Malatya'da yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele ederken hastalığa yakalanan Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdal Aktürk, kendisinin de tedavi ettikleri hastaların da çok zorlu süreçler yaşadığını anlattı.

Virüsü yendikten sonra görevinin başına dönen Aktürk, Kovid-19'a mücadeleye kaldığı yerden devam ediyor.

Pandemi hastanesine dönüştürülen Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde büyük özveriyle çalışan Aktürk, herkesten maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermesini istedi.

Başhekim Prof. Dr. Erdal Aktürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, marttan bu yana Kovid-19 ile etkin mücadele ettiklerini söyledi.

Virüsün son derece tehlikeli olduğunu anlatan Aktürk, hem dünyada hem de ülkede Kovid-19'un yaygın şekilde görüldüğünü ifade etti.

Sağlık çalışanlarının bu süreçte çok zorlandığını dile getiren Aktürk, "Bu bir enfeksiyon hastalığı ancak şu an hastanemizde 400 hekim branş ayrımı yapmaksızın bu hastalıkla mücadele ediyor. Örneğin ortopedist bir hekimimiz kendi işini yapmaktan ziyade pandemiyi takip ediyor. Ayrıca çok bulaşıcı bir hastalık olduğu için sağlık çalışanları da etkileniyor. Ailelerine bulaştırmaları çok yüksek olduğu için sağlık çalışanlarımız çok tedirgin oluyor. Bu da karşılaştığımız bir diğer zorluk." diye konuştu.

"Hastalığı yaşamak tedavi etmek gibi değil"

Kendisine de virüs bulaştığını aktaran Aktürk sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hastaların anlattığı semptomlar sizde başladığında hekim olduğumuz için tanı koymaksızın Kovid-19 olduğunuzu anlıyorsunuz. Yaptırdığım test pozitif çıktıktan sonra evde karantinaya alındım. İlk başlarda hafifti ama 3-4 gün çok zorladım. Hastalığı yaşamak tedavi etmek gibi değil. Kovid-19 ismi bile sizde bazı şeyleri çağrıştırıyor. Tedavi sürecimde yoğun bakımdaki hastalar aklıma geldi. 'Ben de öyle olacak mıyım?' diye ister istemez tedirgin oluyorsunuz. Her ne kadar bende nefes darlığı olmasa da yoğun bakımdaki hastalar gibi korkum oldu. Hastalığı yaşamak tedavi ettiğimiz gibi değil. Yaşamak daha farklı bir duygu. Bende yaygın kas ve kemik ağrıları oldu ama tedaviyle sağlığıma kavuştum."

Sürüntü alınan kişi hastaneden düğüne gitmiş

Prof. Dr. Aktürk virüse yakalanmamak için kuralların çok basit olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bu kuralları gündelik hayatımıza uygulamak, sürekli yapmak konusunda biraz daha dikkat etmeliyiz. Maske kuralına büyük oranda uyulduğunu görüyoruz ama diğer kurallarda aksamalar olduğunu görüyoruz. Örneğin hastaneden bir kişiden sürüntü aldık buradan düğüne gitmiş ve 7 kişiye daha virüsü bulaştırmış. Bu sorumsuzluk örneğidir. Hastalık şüphesi olan veya bu hastalığı geçiren kişilerin topluma kesinlikle çıkmamaları, aralarına mesafe koymaları, başkalarına da hastalığı bulaştırabileceğini bilmesi lazım. Bu sorumlukta davranmamız gerek, aksi takdirde bunun önünü kesmemiz mümkün değil."

"Çok genç kaybettiğimiz hastalar oldu"

Hastalığın yaşlılarda daha ciddi seyrettiğini dile getiren Aktürk şunları kaydetti:

"Ama 48 yaşında kaybettiğimiz hastalar da oldu, çok üzüldük. Buna karşılık 77 yaşında baypas olmuş, kalp, damar hastası, kalp yetmezliği olan ve 3 kez kalbi durup tekrar canlanıp taburcu ettiğimiz güzel olaylar da var. Özellikle genç yaşta kaybettiğimiz çok sayıda hasta var. Onlar bizim için en üzüldüğümüz nokta. Hastaların bakışından hastalığın ağırlığı ve şiddetini hissediyorsunuz. Hastaya oksijen verdiğimiz için mimiklerini göremiyoruz ama o bakışlarında yaşadıkları ızdırap insana çok şey anlatıyor. Yoğun bakımları görmek lazım. Birçok vatandaşımızın yoğun bakımdaki hastaları görse daha dikkatli olacaklarından eminim."

"Enfekte olan sağlık çalışanı sayımız 400'ü geçti"

Sağlık çalışanlarının bu süreçte büyük emek ve fedakarlıkla görevlerini yerine getirdiğini belirten Aktürk sözlerini şöyle tamamladı:

"Ailesinde kronik hastalığı olan sağlık çalışanlarımız çok endişeli oluyor. Bu da ister istemez işine yansıyor. Bu süreçte enfekte olan sağlık çalışanı sayımız 400'ü geçti. Yoğun bakım ihtiyacı doğmadı, bizi sevindiren en önemli nokta bu ve kaybettiğimiz sağlık çalışanı olmadı. Onların bu süreci rahat geçirmesi bizim şu anda tek tesellimiz. İnşallah bu şekilde devam eder. Hem vatandaş hem de sağlık çalışanlarımız için pandemi felaket gibi bir durum. İnşallah bundan bir an önce kurtuluruz."