Postmodern SOL/AKP

 

Her seçim öncesi aynı strateji, aynı hödüklük.

Medyada dalaşalım, meydanda konuşalım…

Kutuplaşır nasıl olsa bu toplum, tribün siyaseti ve nerden baksan yarısı ‘hak verir’ mentalitesi.

Hele sol ve uzantılarına iki laf attın mı, değme keyfine.

2004’ten beri bir bakalım, AKP siyasetinin ‘öteki’lerine;

Danıştay, Sayıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri…

Üniversiteler, üniversite hocaları,  rektörler, Tübitak…

Önce ordu, sonra emniyet…

Terörle mücadelede başarı kaydetmiş sivil-asker vatansever bir kadro.

Bazen İsrail, bazen AB, bazen ABD, bazen Arap liderler…

Eski tür darbeciler… (yeni tür kendileri zira)

Bazen YSK başkanı, bazen baro başkanı…

Kâh cumhuriyetin kurucu kadrosu, kâh ittihadcılar…

Bir bakarsın tek parti yönetiminin şefi İnönü’ye çakar, bir bakarsın sigara içen kafe müşterisine.

Daha uzar gider bu liste. Bildiğim şudur ki ticaretten siyasete geçmiş bir lider ve etrafındakiler için ‘siyaset de en büyük ticarettir’. Başka bir ifadeyle bunlar için siyaset, ticaret mantığı/üslubu ile yapılır ve siyasetten para kazanılır.

Yukarıda sıraladığımız tüm iddia ve dalaşma zeminleri, bu kar-zarar hesabına bakılarak tesis edildi. Düşünün ki milli meselemiz olan Kıbrıs Davasında bile AB’ye şöyle denildi, ‘siz müzakere tarihi verin, biz Kıbrıs’ı ayarlarız’.

Aynı zamanda müptezel, protest ve mühalif bir çizgiden geldikleri için de bir türlü devletin istikbali ve bekasını düşünemediler. Devlete taş atanlar, sövenler, kıyanlar ile hep aynı safta durdular, zira ruh kökleri aynıydı. Ahmet Kaya dostluğundan, Şivan Perver yoldaşlığına, Kemal Burkay okumalarından, sayın Apo idrakine kadar meselenin psikolojik alt yapısı budur. İnsanlık sınavını, dağda gebermiş teröriste ağlamakla yapan emniyet müdüründen, ona hak veren başbakan ve ekabirine kadar ortaya konan her davranış, her söz aslında şunu tüm çıplaklığı ortaya koyar;

AKP, cumhuriyet tarihinin en büyük sol organizasyonudur. Hemen her fırsatta sol cenaha çatan, hatta sol ile arasında iman, ahlak ve tavır noktasında bir tezattan öte bir mücadele olan MHP’yi bile ara ara sol’un yanına atan AKP, ideolojik bir okumayla görülecektir ki sol, sosyalist bir partidir. Kilise ya da banka açılışında, yolsuzluk kokan TOKİ’lere helikopter inişlerinde  ‘Ya Allah Bismillah’ demeleri sol-sosyalist olmalarını değiştirmez.

Polit-büro iş başında, halkların kardeşliği diye elli tür fitne-fesat, sınırlar kaldırılmış, devlet ezdikçe ezmiş, yasalar duruma göre ya değişir ya değişik anlaşılır, ‘çalışmayın, biz size bakarız’ politikaları ve daha bir çok şey…

Her çatışmasını güya sol, yerleşik sistem ve müesses nizamın tosuncuklarına karşı veren AKP, kanaatim odur ki büyük, sinsi ve tehlikeli bir sol organizasyondur. Çünkü en temelde beynelmileldir ve milleti halk, toplumu kalabalık yapmıştır. Akp, Chp, Bdp, Hdp, İmralı ve Kandil kardeşliği de en çok böyle okunmalıdır bence.

Fihakika postmodern bir darbenin neticesi olan Akp, postmodern bir sol partidir.

Selametle…