div>

Türkiye her manada kuşatılmış, hainlik ülkenin dört bir yanında kol geziyor, şehit gelmeyen günümüz hemen hemen hiç yok, ama biz her şeyimizle bu meselelere yoğunlaşmamız gerekirken, MHP'de yapılmak istenen operasyonla da uğraşarak önemli bir zamanımızı harcıyoruz. MHP'de hesabı olanların ve "Milletvekili olamadım, aday listesine giremedim" düşüncesiyle adeta bir tarikat modelinde harekete geçenlerin, 1 Kasım akşamından bu yana tek yaptıkları "bunun intikamını nasıl alırım" halidir. Bizde bunların bu yönüne projektör tuttuğumuz ve MHP'de yapılmak istenen operasyonun her halini aydınlattığımız için şahsımıza "Devlet Bahçeli'nin tetikçisi" ifadesi başta olmak üzere 2 Kasım gününden itibaren demediklerini bırakmadılar. 

Oysa bize "tetikçi" hitabında bulunanlar, peşinden gittiklerinin siyasi geçmişini bilseler ömrünü Ülkü Ocakları ve MHP'de geçirmiş bizlere karşı bu yaklaşımı sergilemezler. Gerçi bu tür saldırıda bulunanların "dava çizgisi" diye bir ölçüsü olsa bugün bu misyonu yüklenip yollara düşmezlerdi.

Öncelikle şunu çok net belirteyim MHP'yi, Ülkü Ocaklarını, Başbuğ Alparslan Türkeş'i, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi savunmak tetikçilikse bunu gururla kabul ediyorum. Ama sizde bir dönünde savunduklarınıza ve peşinden gittiklerinize bakın… Zamanında kimin tetikçisi olmuşlar?

MHP'ye operasyon yapmaya çalışan, bu bahsettiğim tarikat modeli kişilere mesela bir röportajdan kesit sunsam, o dikenli dillerini yutarlar mı acaba?

Ve devamında "Kimin tetikçiliğini yapanı, kime karşı savunuyorsunuz?" sorusunu da ekleyebiliriz.

Röportajlarıyla meşhur Nuriye Akman'ın geçmişte Sabah Gazetesi'nde Meral Akşener ile yaptığı bir röportaj var. O röportajın içinde soru ve cevap aynen şu şekildedir.

Nuriye Akman: Her şeye rağmen "Çiller'in tetikçisi" konumunda oldunuz. Bu kadarı biraz fazla değil miydi?

Meral Akşener: "Vefa duygum vardı"

Beni milletvekili ve GİK listesine Tansu Hanım koydu. İçişleri Bakanlığı'nı ayırıyorum çünkü o, konjonktürün zorladığı bir tercihti ama bu görevleri bana Tansu Hanım vermişti. Ciddi bir vefa duygum vardı. Tansu Hanım'ı haksızlığa uğrar konumda gördüm. Yetişme şartlarımda şövalyelik ruhu var. Kendini siper etme psikolojisi. 

(02 Ağustos 1999)

***

Gördüğünüz gibi Tansu Çiller tetikçiliğini direkt kabullenme var. Meral Akşener Tansu Çiller'e olan vefasını da bu şekilde anlatıyor. Kendini 3 dönem milletvekili yapan, 2 dönem TBMM Başkanvekili yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye karşı vefa nerde o halde?

"Hanımefendi biraz dinlenecek" dediğinde de aslında size son bir iyilik yaptı ama hala anlamadınız, hala da anlamak istemiyorsunuz. Gel zaman- git zaman bunu herkes görecek…

Başka partilerde, başka liderlerin tetikçiliğini yapanları MHP Genel Başkanı yapmak için savunanlar, Ülkü Ocaklarında "Lider, Teşkilat, Doktrin" ölçüsüyle yetişmiş ve Ülkü Ocakları Genel Sekreterliği yapmış şahsıma "tetikçi yazar" diyorsa bu gerçekten ciddi bir psikolojik tedavi isteyen haldir. 40 kapı gezen tetikçiler size diyorum size…

MAHKEMEYİ TEHDİT ETME TRAJEDİSİ VE ERDOĞAN'LA KURULAN İLETİŞİM

Geçen günlerde yazdığım bir yazımda "Yanınızda sabit gezdirdiğiniz 300-400 kişinin gazıyla mahkemeyi tehdit edecek suçu işlediğinizin farkında mısınız? "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu" diye bir suçun varlığından haberdar mısınız?  Yanınızdaki cazgırlar "mahkemenin hâkimi değişmedi" diye mutluluktan uçarken, sizdeki bu panik nedendir?" diyerek Meral Akşener'e seslenmiştim. Ama gözünü bürüyen hırs, onu ne yaptığını bilemez hale getirmiştir. Etrafını saranlara bir bakın, niye bu hale geldiğini çok net anlarsınız.

Tüm bu uyarılarımıza rağmen halen hamaset yapmaya devam ediyor.

Cemaate yakınlığıyla bilinen Meydan Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Ömer Şahin'e açıklamalarda bulunmuş ve "Eğer mahkemeye, MHP'nin kurultay sürecine bir müdahale olursa 25 bin kişiyle Beştepe'ye yürürüm. Camide de namaz kılarım." Demiş…

Şimdi Saraya yürüme ne alaka?

Beştepe'de namaz kılma ne alaka?

Memleketin bu kadar derdi varken, şehit feryatları arşı sararken "milletvekili yapılmadım" diye bu kadar koltuk sevdasına düşüp küçülmenin ne gereği var?

Meral Hanım çok merak ediyorum size bu akılları kim veriyor?

Aylar önce "Ali Serim'i mahkeme konusu için diyalog kurması adına AKP'ye yahut Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına gönderdiniz mi, bir iletişime geçtiniz mi?" diye sormuştum.

Bunun cevabını da daha yeni Meydan Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Ömer Şahin'e yaptığı açıklamanın içinde bulduk.

Ömer Şahin aynen şunu yazdı:

"Meral Akşener de yargıya siyasi müdahaleden kaygı duyuyor olmalı ki bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mesaj göndermiş. Akşener, Erdoğan'a en yakın isimlerden birisine vermiş mesajını."

***

Bu açıklama çok önemlidir. Recep Tayyip Erdoğan'a mesaj götüren kimdir?

Siz, kimi kimin yanına gönderdiniz?

Sizinle, Recep Tayyip Erdoğan arasında köprü olan kişi "Recep Tayyip Erdoğan Atatürk'ü bile aşan bir lider" diyen AKP'li, PKK Açılımını destekleyen ve Kürdistan haber sitesi yazarı olan danışmanınız Ali Serim mi yoksa?

Recep Tayyip Erdoğan AKP'yi kurarken Türkiye'yi beraber gezdiğiniz kişi değil mi?

Recep Tayyip Erdoğan 2012 yılında çocuğunuzun düğününde nikâh şahidi yaptığınız kişi değil mi?

Recep Tayyip Erdoğan "Benim aile dostum" dediğiniz kişi değil mi?

Direkt siz mi görüştünüz yoksa gerçekten aracı mı yolladınız?

Bir taraftan sizin "ot yoldurmazsam namerdim" ve "25 bin kişiyle Beştepe'ye yürürüm" gibi ucuz, komik tehditlerle mahkemeyi tehdit edip, yandaşlarınıza gaz verirken diğer yandan yine yanınızda bulunanların "mahkemenin hâkimi değişmedi" şeklindeki sevinç çığlıklarını nasıl okumalıyız?

Siz Recep Tayyip Erdoğan'la iletişime geçtiğiniz için mi Sivas MHP eski İl Başkanı Ragıp Özkan sosyal medyadan "Az önce Hâkimler kararnamesi yayınlandı ve korktuğumuz olmadı. 12.Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi görevine devam edecek. Kongre artık kaçınılmaz. Camiamıza hayırlı olsun" mesajını attı?

Siz Saray'a Ali Serim'i gönderdiğiniz için mi sizi destekleyen bir haber sitesinin sahibi 

"Hâkimler kararnamesi yayımlandı ve korktuğumuz olmadı. 12. Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi görevine devam edecek. Kongre artık kaçınılmaz!.." twitini attı?

