Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) koordinatörlerini kabulündeki konuşmasına, kurumun 2018 koordinatörler toplantısının ülke ve görev yapılan yerler için hayırlara vesile olmasını diledi.

Kurulduğu günden bugüne kadar TİKA çatısı altında görev yapanlara teşekkürlerini ileten Erdoğan, bugün dünyanın 5 kıtasında 58 farklı ülkede bulunan 60 program koordinasyon ofisiyle nerede bir dertli varsa onun imdadına yetişmeye çalışan TİKA'nın daima yanında olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini ifade etti.

Erdoğan, İstanbul'daki Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümayun kapısının sol tarafında, "Tüm mazlumların sığınağı" diye yazdığını anımsatarak, "Bunun için Osmanlı, diğer pek çok vasfının yanı sıra 'cihan-penah' olarak tarif edilir. Biz de ecdadımızdan aldığımız bu mirasla özellikle bu mirası layık olduğu yere ulaştırabilmek için TİKA başta olmak üzere mazlumlara, mağdurlara, kimsesizlere ve gariplere el uzatan kurumlarımızın çalışmalarına özel önem verdik." diye konuştu.

Son 15 yılda her alanda gerçekleştirdikleri atılımlarla Türkiye'yi yardım alan bir ülke konumundan, dünyanın en çok kalkınma yardımı yapan ülkesi haline getirdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye 2016 yılında 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımıyla Amerika'nın hemen ardından ikinci sırada yer almıştır. Bu yardımın milli gelire oranı bakımından ise binde 75 ile açık ara ilk sırada yer alıyoruz, burası çok önemli. Amerika sağda solda konuşuyor, 'biz şöyle yardım yapıyoruz, böyle yardım yapıyoruz'. Rakamlar ortada, bu verdiğim rakam OECD rakamıdır. Türkiye'nin 2018 yılındaki toplam kalkınma yardımlarının hesaplaması 8 milyar 140 milyon lira olarak dün açıklandı. Bu yardımların milli gelirimize oranı da binde 95 seviyesine çıktı.

Türkiye'nin kalkınma yardımlarının 7,2 milyar dolarını insani yardımlar, diğer kısmını ise diğer sair kalkınma yardımları oluşturuyor. Geçen yıl 6 milyar dolarlık insani yardımla listede ikinci sırada yer almıştık, inşallah bu yıl şayet diğer ülkelerin yardımlarında fevkalade bir artış yoksa 7,2 milyar dolarlık insani yardımla ilk sıraya çıkmamız kuvvetle muhtemeldir."

'Elimizin uzandığı kadar insana ulaşmaya gayret ediyoruz'

Birkaç aya kadar bu liste açıklandığında durumun herkesçe görüleceğine işaret eden Erdoğan, Batılı ülkelerin, dünyanın kalan kısmına verdikleri ciddi krediler sebebiyle toplam kalkınma yardımlarındaki rakamların elbette çok değiştiğini söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin buna rağmen toplam kalkınma yardımlarında da dünyada 6'ncı, bunların milli gelire oranında ise 4'üncü sırada bulunduğunu anımsattı.

Erdoğan, "Maslahat-ı alem dört şeye olmuş bina. Ben yiyeyim sen yeme, ben iyiyim sen fena." sözünü anımsatarak, "Yani dünya, üzerinde kurulduğu söylenen bu dört çarpıklığın yükünü kaldırmaz. Onun için biz imkanlarımızın el verdiği, elimizin uzandığı, gönlümüzün alabildiği kadar insana ulaşmaya, yardımcı olmaya gayret ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Kayda değer bir desteğinin olmadığını görürsünüz"

Bu duruma Bangladeş ve Arakan'ı örnek veren Erdoğan, "Bangladeş'te gönlümüz hep şunu arzu etti. Şeyh Hasina'ya (Bangladeş Başbakanı) özellikle rica ettim, 'Bize, öyle veya böyle orada bir yer verin. Verin ki biz orada bütün Arakanlı mültecilere şöyle sıkıntı yaşamadan, sıkıntıyı minimize edecek bir şekilde onlara kamp kuralım. Onların oradaki gerek eğitimini gerek gıda noktasındaki sıkıntılarını çok daha çabuk karşılayabilir hale gelelim.' dedim. Tabi bunu başaramadık." diye konuştu.

Erdoğan, salonda bulunan Bangladeşli bir TİKA temsilcisine işaret ederek, "Bütün bunlara rağmen orada bizler adına bu mücadeleyi ve hizmeti veriyor olması takdire şayan, kendilerini tebrik ediyorum." dedi.

Kendileri için bu yardımların, karşı tarafa mihnet vermek değil tam tersine yükünü azaltmak ve derdine bir nebze de derman olmak amaçlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kalkınma yardımı konusunda ön sıralarda gözüken Batılı ülkelere baktığımızda, ölçünün ihtiyaç değil irtibat olarak belirlendiği görülüyor. Yani sadece kendi siyasi, ticari, bölgesel, küresel politikalarına hizmet edecek yerlere yardım ediyorlar. İnsanların gerçekten yardıma ihtiyaç duyduğu nice yerlerde ise bu ülkelerin kayda değer bir desteğinin, hiçbir faaliyetinin olmadığını görürsünüz. 

Oysa ekonomik güçleri itibarıyla Türkiye'nin katbekat önünde olan bu ülkeler, şayet gerçekten isteseler dünyadaki açlığın ve yoksulluğun önüne geçebilir. Ben daha da ileri gidiyorum, özellikle petrol zengini Müslüman ülkelere sesleniyorum; Müslüman ülkeler salt zekatlarını tespit edip bu fakir, garip ülkelere verseler dünyada herhalde fakir kalmaz. Bu yapılıyor mu? Hayır, yapılmıyor. Sadece çıkan etrolün bunlar zekatını verseler o fakir fukara, garip gureba ülkeler ihya olur."

Erdoğan, "Suriye'de taş üstünde taş bırakmamaya adeta yemin etmiş örgütlerin ve güçlerin karşısına Suriye'nin yeniden ihyası, inşası ve yükselişini sağlayarak çıkmakta kararlıyız." dedi.