Edirne'de, meme kanserine yakalandıktan sonra gördüğü tedavi ve ailesinin desteğiyle sağlığına kavuşanhemşire Mukadder Özdilek, hem çevresindeki hem de tedavi sürecinde tanıştığı kanser hastalarına moral oluyor.

İl Sağlık Müdürlüğünde görevli 29 yıllık hemşire 47 yaşındaki Mukadder Özdilek, 2015'te meme kanserine yakalandı. Kansere karşı mücadele veren ve tedavi sürecinde gördüğü radyoterapi ve kemoterapinin ardından ameliyat olan Özdilek, ailesinin de büyük desteğiyle hastalığın üstesinden geldi.

Özdilek, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Hastanesindeki tedavisi sırasında tanıştığı kanser hastalarına da moral vererek onları bilgilendirdi.

Sağlığına kavuşmasının ardından ara verdiği mesleğine dönen Mukadder Özdilek, vatandaşları ve çevresindekileri "kanserin erken teşhisi ve tedavisi" yönünde bilgilendirmeyi sürdürüyor.

"Kadınlar bilinçlenmeli"

Özdilek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadınların meme kanserinde bilinçlenmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Kanser olduğumu kendi kontrolüm sonucu fark ettim. Kadınların kendi kendini elle muayenesi çok önemli. Biyopsi sonucunun kötü huylu görünmesinden sonra iki gün içerisinde ameliyat aşamasına geçildi. Radyoterapi ve kemoterapi görmem gerektiği söylendi. Tedavi sürecim böyle başladı."

Kanserle yüzleşmesinin sıkıntılı bir süreç olduğunu ifade eden Özdilek, şunları kaydetti:

"İlk önce hastalığı inkar ediyorsunuz. 'Yok artık, bende olmaz' diyorsunuz ama daha sonra bakıyorsunuz ki size konulmuş bir teşhis var. Hayatı pozitif ve düzenli yaşayan bir insanım. Çocuklarımı ve ailemi çok seviyorum. Bu kadar pozitif yaşarken 'Ben kanser olamam' dedim. Bu gerçekle yüzleşince ameliyattan sonra bu hissi atlatmaya çalıştım. Kanser hastalığını tedavi dönemimde iki evladım, eşim, akrabalarım, komşularım ve yakın çevrem bana çok güzel bir ambiyans oluşturdu. Bu kadar destek varken, hastalığı yenmeli ve onunla yaşamayı öğrenmeliydim. Çünkü öleceksem de hayatımın geri kalan günlerini kaliteli yaşamalıydım. Kemoterapi sürecinde çok sıkıntı çektim.

Yan etkileri çok fazla oldu. Ancak o kadar güzel atlattım ki kendimi hayattan asla koparmadım. Ailemle sevdiklerimle arkadaşlarımla sürekli dışarıda buluştum. Market ve pazar alışverişimi kendim yaptım. Dışarıya çıktım, AVM'leri gezdim. Çok uzun ve güzel bir saçım vardı, dökülmesi beni çok etkiledi ama pes etmedim."

"Kanser hastalarına moral oldum"

Ailesinin de bu süreçte kendisine destek olduğunu belirten Özdilek, "Aslında kanseri ailecek yendik. Beni bir an bile yalnız bırakmadılar. Hastanedeki kemoterapi seansına giderken neşeli, mutlu, sanki hasta ziyaretine gidiyormuşuz gibi gittik. Çocuklarım bu süreçte bana beslenme konusunda da çok yardımcı oldu. Midemi yormayan yemekler yaptılar. Onların sayesinde asla hayattan kopmadım." dedi.

Tedavisi sırasında rapor aldığını ve çok sevdiği mesleğinden bir süre uzaklaştığını anlatan Özdilek, şöyle devam etti:

"Hastanede çok sayıda kanser hastasıyla tanıştım. Özellikle kadınlarımız bu konuda daha fazla bilinçlenmeli. Tedavi sürecinde kendi hastalığıma rağmen, elimden geldiği kadar kanser hastalarına moral oldum. Kemoterapide sıramı beklerken onları kanserin erken teşhisi ve tedavisi konusunda bilgilendirdim. Tedavim sırasında ve daha sonra dışarıda gördüğüm konuştuğum herkesi her zaman bilgilendirmeye çalıştım. Mesleğimi hasta olduğum dönemde de yaptım. Bir sağlıkçı olarak konuştuğum ve ulaştığım kişileri kansere karşı bilgilendiriyorum."

Kanser tedavisinde moralin önemli olduğunu vurgulayan Özdilek, "Lütfen kanser hastalarına 'sakın moralini bozma' demeyin. Onlara güzel şeyler anlatın. Tabi ki moralimiz bozuluyor. Bir anda her şey yolunda gidiyorken 'sen kanser hastasısın' denmesi üzüyor. Ailesinde, yakınında bu hastalıkla mücadele eden varsa rica ediyorum kesinlikle ona 'moralini bozma' demeyin. Onunla birlikte vakit geçirin ve yaşam standardını yükseltmeye çalışın." ifadelerini kullandı.