Ölünün Ardından

 

Kenan Evren öldü,

Ölmek için çok uğraştı, uzun bir zaman ölemedi.

Kendini öldürmek elinde olsaydı eminim öldürürdü.

Zaten bildiği bir şeydi öldürmek.

Kenan evren öldü, unutulacak fakat ölümsüzler ve unutulmayacaklar hala gönüllerimizde.

Ahmet Kerse, şehadete giderken boynuna geçirilen urgandaki celladın parmak izleri hala duruyor, sen öldün. Ahmet yüreklerde yaşamaya devam ediyor.

Cevdet Karakaş için, dünya durdukça Fatihalar okunacak, seni hatırlayan olmayacak. Cevdet ölümsüz, sen öldün.

Fikri Arıkan geniş kabrinde, cennete açılan bir pencerede huzur içerisinde yatarken, sen kabrine sığamayacaksın, toprak seni sıkacak. Fikri ölümsüz, sen öldün.

Halil Esendağ; kabrinde, diri bedeniyle yatarken, sen daha ölmeden, ölümü beklerken çürümüştün. Halil ölümsüz, sen öldün.

Mustafa Pehlivanoğlu; "Mustafalar ölür, Allah'ın davası ölmez" emrinle şehadete giden Mustafa, milyonlarca gönülde yaşıyor, davası da yaşıyor, sen öldün.

Selçuk Duracık; şehit ülkü eri, cenazesini melekler yıkadı ve melekler namazında saf tuttu, hala meleklerle kıyamet gününü bekliyor. O gönüllerde ölümsüz, sen öldün.

Ali Bülent Orkan seni bekliyordur, şimdi ikinizde aynı âlemdesiniz, ama seni bulabileceğini, görebileceğini zannetmiyorum. Çünkü senin yattığın yerle şehitlerin yattığı yer arasında çok uzun bir mesafe olacak. O yaşıyor, sen öldün.

Cengiz Baktemur'un ahı, seni ölüm döşeklerinde yakaladı, gelsin diye beklediğin Azrail gelmedi, idam edilen ülküdaşlarımız gibi ölmek istedin, olmadı, öldürmek kolay fakat ölmek zordu, sen o zorluğu da gördün, zorlanarak öldün, kimsesizsin, Cengiz'in hala milyonlarca ülküdaşı var. O yaşıyor sen öldün.

İsmet Şahin' de diğer ülküdaşları gibi şehit oldu, yıllar geçse de onun tanımadıkları, onu tanımaya ve kabrini ziyaret etmeye devam edecek. Fatihalar ona, dualar ona, ama sen öldün, o ölümsüz.

"Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz. (Bakara 154) "

Onlar; Allah yolunun yolcuları idi.

Kenan Evrenler ölür, şehitler ölmez.