İnsanoğlunun üç önemli organı vardır ki; boş ise hedef insanı, istediğin gibi kullanırsın.

Beyni boş olan insana, gönlüne hitap edecek iki cümle kur,  en büyük sensin ve Türkiye seninle gurur duysun. Kalbi boş olana, inancını tam bilmeyene, inandığı gibi yaşamayana Mevla'nın  adıyla konuş, Dini iki cümle kur en büyük ‘Alim', ‘Mücahit' sensin. Migdesi boş olana iki torba makarna vb. gıda ver ‘Padişah' da sensin ‘Halife' de sensin, Haşa bir densiz, dengesizin ifadesiyle ‘Peygamber' de sensin. Yıllarca kandırılan boş olan organlarına boksör edası ile çalışılan milletimiz, maalesef hala boş organlarını doldurmamakta ısrar etmektedir. Son sekiz yıldır da mevcut iktidar tarafından bilerek ve isteyerek muhtaç etmek, dilendirmek için milletimizin bu üç önemli organı boş bırakılmıştır. 

 Her ne kadar boş olsa da organlar, Gel gör ki neyleyelim, yaşamak için yemeli, ayakta kalmalı, büyümek için üretmeliyiz. Kim üretecek ? boyacı hizmet,  terzi elbise  fabrikatör makine vb.   Vergi indirimlerine banka kredilerine muhtaç edilen küçük esnaftan tutun, KOBİ lere kadar mutfaktaki üretimler durma noktasına gelmiştir. Artık sanayici üretmeyi hamallık, ithal edip elini sürmeden ‘az kazanayım garanti kazanayım'  mantığı ile alıp satmayı alışkanlık haline getirmiştir. Fabrikalarda ki üretimler durmuş tezgahtaki ustadan, talaşı atan meydancıya kadar tüm personelin işten çıkarılması zorunlu hale gelmiştir. Tarımda üretime kota getiren ve gıda da bizi dışa bağımlı hale getiren zatı muhteremler son yıllarda sonsuz ithalat teşvikleri ile ülkeyi yabancı markaların ürünlerinin test  pazarına çevirmişlerdir. CARİ DENGE ifadesi ülkemizde artık CARİ AÇIK olarak algılanmaya başlanmış, koca koca adam gibi görünen adamcıklar utanmadan sıkılmadan, ekranlardan işler iyi gidiyor,ekonomi iyi  edebiyatı yapmaktadırlar. Mesneti olmayan nutuklar artık can sıkmaktadır, vatandaş artık cebine giren paraya ve evine götürdüğü yada götüremediği gıdaya bakmaktadır. Uzaklara gitmeye gerek yok; sokağınızdaki Pendik merkezdeki bir  esnafımız diyor ki:  en az üç kredi kartı denetiyor vatandaş, limit yok cevabı üzerine başı önde çocuğuna eşine rezil olup aldığını bırakıp çıkıyor. Yandaşına ihale veren yandaşını beslerken kendi de beslenen AKP İktidarının Sn mensupları  ise bana mı sordu da kredi kartı ile borçlandı diyor ? İşsiz bıraktığın vatandaş ne yapsın, bankalarda kart vermek için yarışırken çaresiz vatandaş denize düşmüş yılana sarılmıştır.

Kurtköy civarında bir dostumun imalathanesindeyiz. Soruyoruz kaç personel var 60 diyor sağa sola bakıyoruz en fazla 30 nerde bu personel diyoruz, kalanı evde çalışıyorlar diyor. Neden niye nasıl ? diye bile sormaya cesaret edemiyoruz. SSK ya borcu birikmiş yapılandırmış ödeyememiş, piyasa berbat elimde arkası yazılmış bir sürü çek var diyor. Borcunu  tekrar yapılandırmış şimdi  faiz ödüyorum kazandığım para faiz ödemeye yetmiyor diyor.

Diğer bir imalatçımız aman dikkat kur tehlikeli diyor, artık akşam zengin yatanın, zengin kalkacağı garantisi kalmadı diyor. Dövizin üzerine oturdular gerçek değerine siyasi hesaplar nedeniyle çıkartmıyorlar diyor.

İşsizlik yoksulluğu, yoksulluk toplumda buhranı bunalımı ve cinneti ortaya çıkarmıştır. Yazılan çekleri, kapanan imalathaneleri, üç kuruş borcu yüzünden hapis yatanları neden görmek istemiyor iktidar?  İktidarsız, dışarıdan iktidarlanan iktidar; neden her gün asıl meselenin üstü örtüp suni gündem oluşturmaktadır? Neden ele geçirdiği medya gücü ile liboş medya maymunları ve satılık kalemşörleri ile gerçekleri vatandaştan gizlemeye çalışmaktadırlar? Neden mi Ülkeyi Belediye gibi yönettiler, yönetmeye çalışıyorlar artık yetemiyorlar da ondan. Gerçi belediyeleri de nasıl yönettikleri ortada değil mi? yolsuzluk dosyaları hala dokunulmazlık zırhının arkasında beklemiyor mu?

Sonuç olarak vatandaş  cebinde ki kadar ekonomi yapmayı, konuşmayı bırakmış Ekonomiyi  yönetenlerden daha iyi tahliller yapmaya başlamıştır. Artık Mutfaklar da ocağın sesi, tencere kaynama sesi gelmemektedir. Vatandaşın ve sanayicinin mutfağındaki sorun çaresizlikten. Ancak Liderlerin en zenginlerinden olan zatı muhteremin ve yandaşlarının  mutfaklarında da  sorun var onlarda da ses yok. Neden mi o ve yandaşları hep hazır dışarıdan sipariş edip yiyorlar da ondan.

 Ne diyelim Afiyet olsun bu yemelerin bir de hesap vermesi olacak elbet. Yüce Mevlanın izni ve Türk'ün takdiri ile Devletin Başına DEVLET gelince dışarıya sipariş verenden de alandan da yiyenden de elbet hesap sorulacaktır.

Tok açın halinden anlamaz ki, aç karın her gün aynı şeyle de doymaz ki.                           

Yazık  ey milletim yazık, Türk savaşta bile, ayağında çarık yokken bile bu kadar rezil olmadı ki. ARTIK ZAMANIDIR MİLLETİM, ŞİMDİ DEĞİLSE SÖYLE NE ZAMAN ?

İbrahim ÇAM
[email protected]

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.