MÜCADELE AHLAKI

 

Yazımızda fikirden olaya değil de olaydan fikre giden bir yol takip edeceğiz. Cedelleştiğimiz şeyin aslında ‘seküler aklın izdüşümleri’ olduğu şuuruyla…

Manayı önceleyerek yaptığımız, milletimizin ve insanlığın maddi ve manevi ittihadını tesis mücadelesine ve tecrübesine kısaca ‘ülkücülük’ diyorum. Bu bir seferberliktir ve şartları imanımız ve geleneğimizde mahfuzdur. Buna mugayir halin ıstırabıdır yazının nedeni.

Misal ile izah edecek olursak;

Malum sosyal paylaşım sitelerinde, kendisine ‘ülkücü’ tanımını bir şekilde yaparak yahut bu tanımı yapmadan mazisine şahit olduğumuz gönüldaşlarımızın bazı paylaşımlarındaki reaksiyonerliğin çelişkilerine şahit oluyoruz.

Akp’ye vurayım derken ‘başı örtülü, kıçı açık’ fotoları paylaşmak. (Bu durum teşhir ayıbına sebeptir ve ne olursa olsun bir ülkücü buna ortak olmamalıdır.)

Ülkücülerle alakalı kanaati son derece sıkıntılı adamların video ve yazılarını paylaşarak onların reklamını yapmak.

Yine camiamızla alakalı mesnetsiz haberlerin ve iftiraların müellifi internet sitelerinden paylaşımda bulunmak.

Bir profesörün 99 sakıncasını unutarak 1 doğrusuna sarılmak. (İlla prof. değil bu bir gazeteci yahut siyasi de olabilir)

Milli değerler ile manevi dinamiklerimizi sanki bir tezatmış gibi gösteren görsel destekli sloganvari paylaşımlarda bulunmak. (bazı fotoğraflar görürsünüz ki mütedeyyin Anadolu insanı gözünde bizi sol-ulusalcı-laik çizginin paralelinde gösterir, bazıları da Akp ve temsil ettiği istismarın kucağına bırakır. Oysa ülkücülük parçalardan oluşmaz, bir bütünsellik arz eder.)

Bu misalleri çoğaltmak mümkündür lakin kötünün misalinde abartı abesle iştigaldir. Zannediyorum maksat hâsıl olmuştur. Kısaca ideolojiye rağmen ideolojik mücadele ‘ülkümüze’ ve ‘ülkücümüze’ en büyük ihanettir.

Ülkücü, her şeyden evvel bir öğretmen (muallim) halet-i ruhiyesinde ve ‘zaman ve mekan’ bize emanet şuurunda çalışmalı, bu kutlu seferde ‘her birimizin bir Türk bayrağı’ olmasının ancak böyle mümkün olabileceği idrakinde olmalıdır. Yoksa ‘zafer için her şey mubahtır’ algısı bizden fersah fersah uzak bir üsluptur.

Filhakika buna kısaca ‘dava adamlığı formasyonu’ da diyebiliriz. Lider başımızda, teşkilatlar hazır ve nazır, ideoloji tüm hakkaniyeti ve cevher-i aslisiyle ortadadır.

Yoldakilere, Hakkın hatırına kısa bir hatırlatmaydı bizimkisi.

Selametle…