MHP Lideri Devlet Bahçeli, 1 Kasım seçimleri sonrası gerçekleşen ilk MHP grup toplantısında hakkında yalan- yanlış yazı yazanlara ve sürekli iftira atanlara "Her şey bir yana, şahsımla ilgili gerek gazete köşelerinde, gerek, televizyon ekranlarında, gerekse de sosyal medyada yazılmayan, söylenmeyen bir şey bırakılmamıştır. Sağolsunlar, Allah eksiklerini göstermesin, hepsi de günahımızı alarak günahkârlığın dibini boylamışlardır." diye seslenmişti. Hayal güçlerini zorlayarak öyle iftiralar atıyorlar, öyle yalanları sıralıyorlar ki, MHP Lideri Devlet Bahçeli bunları yine de nezaketli kişiliğiyle yorumlamıştır.

Ama bunların alçaklığı nezaketle yorumlanacak boyutta değildir. Çünkü bunların yaptıkları eleştiri değil, doğru kaynaklı haber değil, doğru bilgi değil, direkt kokuşmuş karakterlerinin ürünüdür.

İftira atıyor "ispatla" diyorsun, sırıtıyor; yalan yazıyor "kaynağını açıkla" diyorsun, ebleh ebleh bakıyor.

"Namusun, şerefin, haysiyetin, onurun, gururun, ahlakın varsa..." diye çağrıda bulunuyorsun hiç oralı olmuyor.

Günümüzde MHP Lideri Devlet Bahçeli kadar iftiraya uğrayan başka bir siyasetçi yoktur. Onun yaşadığı saldırıları "Köyün itleri birbirlerine küs olsalar da kurdu görünce birleşirler." şeklindeki Uygur atasözü ile açıklamak mümkündür. Her cepheden saldırıyorlar.

Hiçbirinin birbirleriyle bağlantısı yok gibi gözükse de ortak hedef Devlet Bahçeli olunca hepsi yanyana gelebiliyorlar.

İftira atıyorlar "ya tutarsa" diye, yalan yazıyorlar "ne kadar zarar verirsek, o bize kâr" diye...

İnanç ve adamlık konusunda en samimi bildiğin insanlar bile bu tür iftira ve yalanlardan etkileniyor. Geçen bunlardan birisi "Melih Gökçek gerçekten MHP Genel Merkezine gelip Genel Başkanla görüştü mü? Genel Başkan bir evde Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü mü?" diye saf saf bana soruyor.

Bende "Bu iftiraları atanlara namus, şeref, haysiyet, onur, gurur, ahlak çağrısı yaparken sende mi?" diye gülüp geçmiştim.

Bu alçak iftirayı geçmişte Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın da danışmanlığını yapmış olan Yeniçağ gazetesi Ankara temsilcisi Ahmet Takan atmıştı. 2014 yerel seçimlerinde "Melih Gökçek MHP Genel Merkezine geldi" iftirasını attı. 1 Kasım seçimlerinin hemen sonrası da "Devlet Bahçeli bir evde gizlice Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü" iftirasını attı.

2014 yılında ve 1 Kasım seçimlerinden sonra da "Namusun, şerefin, haysiyetin varsa kaynaklarını ispatla" dedik. Hatta milliyetçi-ülkücü bir yazar olmanın güveninde şu çağrıda bulunmuştum: Bu aşağılık iftiralarınızı ispatlayın, o gün yazarlığı bırakacağım... Siz de böylece sürekli sizin namusunuzu, şerefinizi, haysiyetinizi sorgulayan Yıldıray Çiçek'ten kurtulmuş olacaksınız..."

Sanki duvara sesleniyoruz. Adam hiç oralı olmuyor. Öyle nargile çekmeye devam ediyor. Hadi Ahmet Takan "kaynaklarım" dediğin "Rospi çocuklarını" açıkla...

Bu "kaynaklarım" dediğin şerefsiz, haysiyetsiz, namussuz adamlar kimlerdir?

Ben MHP Lideri Devlet Bahçeli kadar nezaketli değilim. Gerçeklerin ortaya çıkması ve herşeyin net anlaşılması için nezaketli olmayan çağrıları yapıyorum.

Ben kendi kalemime, kendi kişiliğime çok güvenerek bunları yazabiliyorum. Sende kaynaklarına güveniyorsan çağrılarımıza ses ver.

Haydi, hiç vakit kaybetmeden bu "kaynaklarını" açıkla Ahmet Takan...

Bırak kahvehane köşelerinde nargile çekmeyi de şu "şerefsiz, haysiyetsiz, namussuz adamların" isim listesini köşende yayınla ve her şey açığa çıksın...

MHP Genel Merkezi yalanladı, Melih Gökçek yalanladı, Recep Tayyip Erdoğan yalanladı...

Haydi, söz sırası sende Ahmet Takan...

Kaynakların "şerefsiz, haysiyetsiz, namussuz" değilse ispat bekliyoruz...

 

Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU