Sarayın penceresinden Türkiye!

Cennet ülkem Türkiye'de,

Dolar almış başını gitmiş,

Borsanın önü yangın yerine dönmüş,

Resmi işsizlik rakamları yüzde 11.7'ye ulaşmış,

Mutfak enflasyonu yüzde 20'yi aşmış,

Vatandaşın bankalara kredi borcu 360 milyar liraya dayanmış,

20 milyona yakın açlık sınırı ile rekor kırmış,

19 milyon haneli ülkemizde icra dosyaları 20 milyonu bulmuş,

Ama gelin görün ki,

Sultan Erdoğan'ı Türk milletinin değil,

Suriyelilerin derdi sarmış.

*

Ne diyor Sultanımız Erdoğan;

"Komşumuz Suriye bu durudayken lüks içinde yaşayamayız."

Belli ki Sultan bizimle kafa buluyor.

Su içtiği bardak bin lira,

Oturduğu klozet on bin lira,

Uçan sarayı 300 milyon dolar,

Bindiği otomobiller bilmem kaç milyon dolar,

Saltanat Sarayı'nın maliyeti 1,5 milyar dolar,

Elektrik, su, doğalgaz, mutfak masrafı ve personel giderlerini varın siz düşünün.

Ne diyeyim,

Derdinizi bir türlü anlayamadık Sultanım.

*

Yok, yok siz bizimle ya kafa buluyor.

Ya da koca sarayda canı sıkıldı milletle eğleniyorsunuz.

Çünkü ekonomik krizin kapıda olduğu...

Kadınların patır patır öldürüldüğü...

Hastaların ilaç alacak para bulamadığı...

Eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığı...

Atanamayan binlerce öğretmenin aç gezdiği...

Yargı, hukuk ve adaletin yerlerde süründüğü...

İnsanların birbirinin gözünü oyduğu ülkemizde,

2 milyon Suriyeliye dağıttığın 2 milyon dolar az geldi sanırım.

*

Bize ne Suriye'den Sultanım,

Biz yapacağımızı zaten fazlasıyla yapıyor,

Sahip çıkacağımız kadar sahip çıkıyoruz.

Peki, siz saray şürekâsı dışındakilere ne kadar sahip çıkıyorsunuz?

Sabah bin odalı sayda uyanıp,

"Canım sıkıldı milleti bir makaraya sarayım" demiyorsunuzdur inşallah.

Çünkü bu yaklaşımın başka bir izahı yok.

Allah aşkına bin liralık asgari ücreti harca harca bitiremeyen bir milletin,

Yaşadığı lüks ne ola ki?

*

Söyleyin; İşçimiz, memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, dar gelirlimiz,

Size göre hangi lüksünden vazgeçsin?

Mesela yazlık ve kışlık evlerinden mi?

Evinin önündeki Porsche, Ferrari ya da Bentley otomobilinden mi?

Yoksa...

Hawaii'de ki tatili,

Kenya'da ki safarisinden mi?

Söyleyin hangisinden Sultanım.

*

Ha eğer sözünüz;

Ayakkabı kutucularına...

Sit alanlarını zimmetleyen havuzcu işadamlarına...

Gemiciklerine gemicik katanlara,

Yatak odasında milyon dolar saklayan bakan çocuklarına...

Çikolata kutularında milyarlarla "hediyeleşen" bakanlara ise,

Meraka kapılmayın!

Onların diyanetçi, ilahiyatçı, yandaş fetvacı abileri;

"Yolsuzluk ve rüşvet hırsızlık değildir" diyorlar.

Hatta yaptıkları algı, çalgı, yanılgı operasyonu...

Adına ne derseniz deyin,

"Günah işleme özgürlüğünüz var yola devam" diyorlar.

Ne diyelim,

Allah herkese,

Sarayın penceresinden Türkiye'ye bakmayı nasip etsin.