Bayram, 25 Eylül Dünya Akciğer Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de solunum sistemi hastalıklarına bağlı hastane yatışlarının bütün hastane yatışlarının yüzde 13'ünden, solunum sistemi hastalıklarına bağlı ölümlerin de tüm ölüm nedenlerinin yüzde 11'inden sorumlu olduğunu belirtti. 

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), verem, akciğer kanseri, astım ve zatürrenin, dünya çapında ve Türkiye'de ciddi ölümlere ve hastalık yüküne yol açtığını anlatan Bayram, şunları kaydetti:

"Dünya çapında 3. ölüm nedeni olan KOAH'tan 65 milyon insan muzdariptir ve bu rakamlar giderek artmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 5 milyon KOAH hastası olup, bunlardan ancak 500 bini kendisinde KOAH olduğunu bilmektedir. KOAH'ta erken tanı ve tedavi olanaklarına erişmek için öncelikle toplumda KOAH farkındalığını artırmak gerekmektedir. Verem ise ne yazık ki halen tüm dünyada en ölümcül bulaşıcı hastalıktır. Her yıl 1,8 milyon kişi verem nedeniyle ölmekte ve yılda 10 milyon kişi vereme yakalanmaktadır. Verem hastalığı yoksullar, göçmenler, madenciler ve riskli ortamlarda çalışan ve yaşayan, diğer kişiler yanında tütün ve alkol kullanımı, diyabet, AIDS, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi risk faktörlerine sahip kişilerde daha çok görülmektedir. Akciğer kanseri, en ölümcül kanserlerdendir. Dünyada yılda 1,6 milyon kişi bu hastalıktan ölmektedir. Akciğer kanseri ülkemizde tüm yaş grupları içerisinde en sık görülen kanser tipi olarak erkeklerde 1. sırada, kadınlarda ise 5. sırada yer almaktadır. Zatürre uzun yıllardır sık rastlanan hastalıklardan olup çocuklarda ve ileri yaşlarda en önemli ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Her yıl milyonlarca insanın ölümünden sorumludur. Zatürre ülkemizde de önemli hastalık ve ölüm nedenleri arasında yer almaktadır." 

Bayram, Küresel Astım Raporu'na göre dünyada 339 milyon insanın astım hastası olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de her 12-13 erişkinden birinin ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu belirtti.

- "Dünyada 2 milyar insan kirli hava soluyor"

Sağlıksız hava solumanın dünya genelinde önemli bir sorun olduğunu aktaran Bayram, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 2 milyar insan, dış ve iç ortamda kirli ve zararlı havayı solumakta, 1 milyar insan tütün dumanına maruz kalmaktadır. Pasif duman maruziyeti de ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. 1964'ten beri sigara içmeyen yaklaşık 2,5 milyon insan, pasif sigara dumanına maruziyet sonucu hayatını kaybetmiştir. Türkiye'de hava kirliliği nedeniyle ölümler, trafik kazası nedeni ile ölümlerden yaklaşık 2 kat fazladır. 100 milyondan fazla kişiyi etkileyen uykuda solunum durması hastalığı (uyku apnesi) giderek daha çok görülmektedir. Dünyada erkeklerde yüzde 3-8, kadınlarda yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Tedavi edilmediği takdirde tüm sistemlere olan olumsuz etkileri yanında gündüz aşırı uyku hali sebebiyle trafik ve iş kazalarına yol açması nedeniyle de önemli bir toplum sağlığı sorunudur."

Prof. Dr. Hasan Bayram, hava kalitesi artırılarak solunum hastalıklarının önlenebileceğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde  bulundu: 

"Çeşitli koruyucu önlemler ile akciğer hastalıklarının ortaya çıkması önlenebilir ve daha iyi tedavi edilmesi sağlanabilir. Örneğin, kişilerin sigaraya başlamamasını sağlamak ve sigara içenlerin bırakmalarını teşvik etmek KOAH'ı önlemede en etkili yöntemdir. Sigarayı bıraktırmak suretiyle astımlılar daha iyi tedavi edilebilir ve solunum fonksiyonlarındaki düşüş azaltılabilir. Hamilelik döneminde sigara içmemek ve doğumdan sonra da pasif sigara dumanı maruziyetinden kaçınmak, çocuklarda astım sıklığını ve şiddetini azaltabilir.

Akciğer kanseri tütün kontrolü ile büyük ölçüde önlenir. Radon ve asbest gibi akciğer kanserinin çevresel nedenleri izlenebilir ve azaltılabilir. İş yerlerinde solunan havanın zararlı maddeler açısından düzenli kontrolü, mesleksel akciğer hastalığı gelişimini önleyebilir. Aşılama çok önemli olup, pek çok çocukluk çağındaki solunum hastalıklarının ortadan kaldırılmasını sağlar. Bu nedenle çocukluk dönemindeki aşılar mutlaka yapılmalıdır. Erken teşhis ve tedavi verem hastalığı için kritik öneme sahiptir, hastalık erken tanınır ve uygun şekilde tedavi edilirse çoğu verem hastası tamamen iyileşir."

Türk Toraks Derneği olarak ulusal akciğer sağlığını geliştirmeyi amaçladıklarını kaydeden Bayram, bölgesel ve küresel kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak konunun öneminin anlaşılmasını, devamında koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesini desteklediklerini, ulusal düzeyde akciğer sağlığını korumak yönünde farkındalığın artmasına katkı sunmayı hedeflediklerini kaydetti.