Pokemon go Türkiye!

Canım Türkiye’m,

Senin var ya senin,

Başı dumanlı dağlarını,

Sıcacık deniz ve kumsalını,

Bereketli topraklarını,

Ve nerede doğmuş olursa olsun,

Bunca kışkırtma ve kutuplaştırmaya rağmen,

Etnik kökenine bakmadan,

Bin yıldır bir ve beraber yaşamanı seviyorum.

*

Tarla sulayan çiftçilerini,

Fabrikalarda çalışan işçilerini,

Dar gelirlini, asgari ücretlini,

Yüksek tepelerdeki ardıçlarını,

Bal damlayan ladinlerini,

Mekânı meralar olan çobanlarını,

Analarıyla emişen kuzularını...

Ovalarını ormanlarını,

Köylerini seviyorum.

*

İran, Irak, Mısır…

Suriye, Rusya, İsrail…

Kıbrıs, Yunanistan, Ermenistan gibi…

Çözüm bekleyen sorunların varken,

“One munite” diyerek yağmasa da gürleyip,

“Stratejik derinlik” diyerek geleceğini görmeyip,

Şimdilerde ise “çark üstüne çark eden” muktedirlerin,

Ata mezarı Süleyman Şah Türbesini,

Apar topar kaçırmasını “zafer” diye yutmanı seviyorum.

*

Millet olarak sen,

Hangi dakika son söz,

Son dakika hangi haber çözmeye çalışırken,

Bugün üzüm, patates, buğday…

Yarın fındık, zeytin, şekerpancarı bitişi bekliyor.

Dahası et üreticisi ve süt satıcısı neredeyse sıfırı tüketmişken,

Senin memleket limanlarına,

Turist yerine indirilen “Angusların” gelişini izlemeni seviyorum.

*

Ancak.

Atama bekleyen 400 bin öğretmen,

İş bulamayan 200 bin mühendis,

İşportacılık yapan binlerce üniversite mezunu ortadayken,

İktidarın milyonlarca Suriyeliye TOKİ den ev…

Bütçeden para…

Kontenjandan kadro dağıtışını seyredip,

Bu vatan için canını vermiş şehit ailesinin,

TOKİ den aldığı eve hükümetin gönderdiği haczi,

Cambaz gibi seyretmeni sevmiyorum.

*

Uzun lafın kısası,

“90 yıllık enkazı kaldırdık” safsatasıyla cumhuriyetin yıpratılmasını…

“İki ayyaş” sözleriyle atanın itibarsızlaştırılmasını…

“Türk diye bir ırk yoktur” zırvasıyla Türklüğün aşağılanmasını…

“Ben yaptım oldu” diyerek demokrasinin bekleme odasına alınmasını…

“Deneme, yanılma” yöntemiyle ülkenin dış politikada aciz bir duruma düşürülmesini.

Dahası bu ve benzeri çoğaltılacak yüzlerce örneğe rağmen,

Bir bildiğin var mı bilmiyorum ama…

AKP iktidarı tarafından “Sayın” statüsüne kavuşturulan bebek katili Öcalan’ın “çözüm ortağımız” diyerek millete yutturulmasına “alkış tutuşunu”  sevmiyorum.

Sevmiyorum çünkü sen yeni trend “pokemon go oyunu” gibi,

Başını önünden kaldırmadan,

İktidarın “doldur-boşalt” gündemine takılırken,

Altından toprağın,

Üstünden bayrağın,

Ve yüreğinden vicdanın alınıyor fark etmiyorsun.

Peki, Pokemon kim biliyor musun?