenin en ücra köşesinde bir Türk'ün parmağına diken batsa Ankara'da acı  duyuluyor.

Ortada devletin vatandaşını azarladığı, hakaret ettiği görüntü kayıtları yok.

Devlet, ciddiyetini muhafaza ediyor. Yolsuzluk yapan istifa ediyor, 'aklanmak' diye bir şey var...

Terör yok gibi... Hani terörden beslenen MHP var ya (?), ilginçtir(!) o da hükümette...

Devlet 80'li ve 90'lı yıllardaki savurganlığını ciddi ve tutarlı tasarruf tedbirleriyle tölere etmeye çalışıyor.

Hazine arazisi oldukça fazla... Hani Yahudi'ye, Yunan'a, Ermeni'ye falan toprak satışı yok.

Toplumsal ve siyasal etik daha can çekişmemiş. Memlekette üç-beş sahtekar var, onları da cümle alem tanıyor.

Gençler daha kültürlü, edepli ve saygılı. Yabancı madde kullanım oranı daha az. Sonra geleceğe dair emeklerinin zayi olmayacağını biliyorlar.

Okuyan okuduğu alanda iş buluyor, okumayan zanaat ehli. Ne 150 kişilik kadroya 50.000 kişilik başvuru var ne de üniversite diploması haldeki gibi ayaklar altında.

Ara eleman sıkıntısı yok, tamir sektörü güçlü ve kapitalizmin yüzünde patlayan bir tokat gibi.

En basitinden devlet adam akıllı sınav yapabiliyor. Her yıl sistem değişmiyor. Müfredat daha kapsamlı ve kimse elini kolunu sallayarak sınıf geçemiyor.

Gazetelerin 3. sayfa haberlerinde şimdiki gibi geniş bir yelpaze yok.

Kimse ötekileştirilmemiş. 28 Şubat'ın acıları var ama Müslümanlar zalim değil... Hatta ahlaklı...

Ülkenin geniş ticari hacminde komşuları var, Irak, Suriye...

Barzani ile sınırda en fazla binbaşı muhatap oluyor.

Türkiye kalkınmaya başlamış ama bu durum gelişmeyle paralel gidiyor.

Ülkede kurumlara güven var, Ordu, Siyaset, Emniyet, Adalet vs...

İmralı'da tutulan caninin boynunda ki ip devletin elinde; 'herhangibir terör saldırısında infaz gerçekleştirilecek'.

Ülkede daha az hayat kadını var. Ahlaka mugayyir eğilimler daha az.

Abuk sabuk dini fetvalara eğilim neredeyse hiç yok.

Türk Milleti diye bir tabir var.

Geçmiş ve rahmete kavuşmuş devlet büyüklerine ulu orta hakaret eden bir başbakan yok.

Belki daha az hava alanı var ama, devlet imkanlarını kullanarak hava atan siyasi yok.

Yollar bölünmüş değil ama ülkede bölünmenin eşiğine getirilmemiş.

İletişim şimdiye nazaran daha sığ ama insanlar birbirini daha çok anlıyor.

Özele, mahreme müdahale daha az.

Kimse kimseyi böyle dinlemiyor.

İnanan insanlar daha diri, daha canlı... Davaları var, Çeçenistan, Türkistan, Gazze, Karabağ...

Cami cemaati birbirine düşman gibi bakmıyor.

Türkiye bölgede hatrı sayılı bir ülke. 'Kimse Türkiye'nin sabrını sınamıyor'.

Polisin, mahkemenin, ceza ve cezaevinin bir itibarı var. Cezalar caydırıcı. Geri dönen senet, çek sayısı şimdikinden 50 kat daha az...

Haram olan faiz toplumun her kesimine bu denli nüfuz etmiş değil.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Sizin de okudukça aklınıza gelenler olmuştu. Ha niye mi yazdım; Reklamı var ya hazretin; "başbakan seçtim şöyle şöyle oldu, cumhurbaşkanı seçeceğim, ülkenin gücüne güç katacağım" diye... İzleyince aklıma geldi. İki sorum olacak;

Türkiye'yi 12 yıldır müslümanlar mı yönetiyor gerçekten?

İktidar ehli şu 12 yılda vaktiyle iddia ettikleriyle imtihan oldu ve fena çuvalladı, acaba farkındalar mı?