div>

MHP'deki tüm gelişmeler gösteriyor ki, mesele sadece Ülkücü delegelerin imza vermesi meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye üzerinde bölücü, yıkıcı hedefi olan birçok kesim MHP'deki kongre tartışmalarına müdahil olmuştur. MHP'deki değişim tartışmaları "MHP de değişmek zorundadır. MHP de artık on yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde yerini alamaz. Eski dilini, üslubunu ve tarzını bırakmazsa Türkiye'ye en büyük kötülük yapan, Türkiye'ye en büyük düşmanlık yapan bir parti haline gelir." diyen Kandil'deki KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'a kadar ulaşmıştır. Bugüne kadar PKK'ya her türlü stratejik desteği verenler, PKK'nın partisi HDP'ye oy vermiş olanlar MHP'deki değişimi arzulamaktadır. 

MHP'de bugün bu kesimlere engel olan nedir?

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den rahatsız olmalarının sebebi nedir?

Ya da MHP'de değişim olursa, Cemil Bayık, Hasip Kaplan, Ece Temelkuran, Aslı Aydıntaşbaş, Fidel Okan, Mihraç Ural, Can Dündar, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Emre Uslu, Nazlı Ilıcak ve birçok PKK'lı, Dev-Solcu, DHPK-C'li, Cemaatçi niçin MHP üzerine bu kadar yoğunlaştı?

Olağanüstü kongre için imza vermiş yahut vermemiş samimi Ülkücülerle oturup sohbet ettiğimizde onların duygu ve düşüncelerini anlıyoruz da, balın etrafına toplanan sinekler gibi MHP'nin üzerine toplanan bu kesimleri anlamakta zorlanıyoruz.

Bunların çoğunun ömrü Türklük, Türk milliyetçiliği, Ülkücülük düşmanlığıyla geçmiş olmasına rağmen nasıl bu rahatlıkta MHP'de değişim istemektedir?

Geçmişte Olağanüstü Tüzük Kurultayı için 348 imza toplandığı halde, kongresini yapmayan CHP'ye Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi sadece ihtar verebilme yetkisini kullanıp, ihtara uymadığında hazine yardımı kesintisiyle karşılaşacağını gerekçeli kararda ifade etmişti. 2009 yılında yapılan yeni düzenlemeyle hazine yardımı kesinti cezası da ortadan kaldırılmıştı.

MHP'ye kayyım atanmasından sonra yorum yapan CHP YSK yetkilisi de aynen şunları söylemişti: "Sulh hukuk mahkemeleri, il ve ilçe yönetim kurullarının boşalması halinde olağanüstü il ya da ilçe kongresi yapılmaz ise kayyum atayabiliyorlar. Ancak konu genel merkez olursa denetleme yetkisi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına aittir. Başsavcılık genel merkezin işleminde hukuka aykırılık görürse o takdirde partiyi uyarır. Eğer parti düzeltmezse Anayasa Mahkemesinde dava açar. 2006'da bizde de o zaman olağanüstü kurultay çağrısı için noterden imza alındı ve genel merkeze teslim edildi. Genel merkez imzaların eksik olduğu ve bir kısım imzaların geri çekildiği gerekçesiyle kurultayı toplamadı. Bunun üzerine imzacılar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdular. Başsavcılık uyardı."

Aynı durumdaki CHP'ye ihtar verebilen yargı düzeni, tüm MYK üyelerinin katılımı ve imzasıyla olağan kongre tarihini 18 Mart 2018 olarak belirlemiş ve ilçe kongreleri 6 ay sonra başlatacak MHP'ye idam kararı mı verecek?

Yargıtay'dan ne kararı bekliyor bu çevreler?

Geçtiğimiz Cuma günü "Yargıtay 3-2 MHP kongresini onayladı" diye ilk yalan haber yayan Emre Uslu ne bekliyorsun?

Pazartesi günü "Yargıtay kongre kararını verdi, bugün 18'de açıklayacak" diye yalan haber yaan Yeniçağ gazetesi ne bekliyorsun?

Salı günü "Yargıtay 3-2 MHP kongresini onayladı" şeklinde yalan habere imza atan Aydınlık be bekliyorsun?

Bu yalan haberler üzerine Yargıtay Çarşamba günü resmi açıklama yapmak zorunda kalmıştır.

Her Ülkücü, MHP ve Ülkücü düşmanı bu çevrelerin niye bu kadar MHP kongresi üzerinde durduklarını düşünmelidir.

Bunların 6 ay sonra ilçe kongreleri başlayacak MHP üzerinde hangi acele hesapları vardır?

MHP'ye kayyım atandığında "Adalet Mülkün temelidir" diye kırışanlar, üst mahkemelerin tedbir kararı karşısında niçin aynı kırışmayı göstermemektedir?

MHP'yi olağanüstü kurultaya götürmesi için oluşturulan çağrı heyeti üyesi Ayhan Erel, CNN Türk ekranlarından "Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tedbir kararının kaldırılmaması halinde kurultayın toplanamayacağını" açıklamasına rağmen, delegeleri teker teker arayıp "yol-yemek masraflarını biz karşılayacağız" diyerek niye ucuz bir anlayışla "Ankara'da kongre yapacağız gelin" davetinde bulunmaktadır?

Planlanan kaos, hedeflenen provokatörlük nedir?

İcra tebliği evine kadar ulaşmış kayyım heyeti, mahkeme kararını tanımayarak 2 yıldan başlayan hapis cezasını hangi kaos için göze almaktadır?

Tedbir kararını ortada olduğu için, ortada bir kongrede yoktur. Valilik, Emniyet ve Jandarma önlemlerini bu karara göre alacakken, bu kamuoyu önünde başka, kapalı kapılar ardında başka davranışlarla yapılmak istenen nedir?

Ayhan Erel ve avanesi bir Ülkücünün burnu kanadığında bunun bedelini nasıl ödeyecektir?

Ülkücülerle polis ve jandarmayı karşı karşıya getirme arzusu nasıl bir projenin ürünüdür?

MHP üzerinde hangi kaos planları uygulanmaya çalışılmaktadır?

Kimlerin MHP'de kongre istediğine bakarak zaten oyunu çok net görebilirsiniz…

Kongre yokken, "kongreye gelin" çağrısını yapanlar çete mantığı ile hareket etmektedir.

Yargıdaki uzantılarıyla bedel ödeyecekleri günler yakındır.