Osmanlıcamı dediniz;

AKP iktidarının, Genel Başkanının, kabine üyelerinin, Milletvekillerinin, il başkanlarının ve kadın kolları üyelerinin tuhaflıkları bitmek bilmiyor.

"AKP Mahalle Kadın Kolu Başkanı Nuran Yıldız AKP'ye üye olmanın Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a nikâhla bağlanmak olduğunu vurgulayarak tüm partilileri bu seferberliğe davet etti."

"AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, partililerin Ankara ziyaretinde "Arkadaşlarım Sayın Başbakanımıza yakinen sorular sordular, elini sıktılar. Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir. Ben bunu söylüyorum" dedi."

"Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur."

"Bunun sebebi, Türkiye'nin Ortadoğu 'da dünya ülkeleri arasına girmesini istememeleri. Çünkü başında öyle bir lider var ki dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var"

"Egemen Bağış: Kitapçık yok lan Google'a gir, Kur'an'da atıyorum kardeşlik, Kur'an'da nankörlük, Kur'an'da bilmem ne diye search yap hepsi çıkıyor. Oradan bir tane salla gitsin."

"Efkan Alanın Mekke'nin fethinde Peygamber efendimiz yorumu ise ipe sapa gelmez bir şeydi"

Yukarıdaki kelimelerin tamamı AKP li insanlara aittir.

Şimdi bu parti yeni bir tuhaflık başlatarak, okullarda Osmanlıca ders zorunluluğu getiriyor,

Bunların dünyadan haberi yok.

Üyelikle nikâhı karıştıran, Türkçeyle Osmanlıcayı elbette karıştırır. Yahu Osmanlıca diye bir dil yok, O dil zaten Türkçedir.

Bir faniye dokunmaya kutsallık atfeden bir mantığın, ilimle, bilimle eğitimle ne alakası olabilir.

Şimdi bunlar "Siirt, İstanbul ve Rize'ye kutsal dediler ya" Siirt'çe, Rize'ce ve İstanbul'ca diye yeni diller icat ederek onları da ders olarak okutabilirler.

Bir faniye Allah'ın vasıflarını yükleyen zavallılar, yarın bir dil icat eder ve onu da Kuranın Üzerine koyabilirler.

Başbakan Davutoğlu sıkışmış siyasetten kurtulmak için Osmanlıcaya sarılmış vaziyette.

Ortaya çıkan komediye gülenlere de diyor ki; "sizin Osmanlıcaya alerjiniz ne?"

Sayın başbakan; bizim alerjimiz cehaletedir.

Değerlerimizin siyasete feda edilmesinedir.