ANTALYA Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan,  damarı tıkayan embolinin çıkarılması için uygulanan cerrahi yöntemi olanembolektomi işlemiyle, inme vakalarında kasıktan keteterle girilerek beyindeki pıhtı çıkartılıyor.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği uzmanı Dr. Elif Sarıönder Gencer, inmenin, beyin kan akımının ani olarak azalması ya da kesilmesiyle ortaya çıkan belirti ve bulgular bütünü olduğunu belirtti. Dr. Gencer, "İnme tehlikeli bir hastalıktır. Ölüm oranı oldukça yüksektir. Kalp krizi kadar önemli bir beyin krizi durumudur" dedi.
Beynin oldukça hassas bir organ olduğunu belirten Dr. Gencer, "Eğer damar tıkanıklığını ilk 4-6 saatte açabilirsek, beyinde kurtarılabilir nöronlar kalıyor. Yani hastayı düzeltebiliyoruz. 6 saatten sonra tıkalı damarı açmak çoğu zaman hastaya faydadan çok zarar getiriyor. İlk 4-6 saatte hastanın hastaneye başvurmuş ve yapılması gereken işlemin yapılmaya başlamış olması gerekiyor" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE YILDA 200 BİN YENİ İNME VAKASI BEKLENİYOR
Türkiye'de yılda yaklaşık 200 bin yeni inme vakası beklendiğini vurgulayan Dr. Gencer, "Antalya şehir merkezinde ise yılda 1500- 2 bin inme vakası beklenirken, Türkiye'de ise 2 dakikada bir yeni inme vakası bekliyoruz" dedi.
Akut inme müdahalelerinin Türkiye'de yaygınlaşmış müdahaleler olmadığını, hem ani müdahaleler hem intra arterial müdahalelerin oldukça az, sayılı merkezde yapılabildiğini kaydeden Dr. Gencer sözlerini şöyle sürdürdü:
"O merkezlerden birisi de Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. İntravenöz ani müdahaleler için yaklaşık 4 yıldır çalışıyoruz. Endovasküler yani damarın içine girerek pıhtıyı çıkartma müdahalelerimizi 2016 yılı şubat ayından bu yana yaklaşık 1 yıldır yapıyoruz. Toplam 1000 inme vakası değerlendirdik. Bunlardan yaklaşık 200 kadarı akut inme vakasıydı. 80 kadarına trombolitik tedavi, 28'ine ise endovasküler müdahale yaptık."
Akut inme tedavilerinin 7 gün 24 saat mültidisipliner çalışma ve oldukça ayrıntılı altyapı gerektiren müdahaleler olduğunu ifade eden Dr. Gencer, "Türkiye'den 10 merkezden daha az merkezde bu müdahaleler yapılabiliyor. Biz de burada anjiyo laboratuvarı, multidisipliner çalışma, acil servis, radyoloji ekibimiz, nöroloji hekimlerimiz, kardiyoloji ekibiyle birlikte 7/24 inme hastalarını karşılayabilecek sistem oluşturduk. Ve Akdeniz Bölgesi'nin Batı Antalya kısmında bu müdahaleleri biz yapıyoruz" diye konuştu.
SİGARA EN ÖNEMLİ İNME NEDENLERİNDEN BİRİ
İnmenin 3 ana nedeni olduğunu anlatan Dr. Gencer, "En önemli nedenlerden biri kalpten pıhtı atması. İkinci nedeni damar sertliğine bağlı damar tıkanıklığı. Üçüncü neden ise küçük damar hastalıkları ve diğer diye açıklayabiliriz. Yani hipertansiyon, diyabet ve diğer hastalıklar diye anlatabiliriz. Damar sertliğini artırıcı etkisi nedeniyle sigara en önemli inme nedenlerinden biridir" dedi.
KASIKTAN GİRİLEREK BEYNE ULAŞILIYOR
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Klinik Sorumlusu Prof. Dr. Şakir Arslan ise inme müdahalesinin bir ekip işi olduğunu vurguladı. Hastanın acilden girişinden itibaren acil uzmanı tarafından değerlendirildiğini, hastayla ilgili nörologların bilgilendirildiğini kaydeden Prof.Dr. Arslan, "Tomografi çekildikten sonra nasıl bir tedavi yapacağımıza karar veriyoruz. Eğer ki damar açıcı ilaç yapılacaksa hemen başlanıyor. Eğer damar açıcı ilaç yapılamıyor ya da ilacı yaptık başarısızsak o aşamadan sonra biz devreye giriyoruz" dedi.
Embolektomi işlemini nörologlarla birlikte kardiyologların yaptığını belirten Prof.Dr. Arslan şunları söyledi:
"İşlemi kasıktan yapıyoruz. Kasıktan küçük bir kalem kalınlığındaki kılıflar yerleştirerek onun içinden kateterleri gönderiyoruz. Önce kateterle şah damarına kadar ulaşıyoruz. Daha sonra ince tel ve kateterle beynin tıkalı olan damarına ulaşıyoruz. Sonra pıhtı çıkarma cihazını yerleştiriyoruz. Yaklaşık üç beş dakika bekledikten sonra o pıhtıyla beraber cihazı geri çekiyoruz. Ve damar akımını bu şekilde sağlamış oluyoruz."
TEKNİK BAŞARI ORANI YÜZDE 95
Bu işlemin Türkiye'de 3-5 yıllık bir geçmişi olduğunu sözlerine ekleyen Prof.Dr. Arslan, "Beyin damarlarıyla uğraştığımız için çok hassas bir işlem. Teknik başarısı yüzde 90'lara varıyor. Klinik başarı ise yüzde 70'ler civarında. Çünkü hastanın geliş saati çok önemli. Hasta geç gelmişse tabi işlemin başarısı az oluyor ve belli noktadan sonra işlemi o hastalara yapamıyoruz. Çok küçük damarlar dışındaki damarlardaki pıhtılar bu yöntemle çıkarabiliyor" diye konuştu. Yaklaşık yarım saat ile 45 dakikalık bir sürede yapılan işlemin ardından hastanın inme merkezine alındığını söyleyen Prof.Dr. Arslan, hastanın orada belirli süre gözlem altına alındığını belirtti.
'YENİDEN DOĞMUŞ GİBİYİM'
Antalya'nın Akseki İlçe Belediyesi'nde yazı işleri müdürü olarak çalışan 61 yaşındaki Mehmet İpci, 31 Ocak tarihinde geçirdiği inme rahatsızlığı sonucu embolektomi uygulanan hastalardan biri. Ölümden döndüğünü anlatan İpci, şimdi çok iyi olduğunu ve yeniden doğmuş gibi hissettiğini söyledi.
Mehmet İpci'nin eşi Emine İpci ise "Akseki'den gelirken çocuklarıma 'Babanızı geri getiremeyiz' dedim. Bu hale gelmesi bizim için sürpriz. Şu anda çok iyi" dedi. Eşinin daha önce hiçbir ilaç kullanmadığını ve sağlıklı olduğunu belirten Emine İpci, "Eşim o gün kayınvalidemdeydi. Aniden öksürük gelmiş. Sonra yere yığılmış. Önce Akseki'de hastaneye kaldırdık. Oradan bizi Manavgat'a sevk ettiler. Manavgat'ta hiç durdurulmadan 15 dakika içinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yönlendirildik. Bu işlemin yapılabilmesi için önümüzde 4 saatimiz vardı. Burada Elif hocamız gördü, değerlendirdi. Hocamıza çok teşekkür ediyoruz. Söylediği hiçbir şey farklı çıkmadı" diye konuştu.