"Muhteşem Süleyman" Ve Yolsuzluk Algısı

Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 177 ülkede gerçekleştirilen 2013 yılı Yolsuzluk Algı Endeksinde Türkiye 2013 yılında 50 puanla 53. Sırada.

 Ülkelerin yolsuzluk algı riskine dayalı olarak oluşturulan tasniflerde Türkiye, Rwanda ve Morityus′un ardında Malezya ile birlikte 53. sırada yer alıyor.   Bahsi geçen kuruluş araştırmayı, masa başında değil, her ülkenin kendi vatandaşlarına sorarak gerçekleştirmiş.  Öyle anlaşılıyor ki, vatandaşımızın kafasındaki algı ve fotoğraf  bu,  maalesef.

Türkiye’mize  yakışmayan   bir  uluslararası istatistik tablosu bu. 

 Üzücü  tablonun değişmesi şart.  Partiler üstü bakılması gereken devlet meselesiyle karşı karşıyayız.

Algılar çoğu zaman olguların da önüne geçer. Dünyanın gözünde yolsuzlukla anılan bir ülke olmak,   hayli incitici bir durum tabi, hepimiz için.  .

 Bu algıyla savaşmak, kararlılık ve samimiyetle mücadele etmek, vatandaşlık görevi olmalı. Yolsuzlukla mücadelede, yapılan hukuki düzenlemeler alınan idari tedbirler ne kadar etkili olursa olsun, bu algı değişmedikçe, daha yapılacak çok şey var demektir. İlgili kanunlar başta olmak üzere mevzuatın tümü taranmalı.  Temiz toplum seferberliği başlatılmalı; ihtisas, bilinçlendirme eğitimleri ve gönüllü gözetim ekipleri destekli çalışmalarla birlikte, idari yönden özerk statüye sahip milli ölçekte bir “yolsuzlukla mücadele kurumu” kurulması, ihtisas mahkemeleri oluşturulması, “siyasi etik” düzenlemesi ilk çırpıda akla gelen konular.  Bunun için, siyasi irade ve reformist adımlar şart.  Günümüz şartlarında, seçmen davranışının şekillenmesinde, yolsuzlukların ne derece etkisi var? Ayrı bir araştırma sorusu.

Demokratikleşme standartlarımız geliştikçe, toplumdaki yolsuzluk algıları da değişecektir. Muhteşem Süleyman, Osmanlı tarihinde yolsuzlukla mücadelenin aynı zamanda Devletin bekası sorunu olduğunu bakın ne güzel özetlemiş: 

Kanuni Sultan Süleyman, aynı zamanda süt  kardeşi olan Yahya Efendi’ye sorar:

- Bir devlet hangi halde çöker?

- Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de ‘neme lazım’ deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa devlet çöker.

 Muhteşem Süleyman’dan muhteşem bir kıssa!