Rabbim kutuculara verdikçe veriyormuş

 

İnsan dinledikçe,

Hay Maşallah demekten kendisini alamıyor.

Neymiş?

“Krizler dönemi geride kalmış,

Bankalar sapasağlammış,

Türkiyeyi dünya devi yapmışlar,

IMF’ye borç verecek noktaya gelmişler,

Hatta iktidarların da,

İşçi, memur ve emekliye altın dönemini yaşatıyorlarmış.”

Hani onların diliyle,

“Rabbim verdikçe veriyormuş.”

Ancak görünen o ki kutucular dışında bu tablo,

Ülkemizde “açlık sınırında yaşayan” dört çocuktan biri…

Ve ya açlıktan ölen insanlarımızı kapsamıyor.

*

Neden mi?

Gerçek rakamlar öyle söylemiyor da ondan.

Mesela; İç borcumuz 300 milyar dolara çıkarken,

Dış borcumuz 500 milyar dolar olmuş.

Resmi işsizlik rakamları 3,5 milyona ulaşırken,

Yoksulluk sınırı altında yaşamaya çalışanların oranı % 92’ye dayanmış.

İcralık kredi kartı sayısı 3 milyon 730 bini görürken,

Evine ekmek götüremeyen insan sayısı 5 milyon kişiyi bulmuş,

2015 yılına ülkemiz yüzde 10.11 enflasyon oranıyla girerken,

Gayri Safi Milli Hâsıla insanımıza, “kaç paralık adamsın” dedirtecek konuma gelmiş.

Sapasağlam denilen Atatürk’ün 4 bankayla kurduğu bankacılık sektörü,

Bugün neredeyse 80 bankayla batma noktasına gelmiş.

*

Ayrıca,

Türkiye cumhuriyeti Merkez Bankası verileri diyor ki;

“Milli gelirimiz 1 trilyon 700 milyar lira civarındadır.”

Bu da demek oluyor ki,

İktisat kurallarına göre,

Piyasada dolaşması gereken milli gelirin tüketim karşılığı,

En az 560 milyar lira olmalıdır.

Fakat Aralık 2014 itibarıyla sürüm hacmi,

Yani piyasada dolanan para miktarı 80 milyar liradır.

İşte sana koca bir delik.

Durum böyle olunca,

Üreten borçla bile üretemezken,

Tüketen de borçlanarak tüketiyor.

*

Ama gelin görün ki,

800 milyar dolarlık iç ve dış borç açığını,

Borçla kapatmaya çalışan iktidar,

İlk doğan çocuğa 300 TL…

İkinciye 400 TL…

Üçüncü doğuma 600 TL devlet yardımı yapacakmış.

Kimse eveleyip gevelemesin.

Hatta…

Yuvarlaklaştırıp yumuşatmaya çalışmasın.

AKP iktidarı seçim öncesi “parsa toplama” yarışına girse de,

Bu işin faturası eninde sonunda,

Vergi ve ceza olarak vatandaşa kesilecektir.

Diyeceğim o ki;

“Çalıyorlar ama çalışıyorlar” algısı…

Ya da “ verilen oylar boşa gitmesin” mantığı,

Bilesiniz ki,

“Vebali” omuzlarınıza yüklenen bir oydur.