Yüce Allah'ın, kulu ve peygamberi Hz. Muhammed ( s.a.v.)' e ilk emri bu şekilde olmuştur.

Aynı zamanda bu ilahi emir tüm insanoğluna yöneltilmiş bir emir olarak bizlere de indirilmiştir. Keza kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de de birçok yerde ilimden, ilim öğrenmenin öneminden bahseden ayetler bulunmaktadır. Yine Hz. Peygamber hadislerinde ilim öğrenmenin, bu yolda sarf edilen emeğin kutsallığından ve de okumanın öneminden birçok kez bahsetmiştir. Bu doğrultuda hareket eden İslam Dünyası ve onun bir parçası olan Müslüman Türk milleti dünya medeniyetine sayısız eser ve katkılar sağlamışlardır. Bu sayededir ki üç kıtada sancağımız dalgalanmış ve medeniyetimiz güçlü hale gelmiştir.

Yukarıdaki bu durumu daha sonraki nesillerce devam ettirilememiş ve İslamiyet'in ilimle yoğrulan medeniyeti geri kalmışlık girdabına sürüklenmiştir. Adeta Müslüman kişi üçüncü dünya vatandaşıdır, muasır bir medeniyet dışındadır, onu medenileştirmek savı ile İslam toplumu ve ülkemiz sömürgeci emellerin oyun sahası haline gelmiştir. Neyse ki hiçbir zaman esirlik boyunduruğunda yaşamayan Türk Milleti istiklaline sahip çıkarak bu günkü Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuştur. Ancak medeniyet ilimle, çalışmayla ve tabidir ki okumakla güçlenir ve hayat bulur ve de hayatta kalır.

Okuma ve özellikle kitap okuma konusunda bu günkü durumumuz nedir sorusuna gelince içler acısı bir manzara karşımıza çıkmaktadır. Yıllar itibariyle basılan kitap sayıları, basım kalitesi ve de eser çeşitliliği artmasına rağmen nüfusta yaşanan artışla orantılandığında bu veriler çok gülünç gelebilmektedir. Bir eğitim sendikasının biraz abartılı da olsa yapmış olduğu bir araştırmaya göre bir Japon yılda 25,bir Fransız 7 bir İsviçreli 10 kitap okurken 73 milyonluk Türk halkı 1 kitap bile okumamaktadır. Gelişmiş batı ülkeleri vatandaşları yıllık ortalama kitap harcaması olarak 500 dolar seviyesinde harcama yaparlarken Türk halkı sadece 2 dolarlar seviyesinde kitaba bütçe ayırmaktadır. Almanya'da 10531 adet, İngiltere'de 4620, İspanya'da 5209 kütüphane bulunurken bir ilim medeniyetinin devamı olduğu iddiasında olan ülkemizde 1610 adet kütüphane hizmet vermektedir. Kütüphanelerin kitap mevcutları, fiziki koşulları, okuyucu sayıları ve de üye sayıları bu kara tablo içerisinde bir karşılaştırmaya tabii tutulursa medeni milletlerin kat ve kat gerisinde seyrettiğimiz görülür. Bu tabloya bakılınca ülkemizin neden geri kaldığı, neden Milletlerarası sıralamalarda ülkemizin Afrika ülkeleri ile yarıştığı ve neden dünya çapında bir üniversitemizin veya eğitim kuruluşumuzun olmadığı daha iyi anlaşılabilir. Bu durum ekonomiyle de doğru oranlıdır. Yukarıdaki kat ve kat okuma verileri olan ülkelerin dünyanın en önemli ekonomileri ve halklarının refah içinde yaşadığı ülkeler olmaları da ilgi çekmektedir.

Yukarıdaki kitap okuma verilerini daha fazla çeşitlendire biliriz ancak görünen tablo geleceğimiz açısından karanlıktır. Büyük Osmanlı medeniyetini inşa eden padişahlardan Fatih Sultan Mehmet'in okuduğu eserler ve kütüphanesinde yer alan eserlere bakan herkes hayretler içinde kalmaktadır. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, üç kıtaya hükmeden Yavuz Sultan Selim Mısır seferine çıkarken yanında üç katır yükü kitap götürmüş olduğu yine hayretler uyandırmaktadır. Yine birçok ilmi eser veren Endülüslü ilim adamı İbni Rüşd'ün hayatında sadece iki gece kitap okumadan yattığı ifade edilmektedir. Hal böyleyken onların mirasçıları olan milletimizin düştüğü bu durum karşısında çözüm yolları aramamız elzemdir.

Sorunların temelinde ezberciliği temel alan, araştırmadan uzak ve milli vasfı olmayan bir eğitim anlayışı ile gelişmenin olamayacağı aşikârdır. Her şeyden önce milli kültüründen beslenen bir milli eğitim politikası oluşturularak ağaç yaşken eğilir mantığı ile kitap yüzü görmemiş minik yaştaki evlatlarımıza kitap okuma sevgisi aşılanmalıdır. Bu sayede araştıran, araştırdığı bilginin faydasının bilincine varan ve ilimin rehberliğinde iyiyi yanlıştan ayırabilen bir nesil oluşturulmasının temelleri atılmış olacaktır. Medeniyetimiz dünya yüzünde hak ettiği yeri alacaktır. Bu sayededir ki kutsal vatan toprakları üzerinde hain planlar kuranların hayalleri hiç gerçekleşmeyecektir. Yani her şeyin temeli bu milletin benliğine uygun, ilimi temel alan bir Milli Eğitim planlamasından geçmektedir. Başlarken de değindim bu medeniyet bir tek kelime ile filizlendi ve dünyaya hâkim oldu oda ‘‘ OKU '' sözcüğüdür. İlginç ama gerçeklik okumaktan geçtiği de ortadadır. Sözlerime medeniyetimizin ilime verdiği önemi ortaya koymak açısından köyümün kurucusu müderris Oslu Hocanın şu sözleriyle bitirmek istiyorum.

"Ey insanoğlu oku, ilim öğren, tahsil et; cahil kalmak ardır, cahilliğe razı olursan insan değil hımâr olursun..."


Mustafa Kıransoy

Zonguldak

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.