Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Karagöz, "Dünya Kalp Günü" dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bugünün temel amacının tüm dünyada en çok ölüm nedeni olan kalp damar hastalıkları ve inmenin önlenebilmesi için yaşam tarzı düzenlemeleri konusunda toplumu bilinçlendirmek olduğunu belirtti.

Türkiye'de her yıl 300 bin kalp krizi ve bunun sonucunda da 125 bin ölüm meydana geldiğine işaret eden Karagöz, kalp damar hastalıklarının yaşam tarzı, özellikle sigara kullanımı, sağlıksız yeme alışkanlıkları, fiziksel hareketsizlik ve psikososyal stres ile kuvvetli bir ilişki gösterdiğini aktardı.

Karagöz, Dünya Sağlık Örgütü'nün, uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçten fazlasının önlenebileceğini bildirdiğini belirterek kalp damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek ve bu hastalığa yol açan nedenleri ortadan kaldırmanın, çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve kalp dostu beslenmeyle mümkün olduğunu ifade etti.

"Akdeniz tipi diyet" olarak nitelendirilen, zeytinyağı, sebze, meyve, balık ve kuruyemişten zengin besinlerin kalp sağlığına olumlu etkilerini gösteren pek çok bilimsel veri bulunduğunu ifade eden Karagöz, şunları kaydetti:

"Sağlıklı beslenmek adına işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler soframızda yer almalı. Kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli ve şekerli içecekler, şekerli ve unlu hazır besinler ile işlenmiş karbonhidratlardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kolesterol yüksekliği ile ilgili bazı basın organlarında ve sosyal medyada yer alan bilimsellikten uzak bilgilere itibar edilmemeli, bu konuda takip altında olduğumuz hekimin önerilerine uyum gösterilmelidir."

Karagöz, her hastalıkla mücadelenin en etkin yolunun hastalığa yakalanmamak için gerekli önlemleri almak olduğuna vurgu yaparak bu bağlamda bahsettikleri önerilere azami dikkat edilmesinin sağlıklı kalplere sahip olmak adına izlenecek en önemli yol olduğunu ifade etti.

Hastalık ortaya çıktığında hastanelerinin güncel tedavi yaklaşımları açısından en üst düzey olanaklarla hastalara hizmet sunmaya devam ettiğini belirten Karagöz, hastanelerinde, koroner anjiografi, balon ve stent uygulamaları, kalıcı kalp pili, ICD ve CRT olarak adlandırılan ritim bozukluğu ve kalp yetmezliğinde uygulanan cihazların implantasyonu, ritim bozukluklarının ablasyon tedavileri, bacak damarları ve beyne giden damarların açılması gibi kardiyoloji alanında uygulanan pek çok tedavinin uygulanabildiğini aktardı.