Siz Erdoğan'a ulaştığınız için mi sözde basın danışmanlığınızı yapan kişi " Kardeş geçmiş olsun mahkemede istediğinizi yapamadınız, hâkimi değiştiremediniz " diye sosyal medyadan isimler vererek mesaj attı?

Evet, bu ve benzeri organize mesajlar niçin atıldı ve sonradan tepki gelince hepsi tekrar niye silindi?

Meral Akşener Ülkücü Harekete ve kamuoyuna Recep Tayyip Erdoğan'a kimi aracı olarak gönderdiğini açıklamalıdır.

Açıklasın ki, haftalardır "Devlet Bahçeli Saray ile anlaştı" soytarılığı yapanlarda ağızlarını kapatsın…

Ama içlerinde akıllı ve kurnaz olanları da var tabi, hemen atmosferi sezdiği için Meral Akşener'in sağ kolu olarak yandaşlarını sosyal medya üzerinden "Bazı medya unsurları hayır yerine şerre hizmet adına maksatlı haberleri manşetlerine taşımakta, arkadaşlarımız ise bu haberlerin sosyal medyadaki yansımalarını hiç düşünmeden sayfalarında paylaşmaktadırlar. Özellikle içinde bulunduğumuz hassas süreçte yapılan bu paylaşımların fayda mı yoksa zarar mı getirdiğini doğru hesaplamak ve sorumluluk süzgecini hayata geçirmek vazgeçilmez bir mecburiyettir. Bu hususa dikkatinizi çeker, özen göstermenizi rica ederim." şeklindeki sözleriyle uyarıyor.

Seçim sonuçlarını bekleme sabrını göstermeden, 1 Kasım seçimlerinden 10 gün önce MHP yönetimine "Defolun" diyen bu kişi durumu nasıl saklamasın ki, Meral ablası Recep Tayyip Erdoğan'a birini gönderdiğini itiraf ederek bir çuval inciri berbat etti. 

Aslında uyarısıyla diyor ki, "Saraya yürürüm sözü yanımızdakileri gaza getirmek için mesajdı. Ama Recep Tayyip Erdoğan ile iletişime geçmişken Sarayı ürkütmeyelim o sözleri paylaşmayın" diyor… Meral Akşener'in sözleri Meydan gazetesine manşet olmuş niye paylaşmasınlar ki?

İmza toplayarak kongre olmayacağını hukuken hepsi biliyor. En son Anayasa mahkemesinin ne karar verdiği emsalleriyle ortadadır. Hele son olağan kongresini usulüne göre yapmış ve önümüzdeki olağan kongre kararını 18 Mart 2018 olarak MYK üyelerinin imzasıyla resmiyete bağlamış bir partiye yapılacak bir yaptırım olmayacağını hukuktan anlayan herkes söylüyor. MHP Genel Merkezi adına davaya bakan Av.Yücel Bulut'un mahkemeye sunduğu her yönüyle donanımlı savunma metnini okusalar zaten bu manada bilgi sahibi olacaklar ama yine de şeytani propaganda yapmayı tercih ediyorlar.

Bir taraftan "Ot yoldurmazsam namerdim" sözleriyle mahkemeyi tehdit ederek, bir yandan Recep Tayyip Erdoğan'a adam göndererek, bir yandan "25 bin kişiyle Beştepe'ye yürürüm" gibi yandaşları gaza getirmeye çalışan komiklikleri sergileyerek, bir yandan "Mahkemenin hâkimi değişmedi" diye propaganda yaparak şeytanla yarışmıyorlar da sizce bunlar ne yapıyor? 

Ne yapılırsa yapılsın MHP'ye operasyonun sökmeyeceğini son olarak Adana'daki Devlet Bahçeli Köprüsü'nün temel atma törenindeki muhteşem kalabalıkla dost-düşman görmüş oldu.

Yok, bu operasyon değil diyorsanız 18 Mart 2018 yılında gerçekleşecek olağan kongreyi ve 7 ay sonra başlayacak ilçe kongrelerini niye beklemiyorsunuz?

Demek ki, bir intikam ateşi yaktınız ve şimdi onun etrafında ısınıyorsunuz…

 
 
Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU