Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörlüğünden yapılan açıklamada, değerlendirmelerine yer verilen Sağlık Bilimleri Fakültesinde görevli Dr. Öğr. Üyesi Neşe Çelik, dünyayı etkisi altına alan ve bulaşıcılığı çok yüksek olan hastalığın, ağız ve burundan çıkan damlacıklar yoluyla geçtiğini hatırlattı.

İnsanların öksürürken, hapşırırken, konuşurken veya nefes alıp verirken farkında olmadan ağız ve burunlarından, gözle görülemeyen damlacıkları bulundukları ortama yaydığını belirten Çelik, "Maske, ağız ve burundan çıkan damlacıkların yayılmasında önemli bir bariyerdir ancak maske olmadığı zamanlarda özellikle ellerimizle ağız ve buruna yapılan temas, çevreden alınan mikroorganizmayı vücudunuza taşıyabileceği gibi sizde olan mikroorganizmayı da çevreye taşıyabilir." ifadelerini kullandı.

Ellerle ağız veya buruna dokunulmaması gerektiğini vurgulayan Çelik, bu konuda yapılması gereken başka bir şeyin ise elleri sık sık yıkayarak, farkında olmadan ağız ve buruna dokunulduğunda mikroorganizmayı vücuda taşımamak olduğunu bildirdi.

Çelik, önce musluğu açarak elleri ıslatıp, daha sonra sıvı sabunun alınması gerektiğini aktardı.

3-5 miligram kadar sabunun yeterli olduğunu, sıvı sabun pompalarının bu miktara uygun üretildiğini ifade eden Çelik, şu bilgileri paylaştı:

"Ellerinizi sıvı sabunla ovalamalısınız. Ovalarken ellerinizin ve parmaklarınızın tüm yüzeyini ovalamış olmaya dikkat etmelisiniz. Sadece parmak uçları veya avuç içini ovalamak yeterli olmaz. Ellerinizi ovalarken parmakların iç ve dış yüzeyi, elin üstü, avuç içi, başparmaklar diyerek her yüzeyi beşer kere ovalama hareketi ile yıkarsanız 20-30 saniye el yıkama işlemini sürdürmüş olursunuz ki bu Kovid-19 hastalığından korunmada istenen 20 saniye el yıkama süresi için yeterlidir. Ellerinizi, ovalama işlemi bittikten sonra yine sabun kalmayacak şekilde durulamalısınız. Durulama bittikten sonra elleriniz artık temizdir."

"Eldiveni bilinçsizce kullanmak hastalığın bulaşıcılığını artırır"

Dr. Öğr. Üyesi Neşe Çelik, eldiven kullanımına da değindi.

Eldiven giyildiğinde eller temiz kalsa da bu durumun hastalığın bulaşmayacağı anlamına gelmeyeceğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Eldiveni bilinçsizce kullanmak, hastalığın bulaşıcılığını artırır. Eldivenle dokunduğunuz yüzeyler ve sonrasında eldivenle kendinize dokunmanız hastalık bulaşının devam etmesini sağlar. Örneğin markette eldiven giydiniz ve ürünlere rahatça dokundunuz. Sonra aynı eldivenli ellerinizle çanta veya cebinize elinizi sokarak cüzdanınızı aldınız veya telefonunuzu aldınız. Böylece kendinize özel dokunduğunuz eşyalara da mikroorganizmayı taşımış oldunuz. Bu şekilde eldiven kullanmanızın hastalıktan korunmak için bir yararı olmaz. Ayrıca, eldiveni kullandıktan sonra kirli eldivenleri kapalı çöp kutularına atmak gerekir. Aksi takdirde çevre kirliliği ile hastalığın yayılımı devam eder. Sonuç olarak, eldiven kullanmak yerine el yıkamayı tercih edin. Ellerinizi sık sık ve doğru bir şekilde en az 20 saniye olacak şekilde yıkayın ve eldivenli ya da eldivensiz ellerinizle ağzınıza, burnunuza dokunmayın."